Ayşenur Arslan: Erdoğan ile ilgili birkaç şey söyleyeceğim...
Birgün yazarı usta gazeteci Ayşenur Arslan, yerel seçime dair değerlendirmelerde bulundu.
Ayşenur Arslan, bugünkü "Güldür Güldür bir seçim!" başlıklı yazısında, "Şaşırmıyoruz ve güldür güldür sandığa gidiyoruz." ifadelerini kullandı.
Ayşenur Arslan'ın yerel seçim ve siyasete dair Türkiye'nin durumunu özetleyen yazısı şöyle:
Hiç böyle bir seçim süreci görmedik. Hakikaten görmedik. Erdoğan’ın, devletin tüm olanaklarıyla… İliştirilmiş medyasının tüm ‘haber’ faaliyetleriyle… Belediyelerinin sınırsız hizmetiyle… ‘Orantısız’ desem anlatmakta orantısız kalacak bütün baskısıyla bir süreç yaşadık.
Dönüp anlatacak değilim elbette. Ama seçim öncesi bu son yazıda AKLIMDA KALAN ERDOĞAN ile ilgili birkaç şey söyleyeceğim.
Evet! Henüz doğalgaza kavuşamamış Şırnak’ta “nasıl doğalgazdan memnun musunuz” diye sorup hepimizi pek güldürdü.
Ekonomistlerin ‘kara delik’ diye tanımladığı 3. Köprü, İstanbul Havalimanı gibi para yutan projeleri ‘dev eser’ diye sunmaya çalışıp (yine) güldürdü.
Olabilir.
Ama hiçbiri Show TV’deki Güldür Güldür programındaki ‘pozitif haber’ skeci ve yayımlanmasının ardından yaşananlar kadar güldürmedi.
***
İzlemiş olmalısınız: Programda, izleyiciye pozitif-olumlu haberler vermeye çalışan bir haber müdürünü tanıdık. “İşsizlik yüzde 10 oldu” diyen editörü düzeltiyor… ‘Doğru başlığı’ kendisi atıyordu: “Türkiye’nin yüzde 90’ı çalışıyor…”
Bu skeç yandaşları ayağa kaldırdı. Doğal olarak en erken ayağa kalkanlar a Haber, Sabah oldu! Ve (yine) doğal olarak ALGI OPERASYONU diye saldırıya geçti.
Seçim öncesi ne kadar manidar bir skeçmiş. Haber müdürünün adının Bilal olması ve mavi giymesi de amacın ne olduğunu gösteriyormuş. Zaten Bilal rolündeki Onur Buldu’yu Gezi’den tanıyorlarmış.
Onur Buldu’nun Güldür Güldür programında yıllardır aynı isimle oynadığını bir kenara bırakalım… Mavi giymesinin ne anlama geldiğini anlamaktan da vazgeçelim… “Yahu bu mizah…” deyip geçelim! Değil mi!?
Değil!
Zira bir baktık ki, aynı repliği ‘başkanları’ söylüyor. Erdoğan, diyor ki:
“İşsizliği dillerine doladılar. Yatıyorlar kalkıyorlar ‘yüzde 12 işsiz var’. Yahu desenize Türkiye’nin yüzde 88’i çalışıyor. Demezler!”
***
Demeyiz gerçekten de! Diyemeyiz!
Dünyanın hiçbir ülkesinde, hiçbir cumhurbaşkanı, başkan, siyasi parti lideri de demez, diyemez.
Bugüne kadar, yandaş medyanın ‘SİYASET DEHASI’ dediği Erdoğan’dan başkası da böyle bir şey diyemedi.
Beyefendinin büyük sermayeye dönüp “OHAL sayesinde grevleri yasakladık, daha ne istiyorsunuz” demişliği de var. “Almanya’nın hasbelkader zengin olduğuna ve bizi kıskandığına” inanıp bizi inandırmaya çalışmışlığını da hatırlarız.
Ama bu kadarı… İşsizliğin böyle bir tarifi… Dünya siyaset tarihine geçmeyi hak ediyor.
Tabii, böyle bir ‘siyasi deha’ peşinde koşan sanatçısı, gazetecisi, iş insanı yandaşlarla birlikte!
***
Saymışken, iş dünyasından “Erdoğan’ı son derece feminist buluyorum” diyen Leyla Alaton’u anmadan geçmeyelim.
Elbette Nilgün Belgün’ü de.
Hani, Cumhurbaşkanı’nın Dünya Tiyatro Günü dolayısıyla hazırlattığı klipte tiyatromuzun en önemli isimlerini buluşturmuştu da… Başta Haldun Dormen, pek çok ismin “Bu klibin Cumhurbaşkanlığı için çekildiğini bilmiyorduk” demişti de… Hatta “Nilgün (Belgün) bizi oyuna getirdi” diyen bile olmuştu da… Ortalık karışmıştı ya!
Nilgün Hanım, “Ben hepsinden muvafakatname almıştım” diye açıklama yapmış. Doğrudur. Böyle durumlarda onay metinleri imzalatılır. Ama yine Nilgün Hanım’ın açıklamasından anlıyoruz ki, o metinde cumhurbaşkanlığından söz edilmemiş. Nilgün Hanım, bir avuç sanatçı dostunu tek tek arayıp haber de verememiş. Sonunda Cumhurbaşkanlığı forsu olan klibi yayınlanmadan önce Whatsapp’tan iletmiş.
Her şeyin bu kadar ucuzladığı bir ülkede soğanın pahalı olmasına şaşacak değiliz.
Şaşırmıyoruz ve güldür güldür sandığa gidiyoruz.
Ha gayret İstanbul… Ha gayret Beyoğlu…