AKP'li iş insanı tecavüzden böyle kurtarılmaya çalışılıyor: Çocuğun 'rızası' varmış!
Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, hakkında tecavüz suçlaması bulunan AKP’li iş insan Sadullah Alagöz dosyasında çıkan iddianameyi köşesinde anlattı.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, “Çocuğun rızası varmış” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Pehlivan bugünkü köşesinde, 17 yaşındaki E.M.'ye cinsel istismarda bulunduğu; 24 yaşındaki bir kadını da taciz ettiği ortaya çıkan AKP’li iş insan Sadullah Alagöz dosyasını gündeme getirdi.
Alagöz dosyasında iddianame hazırlandığını anlatan Pehlivan, “Sekiz sayfalık o iddianameyi okuyorum ve maalesef korktuğum oluyor. Zira, savcı tecavüzün yaşanmadığını düşünüyordu. Bu yüzden ‘nitelikli cinsel istismar' suçlamasını düşürüp davayı farklı bir yöne kaydırıyordu” diye yazdı.
Yazının ilgili kısımları şöyle:
Sadullah Alagöz adlı AKP’li iş insanı, siyaset ve bürokrasideki gücüyle korkutup küçük kıza tecavüz etmekle suçlanıyordu.
Biliyorsunuz aylar geçmesine rağmen ilerlemeyen soruşturma, “SS” kitabında yazmamızla Türkiye’nin gündemine geldi. Şüpheli Alagöz’ün, tecavüz mağduru olan çocuğu korumakla görevli Aile Bakanı Derya Yanık ve Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz ile buluşmasını tüm engellemelere rağmen konuştuk.
Ve şimdi...
Tecavüz olayından bir yıl sonra iddianame tamamlandı. Sekiz sayfalık o iddianameyi okuyorum ve maalesef korktuğum oluyor. Zira, savcı tecavüzün yaşanmadığını düşünüyordu. Bu yüzden “nitelikli cinsel istismar” suçlamasını düşürüp davayı farklı bir yöne kaydırıyordu:
“Cinsel ilişkinin zorla olduğuna dair yeterli, somut ve inandırıcı delil elde edilemediği ve mağdurun şüpheli ile rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu şekilde şüphelinin mağdurla rızası ile cinsel ilişkiye girmek suretiyle reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu işlediğine dair hakkında kamu davası açmaya yeter delil ve şüphe bulunduğu anlaşıldı.”
Mağdur çocuk E.M’nin pantolonunda ve bluzunda şüpheli Alagöz’ün DNA’sı bulundu.
Adli Tıp Kurumu buna dair rapor yazıp delili kanıtladı.
Evet, ama ne önemi var! “Mağdurun olaydan hemen sonra değil de 10 gün sonra şikâyette bulunmasını” ilk gerekçe olarak iddianameye yazıp “Rızası var” deniyordu.
O ÇOCUK HALEN KORKUYOR
Ne desem eksik ne desem hafif kalacak. Mağdur E.M’nin davası 5 Mart 2024’te Ankara 47. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Şimdilik son söz ise çocuğun avukatı Çisel Demirkan’da:
“Bakınız, tecavüzcüsüyle yıllarca aynı evde yaşayanlar var. Babasından gördüğü istismara rağmen, onun çocuğunu doğuran insanlar var. Sanki böyle bir ülkede yaşamıyormuşuz gibi, bir çocuğun şikâyet için 10 gün beklemiş olması ve habersiz olan ailesiyle birlikte şüphelinin yanına gitmek zorunda kalması ‘rıza göstergesine’ sokulmaya çalışılıyor. Bu kabul edilebilir mi? Bir çocuğun çektiği ıstırabı, bir şekilde rıza kavramına sokmak için ‘reşit olmayanla cinsel ilişki’ olarak adlandıramayız. Çocuk hiçbir zaman buna rıza göstermedi ve rızası olmadığını her alanda söyledi. Değişen savcıları, dosyaya girip çıkanları, sizin yazdıklarınızı, en son yargı skandalını düşünün... Bu çocuk hangi şartlarda bu ülkenin hukuk sistemine güvenebilsin? Bir kız çocuğunun yaşama hakkı yok mu bu ülkede? Bu çok acı ve bu iddianame bunun ilanı. Belli yerlerde tanıdıklarınız varsa ve birazcık güçlüyseniz, istediğiniz gibi oynayabiliyorsunuz. DNA raporu bile aylar sonra alınabildi bu dosyada. ‘DNA bu şüphelinin DNA’sıdır’ denilmesine rağmen, 18 yaşından küçük bir çocuk karşınızda olmasına rağmen, biz bunu istismar olarak kabul ettiremiyoruz! Neden? Neymiş, 10 gün beklemiş! Aylarca bekleyenler var korkularından... O çocuk halen korkuyor. Bu mu adalet? Bu mu bizim insana, kadına, çocuğa verdiğimiz güvence? Bu mu hukuk sistemi?”