'Tüm Türkiye İmamoğlu'nun göreve başlamasını bekliyor'
CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Fethi Açıkel, seçim sonuçlarına dair değerlendirmelerde bulundu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Fethi Açıkel, seçim sonuçlarına dair değerlendirmelerde bulundu.
AKP’nin yenilgisinin seçim yenilgisi ile sınırlı olmadığını belirten Açıkel, “Türkiye demokrasi tarihi, seçimin hemen ertesinde benzeri ancak geri kalmış ülkelerde görülen talihsiz ve şaibeli günlerini yaşamaya başladı. AKP rejimi altında, ortalama bir demokraside egemen olması gereken serbest ve adil seçim ilkesi, neredeyse yerle bir edilme noktasına getirildi” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesi talebi gündemine dair de değerlendirmede bulunan Açıkel, “Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazandığı açık bir şekilde ortadadır. İstanbul’da yeniden seçim gibi bir gündemi asla doğru bulmuyoruz. YSK, soyut iddialarla böyle bir karar almamalıdır. Aksi yönde bir karar Türkiye’nin zaten zayıf düşürülmüş demokrasisine daha büyük bir zarar verir. Mazbata daha fazla şaibe ve krize sebep olmadan Sayın İmamoğlu’na verilmelidir” ifadelerini kullandı.
CHP’li Açıkel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin galibi Ekrem İmamoğlu’nun da bu birleştirici ve kapsayıcı stratejinin önemli bir aktörü olduğunun ve İmamoğlu’nun kendisinin de ifade ettiği gibi “Tüm maneviyatıyla, ahlakıyla, değerleriyle” İstanbul insanlarını kucaklayan duruşuyla samimi ve kapsayıcı yeni siyasetin müjdeleyicisi olduğunun altını çizdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Fethi Açıkel’in değerlendirmesi şöyle:
“Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2011’den itibaren izlediği kutuplaştırmayı sona erdirerek, Türkiye’nin tüm demokratlarını bir araya getirme çabası, demokrasi çınarı altından yeniden buluşturma stratejisi ilk büyük seçim başarısını sağladı. Bu strateji, Türkiye’nin tüm demokrasi güçlerini başta Cumhuriyetçi Sosyal Demokratlar olmak üzere, Milliyetçi Demokratları, Muhafazakâr Demokratları ve Kürt Demokratları bir araya getirmeyi amaçlıyordu. Bu birliktelik Türkiye’nin vatanseverlerini, demokratlarını, emekçilerini ve hümanistlerini bir araya getirmenin de tek yoluydu. 2014 Yerel Seçimlerinden itibaren, özellikle 2017 Anayasa Referandumu ve Adalet Yürüyüşü ile berraklaşan bu birleştirme çabası, 31 Mart Seçimlerinde ürün verdi. Millet İttifakı ve Türkiye’nin tüm demokrasi güçleri arasındaki dayanışma Yerel Seçimlerde üç faktörün buluşması ile daha da güçlendi: Bunlar; kucaklayan ve güler yüzlü bir siyasal iletişim kampanyası; iyi belirlenmiş çalışkan ve dinamik aday profilleri ve ekonomik krize dönük sosyal belediyecilik projeleriydi. Tüm bunlara ek olarak CHP Örgütünün olağanüstü çabası ve fedakârlığı ile desteklenen kampanya büyük kentlerde başarıyı mümkün kıldı. Türkiye, AKP’nin kötü, hukuksuz ve beceriksiz yönetiminin bir sonucu olarak, tarihinin en ciddi ekonomik krizlerinden birine savrulma noktasında iken, bu strateji Türkiye’yi tekrar tek bir halk ve tek bir yürek haline getirmenin de tek yoluydu.
31 Mart Seçimleri CHP, Millet İttifakı ve Demokrasi Güçleri adına ne kadar büyük bir seçim başarısı ise, AKP aygıtı adına da o kadar büyük bir politik ve ahlaki yenilgi niteliği taşıyor. Ancak AKP’nin yenilgisi maalesef seçim yenilgisi ile sınırlı değil. Zira Türkiye demokrasi tarihi, seçimin hemen ertesinde benzeri ancak geri kalmış ülkelerde görülen talihsiz ve şaibeli günlerini yaşamaya başladı. AKP rejimi altında, ortalama bir demokraside egemen olması gereken serbest ve adil seçim ilkesi, neredeyse yerle bir edilme noktasına getirildi. Hatay, Adana, Mersin, Antalya, İzmir, Ankara ve İstanbul gibi büyük kentlerde seçimleri geride tamamlayan AKP, seçim mağlubiyetini kabul etmekte zorlandığı gibi; özellikle Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul seçimlerindeki zaferini gölgeleyecek bir çalışma içerisine girdi. Bu, AKP adına ciddi psikolojik ve etik bir zafiyet belirtisidir.
Ancak seçimin galibinin Ekrem İmamoğlu olduğu çok açık bir şekilde görülüyor ve toplum vicdanı bunu kabul ediyor. Bu işin çok fazla uzatılmadan, daha fazla şaibeye ve nahoş gelişmelere mahal vermeden devir teslimin yapılması gerekiyor. AKP, kaybettiği seçimlere müdahale edildiği ve aslında kazanmış kabul edilmesi gerektiği propagandasını işlemeye çalışmaktan vazgeçmelidir. AKP, çaresizlik içinde, kazanılmış bir seçime ilişkin şüphe ve şaibe dalgası yaratmaya çalışıyor. Ancak Türkiye’nin dürüst, samimi ve kapsayıcı yeni siyaseti bu çabaları boşa çıkararak, Türkiye’yi her bir yurttaşımız için yeniden tek bir yuva haline getirecek güce sahiptir. İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminin galibi Ekrem İmamoğlu da kollarını açarak tüm maneviyatıyla, tüm ahlakıyla, tüm değerleriyle insanlarımızı kucaklayan duruşuyla, bunu müjdeliyor.
Şu an, Genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun özel talimatıyla Genel Başkan Yardımcılarımız, PM üyelerimiz, Milletvekillerimiz ve tüm parti örgütümüzle birlikte, İstanbul’da oylarımıza sahip çıkmaya devam ediyoruz. Sayın Ekrem İmamoğlu’nun, İBB Başkanlığı resmileşene kadar bu görevimiz kararlılıkla devam edecek. Sonrasında partimizin yetkili kurulları seçim sonuçlarını detaylı bir şekilde değerlendirmek için mutlaka toplanacaktır. İstanbul’da yeniden seçim gibi bir gündemi asla doğru bulmuyoruz. YSK, soyut iddialarla böyle bir karar almamalıdır. Bu yönde bir karar Türkiye’nin demokrasisine çok büyük bir zarar verir. YSK, iktidar sahiplerinin baskısıyla çalışan bir kurum olmadığını tüm Türkiye’ye ve dünyaya göstermek zorundadır. Ekrem İmamoğlu’nun bu seçimi kazandığı açık bir şekilde ortadadır. Türkiye’de yapılan seçimlere gölge düşürmek ve kazanılan bir seçimi tanımıyorum demek Türkiye’ye yapılacak çok büyük bir kötülüktür.
31 Mart Seçim Sonuçlarının AKP tarafından kabulü ve mazbataların teslimi, Türkiye’nin bekasına yapılacak en büyük katkı olacaktır. Bunu Sayın Erdoğan ve Bahçeli de görmesi gerekir. Türkiye’nin daha fazla gerilmeden yönetilmesi ve devletin en üst makamından en küçük kamu görevlisine kadar herkesin işini yapması en çok da 82 milyon yurttaşımız için yararlı olacaktır. Bu seçimin kazananı Türkiye olacaksa, mazbata en kısa sürede Sayın İmamoğlu’na teslim edilmelidir. Milli irade diyerek siyaset yapanların, millet iradesine ne kadar saygılı olduklarını göstermelerini ve kazanan belediye başkanlarımızı tebrik ederek belirsizlik ve kargaşa ortamına davetiye çıkarmamasını bekliyoruz. Tüm Türkiye, İmamoğlu’nun mazbatasını alarak göreve başlamasını ve İstanbullulara hizmet etmesini bekliyor.”