Kılıçdaroğlu: Suriyelilere 35 milyar dolar buluyorsun asgari ücretliye bulamıyor musun?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Esenyurt'ta STK ve muhtarlarla bir araya geldi.

Kılıçdaroğlu: Suriyelilere 35 milyar dolar buluyorsun asgari ücretliye bulamıyor musun?

GERÇEK GÜNDEM - CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Esenyurt'ta STK ve muhtarlarla bir araya geldi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Bu toplantıda muhtar arkadaşlarım var, STK başkanları var, yöneticiler var, meslek kuruluşlarının yöneticileri yani kanaat önderleri var. Kanaat önderi ne demek? Bir insan, herhangi bir konuda çözemediği bir konu olduğu zaman bir kanaat önderine danışır. Dolayısıyla birlikte yönetelim dediğimiz zaman, kanaat önderlerinin mutlaka ama mutlaka belli konularda düşüncelerini almak gerekiyor. Kanaat önderinin düşüncelerini aldığınız zaman, daha büyük bir kitlenin desteğini aldığınızı göreceksiniz.

Muhtarlık kurumu, bizim düşündüğümüzden çok daha değerli bir kurumdur. Bir mahallede kim fakirdir, kim zengindir, en iyi bilen kişi muhtardır. Muhtar, mahallenin tüm kesimlerini bilir, o mahallenin oylarıyla seçilmiştir.

Sosyal yardım yapacaksınız. Biliyorum, yatağa aç giren binlerce çocuğumuz var. İşsizlik var, mutfaklar yangın yeri. Bütün bu sorunların ilk yansıdığını yer muhtarlıktır, bakkaldır. Muhtar, sizin yapacağınız yardımın en çok hangi evlere yapılacağını söyler. Her mahalleye her gün aynı ilgiyi gösterme şansınız yoktur. Ama muhtarlarla işbirliği yaptığınız zaman bütün bu sorunları daha rahat çözebileceksiniz.

Bir kentte yaşayanların enerjilerini boşalttıkları yerin adı meydandır. Meydanda düğünler, mitingler olur, gençler askere gönderilir, meydanın etrafında kahveler olur. Dolayısıyla meydan, bir kenti kent yapan temel unsurlardan birisidir. Ama Maalesef İstanbul'da var olan meydanlar neredeyse yok edildi.

Nerede bir boşluk görürseniz orayı mutlaka yeşil alan yapın. Bu şehirde yaşayan çocukların da parkta oynamaya hakkı var.

Kılıçdaroğlu, Gerçek Gündem'in derlediği açıklamalarına şöyle devam etti: Bütün görüşmelerim sırasında asgari ücret net 2200 lira olacak demiştim. Daha o zaman kriz bu boyutlara ulaşmamıştı. Aralık ayı için fena bir rakam değildi, idare ederdi. Bütçe kabul edildi, asgari ücret tespit komisyonu toplandı. Kılıçdaroğlu 2200 demiş ya... 2020 lira yaptılar.

Esenyurtluların oylarıyla kazanacaksınız İnşallah. Esenyurt'ta çalışan işçilerin maaşı 2200 lira olacak. 2200 lira ile 2020 lira arasındaki fark doğrudan esnafa gidecek. Esnafın yüzü gülecek. Eve biraz daha fazla ekmek girecek.

Hükümet diyor ki 2020 lira yapacağım, para yok diyorlar. Bu doğru değil. Suriyelilere 35 milyar dolar buluyorsun da asgari ücretliye bulamıyor musun? Dolayısıyla para var. Mesele, parayı ne zaman, kimin için kullanacağız.

Her mahalleye bir kreş yapacağız. Her mahallede bir kreş olmalı. Kadın da bir insan. Çocuğunu bırakıp pazara gider, komşuya gider, düğüne, başsağlığına gider. Ama kadın çocuğunu bırakacak yer bulamıyorsa hayatı sınırlanıyor. Kadının kent kültürüne alışması için kreşler önemlidir.

Esenyurt'ta, çocuklar 55-60 kişilik sınıflarda okuyorlar. Niçin? Başka yerdeki çocuklar 25-26 kişilik sınıfta okuyorlar. O çocuklar daha iyi yaşıyorlar, üniversite sınavlarında daha başarılı oluyorlar. Neden? Milli Eğitim Bakanlığı görevini yapmıyor.

Gençlerin kötü alışkanlıkları, bağımlılık dediğimiz temel bir sorun. Gençler, kültürle, sanatla, sporla bir araya gelmek zorundalar. Gençleri sporla tanıştırmak zorundayız. Kütüphaneye, sinemaya, yüzme havuzuna gidecek, sanatçılarla buluşacak. Öyle çocuklar var ki, farkında değiliz, sanat alanında başarıya imza atacak yeteneğe sahip. Bu anlamda Esenyurt'un da isminin bilinmesine yol açacaktır. Bunları sağlarsanız, o zaman kötü alışkanlıklardan gençleri uzak tutmuş olursunuz.

Esenyurt'ta rantlar oluştu. Eğer bir rant varsa, o rantı yaratanların hakkıdır.

Herkesin siyasi görüşüne hayatım boyunca saygı duydum. Herkesin bir kimliği, siyasi görüşü, manevi dünyası vardır. Herkes, özel dünyasında yaşama özgürlüğüne sahiptir. İstanbul, 20-25 yıldır yönetiliyor. Aynı siyasi anlayışla yönetiliyor. Bana bir Allah'ın kulu çıkıp desin ki, İstanbul'un şu sorununu çözdük. Yepyeni sorunlar geldi. Çünkü kent planlanmadı, planı yok. Dünyanın gözbebeği İstanbul. Sıradan bir kentten söz etmiyorum. Türkiye'nin en fakir ve en zengininin bir arada yaşadığı bir İstanbul.

Özellikle AKP'li kardeşlerime seslenmek isterim. Bir siyasi düşünceyi 17 yıl tek başına iktidarda tuttular. Bakansa bakan, çoğunluksa çoğunluk her şeyi yapma gücünü AKP seçmeni verdi. Kanun çıkaracaksan tek başına çıkar dediler. Peki 17 yılın sonunda nereye geldik. 17 yılda vatandaştan ne istediler? Vergi istediler. Çocuk doğduğu andan itibaren vergi veriyor. Musluğu açtığınız anda 5 çeşit vergi ödersiniz. Elektrik düğmesine bastığınız anda 4 çeşit vergi ödersiniz, dolmuşa, otobüse, uçağa binersiniz vergi ödersiniz. Her şeyde vergi vardır. Her vatandaş vergi ödedi. Niye ödedik? Hizmet etsinler diye.

Kılıçdaroğlu, Gerçek Gündem'in derlediği açıklamalarına şöyle devam etti: Yine bizim vergilerimizle kurulan fabrikaları sattılar. 70 milyar dolarlık özelleştirme yaptılar. Vergiyle köprü yaptılar. Köprüden geçerken yine para istiyorlar. O zaman vergi alma.

Şehir hastaneleri yapılıyor. Üçüncü havalimanı yapıldı. Bunların kaça yapıldığını bilen var mı? Kimse bilmiyor. Güney Kore'de, Japonya'da olsa kıyamet kopar. Benim vergimle yapıyorsun da kaça yaptığını bana söylemiyorsun.

Hesap vermek siyasetçi için onur ve gurur vesilesidir. AKP'li kardeşlerime sesleniyorum. 17 yıldır yönetiyorlar, 17 yılın sonunda neden soğan kuyruğuna geldik, kendilerine bunu sorsunlar ve öyle sandığa gitsinler. Vicdanlarının sesini dinlesinler.

Bizim altı okumuzdan bir tanesi de milliyetçiliktir. Milliyetçilik vatanı sevmektir. Aynı bayrağın altında yaşayacağız. Farklılıkların tamamı zenginliktir.

Hiçbir ülke kendi silah fabrikasını yabancılara satmaz. Türkiye Cumhuriyeti ve dünya tarihinde de bir ilktir. Kendi silah fabrikamızı Katarlılara 25 yıllığına sattık. Niye sattık? Katar uçakları bedava verecek diye. Zaten ayıp oradan başlıyor. Bir ülkenin cumhurbaşkanı bedava verilen bir uçağa biner mi? Yarın Katar Emiri "in o uçaktan" derse, bu ülkede yaşayanların gururu incinmez mi?

Bu ülkenin beka sorunu var diyorlar. Beka sorunu Türkiye üretimden koparılırsa başlar. Mercimek, soğan ithal ederse başlar. 200 bin ton patates ithal ederse başlar. Peki bu insanlar topraktan niye koptu, niye ekmiyor? Herkes çalışmak ister, yaşamak ister. Bizim oturup yeniden düşünmemiz gerekiyor.

Ayrışmayı bir tarafa bırakıp bir arada olacağız. Birlikte kazanacağız. Doğusu batısı, kuzeyi güneyi beraber olacağız. İstanbul sadece bir grubun hakkı mı? Sadece lüks konutlarda yaşayan varlıklı bir kesimin hakkı mı?

Düşündüğümüzden çok daha para ve gelir var. Biz bunların tamamını halk için harcayacağız. Göreceksiniz İstanbul'daki gelir dağılımı mümkün olduğu kadar düzelecek. Ekrem İmamoğlu 150 bin kişiye istihdam yaratacağım dedi, Binali Bey karşı çıktı. Sonra "ben de yaratacağım" dedi. Kaç sene başbakanlık yaptın, Meclis başkanlığı, Ulaştırma Bakanlığı yaptın. Niye yaratmadın? Yeni mi aklına geldi. Damat diyor ki, yılbaşından sonra 2.5 milyon kişiye istihdam yaratacağız. Niye şimdi değil? 17 yıldır neden olmadı?

Etiketler
Esenyurt Kemal Kılıçdaroğlu Asgari Ücret