'Erdoğan kendi geçmişini unutuyor'
Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı, "topal ördek" söylemine ilişkin yazdı.
Can Ataklı, "Erdoğan da topal ördekti" başlıklı yazısında, Erdoğan'ın geçmişini hatırlattı. Ataklı, "Erdoğan, saraydan talimatla İstanbul Belediyesi'ni hayli sıkıntıya sokabilecek güçte. Ama göreceksiniz çok da fayda etmeyecektir." dedi.
Can Ataklı,“sayısal çoğunluğa” güvenerek seçilmiş bir başkanın çalışmasını engellemek o kadar kolay olmayacaktır, yeter ki İmamoğlu kararlı olsun ve yılmasın." ifadelerini kullandı.
NOSTALJİ
Erdoğan da topal ördekti
AKP Genel Başkanı, en büyük kentleri ve elbette İstanbul'u kaybettiği için hayli öfkeli.
Bu öfkesini de her fırsatta dile getiriyor.
Yanlış da olsa İmamoğlu'na iş yaptırmayacağını belirtmek için “topal ördek” tanımını hatırlattı tüm Türkiye'ye.
Topal ördek tanımı, seçimi kazanamayan ya da iki dönemi bittiği için bir daha seçilme şansı olmayan Amerikan başkanları için kullanılır.
Amerika'da başkanlık seçimleri 4 yılda bir kasım ayında yapılır.
Ancak seçilen başkan, görevi ocak ayının ikinci yarısında alır.
İki aylık süreçte mevcut başkan, demokrasi ve hukuka bağlı olduğunu göstermek için önemli hiçbir karara imza atmaz, atama yapmaz.
Erdoğan'a bu tanımı kim anlattıysa eksik ya da yanlış anlatmış. O da zannediyor ki, sayısal olarak üstünlük sağlarsa seçilmiş bir başkanın hayatını cehenneme çevirebilir.
Tam Türkçesiyle Erdoğan diyor ki; “Ey İmamoğlu, seçildim diye çok sevinme çünkü Meclis'te azınlıktasın ve ben sana asla görev yaptırmayacağım ona göre.”
Bir açıdan haklı. Çünkü İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi 330 kişiden oluşuyor. AKP'nin 180, CHP'nin ise 130 meclis üyesi olacak gibi görünüyor. Yani CHP, Meclis'te azınlıkta kalmış durumda.
Ancak Erdoğan öfke içinde “Sen topal ördeksin, ben seni çalıştırmam, elini kolu bağlarım” derken kendi geçmişiniunutmuş görünüyor.
İsterseniz bundan 25 yıl öncesine, 1994'e uzanalım.
O yıl yapılan yerel seçimlerden Refah Partisi zaferle çıkmıştı.
Ankara ve İstanbul'u kazanmış, Türkiye'nin pek çok ilinde ve ilçesinde belediye başkanlıklarını almıştı.
Tabii bu zafer açık bir oy farkı nedeniyle olmamıştı. Yerel seçimlerde çoğunluk esas olduğu için bir oy bile fazla alsanızseçimi kazanıyorsunuz.
İstanbul'da seçimlerin sonucu şöyle olmuştu:
Refah Partisi; 25.19 (Recep Tayyip Erdoğan)
ANAP; 22.14 (İlhan Kesici)
SHP; 20.30 (Zülfü Livaneli)
DYP; 15.46 (Bedrettin Dalan)
DSP; 12.38 (Necdet Özkan)
MHP; 1.87 (Ahmet Vefik Alp)
Bu sonuçlara göre Büyükşehir Belediye Meclisi'nde Refah Partisi çoğunluğu sağlayamamıştı.
Ama buna rağmen Erdoğan'a bir şey olmadı.
Çünkü belediye başkanlarının çok ciddi yetkileri var.
Belediye Meclisi bütçeyi onaylıyor örneğin ama onaylamadığı zaman kendi durumu da tehlikeye girdiği için bu yola sapan pek olmuyor.
Ayrıca kısa bir süre sonra çıkarlar söz konusu olmaya başladığıiçin meclis üyeleri, başkanın arkasına geçmeye başlıyorlar.
Erdoğan kimi adamları aracılığı ile o dönem ANAP'lı meclis üyelerinin pek çoğunu müttefiki haline getirmişti.
Tabii şu anda durum o günden farklı.
Erdoğan, saraydan talimatla İstanbul Belediyesi'ni hayli sıkıntıya sokabilecek güçte.
Ama göreceksiniz çok da fayda etmeyecektir.
ÖNERİ
Topal ördekliğe karşı çok iyi bir iletişim kurulmalı
Artık finale geliyoruz.
Çok değil, ya bu hafta ama olmadı önümüzdeki hafta Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna resmen oturacak.
Sarayın bunu engelleme şansı pek yok.
Bu şansı bulsa da silahın ters tepeceğini anlatıyorlardır herhalde kendisine.
Ama “topal ördek” benzetmesi yaptığına göre, Erdoğan İstanbul aşkı falan dinlemeyecek ve İmamoğlu'nu çalıştırmamak için elinden geleni yapacaktır.
Açık söyleyeyim, işte buna gücü yeter.
Elinde İstanbul'a zarar vermek için çok büyük güç ve yetki var.
Ama Ekrem İmamoğlu'nun da yapabileceği çok şey var.
Birini buradan önermek istiyorum.
Erdoğan'ın yapacağı her engellemeyi, anında kamuoyu ile paylaşmalı.
Yandaş tetikçi medya elbette İmamoğlu'nu karalama yarışı içinde olacaktır.
Bu durumda sosyal medya ve açık hava reklam alanları çok etkili olacaktır.
İstanbul halkı sokakta nereye baksa tıpkı bugün Erdoğan'ın fotoğrafını gördüğü gibi, başkana dolayısıyla İstanbul'a yapılmak istenen kötülüğü görecektir.
Bu arada AKP'li meclis üyeleri de bu nedenle sıkıntı yaşayacaktır.
Çünkü belki bugüne kadar pek gündeme gelmeyen belediye meclisi, halkın her an önünde olacak ve AKP'li üyeler, başkanın projelerini hangi gerekçe ile önlemeye çalıştıklarını bizzat halka anlatmak durumunda kalacaktır.
Kısacası, “sayısal çoğunluğa” güvenerek seçilmiş bir başkanın çalışmasını engellemek o kadar kolay olmayacaktır, yeter ki İmamoğlu kararlı olsun ve yılmasın.
Bu halk, hatta giderek kendisine oy vermemiş olanlar bile arkasında duracaktır.