CHP'den 'linç girişimi' hakkında yeni hamle!
CHP’den Ankara İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ünsal Bulut hakkında suç duyurusu.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Çubuk’taki linç girişimiyle ilgili Ankara İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ünsal Bulut hakkında “görevi kötüye kullanma” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Jandarmanın müdahalesinde eksikliklere dikkat çekilen dilekçede, “Organize linç girişiminin bir parçasının da bazı jandarma görevlileri olabileceği kuşkusunu açığa çıktığı” ifadesi yer aldı.
Engin Özkoç
CHP'li Engin Özkoç, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik ile birlikte Ankara Adliyesi'ne geldi. Özkoç ve Çelik, Ankara'nın Çubuk ilçesinde Kemal Kılıçdaroğlu'na şehit cenazesinde yapılan saldırı nedeniyle, Ankara İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ünsal Bulut ve belirlenecek diğer ilgililer hakkında 'görevi kötüye kullanma' iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Gazete Duvar'ın haberine göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen suç duyurusu dilekçesinde, CHP lideri Kılıçdaroğlu ve refakatindeki CHP’lilere yönelik gerçekleştirilen organize linç girişimi sonrasında, görevlerinin gereklerini yapmayan emniyet ve jandarma ilgilileri hakkında soruşturma başlatıldığı, ancak “süreç içerisinde edinilen bilgiler çerçevesinde, görevinin hiçbir gereğini yapmadığı algılanan” Ankara İl Jandarma Komutanı olan Tuğgeneral Ünsal Bulut hakkında da işlem yapılması için somut başvuru gerekliliğinin ortaya çıktığı belirtildi.
Ankara İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Bulut’un; bilinçli/bilinçsiz hata ve eksiklikleri ile “linç girişiminin yaşanmasına ve olayların büyümesine neden olduğu” ileri sürülen suç duyurusunda, komutan hakkında görevi kötüye kullanma suçu kapsamında soruşturma başlatılması talep edildi.
"Yanında olduğu izlenimi verdi ama görevini yapmadı"
Dilekçede öne çıkan iddialarda şu ifadeler yer aldı;
“İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ünsal Bulut; Genel Başkanımıza yönelik linç girişimi sırasında Genel Başkanımızın yanında bulunarak yardımcı olmaya çalıştığı izlenimi vermiş ise de anlaşılmaz bir biçimde konum ve ünvanının kendisine yüklediği hiçbir görev ve sorumluluğu yerine getirmemiştir! Zira, İl Jandarma Komutanının görevi, hiçbir şey yapmaksızın Genel Başkanın yanında bulunmaya çalışmak değildir! Olaylara ilişkin video görüntüleri izlendiğinde de algılanacağı üzere, olaylara müdahale etmeye çalışan, önlemler alan, suçluları yakalayan, linç girişimini yapanları önlemeye ve oradan uzaklaştırmaya çalışan hiçbir jandarma görevlisi bulunmamaktadır! Açıkçası İl Jandarma komutanının, emrindeki yüzlerce Jandarma görevlisine neden talimat vermediğinin ortaya çıkarılması da gerekmektedir!”
Kılıçdaroğlu’nun koruma müdürünün uyarılarına da kayıtsız kalındığına dikkat çekilen dilekçede jandarmanın olaylara müdahalesiyle ilgili mevzuatlar istendi, bu konuda uzman bilirkişi dinlenmesi talep edildi. Dilekçede “bu sayede Ankara İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ünsal Bulut’un ve diğer ilgililerin bilinçli/bilinçsiz hataları, eksiklikleri belirlenmiş olacaktır” denildi.
İl Jandarma komutanının üst düzey protokolün katılacağı cenaze töreni için herhangi bir plan yapmadığı ve gerekli talimatları vermekten kaçındığı iddia edilen dilekçede, “Linç girişiminin yaklaşık 2 saat boyunca Jandarma tarafından önlenmemiş bulunması, ek kuvvetlerin hızla getirtilmemesi, Jandarma tarafından hiçbir faaliyet icra edilmemesi, dahası Jandarmanın ekip ve ekipmandan yoksun olması, önceden planlandığı düşünülen Organize Linç Girişiminin bir parçasının da bazı Jandarma görevlilerinin olabileceği kuşkusunu açığa çıkarmaktadır!” denildi.
EMEKLİ BİR ALBAYIN DEĞERLENDİRMESİ YER ALDI
Dilekçede olayın videolarını izleyen emekli bir Jandarma subayının da şu değerlendirmeler de yer aldı;
“a) Hiçbir şekilde planlama yapılmamış! b) Hiçbir müdahale yok! Yapılmaya çalışılan müdahale de yanlış! c) Tahliye uygulaması, bütünüyle yanlış (dahası kötü niyetli olabilir)! d) Yapılan uyarılar, kesinlikle hatalı! e) Linç girişimi, sıradan bir protesto eylemi kapsamına indirgenmiş! Eylemi gerçekleştirenlere yönelik mutlaka müdahale yapılması ve eylemcilerin dağıtılması, provakatörlerin gözaltına alınması gerekirken bu gerekliliklerden kaçınılmış!
'GEREKLİ BİLDİRİMLERİ YAPTIK'
Çıkışta açıklamada bulunan Özkoç, olaya ilişkin bütün görüntüleri televizyonların yayınladığını söyledi. Olay sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yaptığı açıklamaya da tepki gösteren Özkoç, "550 kişinin görevlendirildiği bir emniyet gücü orada görüldü mü? Jandarma oradayken jandarma yönergesine uygun olarak orada bir güvenlik koridoru oluşturdu mu? Hayır oluşturmadı. Daha önceden orada bulunan 20 jandarma istihbarat personeli, orada gelişen olayları istihbarat ederek bize, ana muhalefet liderini koruyan koruma arkadaşlara bir bildiri de bulundu mu? Hayır bulunmadı. Oysaki biz gitmeden önce gerekli bildirimleri yaptık. Çubuk ilçe emniyet amirine bildirdik, Ankara Koruma Şube Amirliği'ne bildirdik. Tören komutanına bildirdik. Bizi arayan Milli Savunma Bakanı'nın korumalarına bildirdik" dedi.
'TUTUKLAMA İÇİN HERHANGİ BİRİNİN ÖLMESİ Mİ GEREKİYORDU?'
Söz konusu bildirimlere rağmen gerekli tedbirlerin alınmamasının 'görevi kötüye kullanma' olduğunu savunan Özkoç, Ankara İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ünsal Bulut ve belirlenecek diğer ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunduklarını kaydetti.
Özkoç, şunları söyledi:
"Linç kapsamı doğrultusunda hiçbir müdahalede bulunulmamıştır. Ayrıca Çubuk Cumhuriyet Başsavcısı bizzat genel başkanımıza yumrukla fiili saldırıda bulunan, kendisine taş atan, tekme atan, 'vurun', 'öldürün', 'yakın' diyen insanlar hakkında kendi görevinin gerektirdiği şekilde davranmamıştır. Bu suçlularla ilgili, öldürme kastıyla yapılmış olmasına rağmen tek bir tutuklama dahi yoktur. Tutuklama olması için orada genel başkanım, genel başkan yardımcılarımız, milletvekillerimiz, TBMM başkanvekilimizden herhangi birinin ölmesi mi gerekiyordu? Ancak öldüğü zaman bu bir linç olayı olarak görülecekti? Bunları 'öldürün', 'vurun', 'yakın' demek, linç ile ilgili kuvvetli deliller değil midir? Cumhuriyet Başsavcısı bu delilleri görmezlikten neden gelmektedir. Kendisiyle ilgili görevi kötüye kullanmaktan dolayı HSK'ya şikâyette bulunacağız. Görev gereklerine aykırı davrandığı için kendisiyle ilgili dosyadan el çekmesi için gerekli müracaatları yapacağız."