Altaylı'dan AKP'ye Sayıştay yanıtı
AKP İBB'deki israfın bir kısmını göz önüne seren Sayıştay raporlarını görmezden geliyor. Bugüne kadar açıklama yapmayan Sayıştay ise iki gündür üst üste açıklama yapıyor. Fatih Altaylı da Sayıştay tartışmasına dahil oldu.
AKP İBB'deki israfın bir kısmını göz önüne seren Sayıştay raporlarını görmezden geliyor. Bugüne kadar açıklama yapmayan Sayıştay ise iki gündür üst üste açıklama yapıyor. Fatih Altaylı da Sayıştay tartışmasına dahil oldu.
Sayıştay'ın AKP tarafından iğdiş edildiğini belirten Altaylı da Sayıştay'ın bugüne kadar sessiz kalmasına dikkat çekti. Sayıştay'ın bugüne kadar açıklama yapmamasının nedenini ise "Hükümet yanlısı olmayan yazarlar ve medya bu rapordan alıntıları uzun zamandır yayınlıyorlardı. İktidar kanadı ise bu etkisiz yayınları hiç ama hiç takmıyordu. Çünkü ne Sayıştay’ın bir gücü vardı artık ne de medyanın." diyerek açıkladı.
Bir Sayıştay Raporu tartışmasıdır gidiyor.
“İmamoğlu’nun gösterdiği rapor eski” diyor AK Partililer.
“Oooo, o rapor 2017 raporu. Bugünle ne alakası var” diyor partiyi tartışma programlarında resmi veya gayriresmi temsil etmekte olanlar.
Bu söylem doğru olmasına doğru da, eski dedikleri rapordan daha yenisi yok.
2017 raporu Sayıştay’ın son kamu idareleri denetim raporu.
Daha yenisi yok.
Çünkü Sayıştay denetimi uzun süren ve çok detaylı bir süreç. 2018 raporu henüz çıkmış değil.
2017 raporuna “O eski” demek bu yüzden doğru değil.
Elde daha yenisi yok.
AK Parti’nin Sayıştay’dan çok da hoşnut olmadığı bir gerçek.
Oysa Sayıştay, Milli Görüş’e çok uzak bir kurum değil.
Yürütmenin işlerini TBMM adına denetlemekle görevli kurum, Milli Görüş’ün devlet içinde ilk örgütlendiği kurumların başında gelirdi.
Ama bu işini düzgün yapmasına da mani olmadı.
Mesela AK Parti’nin önemli isimlerinden, önemli bakanlık koltuklarında oturmuş Vecdi Gönül Beyefendi, eski bir Sayıştay Başkanı idi.
Ancak AK Parti 2010 yılından itibaren sürekli ve tutarlı bir biçimde Sayıştay’ı pasifize etme, yetkisizleştirme operasyonları yürüttü.
Aralık 2010’da, Nurettin Canikli’nin verdiği bir son dakika önergesiyle Sayıştay’ın performans denetim yetkisi ortadan kaldırılmıştı.
Sonra zaman içinde kamu payı yüzde 50’nin altında olan kamu iştirakleri denetimden çıkarıldı.
Sayıştay’ın harcama yargısı yetkisi elinden alındı.
AK Parti milletvekili Recai Berber’in teklifiyle Sayıştay’ın mali denetim yetkisi kısıtlandı, denetimlerde elde ettiği bulguları direkt olarak rapora dönüştürme yetkisi ortadan kaldırıldı, kamu idarelerinin mali raporlarının güvenilirliği ve doğruluğu hakkında görüş bildirmesi engellendi, denetlenen kurumların aleyhlerindeki bulguları rapora koydurmama gibi bir saçma yetkiye kavuşması sağlandı.
Yani Sayıştay sürekli iğdiş edildi.
Ve tüm bunlara rağmen hazırladığı raporlar artık hiçbir yasal sonucu olmamasına ve iktidar tarafından takılmamasına rağmen rahatsızlık yaratmaya devam ediyor.
2017 raporu İmamoğlu tarafından gündeme getirilmedi aslında.
Hükümet yanlısı olmayan yazarlar ve medya bu rapordan alıntıları uzun zamandır yayınlıyorlardı.
İktidar kanadı ise bu etkisiz yayınları hiç ama hiç takmıyordu.
Çünkü ne Sayıştay’ın bir gücü vardı artık ne de medyanın.