Nevşin Mengü: Demek olabiliyormuş
Gazeteci ve sunucu Nevşin Mengü, 23 Haziran seçim sürecini yazarak, siyasi partilerin yol haritasını değerlendirdi.
Birgün yazarı Nevşin Mengü, bugünkü "23 Haziran’a doğru" başlıklı yazısında, Ekrem İmamoğlu'ndan bahsederek, "CHP’nin temel prensiplerini sahiplenirken, farklı kimliklerle kavga etmeyen bir siyasi dil, oluşmuş durumda. Demek olabiliyormuş." dedi.
İşte Mengü'nün yazısı:
Görünen o ki, İstanbul seçiminin sonuçlarını 31 Mart’ta sandığa gitmeyen seçmen belirleyecek. 31 Mart’ta sandığa gitmeyen seçmeni, her iki taraf da 23 Haziran’da sandığa götürmek için çalışıyor. AKP ve MHP’nin 3 Mart’ta sandığa gitmeyen seçmeni 450 bin kadar, CHP’nin yaklaşık 170 bin, HDP’nin ise 250 bin kadar seçmeni sandığa gitmemiş.
HDP’nin, ‘Batı’da AKP’ye kaybettirme’ stratejisi tüm oy verenlerini ikna etmemiş görünüyor. CHP’nin karşı tarafın eline “Al işte gördünüz bunlar PKK’lı” diyebilme kozu vermeden HDP, seçmenini Ekrem İmamoğlu’na oy vermeye ikna etmesi gerekiyor.
Öte yandan, HDP’nin CHP adayına destek verme kararı, kendisi açısından da büyük bir politik risk. Türk entelijansiyası “Hain CHP, bilere HDP ile kâğıt üzerinde ittifak kurmuyor. Kâğıt üzerinde ittifak kurulmalı. CHP HDP’ye derhal sahip çıkmalı” argümanını kullanmayı seviyor. Ama işler o kadar basit değil. HDP seçmeninin bir kısmı da, CHP tarafından bağra basılmak konusunda tereddütlü. CHP’ye kızgın. CHP’nin temsil ettiği değerlere karşı olan HDP seçmeni de var. Bu seçmen, “Ne işimiz var bizim CHP ile” diyor. Muhtemelen İstanbul’da sandığa gitmeyen HDP seçmeninin büyük bir kısmını da bunlar oluşturuyor.
Ekrem İmamoğlu meydan meydan dolaşırken, o işi daha sessiz sedasız CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu üstlenmiş görünüyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci İrfan Aktan’ın haberine göre HDP’li kanaat önderleriyle iftar yemeği yedi.
İrfan Aktan, yemekte Kılıçdaroğlu’nun “Sosyal demokrat bir partiyiz ve Cumhuriyetçiyiz. Cumhuriyetin temeli eşit yurttaşlıktır. Ama bu lafla olmuyor. Eşit yurttaşlık somut, objektif imkânlarla donatılmalıdır. Bu, insanların kendi kimlikleri ile kendilerini ifade edebileceği siyasal ve toplumsal ortamı yaratarak çözülür. Eşit yurttaşlık böyle olur. Ama bütün bunların olabilmesi için güven ortamı sağlanması ve bir an önce silahın ortadan kalkması gerekiyor. Silahla hiçbir şey elde edilemez. Yaşanan terör ve şiddet bölgeyi, bölge insanını tahrip ediyor. Bir an önce çözüme kavuşmalı” dediğini belirtiyor. Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun talepler doğrultusunda Kürtçe kursları açması gerektiğini de sözlerine eklemiş.
Yeni dönemde, CHP, temel prensiplerinden vazgeçmeden kapsayıcı politikalar üretmek zorunda kalacak. O belli oldu. Belki yeni bir tür Atatürkçülükten bahsetmek, kimlikler üstü siyaset üretirken, CHP’nin de merkeze kayması gerekecek.
Ekrem İmamoğlu figürü şimdilik bu yeni dönem siyaseti simgeliyor gibi görünüyor. Herkese ulaşan, herkesi kucaklayan, CHP’nin temel prensiplerini sahiplenirken, farklı kimliklerle kavga etmeyen bir siyasi dil, oluşmuş durumda. Demek olabiliyormuş.
BİNALİ YILDIRIM’IN DİKKAT ÇEKEN TWEETİ
Binali Yıldırım’ın sosyal medya paylaşımları son dönemde el değiştirmiş gibi. Daha genç ve daha dinamik bir dil göze çarpıyor. Gençlerin kullandığı kelimeler, hashtagler Binali Yıldırım’ın sosyal medya paylaşımlarında dikkati çekiyor. Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul’da sandıkta çıkaran önemli bir etken sosyal medya olmuştu. Ne var ki Ekrem İmamoğlu sokakta neyse sosyal medyada da o. Binali Yıldırım’ın sosyal medya paylaşımları ve kendisi arasında ise fark var.
Binali Yıldırım’ın başka dikkatli çeken bir tweeti “Son günlerde CHP adayına yönelik protesto haberlerine rastlıyorum. Bu tür davranışları doğru bulmuyorum. İstanbullu hemşerilerimin, adayların kendilerini en iyi şekilde ifade etmesine fırsat tanıyacağına inanıyorum. İstanbul demek hoşgörü demek. İstanbul demek barış demek” şeklindeydi.
Aman Ekrem İmamoğlu dikkat olsun. Yıldırım’ın tweeti kızım sana söylüyorum gelinim sen anla havasında.