Özel: Beklenmedik bir şeyle karşılaştık
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’e göre, ortak yapılan PM ve Grup toplantısında hiç de beklemedikleri bir tablo ortaya çıktı.
YSK’nin İstanbul seçimlerini yenileme kararının ardından CHP, seferberlik halinde 23 Haziran seçimine hazırlanma kararı aldı. Boykot da masadaydı, ancak çok da üzerinde durulmadı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’e göre, ortak yapılan PM ve Grup toplantısında hiç de beklemedikleri bir tablo ortaya çıktı.
CHP, İstanbul seçiminden çok umutlu. Hatta Özel, sandıkta sosyal patlama olacağını düşünüyor.
Meclis’teki makamında görüştüğümüz CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 'YSK kararının arkasında ne var' sorusuna, “YSK kararının arkasında ne var diye bakmak yerine önünde ne var diye bakmak gerekir” diye yanıt veriyor. Artı Gerçek'ten Derya Okatan'a konuşan Salıcı, önünde ise yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılması olduğunu söylüyor:
“YSK kararının önünde 16 Nisan referandumu ile kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırılması, tüm yetkilerin bir kişiye verilmesi var. Bu yetkilerin Recep Tayyip Erdoğan’a verildiği bir tek adam rejimi var. Bu tek adam rejimi yargıç güvencesi ve yargı bağımsızlığını tamamen ortadan kaldırmış durumda. Adli yıl açılışları Saray’ın toplantı salonlarında yapılıyor, yargıçlar dakikalarca ayakta alkışlıyor, kimsenin önünde düğme iliklemesin diye cübbe verilmiş olan hakimler önlerinde düğme arıyorlar. ‘Onun peşini bırakmam, bunu dışarda tutmam, bu can bu bedende durdukça o kişi asla dışarı çıkamaz’ gibi ifadeler kullanıyor Cumhurbaşkanı. Bunların hepsi yargının bir kişiden emir aldığını gösteriyor. 11 kişiden 7’si cübbelerini çıkarıp astılar, diplomalarını yaktılar, vicdanlarını da sarayın emrine verdiler.”
Zarftan çıkan 3 pusula geçerli sayılırken sadece büyükşehir pusulalarının geçersiz sayıldığına dikkat çeken Özel, seçimlerin tanınmamasının “oylar bana geliyorsa kutsaldır ama toplamda istediğim gibi çıkmıyorsa milli iradenin hiçbir kıymeti yoktur, çöptür” anlamına geldiğini söylüyor.
YSK’NIN KOVUŞTURMASINI HALK SANDIKTA YAPACAK
Özel, YSK üyeleri hakkında herhangi bir işlem yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na şikayet edilebileceğini belirtiyor. Ancak Özel’e göre, bundan sonuç alınamayabilir, çünkü yine bağımlı yargı önümüze çıkıyor.
“YSK’nın kovuşturmasını yapacak olan halkın kendisi” diyen Özel, ilk hesaplaşma gününün 23 Haziran olacağını ifade ediyor. Özel, ancak bu kararı veren yargıçların 'unutulur gider' diye düşünmemesi gerektiğini, yargı bağımsızlığı sağlandığı zaman mutlaka halk adına bir yargılama olacağını sözlerine ekliyor.
BAHÇELİ’NİN SÖZLERİ CİDDİYE ALINMAMALI
Özel’e, YSK üyelerini eleştirdiği için CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu hedef alan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını da soruyoruz. Özel, “ciddiye alınmaması gereken söylemler” diyor, bugün “kankam” dediği Cumhurbaşkanı Erdoğan’a geçmişte “Herkes cumhurbaşkanı olur bir tek sen olamazsın”, “Senden hesap sormazsam, seni yargılamazsam namerdim” dediğini hatırlatıyor.
Özel’e göre, Bahçeli ve Erdoğan, istikrarlı politika yürütmüyorlar, çünkü bu ülkeyi kendi iradeleriyle yönetmiyorlar. “Bir ayağı dışarıda, bir ayağı içeride olan küresel güçler tarafından kontrol ediliyorlar.”
YSK KARARINDAN SONRA BEKLENMEDİK BİR ŞEYLE KARŞILAŞTIK
CHP Grup Başkanvekili Özel, 23 Haziran seçimine dair çok umutlu. Boykot tartışmalarını da hatırlatıyor, ancak PM üyeleri ve milletvekilleriyle birlikte yapılan toplantıda yaklaşık 200 partilinin sahadan aldığı izlenimler nedeniyle bu yöntemin üzerinde durulmadığını söylüyor: “Bu seçenek ciddi bir şekilde tartışılabilirdi ama beklenmedik, beklense de boyutunun öngörülemediği bir şeyle karşılaştık biz. Bu 200 kişinin sahadan aldığı tek duygu şu idi; seçmen bu kararla hesaplaşmak istiyor.”
AKP’nin kurucularından Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Ahmet Davutoğlu’nun tepkilerini de hatırlatan Özel, Binali Yıldırım’a oy verenlerin bile “Bu bize yakışmadı, doğru değil” dediğini söylüyor.
BERAT ALBAYRAK BU HATAYI YAPTIRDI
Özgür Özel, seçim iptalinin Erdoğan’ın siyasi tarihinin en büyük hatasını olduğunu düşünüyor. “Bu hatayı yapmamak için bir süre farklı bir tutum sergiledi, ama Berat Albayrak ve etrafındakilerin bu hayatı yaptırdığını düşünüyoruz.”
Yani Erdoğan kandırıldı mı?
Özel, şöyle yanıt veriyor: “Kandırıldı demeyelim, hepimizi birden en çok kandıran kişi Erdoğan ama yanıltıldığını düşünüyorum. Onu ‘bu seçimi tekrar edersek bir yolunu bulup kazanabiliriz’ diye ikna ettiler ve yanılttılar.”
BU SEFER BALTAYI TAŞA VURDU
Recep Tayyip Erdoğan’ın sürekli seçmenden destek istediğini, aldığı desteği de çabuk tüketip ya da başka desteğe ihtiyaç duyup bir daha seçimlere başvurduğunu belirten Özel, “Bu sefer baltayı taşa vurdu” diyor. “Binali Yıldırım’a verilen oyları da çöpe attı. Seçmen, demek ki kutsal olan benim verdiğim oy değilmiş, verdiğimiz oylarla iktidar yapınca milli irade, ama muhalefet görevi verirsek kirli irade, diye düşünüyor. Seçmen bunun hesabını 23 Haziran’da soracak.”
Özel, 23 Haziran İstanbul seçiminin referandum niteliğinde olduğunu belirtiyor: “Demokrasi mi yoksa demokrasicilik mi, ona karar verecekleri bir seçim olacak. ‘Ben sana oy verdiğimde oyum makbul de vermediğimde çöp diyorsan al sana cevabımdır’, seçimi olacak. Bu tek adam rejiminin halktan alacağı en şiddetli cevap olacaktır.”
SANDIKTA SOSYAL PATLAMA OLACAK
Özgür Özel’e göre, ciddi bir dip dalgası var, hatta sandıkta sosyal patlama olacak.
“AKP’nin kazanamayacağı seçime girmeyeceği” değerlendirmelerinin hatırlatılması üzerine ise Rus ordusu Berlin’e girdiğinde bile radyodan Moskova’nın Almanlar tarafından ele geçirildiği anonsları yapıldığını hatırlatıyor.
“Bütün diktatörler bir gün gidiyor. Şimdi gidişi evresindeyiz” diyen Özel, 31 Mart’ta umut siyasetinin kazandığını, öğrenilmiş çaresizliğin aşıldığını dile getiriyor.
‘KÜRT SEÇMENE HAKARETTİR’
CHP Grup Başkanvekili Özel’e, YSK kararının açıklandığı gün Abdullah Öcalan’ın metninin de duyurulması üzerine özellikle sosyal medyada Kürt seçmenin CHP’ye oy vermeyeceği yönündeki yorumları da hatırlattık.
Özel’in tepkisi sert oldu: “İmralı’da uzunca bir süredir yapılmayan veya ulaştırılmayan bir metnin manidar bir tarihte, manidar bir saatte ulaştırıldıktan sonra bazı çevrelerce kasıtlı olarak yaratılmaya çalışılan bir algı var. ‘Kürt seçmeni etkileyecek, tavır değiştirecek’ vs. Bu kesinlikle bir grup seçmene karşı yapılmış ciddi bir hakarettir, aşağılamadır. Kürt seçmenlerin oyları üzerinden olası senaryoları, yapılan bir takım yakıştırmaları son derece incitici buluyorum. Hatta AK Parti iktidarından zarar gören ve onun karşısında muhalif tavır sergileyen kişileri birbirine düşürmeye yönelik bir manipülasyon olarak görüyorum. ‘Kandırılabilir, bir görüşme ile yönlendirilebilir’ gibi yaklaşımlar o seçmenlere yapılmış büyük bir saygısızlık.”