Karaca: Türkiye 'su fakiri' hale getiriliyor
CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle bir açıklama yayınladı.
CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle bir açıklama yayınlayarak sorunlara dikkat çekti ve önerilerini sıraladı: “Anayasa ile korunan ormanlar yasa değişiklikleriyle yok ediliyor. Fidan dikmek çare değil. Su varlığımız ciddi bir kirlilik tehdidi altında. Sorunun nedeni olanlar çözüm üretmeye yanaşmıyor.”
CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca yaptığı açıklamada Türkiye’de Ormancılık Günü ve haftasının bir kutlama günü değil sorunlara dikkat çekme günü olmasına dair duyduğu üzüntüyü ifade etti: “Kuzey yarım kürede ilkbaharın, güney yarım kürede de sonbaharın başlangıç günü olarak kabul edilen 21 Mart; ülkemizde 1975 yılından beri “Dünya Ormancılık Günü”, 21 Mart’ı içerisine alan hafta da “Orman Haftası” olarak kabul edilmiştir. En önemli yenilenebilir doğal varlık olan ormanlara gerekli önemin verilmemesi nedeniyle başlatılan bu uygulamanın üzerinden geçen 44 yıla rağmen bir 21 Mart gününde ne yazık ki kutlama yapmanın yine çok uzağındayız.”
TÜRKİYE ORMANLARINI AK PARTİ DÖNEMİNDE KAYBETTİ
Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü’nün Birleşmiş Milletler (BM) dahil 40'tan fazla kurumla birlikte hazırladığı, uydu verileri vediğer bilgilerle derlenen Küresel Orman Takip ve Uyarı Sistemi’ne göre (Global Forest Watch) 2001-2017 yılları arasında Türkiye’nin 425 bin hektar ağaç örtüsünü kaybettiğine dikkat çeken CHP Genel Başkan Yardımcısı Biçer Karaca, bu rakamın 2000 yılındaki toplam ağaç örtüsüne göre yüzde 4.2’lik bir düşüş anlamına geldiğine dikkat çekti.Topraklarımızın, suyumuzun ve havamızın sigortası olan, yüzlerce çeşit canlıya ev sahipliği yapan ormanlarımızın son yıllarda yasal düzenlemelerle büyük bir yıkıma uğratıldığını söyleyen CHP Milletvekili Biçer Karaca sözlerine şöyle devam etti:
ORMANLARI YOK ETMENİN YASAL ZEMİNİ: 16 YILDA 17 DEĞİŞİKLİK
“Orman Kanunu’nda son 16 yılda 17 kez değişiklik yapan Ak Parti, kanunun “kamu yararı” adı altında orman alanlarında maden, turizm, enerji yatırımlarına izin veren 16, 17 ve 18. maddelerinde de tam 9 değişiklik yaptı. Kanun ve ilgili yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle yeni kullanımlar için orman alanları kağıt üstünde olmasa da fiilen azaltıldı. En son 2017 yılında 694 Sayılı OHAL Kararnamesi ile orman alanlarında adli hizmet ve ceza infaz kurumu yapılması da olanaklı hale getirildi. Bu yasalara ek olarak 2018 yılında çıkan 7139 Sayılı Kanun ile taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan alanların orman dışına çıkarılması ve 2-B gibi düzenlemelerle yaratılan orman talanı hesaba katıldığında Ak Parti dönemi ormanlarımız için büyük bir yıkım dönemi olmuştur”
FİDAN DİKEREK ORMAN KORUNMAZ
Yok edilen ormanların yerine fidan dikmenin çare olmadığını hatırlatan Biçer Karaca; “Ağaç kesip yerine fidan dikerek ormanlar korunmaz. Orman bir ekosistemdir ve ağaçlandırılan alanların insan yaşamı için hayati ekosistem hizmetlerini üretmesi için en az 20-30 yıllık bir zaman gerekmektedir.” dedi. Ak Parti’nin “milyarlarca fidan toprakla buluştu” söylemini de eleştiren Biçer Karaca; “bu sayıya zaten orman olan alanlara yapılması zorunlu ağaçlandırma faaliyetlerini, yol kenarı ağaçlandırmalarını, özel ağaçlandırmaları, özel günlerde dağıtılan fidanları da ekleyerek, halkı yanıltıyorlar ama doğanın yanılmayacağını unutuyorlar. Ülkemizin çevresel açıdan yaşadığı sorunlar ve geldiği nokta ortada” dedi.
22 MART DÜNYA SU GÜNÜ MESAJI: “ORMAN YOKSA SU DA YOK”
Ormancılık Günü’nün ertesi gününün 22 Mart Dünya Su Günü olarak kabul edilmesinin tesadüf olmadığını söyleyen CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, “orman yoksa su da yok, ormanlar yok ediliyorsa suyumuz da tehlikede demektir” sözleriyle Türkiye’nin su kıtlığı ve su kirliliği konusunda yaşadığı sorunlara da dikkat çekti. Dünyada giderek artan su sıkıntısı ve doğal çevre bozulması yüzünden 2050 yılına kadar tahıl üretiminin yüzde 40, küresel anlamda gayri safi yurt içi hasılanın da yüzde 45 düşebileceği uyarısı yapan BM Dünya Su Gelişim Raporu’na değinen Biçer Karaca, su yüzünden dünyada 2000-2009 arası 94 çatışma kayıtlara geçerken, 2010-2018 arasında kayda geçençatışma sayısının 263’e çıktığını hatırlattığı açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
EN ÖNEMLİ SU HAVZALARIMIZ KİRLİLİK PENÇESİNDE
“Coğrafi konumu nedeniyle Türkiye dönemsel olarak şiddetli kuraklıkların yaşandığı bir ülke. Kişi başına düşen su miktarı uluslararası kriterlere göre Türkiye’yi “su azlığı” ya da “su sıkıntısı” içinde olan bir ülke yapmakta. Ülkemizin 2050’ye doğru “su fakirliği” durumuna gerilemesi bekleniyor. Sanayinin su kullanımındaki oranı dünya ortalamasına göre düşük olsa da sürdürülebilir olmayan, su arıtmasız su kullanımı Türkiye’nin birçok su havzasında kirliliğine neden oluyor. Ergene, Büyük Menderes, Gediz, Sakarya gibi ülkemizin en önemli tarım havzaları, denetimsizliğin sonucu yaşanan kirlilik nedeniyle henüz kaynağında suyunu kaybetmektedir. Bu havzalarda su, 4. derecede en düşük su kalitesi seviyesindedir. Bu durum insan ve doğa sağlığının yanında, tarım ve sanayi üretimini de tehdit etmektedir.”
Türkiye’nin orman ve su varlığına yönelik büyük tehlikelere dikkat çektiği açıklamasında CHP Genel Başkan Yardımcısı Biçer Karaca çözüm önerilerine de yer verdi;
Orman Bakanlığı Kurulsun:
Ormana biçilecek tarla muamelesi yaparak Tarım Bakanlığı altında toplamak vahim bir hatadır. Ormancılık teşkilatının bağımsız bir bakanlık yapısı altında örgütlenmesinin en etkin sonuçları verdiği geçmişteki örnekler ve deneyimlerle kanıtlanmıştır.
Orman Köylüsü Desteklensin:
Ormanların sürdürülebilir yönetimi ve korunması için ülkemizdeki 7,1 milyon orman köylüsünün kalkındırılmasına yönelik uygulamalar ormancılık ve diğer sektörlerle bütünleşik bir şekilde yürütülmeli. Bu köylerde artan göçün önüne geçmek için orman faaliyetlerini yürütmekte olan personelin istihdamında öncelik orman köylülerine verilmeli , orman muhafaza memuru, üretim işçisi, ağaçlandırma ve bakım işçilerinin orman köylüsü olması koşulu geri getirilmeli.
Kirliliğin Önüne Geçmek İçin Etkin Denetim ve Doğru Planlama:
Yer altı ve yerüstü suların ve yine topraklarımızın kirlenmeden önce korunmasına yönelik önlemler alınmalı, denetimler etkin biçimde yürütülmelidir. Öncelikle güncel ve sistematik veri eksikliği giderilmelidir. 25 akarsu havzamız için arazi etüt ve kullanım haritalarının hazırlanarak, ekosistem temelli bir yaklaşımla gereğine uygun üretim planlaması, katılımcı bir anlayışla acilen uygulamaya konulmalı.