'O oku eline alan ecdadını hatırlayacak'
TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Çorlu'nun ardından geldiği Edirne'de vakfın Edirne ve Uzunköprü şubelerinin açılış törenine katıldı.
TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Çorlu'nun ardından geldiği Edirne'de vakfın Edirne ve Uzunköprü şubelerinin açılış törenine katıldı. Törene Erdoğan'ın yanı sıra Ak Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, TÜGVA Genel Başkanı Enes Eminoğlu,
AK Parti İl Başkanı İlyas Akmeşe, AK Parti Belediye Başkan Adayı Koray Uymaz, vakfın üyeleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan açılışta Kuran'ı Kerim okundu. Törende konuşan Bilal Erdoğan, Türkiye Gençlik Sivil Toplum Kuruluşları Platformu'nun gençler üzerinde bir araştırmasına dikkat çekti. Söz konusu çalışmada ortaya çıkan bağımlılık rakamlarına vurgu yapan Erdoğan, şunları söyledi:
"Gençlere uyuşturucu bağımlılığını sorduğumuz zaman 'kullanıyorum' deme oranı ister istemez daha düşük çıkıyor ama yüzde 1'ler 2'ler seviyesinde bir oranla karşılaştık. Başka bir soru sorduk gençlerimize, 'çevrenizde uyuşturucu madde bağımlılığı olan tanıdığınız var mı?'. Burada rakam yüzde 25'lerde çıktı. Bu ne demektir? Demek ki işin gerçeği yüzde 1-2 ile yüzde 25 arasında bir yerlerde. Ve bendeniz de 3 çocuk babasıyım. Çocuk sahibi olan her anne baba gibi çocuklarım nasıl büyüyecek, yetişecek endişesini her gün yaşıyorum. Bir gün geçmiyor ki, gençleri kıskacına alan yeni bir sapkınlığın furyasıyla karşılaşmayalım, yeni bir zararlı etkenin gençlerin arasında yaygınlaştığını duymayalım, bu uyuşturucu müptelalığından kaynaklanan sıkıntıları okumayalım. Devletimiz bununla ilgili çok kararlı bir şekilde gereken önlemleri alıyor. Ancak bu kültürel rüzgarlar, birçok yerde Batı kültürü egemenliği olduğunu görüyoruz ve bütün bu zararlı etkenlerin hep bu kanallar üzerinden gençlerimize ulaştığını görüyoruz. Gençlerimizi korumak için bize gençlerin de isteyerek geleceği kanallar gerekiyor. TÜGVA'nın da yapmaya çalıştığı bu."
'O OKU ELİNE ALAN ECDADINI HATIRLAYACAK'
Türkiye'de yaygınlaştırmaya çalıştıkları geleneksel sporların eski moda olarak görülmesine de değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bendeniz Dünya Etnospor Konfederasyonu ve Okçular Vakfı'ndaki çalışmalarımızda geleneksel sporları anlatıyoruz. Bazıları bu geleneksel sporları biraz 'gericilik değil mi, eski sporda ne kaldı, yenileri çıktı bunların' diye eleştiriyor. Ama şunu ıskalıyorlar, kaçırıyorlar. Biz diyoruz ki, bizim gençlerimiz Osmanlı - Türk yayını eline aldığı zaman şunu bilecek, bu yay okçuluk tarihinde geliştirilmiş en mükemmel yay. Benim dedem okçuluk tarihinin yetiştirdiği en iyi okçular. İşte Tozkoparan İskender ve Şuca. Bunlar Osmanlı tebasının en muhteşem okçuları. Dolayısıyla şunu bilecek genç, benim ecdadım zamanın en ileri teknolojisini yayda gerçekleştirmiş, en ileri teknoloji yayını üretmiş. Edirne'den kalkıp İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet devrinin en güçlü toplarını döktürerek İstanbul surlarını yıkmış. Bu zamanının en ileri teknolojisi demek. Dolayısıyla eline o yayı alan ecdadı Fatih'i hatırlayıp bu hedefi kendine koyacak. O zaman ben de bugün bu zamanın en ileri teknolojisini yakalamak zorundayım diyecek. Amerika şunu yapmış ben de onu geliştireyim, Avrupa yapmış değil. Bunun daha ötesine geçeceğiz. Onların geliştiremediği ne var ki ben geliştireceğim, şunun üzerinde çalışıyorlar ben bunu onlardan önce yapabilir miyim diyecek. Şu anda savunma sanayinde buralara gelmeye başladık. Şu anda mesela silahlı insansız hava araçları dünyada 1-2 ülkenin daha elinde olan kalitede başarıya sahip araçlar. Bunun gibi inşallah bizim geçmişimizden alacağımız ilham budur. Güçlü olmamız gerekiyorsa güçlü, birlik olmamız gerekiyorsa birlik olacağız. Çünkü bizim geçmişimizde var. O zaman dünyada ilimde, fende, bilimde ileri olan İslam alimleri bakıyorsunuz dindar insanlar. Hani dindar olanlar gericiydi, geride kalacaktı? O zaman ya bizim dindarlarımızın kendine çeki düzen vermesi gerekiyor ama bu olurken bizim de dindar olmanın kötü bir şey olmadığını görmemiz gerekiyor."
'BİZE HEP BATILILAŞMA DAYATILDI'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yaptığını hatırlatan Bilal Erdoğan, "Çalıştığı dönemlerde hep parmak ısırtan, hep atılım yapan oldu ve Cumhuriyet tarihinde görülmemiş başarılara imza atıldı. Demek ki bu işin dindarlıkla alakası yok. Batılılaşmak medenileşmek değil, medenileşmek başka bir şey, batılılaşmak başka bir şey. Bize hep batılılaşma dayatıldı. Şeklimizle, şemalimizle, sporumuzla, sanatımızla bize medeniliğin sadece Batılılık olduğunu yutturmaya çalıştılar. Şimdi şunu görüyoruz medeni olmak demek ileri olmak demek, ileri olmak demek ülkemizi kalkındırmak demek, ülkemizi kalkındırmak demek her bir vatandaşa değeriyle değer vermek demek" diye konuştu.
'İDDİALI BİR GENÇLİK YETİŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ'
Çocukların sporla, kültürle, sanatla, kendi değerleri ve inancıyla yoğrulduğu ortamlarda faaliyette bulunmalarına özen gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "O yüzden Türkiye Gençlik Vakfımız iddialı bir gençlik yetiştirmek için çalışıyor. Bakın bizim gönül coğrafyamız zaten sınırlarımızdan geniş. Neden? Edirne dediğimiz zaman çıkın Batı Trakya'ya gidin, oradaki insanlar bizim kardeşlerimiz, akrabamız, şimdi ben onun derdiyle de dertlenmek durumundayım. Çıkın Sırbistan'a. Sancak'a gidin onlar bizim kardeşimiz, ben onun derdiyle de dertlenmek durumundayım. Arnavutluk'taki kardeşimle de, Üsküp'teki kardeşimle de, Saraybosna'daki kardeşimle de ben bağlarımı koparabilir miyim? Onlara yabancı muamelesi edebilir miyim? Edemem. Aynı şey Orta Doğu için de, Kuzey Afrika için de, Orta Asya için de geçerli. Bizim oralarda kardeşlerimiz var, bağlarımızı koparamayacağımız, yabancı muamelesi edemeyeceğimiz kardeşlerimiz var. Biz sadece komşu ve akraba toplulukları değil bütün dünyanın dertleriyle dertlenen bir ecdadın torunlarıyız. Onun için Cumhurbaşkanımız bütün mazlumlara el uzatmak için çırpınıyor, onun için Türkiye 2018 yılında kişi başına dış yardımlarda dünyada birinci sırada. Dünyanın en zengin ülkesi mi olmak istersiniz, dünyanın gönlü en zengin milleti mi olmak istersiniz? Mesele burada" dedi.
'GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDAYIZ'
Bilal Erdoğan, içinde bulunduğumuz dönemin çalkantılı bir dönem olduğunu, dünyanın yeni bir çağa ihtiyacı olduğunu ifade ederek, "Dolayısıyla dünyanın yeni bir çağa ihtiyacı var mı? Var. Şu anda içinden geçtiğimiz zamanlar karışık, çalkantılı zamanlar. Dünya nelere gebe? Sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi olarak da yani maalesef öyle bir zamandayız ki, yarın üç büyük güç arasında dünya savaşı patlak verse kimse 'nereden çıktı bu?' demeyecek. Öyle bir durumdayız. O zaman biz güçlü olmak zorundayız ve dünyanın bu bunalımlarına yeni bir soluk sunabilecek fikirleri üretmek zorundayız. Bizim işimiz mi bu? İşimiz, çünkü bunu yapabilecek geçmişe, derinliğe, toplumsal kültürel zenginliğe sahip bir milletiz. İşte bu özgüvenle gençleri yetiştirirsek evel Allah bu millet sınırlarının ötesinde çağ açan, çağ kapatan millet olma hüviyetini yeniden kazanmış demektir" diye konuştu.
'AŞAĞILIK KOMPLEKSİNDEN KURTULUYORUZ'
TÜGVA'nın gençleri kötü alışkanlıklardan korumak, özgüven kazandırmak, iddia sahibi birey olarak yetiştirmek için çalıştığını anlatan Erdoğan, "Bütün bir topluluğun, ümmetin, dünya milletinin parçası olarak yetiştirmek. Bütün emeği geçenlere onun için teşekkür ediyorum. Bunlar çok büyük idealler, bunlar çok büyük iddialı hedefler ama nasıl ki dedelerimiz Malazgirt'te, İstanbul'un fethinde, Kosova'da kendinden büyük ordular yendiyse, bunu inançla yaptıysa, sırtını imanına, Rabbine yaslayarak yaptıysa, biz de bu büyük hedefleri gençlerin önüne koymak zorundayız. Maalesef bugüne kadar bizim aydınımızın kafası hep Batı'nın parantezinde düşünmeye hapsedilmiş. Bizim aydınımız onlar ne derse yapmak zorundayız, onlara baş kaldıramayız, onların düşüncelerini taklit etmeliyiz, onların düşünceleri doğrultusunda toplumumuzu şekillendirmeliyiz diye düşündüler. Şimdi bu aşağılık kompleksinden kurtuluyoruz, kurtulacağız. Cumhurbaşkanımızın liderliği evelallah bunun kapılarını açmıştır" dedi.