'YSK'nın 200 sayfalık gerekçesi kafaları karıştırmak için'

İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan, Seyr-i Sabah programında Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) geciken gerekçeli kararını yorumladı.

'YSK'nın 200 sayfalık gerekçesi kafaları karıştırmak için'

Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, Seyr-i Sabah programında Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) geciken gerekçeli kararını yorumladı.

Kazan, eskiden YSK’nın kararlarının kısa ve net olduğunu, bugün kafa karıştırmak için 200 sayfanın üstünde karar açıklamak durumunda kaldığını dile getirdi.

YSK, daha önce seçimlerin yeniden yapılması için kısa kararını açıklamış, 200 sayfayı bulacağı söylenen gerekçeli kararını da bu hafta başında kamuoyuyla paylaşacağını duyurmuştu. Ancak kararlar bir türlü gündeme gelmedi.

Sputnik'in haberine göre; İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan, Seyr-i Sabah programında YSK’nın bu kararını ve gecikme sebeplerini değerlendirdi.

Kazan, eskiden seçimler için güvenilir bir yapı olan YSK’nın siyasallaştığını, aldığı kararların da bunu gösterdiğini dile getirdi. Daha önce kısa ve net gerekçelerle karar veren YSK’nın bu sefer 200 sayfalık bir gerekçe yazmak durumunda kaldığını söyleyen Kazan, halkın bu kararı okuyup kafasında sebeplerin netleşmeyeceğini vurguladı:

‘YAPTIĞI İŞ TEMİZ OLMADIĞI İÇİN 200 SAYFALIK GEREKÇE HAZIRLANIYOR’

“YSK bir yargı organı değil. Bir yargı organı olarak yapılan tanımlar yanlış. Ama yüksek yargıçlardan oluşması düşünülmüş. Yani Danıştay ve Yargıtay’dan seçilecek yargıçların dürüst seçim ilkesini güvenceli kılacağı düşünülmüş. En güvenceli yargıçlar bir oluşum içinde olursa onların denetiminde olursa biz dürüst seçime kavuşuruz diye düşünülmüş. İyi kötü Danıştay olduğu günler yaşandı. 1950 Şubatında siyasal iktidar ile muhalefet dürüst seçim ilkesine ilişkin kuşkular nedeniyle bir çözüm yolu aradılar. O çözüm yolu içinde bağımsız bir kurul ile iyi bir yasa hazırladı. Şubat ayında Menderes o yasaya övgüler düzdü. 30 yıllık tek parti iktidarını değiştiren seçim o güvenceli yargıçlar sayesinde yapıldı, sayıldı döküldü ve hükümet kuruldu.

Şimdi 200 sayfalık gerekçeden bahsediyoruz. Gerçekten 1950’den bu yana işleyen YSK’nın böyle kalabalık gerekçeli bir karar hazırladığını görecek misiniz? Çünkü yaptıkları iş düzgündü, o yüzden çok net ve kısa ret ve kabul kararlarıyla yetinildi. Hükümetler çok çabuk kuruldu belediye başkanları mazbatasını aldı. YSK yargı yeri olmadığı gibi bugün kimsenin güvenmediği bir kurum olmuştur. Niye 200 sayfa yasıyorsunuz? Yaptığınız iş temiz olmadığı için okuyanların kafalarını karıştırmak için yapılıyor.

‘YSK’NIN YARIN NE YAPACAĞINI BİLEMEYECEĞİZ’

YSK’ya güvenilemeyince yarın ne yapılacağını bilemeyiz. Örneğin daha kamuoyunun bilmediği bir YSK eylemini daha sayalım: YSK kararıyla birlikte ilçe seçim kurullarına liste göndermiş, belki sizin de benim de adım vardır. Kişisel verilerin çalındığı ve yasaya aykırı biçimde kullanıldığı tartışmaları var ya. YSK parti temsilcileri de bilmiyor. Listedeki isimler için gereğini yapın ve bunların vesayet altına alınması başvurusunu tamamlayın kararlarını alın denebilir. İstanbul’daki Sulh hukuk mahkemesine gönderiyor. Orada bir sürü isim var. Bunlar hastaneye gitmiş olabilir bir gerginlik yaşadığı için ilaç almış olabilir. Onları AKP’ye vermişler onlar YSK’ya verilmiş. Onlar vesayet altına alınmalı mı alınmamalı mı diye onurlarıyla oynanacak. Kısıtlıdır oy kullanamaz şerhi düşülmesi için takvimde bir süre verildi. Bu süreç kabul edilebilir değil çok ayıp bir iş başlatıldı. Takvimdeki o süreç tamamlanamadığı için YSK seçimi erteleyebilir. O sürecin tamamlanması mümkün değil. Ekrem İmamoğlu kazanırsa bir kere daha iptal etmeye cüret edebilir. Kimse benim hangi hastanede hangi ilacı aldığımı bilme hakkına sahip değildir. Yapılan suçtur, sağlık bakanlığı bir suç işlemiştir. Bu söylediğimi henüz kimse bilmiyor. İnsanlar birer birer hastaneye yollanacak.

Eskiden YSK dürüst seçimin güvencesiydi şimdi siyasal iktidarın seçimi kaybetmesi halinde iktidarın korunması ve iktidarın ona teslimi için bir araç olmuştur. Yargıtay, Yargıtay olmaktan Danıştay, Danıştay olmaktan ülke hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. 7 üye 11 üye tartışması çok önemli değil artık. Yedek üyeler katılmasaydı da çoğunluk iptal kararı verecekti sonuç değişmezdi. 2010 referandumundan sonra Türkiye’de yargı cemaat AKP koalisyonuna teslim edildi. Kavgadan sonra siyasal iktidar yargıyı doğrudan kendisi teslim aldı. Twitter’dan toplananlara bakın, soruşturulan ve serbest bırakılanlara bakın Bunlar yargıç değil, AKP gençlik kolları başkanı, milletvekili, falanca vakfın başkanı sulh ceza hakimi olmuştur. Biz siyasal iktidarın komiserleriyle kuşatıldık.

Sonuçta kısa karar dediğimiz şey YSK’nın kararıdır. Sandık oluşumları yasaya aykırı olduğu için ve bunun da sonuca etkili olacağı görüldüğü için seçimlerin yenilenmesine karar verilmiştir. Şimdi bunun gerekçesi yazılacak. Yargıçların izlediği yol budur. Böylece okuyan anlayıp tamam diyecek. Gerekçede göremeyeceğiz zaten. 200 sayfayı kim okuyup anlayacak. Gerekçenin temel nedeni kamuoyu okuduğunda doğru karar demesi. Bu, kirli bir işi örtbas etmektir. Kısa karar neyse onun gerekçesi yazılır, onun dışında çalmayı çırpmayı çeteleyi sonuç tutanağını tartışıyorlar, gerekçenin ne olacağını onlardan öğreniyoruz. AKP’li bir seçmen olsam, Binali Yıldırım’ın yaklaşımını protesto ederim. Ben AKP’li seçmen olarak sandık başına gideceğim, bana pusulayı vermeyecekler, ben de boynumu büküp pusulayı almadan kabine gireceğim. Beni aptal mı sanıyorsunuz diye isyan edeceğim. Numan Kurtulmuş oy vermeyenleri biliyoruz diyor. Oy vermeyenleri bilecek kadar örgütlüsün, öte yandan bazı seçmenlere İBB oy pusulası verilmiyor, onu bilmiyorsun.”

Etiketler
YSK istanbul seçimleri yenileme kararı Seçim YSK