Ekrem İmamoğlu'ndan Binali Yıldırım'a yanıt
İBB'nin yeni başkanı Ekrem İmamoğlu, açıklamalarda bulundu.
GERÇEK GÜNDEM - İBB'nin yeni başkanı Ekrem İmamoğlu seçim süreci hakkında açıklamalarda bulundu.
Binali Yıldırım'dan itiraz ve yeniden sayımlara ilişkin açıklama
Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarının satırbaşları şöyle:
İstanbullu hazır, mutlu, beklentileri yüksek. Bu bizim de motivasyonumuzu artırıyor.
Bu sürecin artık hızlıca bitmesi ve normalleşmesi lazım.
Bizim herkes gözümüzün önünde ve herkesi mutlu etme konusunda bir anlayışımız var. Her şeyimizle buna hazırız.
Benim bir huyum var, bir vatandaşımın bile anlamı olmaksızın benden gözü kayıyorsa "acaba neden" diye soruyorum. Bu süreçte birtakım şahsi kırgınlıklar yaşanmış olabilir. Bundan etkilenmiştir diye üzülüyorum.
İlla insanların birbirini oy için ikna etmeleri gerekmiyor. İnsanların konuşması gerekiyor. İlla aynı kararı vermesi gerekmiyor, öyle bir dünya yok zaten. Demokrasi o kadar önemli ve değerli ki, insanlar için su gibi hava gibi. Mutluluğun önemli bir kaynağı. Biz bunu talep ediyoruz. İddiamdır bu kentin gelmiş geçmiş en demokrat belediye başkanı olacağım. Birçok şeyin çözümü orada yatıyor.
İBB'de çalışan herkese müjdeliyorum ki alınteri akıtan, çalışan herkesin yeri başımın üstüdür.
Ben onlara hükmetmeye gelmiyorum. Bu şehre ortak çabayla hizmet etmeye geliyorum. Gönüllerini ferah tutsunlar. Benim yüreğimin sıcaklığını hissettikçe benimle çalışmaktan çok büyük keyif alacaklar. Görecekler ki, adamcılıktan partizanlıktan çok yorulmuşlar, farkına varacaklar.
Özellikle sosyal haklarına bizim dönemimizde kavuşacaklar. Ben sendikal haklarını koruyarak, özellikle asgari ücretle çalışan çalışanlara vaadimizdi, en düşük ücret 2200 lira olacak. Dolayısıyla biz, İBB'de en düşük ücretin 2200 lira olduğu süreci başlatmış olacağız. Bu bizim seçim sahası vaadimizdi, tekrar duyurmuş olayım.
Zoraki mitinge gitmek yok, kimseyi zoraki mitinge yollamayacağım. Seviyorsa gelsin, sevmiyorsa gelmesin. Kadın çalışanlara 8 Mart'ta kendi belediyemde izin verdim, burada da izin vereceğim.
Gündemim olarak bunları konuşmak istiyorum. İBB çalışanlarının sorunlarına temas etmek istiyorum. Zira gündemimiz bu olmalı.
Rakibimizin bugün konuşmasında çok önemli bir cümle dikkatimi çekti ve beni üzdü.
"Türk halkının sinirlerini sakın bozmayın." Benim sayemde millet gülüyor ama farkında değiller. Ben İstanbulluya huzur getirdim. Gülümsemem insanların yüzünü güldürüyor. Çocuklar bana koşarak sarılıyor. Bu benim sorumluluğumu arttırıyor. Mutluluğumun tarifi yok. O yüzden biz kimsenin sinirini bozmayız, sinirini bozan koşullarla mücadele ederiz.
Keşke bütün gece boyunca bu ülkenin sinirini bozan Anadolu Ajansı'na tek bir cümle söyleseydiniz Binali Yıldırım.
Sinirleri biz bozmayız merak etmeyin ama mücadelemizi veririz.
Yanlış yapmayın. Kabine üyeleriyle, bakanlarla siz niye toplantı yaparsınız? Biz eşit koşullardayız.
Geçmişte bakanlık, başbakanlık yapmış olabilirsiniz ama bitti.
Benim istirhamım, yetkilerinizi kullanırken dikkatli olunuz. Bu ülkenin sinirlerini bozmak benim işim değil.
Genel başkan yardımcısı, bu ülkenin en şaibeli seçimi diye bu seçimi tanımlayabiliyor. Ne acı.
Biz desek, "muhalefet dedi" derler. Muhafeletin de hakkıdır. Ama bir iktidarın üyesi, bir genel başkan yardımcısı, güvenlik tedbirlerini alan bir partinin genel başkan yardımcısının bunu söylemesi kadar tirajikomik bir şey olamaz. Ne için bununla ilgili bir cümle kurmadınız sayın Yıldırım?
Bu kişi, seçime birkaç gün kala, "en güvenli seçimi yaşayacağız" diyen kişi.
Takmışlar "kendini belediye başkanı olarak tanımladı" diye. Çok özür diliyorum ama 3 bin oyla kazandığınızı topluma ilk açıklayan sizsiniz. Biz sabırla bekledik. Tek tek belgelerle toplumu bilgilendirdik.
Bir günde 15 tane canlı basın açıklaması yapan benden başka biri var mıdır? Başka var mıdır bir gecede 15 basın toplantısı yapan diye arkadaşlarıma sordum Guinnes Rekorlar Kitabına bakın dedim. Belediye başkanı olmadan rekorları kırmak istiyorum.
Yani biz süreci ahlaklı, nitelikli ve gerçekten insanların bilgi alma özgürlüğünün iyi işlemesi noktasında hep duyarlı yönettik. Ama siz bunu yaptınız. Bununla da kalmadınız, İBB'nin tüm mecralarının tamamına afiş astınız. Bugün diyorsunuz ki "25 belediye kazandık, kutlayamaz mıyız?"
O belediye başkan arkadaşlarımla artık ben çalışacağım, onlara haksızlık yaptınız. Keşke sizin değil de onların fotoğrafını assaydınız.
Atam'ın manevi huzurunda deftere yazmış olduğum yazım sıkıntı yarattı. Yaratmasın. Çünkü benim dayanağım YSK'nın sayfasında gösterdiği sayılar üzerinden ve kendi tutanaklarımız üzerinden elde ettiğimi düşündüğüm haklarımın beyanıdır. Hukuka ve anayasaya inanıyoruz.
Bizim 20 bini aşan oy farkını küçümserken 3 bin oyla kendinizi açıklıyorsunuz.
Sayın Devlet Bahçeli'nin "bir oyla bile kazansanız kazanmışsınızdır" sözünü size hatırlatayım Sayın Yıldırım.
Süreç uzuyor. Haktan hukuktan yanayız. YSK'nın uygulama maddelerinden yanayız. YSK'nın sürecin uzamaması için yoğun çalıştığını da biliyoruz. Ama lütfen süreci toparlayınız artık. Süreç bellidir, ortadadır.
Biz demiyoruz ki "bizi de 2014'te itirazlar sürerken Ankara'daki adayın başkanlığının kesinleştiği gibi pat diye açıklayın" demiyoruz. İtirazlar sürüyorken açıkladınız. Bunu da demiyoruz. Somut olan her itiraz hakkına saygı duyarız. Bizim de var. Biz asla itirazlara karşı gelmedik. Soyut itirazlar doğru değildir. ,
Dolayısıyla somut itirazlar, maddi hatalar düzeltilsin ama biz bu şehrin 16 milyon insanının iradesine saygı duyan, bizim için iradenin dışındaki hiçbir kararın da önemi olmadığını söylemek istiyorum.
Efendim biz orada burada tebrik edilmişiz. Benim duyduğum tek tebrik, cumhurbaşkanına gelen resmi tebrikler. Bana gelen bir tebrik yoktur.
Son olarak, sürecin toparlanmak üzere olduğunu görüyorum.
Seçim kurullarında seçimi takip eden vatandaşlarla, gönüllü arkadaşlarımızla, milletvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımız süreci takip ediyor. Süreci daha fazla dillendirmeden, konuşturulmadan başlatalım. Ben bu kente çok büyük hizmetler yapacağımı şimdiden hissediyorum.
Bir an önce 7/24 İstanbul'un caddelerine ve sokaklarına açılmak istiyorum.
Bu sürecin sağlıklı bir şekilde bağlanması için YSK'ya istirham etmiştik.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu sürece mutlaka katkı sunmalıdır. Bu katkıyı sunarlarsa, bir yanda Sayın Cumhurbaşkanı, aldığı yetkiyle 2023'ün Haziranı'na kadar, birçok ekonomik konuyla daha yakından ilgilenme fırsatı bulacaktır.
Ülke normalleşsin, insanlar kim daha iyi hizmet yapıyor baksın. Tarımı, sanayiyi, parkları konuşalım. Normalleşsin ülke. Ayrışmalar bir kenara gidecek, insanlar daha çok selam verecek. Ben bunu görüyorum hissediyorum.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, lütfen bu sürece katkı sununuz ve bu süreci tamamlayınız. İstirham ediyorum.
Süreç iyi bir şekilde başlayacak ama uzaması can sıkıyor.
Hizmeti konuşturalım, hizmeti koşuşturalım.
Her ilçedeki sayımla ilgili anlık raporlar alıyoruz.
Şu anda, daha önce uygulamalarda olmayan geçersiz oyların açılıp sayılması söz konusu.
Hükümet yetkilileri, YSK üyeleri bir araya gelsin. Bitirelim artık şu seçimlere olan güvensizliği.
Ben bu ülkenin yönetim kademesinde bulunan herkese, devlet adamlığı yapmış herkese saygı duyan birisiyim. Öyle bir kültürden geliyorum. Dolayısıyla Sayın Bahçeli de bu ülkede farklı kademelerde görev almış bir insan. Sürece katkı kısmında vazifeli olduğunu düşünüyorum. Dün ile ilgili bir açıklaması olmuş. Yerel seçim sistemiyle alakalı. Elbette fikirleri değerlidir, bu ayrı bir platformda konuşulur ama benim talebim şu anki duruma katkı sunması.
Bu ülkenin her kademesindeki herkesle görüşürüm, konuşurum. Gerek olursa, şimdi veya yarın görevimi yaparken İstanbulla ilgili her hususu konuşurum. Buna Sayın Bahçeli de dahil.
Kaç sandıkta şerh var?
Şerh koyulan, tutanak tutulanların dışında toplu olarak ilçelerde şu an geçersiz oylar sayılıyor. Bizim soyut dediğimiz kavram o. Ama hiç itiraz yokken, tümüyle geçersiz oyların sayılması söz konusu. Ama bizim seçimin sonucuna etki edecek düzeyde değil, şu anki sonucun yüzde 5'i kadar etki etmeyecek bir sayısal değere ancak ulaşabilir.