'Erdoğan Davutoğlu'nun beyannamesini okuyunca yüzünü buruşturmuştur... '
Star yazarı Ahmet Kekeç, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kaleme aldığı ve AKP'ye yönelik bazı eleştiriler içeren metinle ilgili olarak "Erdoğan o beyannameyi görmemiştir bile. Okumamıştır. Okusa da, yüzünü buruşturmuştur" dedi.
Ahmet Kekeç, Star'da "Davutoğlu ne istiyor?" başlığıyla yayımlanan yazısında "Eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun sosyal medya hesabından yayınladığı 15 sayfalık manifesto (Dümdüz bir metindi. 15 sayfa olduğu bilgisini Davutoğlu yandaşlarından aldım) gereği gibi tartışılmadı" dedi.
Kekeç şöyle devam etti:
Bu işin ’gereği’ nedir, bilmiyorum.
Kıyametin kopması bekleniyordu herhalde.
Ki, Davutoğlu yandaşlarının ’görülebilir’ bir burukluğu söz konusu.
Neden konuşulmadığını dert etmiş görünüyorlar.
Bir arkadaşımız (ki, vaktiyle Erdoğan için ’Efendim, biz hayal ederken siz gerçekleştiriyorsunuz’ demişliği vardır), ’metinde dile getirilen gerçeklerle yüzleşmekten korktukları için...’ anlamına gelen şeyler yazmış.
Kim korktu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan mı? Hükümet yetkilileri mi? AK Parti’nin ileri gelenleri mi?
Kaba kaçacağını bilmesem, ’kimse sallamadığı için tartışılmadı’ derdim.
Üzülmesinler...
Kati Piri imzalı ’2018 Türkiye İlerleme Raporu’ da gereği gibi tartışılmamıştı.
Çünkü Davutoğlu’nun beyannamesi, Kati Piri’nin kaleme aldığı çirkin, yanlı ve haksız rapora çok benziyor. Metindeki ’partimiz’ ibarelerini çıkarın, altına ’Kati Piri’ yazın. Hiç sırıtmaz.
Metnin konuşulmamasından çok rahatsız olduğunu bildiren ilgili Davutoğlucu, ’Muhteva konusundaki sükût, beyannamede eleştirilen şeylerin savunulamayacak şeyler olduğunu ikrardan geliyor’ diyordu, ‘Muhtevayı konuşmayı bir kere kabul ettiler mi, Davutoğlu’na hak vermekten veya gülünç duruma düşmekten başka alternatiflerinin olmayacağını bilirler...’
İlgili Davutoğlucu kime seslendiğini net olarak yazmamış.
Erdoğan’a seslendiğini sanıyoruz.
Erdoğan’ın suskunluğunun ’ikrar’dan (bir bakıma suçu kabullenmekten) kaynaklandığını söylüyor ve bu nedenle beyannamede dile getirilen eleştirilere (o ’ıslahat’ diyor) gereğince cevap veremeyeceğini iddia ediyor.
Bence aşırı ’iyimser’ bakıyor.
Erdoğan o beyannameyi görmemiştir bile. Okumamıştır.
Okusa da, yüzünü buruşturmuştur.
Ciddiye almamıştır...
Erdoğan ciddiye almamıştır ama biz öyle yapmayalım. Ciddiye alıp okuyalım, değerli Ahmet Davutoğlu’nun ’ıslahat’ fikriyatı ne tür düzenlemeleri (iyileştirmeleri) içeriyor, anlamaya çalışalım.
Haksızlık yapmamak için, metni iki defa okudum.
Bununla da yetinmedim, (etkilenmek için) ’Çok şahane bir metin’ diyen ’Davutoğlucu’kalemlerin yazılarını okudum.
Beyannamedeki ’ıslahat önerisi’, bir süredir dile getirilen ’AK Parti kurucu ilkelerine dönmelidir’ ezberinden başka bir şey değil.
Davutoğlu (dolambaçlı ifadeler kullanarak) ’açıkça’ şunları istiyor:
BİR- Bir an önce parlamenter sisteme dön. Genel başkanlıktan istifa et. Sen yeniden Cumhurbaşkanı ol, ben Başbakanlık koltuğuna oturayım. (Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tutmadığı görüşünde. Bidayetinden beri darbe üretip duran 68 yıllık parlamenter sisteme şans tanıyor, şans tanımaya devam ediyor ama şurada 1 yılını bile doldurmamış yeni sisteminin ’tutmadığını’, hatadan dönülmesi gerektiğini söylüyor. Hani insaf!)
İKİ- Ekonomi kötü yönetiliyor. Ekonominin yönetimini Babacan tipinde birine ver...
ÜÇ- Batılı müttefiklerimiz ve ortaklarımızla kavga etme... Ne istiyorlarsa ver...
DÖRT- Etrafını derhal boşalt. Bizim çocuklardan mürekkep yeni bir ’etraf’ oluştur ve medyadaki adamlarımıza yer aç.
BEŞ- Fabrika ayarlarına dön.
Uzatılabilir...
Sayın Davutoğlu, ’hırsları’ ve ’beklentileri’ olan bir siyasetçi.
Doğaldır. Öyle olması beklenir.
Fakat bu isteklerine cevap alabileceğini (isteklerinin yüzüstü bıraktığı partisinde, hele sokakta bir ’karşılık’ oluşturacağını) zannetmiyorum.
Kendisi bilir!
Muhalefetine bu argümanlarla devam etmek istiyorsa, kendisi bilir!
GÖZLER KABİNEDE
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kızılcahamam kampında ’değişim’ mesajının altını çizmesi AK Parti’de dalgalanmaya yol açmış durumda. Erdoğan, ’Her alanda ihtiyaç duyulan değişimi gerçekleştireceğiz’ demişti. Erdoğan’ın Ramazan Bayramı’ndan sonra teşkilatlarda değişimin düğmesine basacağı söyleniyor. Bu arada parti yönetiminde de önemli değişiklikler bekleniyor. Peki kabine? Erdoğan, MKYK toplantısında kabineden memnun olduğunu söylemişti. Kabinede değişim beklentisi yüksek değil. Olursa da küçük çaplı bir değişim sürpriz olmamalı. Ama ekonomi, dış politika, milli savunma gibi temel alanlarda değişim beklenmiyor.
Partide ve kabinedeki değişim için en erken bayram sonrasını beklemek gerekiyor. Tabii bu işin bir ucu da İstanbul seçimleriyle ilgili olacak. Eğer seçimlerin yenilenmesine karar verilirse değişiklikler için en erken temmuz ayına kalır deniliyor. Eğer İstanbul seçimlerinin yenilenmesine karar verilirse bir de takvim sorunu ortaya çıkacak. Aynı seçmen listesi olacağı için 2 Haziran’a yetişir deniliyor. Ama 24 Haziran beklentisi içinde olanlar da var. Onlar 16 Haziran’da üniversite sınavlarının yapılacak olmasını da hesaba katıyorlar. Tabii eğer bir iptal kararı çıkarsa. AK Parti ilk başlarda kısıtlı seçmenlerden dolayı çok umutluydu. Beklendiği gibi olmadı. Bu kez sandık kurullarının teşkili ve zihinsel engellilerden dolayı iptal bekliyor. YSK ise önündeki dosyaya bakıyor.
SEVGİ DİLİ
Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belediye başkanlarına çok önemli uyarıları oldu. Bunu bir kısmı, ’fabrika ayarlarına dönüş’ olarak değerlendirdi. Erdoğan’ın belediye başkanlarına yönelik, kibirden uzak durmaları, vatandaşa tepeden bakmamaları yönündeki uyarılarını biliyorsunuz. Erdoğan, ikili görüşmelerinde de başkanlardan kaynak üretmelerini, sosyal belediyeciliğe ağırlık vermelerini, herkesi kucaklamalarını istiyor. ’Gönüllere girin, sevgi dilini kullanın’ diyor. Sevgi diline sadece belediye başkanlarının değil, Türkiye’nin de ihtiyacı var.
24 Haziran seçimlerine soğan, yerel seçimlere ise domates ve biber damgasını vurmuştu. Belediye başkanlarıyla baş başa görüşmelerinde Erdoğan’ın ’Önümüzdeki günlerde ekonomi daha iyi olacak’ dediği ifade ediliyor. Erdoğan’ın daha önemli tedbirler alınmasını istediği ama ekonomi yönetiminde bir değişiklik yapmayı planlamadığı söyleniyor."