Kılıçdaroğlu'ndan Albayrak'a: 17 yıldır Fransızlar mı yönetiyordu?

GERÇEK GÜNDEM - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziosmanpaşa’da STK Temsilcileri ve Muhtarlar Buluşması'nda konuştu.

Kılıçdaroğlu, 2,5 milyon kişiye istihdam sağlayacaklarını söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a, "17 yıldır bu memleketi Fransızlar mı yönetiyordu? Neden daha önce yapmadınız" diye sordu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziosmanpaşa'da Esnaf ve Sanatkarlar Odası üyeleri, muhtarlar ile okul aile birliği temsilcileriyle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu'na CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP Gaziosmanpaşa Belediye Başkan adayı Erkan Kaya da eşlik etti.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;

1999'da büyük deprem oldu, 2019'dayız. 20 yılda ne yapıldı? Hangi kentsel dönüşüm yapıldı? Yüzde 40'ı riskli alan Gaziosmanpaşa'nın, Bakanlar Kurulu kararı var. Siz bu insanları ölüme mi mahkum edeceksiniz? Neden tedbir almadınız? Buradaki insanları ranta mı teslim etmek istiyorsunuz? Gaziosmanpaşa, "nasıl olsa oylar çantada keklik" anlayışıyla ihmal edilen bölgelerden birisi.

HER MAHALLEYE BİR KREŞ

0-4 yaş grubunda Gaziosmanpaşa'da 40 binden fazla çocuk var. 40 bin çocuk için 2 kreş var. Peki annelerin bir kreşe ihtiyacı yok mu? Bu annenin pazara gitme, komşu ziyaretine gitme, gezme hakkı yok mu? Neden kreş yapılmıyor? Gayri insani bir şey mi kreş yapmak? Bütün mahallelere kreş yapacağız. Bütün anneler gelip güven içinde çocuklarını bırakacaklar.

Kılıçdaroğlu'ndan 'beka' açıklaması

"KENTSEL DÖNÜŞÜMDE İNSANLARIN MUTLULUĞU ESAS OLMALIDIR"

Bir mahalle kültürü ne demektir? Bir mahallede yaşayan insanlar 20-30 yıldır yaşıyorlar ise o mahallede bir kültür oluşmuştur. Çocuklar orada doğmuş, orada düğünler yapılmış, orada ölümler olmuştur. Orada yaşayan insanlar kaynaşmıştır. Kentsel dönüşümü yaparken bu kültürü yok etme hakkınız yoktur. İnsanları sürme hakkınız yoktur.

O insanlar o gecekonduları yaparken hangi umutlarla yapmıştı? Hangi beklentilerle yeni yerlere taşınacaktı? Parkı, okulu, kreşi olacaktı... Ne oldu bunlar? Hiçbirisi yok. Kentsel dönüşüm sıradan bir olay değildir. İnsanın mutluluğu esas olmalıdır. İnsanı mutsuz ederek kentsel dönüşüm yapamazsınız.

Hani AKP fakir fukarayı seviyordu, insanları seviyordu? Ne oldu bunlar? Hepimizin düşünme zamanı, Gaziosmanpaşa'nın iki kere düşünme zamanı. 17 yıldır memleketi yönetiyorlar. İstedikleri kanunu, kararnameyi çıkardılar, istedikleri kişiyi tayin ettiler. Neden sizin sorununuzu çözmediler? "Vatandaşın oyu çantada keklik" diyorlar. "Gideriz din imam edebiyatı yapar oylarını alırız" diyorlar.

ALBAYRAK'A 'İSTİHDAM' SORUSU

Çıkmış diyor ki damat; "2,5 milyon kişiye istihdam yaratacağız." 17 yıldır bu memleketi Fransızlar mı yönetiyordu? Neden daha önce yapmadınız? Neden seçimi bekliyorsunuz? Nerede bu istihdam?

Bir evde işsizlik varsa o evde huzur yoktur. Bir babanın okula giden çocuğuna harçlık verememesi ne demektir? Bir kişi kendisini saraya kapattıysa bunları asla bilemez, 3 bin kişilik koruma ordusuyla geziyorsa asla bilemez. Damat bey yoksulluk, fakirlik ne demek bilir mi? Fakir fukaranın halinden anlayamazlar. Artık edebiyata karnınızın doyması lazım, gerçeklerle yüzleşmeniz lazım.

"MUHTARLAR DEMOKRASİNİN ANA OMURGASIDIR"

Birlikte yöneterek sorunları çözeceğiz. Birlikte yönetim ne demektir? Bir mahallede sorun var diyelim, önce mahallenin muhtarıyla konuşulacak. Muhtarı gerekirse belediye meclisine davet edeceksin. Muhtarlık kurumu sıradan bir kurum değildir. Muhtar dediğiniz kişi demokrasinin ana omurgasını oluşturur. Muhtar en temiz seçimle seçilen kişidir. Hiçbir partiden değildir, sadece kimliğini koyar ortaya. Sosyal yardımı muhtarlar aracılığıyla yapacağız. Bir mahallede kim yoksul kim aç en iyi muhtar bilir.

Biz kul hakkı yemeyen bir kültürden geliyoruz, herkesin hakkını teslim etmek zorundayız. Harcadığın para milletin vergisiyle gelen paradır. Hesabının millete verilmesi gerekiyor. Hesap vermek kadar demokrasilerde güzel bir şey yoktur. Kendi malının mülkünün değil harcadığı paranın hesabını verecek.

Sandığa giderken elimizi vicdanımıza koyacağız, öyle gidip oyumuzu vereceğiz. AKP'li kardeşlerime şunu söylüyorum: 17 yıl oy verdiniz, ne dedilerse yaptınız. 17 yıldır sizin fakirliğiniz neden çözülmüyor? Beyefendi sarayda, uçan sarayı, yazlık/kışlık sarayı var, kilosu 4 bin TL'ye çayı var... Böyle bir adalet var mı? Ev kirası mutfak parası yok, hiçbir masrafı yok. Ayda 76 bin TL para alır, asgari ücretliye gelince 2020 TL.

"MUHTARIN BÜTÇESİ OLMALI"

Mahallenin fakirini en iyi muhtar bilir dedim. Muhtar kardeşlerimin bir bütçesi var mı? Seçimse seçim, vatandaşın oyuysa oy. Muhtarın bütçesinin olması lazım. Parayı nereden bulacaklar? Gaziosmanpaşa'da oturan dairesi olanlar emlak vergisi ödüyor. Yüzde 1'i, 2'sini muhtara bütçe ayırsak ne olur? Mahallede bir vatandaşın en hızlı ulaşacağı kişi muhtardır. Muhtarın kapısı açıktır, gelen vatandaşı dinleyecektir.

Almanya'yı düşünün. Bizden daha zengin, kişi başına gelir bizden çok daha yüksek. Ama büyüklüğümüz, nüfusumuz aşağı yukarı aynı Almanya'da kaç makam aracı var? 9 bin. Türkiye'de 110 bin makam aracı var. Ya yazık günahtır, parasını bu memleketin fakir fukarası ödüyor. Gerçekleri görüp oy kullanmamız gerekiyor.

"115 MİLYON DOLARLIK PAMUK İTHAL ETTİK, ÇUKUROVA YOK YA BİZDE!"

Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz. Deniz, ovalar, dağlar en güzeli... Nasıl oluyor da bu ülke kendi kendisine yetemiyor? Sadece 2018 yılında Yunanistan'dan 115 milyon dolarlık pamuk ithal ettik. Öyle ya Çukurova yok bizde! 28 milyon dolarlık buğday ithal ettik. Konya Ovası'na buğday ambarı diyorduk. Buğday kalmadı ortada...

"TANK PALET FABRİKASI NE ZAMAN, NE KADARA, NEDEN SATILDI BİLMİYORUZ"

Milliyetçilik vatanseverlikse hepimiz milliyetçiyiz. Sümerbank'ı, şeker fabrikalarını sattılar... Bir ülke kendi silah fabrikasını yabancılara satar mı? Tank Palet Fabrikası Katar ordusuna satıldı. Ne zaman, ne kadara, niçin satıldı bilmiyoruz. Silah fabrikası bir devletin gururudur.

Türkiye'nin sorunları var ama çözümleri de var. İnsanlarımız güçlüdür, çalışkandır. Yeter ki imkanlar sağlansın hep beraber aşarız. Farklı bir İstanbul'u, yaşanabilir bir İstanbul'u, yeşil bir İstanbul'u inşallah yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçkimseye özel bir kinimiz yok. Kin tutmayız. Derdimiz bu memlekette huzur içinde beraber yaşamak. Görüşler, kimlikler, inançlar farklı olabilir, bunlar bizim zenginliğimizdir.