Afetin gölgesinde seçim tartışması; takvim ertelenecek mi? Hukukçular Gerçek Gündem'e yorumladı
10 ilde yerleşim yerlerinin önemli bölümümün yıkılmasına neden olan depremlerin yaralarını sarmak için çabalar sürerken deprem bölgesindeki seçmenlerin nasıl oy kullanacağı ve oy kaydeden iktidarın afeti gerekçe göstererek seçimleri ertelemek isteyeceği yönünde tartışmalar Türkiye’nin gündeminde.
6 Şubat Pazartesi günü meydana gelen ve merkez üssü Kahramanmaraş olan depremler on binlerce yurttaşın yaşamını yitirmesine neden oldu. Depremlerin afet sürecine dönüşmesine yönelik ihmaller için tartışmalar sürerken yaklaşık 15 milyon nüfusu etkileyen afet sonrasında Türkiye’de seçim sürecinin nasıl devam edeceği yönünde sorular siyaset gündemini meşgul ediyor.
Afet bölgesinde çok sayıda yurttaşın hayatını kaybetmesi, yaralanması, binlerce binanın yıkılması hayatın olağan akışının sürmesini imkânsız hale getirirken bu koşullarda 8 milyon seçmenin nasıl oy kullanacağını da tartışmaya açtı. Olası bir seçim ertelenmesi kararının Türkiye’yi nasıl bir sürece sürükleyeceği de konuşulan konular arasında yer alırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, afet bölgesinde ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) sonrasında yayımladığı ilk kararnamede seçim takvimi sürecini alınan kararların dışında tuttu. Bu durum Erdoğan’ın seçimler için 18 Haziran tarihini öne çekerek daha önce ilan ettiği 14 Mayıs için ısrarını sürdürdüğü yorumlarını da beraberinde getirdi. Sosyal medyada yapılan art arda değerlendirmeler seçim süreciyle ilgili yaşanacak kaosu da sözler önüne seriyor.
İktidarın, afetin de arttırdığı oy kaybı nedeniyle seçimleri erteletmek isteyeceği iddiaları gündeme getirilirken afet gölgesinde başlayan demokrasi krizi de ‘otokratik’ rejim endişelerini körükledi.
“İKTİDAR SEÇİMLERİ ERTELETME İŞİNİ YSK’YA PASLAYACAK”
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, Anayasa’nın ilgili maddesini de hatırlattığı ve sosyal medyada paylaştığı yorumunda; “Anayasa Madde 78, Milletvekili Seçim Kanunu Madde 6, Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu Madde 5’e göre; Milletvekili Genel Seçimi ancak savaş halinde TBMM’nin alacağı karar ile 1 yıl süreyle ertelenebilir. Böyle bir durumda Cumhurbaşkanı seçimi de 1 yıl ertelenebilir. Savaş hali dışında ertelenemez” diyerek yasa hükümlerinin böyle bir tartışmaya kapalı olduğunu vurguladı.
Millet İttifakı’nın bileşenlerinden Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ise seçimlerin tarihi hakkında yine sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmesini; “Erdoğan’ın ‘bana 1 yıl verin’ sözünden anladığımız, 18 Haziran 2023 seçimini YSK eliyle ‘seçmen kütüklerinin fiili imkânsızlık nedeniyle hazırlanamaması’ gerekçesiyle muhtemelen yerel seçimlerle birleştirmek! Çünkü seçime yönelik tüm popülist kurgusu bozuldu!” sözleriyle paylaştı.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı ise 10 Şubat tarihli yazısında; “Anayasa’nın 78. maddesine bağlı olarak 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu'nun 5. Maddesi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sadece savaş hali nedeniyle ve ancak bu nedenden kaynaklanan TBMM kararı ile 1 yıl ertelenebileceğini söylüyor. Savaş yoksa seçim ertelenmez diyenlerin dayanağı bu. Ancak seçimleri ertelemek isteyen iktidarın elinde bir başka manivela var. O da Anayasa Mahkemesi’nin 2012/30 sayılı esas ve 96 sayılı karar metninde “Savaş ve benzeri zaruret sebepleriyle seçimlerin yapılmasının fiilen imkânsız kalması” halinde ertelenmesinin önünü açıyor. Bu karar Anayasa’ya açıkça aykırı. Ama alınmış. İktidar eğer seçimleri 1 yıl erteleme kararını TBMM’de alırsa, muhalefet bunu Anayasa Mahkemesi’ne götürür. Anayasa Mahkemesi’nin bu eski karara uyup uymayacağını ise sadece Anayasa Mahkemesi yargıçları bilebilir” ifadeleriyle süreci özetledi.
Altaylı bugünkü yazısında ise; “İktidar kanadı, seçimleri erteletme işini YSK’ya paslayacak. Önce bir seçim kararı alınacak. Sonra YSK, 4 ilde tamamen 6 ilde ise kısmen seçim sürecini yürütmesinin fiilen imkânsız hale geldiğini bildirecek ve seçimlerin ertelenmesini isteyecek. Böylelikle seçimler en az 6 ay, muhtemelen bir yıl ertelenecek. Sonrası! Allah kerim. Ya Timur ya fil ya Nasreddin…” sözleriyle duyumlarına göre iktidarın uygulayacağı muhtemel planı açıkladı.
ANAYASA SEÇİMLERİN ERTELENMESİ İÇİN NE DİYOR?
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun ve Eski İstanbul Barosu Başkanı Avukat Turgut Kazan, seçimin ertelenmesi hakkında tartışmaları Gerçek Gündem’e değerlendirdi.
ERGUN ÖZBUDUN: ANAYASA GAYET AÇIK, SEÇİMLER ANCAK SAVAŞ SEBEBİYLE ERTELENEBİLİR
Prof. Dr. Ergun Özbudun, “Seçim deyince TBMM seçimi ve cumhurbaşkanlığı seçimidir. Anayasa gayet açık. Anayasa’ya göre seçimler ancak savaş sebebiyle ertelenebilir. Ortada savaş yok” ifadelerini kullandı.
Anayasa’nın 78. maddesine bağlı olarak 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu’nun 5. Maddesi cumhurbaşkanlığı seçimlerinin savaş hali durumunda, TBMM kararı ile 1 yıl ertelenebileceğini belirtiyor. ANAYASA MADDE 78: “Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir. Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir. Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.” (Ek: 27/12/2002-4777/2 Md.) Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak, bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilk pazar günü ara seçim yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde Anayasanın 127’nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.
Eski İstanbul Barosu Başkanı Avukat Turgut Kazan, Anayasa’ya göre seçimlerin ancak savaş nedeniyle ertelenebildiğini vurgularken bölgedeki koşullarda seçimin yapılmasının mümkün olmadığına dikkat çekiyor.
TURGUT KAZAN: AFET BÖLGESİNDEKİ YAKLAŞIK 8 MİLYON SEÇMEN NASIL OY KULLANACAK?
“Savaş durumunda Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından erteleme söz konusu olabilir” diyen Turgut Kazan, Türkiye’nin 10 ilinde yaklaşık 15 milyonu etkileyen bir afetin bölgedeki seçmenlerin oy kullanmasını imkânsız hale getirdiğini şu sözlerle anlattı:
“Tahmini söylüyoruz, orada yaklaşık 8 milyon seçmen olması gerekir. İnsanların orada kalması, seçim sürecine kadar oralarda yaşaması, dolayısıyla da oy kullanmasıyla ilgili çok ciddi bir sorun var. Bu seçmenlerin neredeyse tamamı başka illerde, yurtlarda, otellerde, eşinin dostunun yanında kalacaklar… Bunlar nasıl oy kullanacaklar?”
TURGUT KAZAN: MUHALEFETİN GERÇEKÇİ BİR ÇÖZÜM ÖNERMESİ VE ÇÖZÜMDE ISRAR ETMESİ GEREKİR
Milyonlarca seçmenin seçimlerde oy kullanamayacak olmasının önemli bir sorun olduğunu hatırlatan Turgut Kazan, “Hukukçuların ve muhalefet partilerinin, onu görmesi düşünmesi ve gerçekçi bir çözüm önermesi, o çözümde ısrar etmesi gerekir” diye konuştu.
Kazan, Anayasal düzenlemenin mümkün kılmadığı çözümün, ortak mutabakat ile sağlanması gerektiğini belirterek, “Süratle hem seçim hukukunda uzman insanların hem muhalefet partilerinin Meclisi veyahut da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemindeki yetkilileri buna zorlaması, bu konuda çözüm üretilmesi gerekir. Afet bölgesindeki seçmenlerin oy kullanmasını sağlayacak bir yöntem düşünülmesi gerekir. Sonuçta böyle bir fiili durum var. O karar olmasa bile bu eğilim pekâlâ gündeme gelebilir. YSK böyle bir karar verebilir. Çünkü YSK böyle bir karar verince yapılacak bir şey yok. Yanlıştır diyebilmek de kolay değildir. Yanlıştır demek o insanlar oy kullanmazsa kullanmasın anlamı taşır” dedi.
KAZAN: O KADAR SEÇMENİN OY KULLANMASI FİİLEN İMKANSIZ OLUYORSA ONA SEYİRCİ KALMAK DA MÜMKÜN DEĞİLDİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın afet bölgesinde ilan edilen OHAL için imzaladığı ilk kararnamede seçim takvimini tedbirlerden muaf tuttuğunu da hatırlatan Kazan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanı seçimi erteleyemez. Sürelerle ilgili Olağanüstü Hal (OHAL) birinci kararnamesinde seçim süreleri hariç demiştir. 'Seçimin ertelenmesini hiç düşünmüyorum' anlamına gelen bir yaklaşımdır bu. Ama Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bu koşullarda; ‘yaklaşık 8 milyon seçmenin oy vermesiyle ilgili işlemlerin tamamlanma imkânı olmadığı için, seçimin fevkalade felaket durumunda ve mücbir sebep nedeniyle ertelenmesine karar verilmiştir’ diyebilir. Yani bunun önlenmesi için çözüm önerilmesi gerekir ve o çözümün sağlanması gerekir. Seçimin ertelenmesi tartışılıyor ama şu sorunun yanıtı verilmiyor: Oradaki insanlar nasıl oy kullanacak? Onlar oy kullanmasın diye bakamayız, felaketi yaşayan onlardır. Mutlaka oy kullanmaları gerekir. Zaten o kadar yüksek bir sayının oy kullanması fiilen imkânsız oluyorsa ona seyirci kalmak da mümkün değildir."
Kaynak: Haber Merkezi