CHP'den Süleyman Soylu hakkında suç duyurusu
CHP, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında suç duyurusunda bulunuyor.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Ankara-Çubuk’ta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimi ile ilgili olarak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Ankara Emniyet Müdürlüğü ve İl jandarma Komutanlığı görevlileri hakkına suç duyurusunda bulundu.
Özkoç, “Süleyman Soylu, linç girişiminin etkin şekilde soruşturulmasını sağlamak yerine, Genel Başkanımızı, yaralanan arkadaşlarımızı suçluyor, onları hedef gösteriyor, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etti, etmeye de devam ediyor. Soylu’nun dokunulmazlığı kalkmalı ve kamu davası açılmalıdır” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer ve Avukat Celal Çelik ile birlikte Ankara Adliyesi’ne gelerek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" ile Ankara Emniyet Müdürlüğü ile il jandarma Komutanlığı görevlileri hakkında ise "görevi kötüye kullanma" iddiasıyla hazırlanan suç duyurusu dilekçelerini başsavcılığa verdi.
Özkoç, adliye önünde yaptığı açıklamada; şehit cenazesinde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve yanındakilere yönelik linç girişiminde bulunulduğunu, ihmali bulunanlar hakkında yasal haklarını kullanacaklarını söyledi. Özkoç, "Genel Başkanımızın cenaze törenine katılacağı bildirildiği halde önlem almayan Ankara il emniyet müdürü ve İhmali bulunan diğer kişiler hakkında hem CHP adına hem de CHP grubu olarak suç duyurusunda bulunuyoruz. Ayrıca suç duyurusunda bulunduğumuz kişilerden biri de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dur. İçişleri Bakanı’na düşen nedir? Olayın tüm yönleriyle açıklığa kavuşturulması, tüm sorumluların yargı önüne çıkarılması için etkin bir soruşturmanın yürütülmesini sağlamak. Soylu ne yapıyor? Can güvenliği tehlikeye girmiş, hırpalanmış, yumruklanmış insanları suçluyor. Hala kin ve nefret yayıyor. Soylu, aleni bir şekilde halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği için ilgili yasa kapsamında suç işlemiştir" diye konuştu.
Bilgi verilip verilmediği tartışmaları ile ilgili bir soru üzerine de Özkoç, "Emniyete bilgi verilmiştir. Emniyete bildirim yaptığını söylediğimiz kişi kimdir? Polis memurudur yani kamu görevlisidir. Yalan söylüyorsa derhal hakkında işlem başlatılsın. Bunu nasıl tespit edebilirler? Koruma memuru, arama kaydını göstererek 'Saat 10.03'te Ankara emniyet şube amirliğini arayarak, oraya bildirdim' diyor. Ses kayıtları ellerinde mi? Ellerinde. O dakikada telefonla kim aramış biliniyor mu? Biliniyor. Gereğini yapsınlar" diye konuştu.
LİNÇ GİRİŞİMİYLE SOYLU’NUN EYLEMLERİ BAĞLANTILI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili olarak hazırlanan suç duyurusu dilekçesinde, 22 Nisan 2019 tarihine Ankara Çubuk İlçesi Akkuzulu Mahallesi’nde şehit Piyade Sözleşmeli Er Yener Kırıkcı için düzenlenen cenaze töreni sonrasında CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na ve refakat edenlere yönelik olarak organize bir linç girişimi yapıldığı hatırlatıldı. Genel Başkanı öldürmeye yönelik olarak yapılan bu linç girişiminin yaklaşık 2 saat devam etmiş olmasına karşın, olayların önlenmesi ve sonlandırılması konusunda kolluk güçlerinin herhangi bir çabası olmadığına dikkat çekilirken, “Üstelik yaşanan menfur olay sırasında Genel Başkana yönelik olarak; 1) Öldürmeye Tam Teşebbüs (TCK 82/g), 2) Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik (TCK 8216/1), 3) Kasten Yaralama (TCK 86/2-3d), 4) Hakaret (TCK 125/3a,b-4), 5) Mala Zarar Verme (TCK 152/1f,g), 6) Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma (TCK 109/2-3b,c), 7) Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi (TCK 114/2 ve 119/1c), 8) İnanç, Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasının Engellenmesi (TCK 115 ve 119) suçları işlenmiştir” denildi.
Şehit cenazesinde yaşanan linç girişimi ile İçişleri Bakanı Sülemyan Soylu’nun eylemlerinin bağlantılı olduğu kaydedilen dilekçede, “Diğer bir söyleyişle Şüpheli Süleyman Soylu’nun işlemiş olduğu Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu (aynı zamanda diğer bir kısım AKP’lilerin de sistematik bir biçimde Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik etmeleri) 22.04.2019 tarihinde gerçekleşen olaylara neden olmuştur! Şüpheli Süleyman Soylu; sistematik bir biçimde halkın bir kesimini diğer bir kesime karşı sürekli olarak kışkırtan, tahrik eden söylem ve eylemlerde bulunmuş, kendisine yönelik yapılan haklı eleştirileri önemsemeyip bilinçli bir şekilde eylemlerine devam etmiş ve Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunu işlemeye yönelik kastının yoğunluğunu ortaya koymuştur” denildi.
Süleyman Soylu’nun, 28.06.2018 tarihinde AKP İlçe Başkanlığı ziyareti sırasında yaptığı ''...Valilere müsteşarım üzerinden talimat gönderdim, CHP İl Başkanlarını bundan sonra şehit cenazelerinde protokole kabul etmeyin diye. Bu kadar basit...'' şeklindeki açıklama ile “halkın bir kesimini Cumhuriyet Halk Partililere karşı kışkırttığı ve düşmanlığa tahrik ettiği vurgulandı. Soylu’nun ayrıca değişik tarihlerde “Şimdi buradan Kılıçdaroğlu hiçbir yere kaçamaz, çok açık şekilde altını çizerek söylüyorum; o Man Adası'nda veya herhangi bir adada olduğunu ispat etmezse biz onun boğazına ne takacağız o görecek, hangi çıngırakları takacağız, öyle yok”, “…Fetöcülerle beraber işbirliğinin bedelini Kemal Kılıçdaroğlu ödeyecektir…” açıklamalar yaptığı hatırlatılan dilekçede, şöyle devam edildi:
DOKUNULMAZLIĞI KALKMALI KAMU DAVASI AÇILMALI
“Bu açıklamalar ile şüphelinin; hakaret, tehdit ve iftira suçlarını işlediği sabit bulunmakla beraber bütün olarak yapılan açıklamanın halkın bir kesimini Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhuriyet Halk Partililere karşı kışkırtma kapsamlı olduğu ve bu eylemle de Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunu işlediği tartışma dışıdır. Suçun bütün unsurları, şüpheli Süleyman Soylu yönünden oluşmuştur. Zira şüpheli eylemi alenen gerçekleştirildiği gibi, kin ve düşmanlığa tahrik kastı da mevcuttur. Dahası 22.04.2019 tarihinde Çubuk ilçesinde Genel Başkan ve yanındakilere karşı gerçekleşen linç girişimi tek başına “kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması” koşulunun şüpheli eylemi yönünden var olduğunu ortaya koymaktadır. Diğer bir söyleyişle şüphelinin bu ve diğer eylemleri ile halkın bir kesiminin, diğer bir kesim olan (milyonlarca) Cumhuriyet Halk Partililere karşı kin ve düşmanlığa alenen tahrik edildiği, bu tahrikten ötürü olarak da kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığı, dolayısıyla suçun bütün unsurları ile birlikte gerçekleştiği, Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunun şüpheli tarafından işlendiği sabittir. İçişleri Bakanının; Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik görevi bulunmadığına göre, işlenen suçun Görev Suçu olarak kabulü mümkün değildir! Dolayısıyla, şüpheli tarafından işlenen suçun görev suçu kapsamında bulunmadığı gözetilerek yüklenen Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçundan Süleyman Soylu hakkında derhal soruşturma başlatılmasını ve öncelikle Anayasa 83 maddesi gereğince şüphelinin dokunulmazlığı kaldırılmak üzere TBMM’ye Fezleke düzenlenmesi sonrasında da kamu davası açılmasının sağlanmasını talep ediyoruz.
BİLGİ VERİLDİ ÖNLEM ALINMADI
Ankara Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı yetkilileri ile ilgili olarak hazırlanan suç duyurusu dilekçesinde de; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cenaze törenine katılacağı bilgisinin 22 Nisan 2019 tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğü Nöbetçi Amirliği’ne bildirildiği ayrıca, öncü koruma ekibinin saat 9:45 itibariyle merasimin yapılacağı alana vardığı, saat 10 ila 10:30 arası bölgeye gelen Çubuk İlçe Jandarma Komutanına ve Çubuk İlçe Emniyet Müdürüne bizzat, Genel Başkanın törene katılacağı bilgisi ayrıca bildirildiği vurgulandı. Dilekçede, “Bu bilgilere karşın Genel Başkanın törene katılacağı bilgisinin verilmediğinin iddia edilmesi elbette düşündürücü bulunacaktır! Sonuç olarak ilgililer sorumluluklarının gereğini yapmamış, Şehit (Piyade Sözleşmeli Er) Yener Kırıkçı için düzenlenecek cenaze törenine Genel Başkanın katılacağı bilgisi rutin uygulama çerçevesinde Ankara Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğüne bildirildiği halde Şehit Cenaze töreninde Genel Başkanımızı korumak, olası olayları önlemek ve sonlandırmak amaçlı hiç bir önlem (kanımızca bilinçli olarak) alınmamış ve böylelikle Genel Başkanın ve kendisine refakat edenlerin yaralanmalarına ve hayati tehlike yaşamalarına neden olunmuştur. Elbette, bu görev ihmalinin bir kurgunun parçası olarak mı yapıldığı yapılacak araştırma sonucunda belli olacaktır. Ancak, her halükarda eylemin TCK 257 maddesinde düzenlenen Görevi Kötüye Kullanma Suçu kapsamında kaldığı, Suçun tüm unsurları ile oluştuğu tartışma dışı bulunduğundan tüm ilgililer hakkında soruşturma başlatılması gerekli bulunmaktadır” denildi.