Akşener 'Altılı Masa krizini' anlattı: 'Artık sorun çıkmaz'

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Habertürk canlı yayınında Altılı Masa'da bir kriz daha yaşanmayacağını belirterek; "Artık sorun çıkmaz" dedi.

Son günlerin en çok konuşulan kişilerden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Habertürk canlı yayınında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.

Altılı Masa'nın cumhurbaşkanı adayını belirlemesinin ardından yeni bir kriz yaşanıp yaşanmayacağı yönündeki soruya yanıt veren Akşener, "Artık sorun çıkmaz. Bu formül, içime sindi" ifadelerini kullandı.

Akşener programında sonunda ise Fatih Altaylı'nın "Milleti hop oturtup hop kaldırdınız" sözlerine Akşener, "Bundan sonra yapmayacağım, söz" ifadelerini kullandı.

Akşener'in açıklamaları şöyle:

"YÜZÜNÜZ NEDEN ASIKTI" SORUSUNA YANIT

Temel Bey'in ve Kemal'in yaptığı konuşma esnasındaki resmi inceledim. Tuhaf bir ışık gelmiş. Ben aslında mutsuz, tepkili değildim. Bana hiç kimse zorla bir şey yaptıramaz. Ben bir gece evvel hiç uyumadım. Mansur Bey ve Ekrem Bey gece 2'de eve geldiler.

Bir de deprem oldu. Çok etkiledi beni. Bir gece önce 0 uyku. İyi ayakta kalabildim.

Perşembe günü müzakereye kapalı bir ortam oluştu. Siz bir teklif ortaya koyuyorsunuz ama diğer 5 kişi bir konuda karar almış, bundan geri gitmiyor. Dolayısıyla herkes bana masadan kalktı diyor ama masa kalktı. Müştereklerde buluştuk.

Erdoğan dün seçim tarihini 14 Mayıs olarak ilan etti. Biz de adayımızı açıkladı. Zamanla ilgili bir problem olmadı.

Herkesin cumhurbaşkanlığı adaylığına hakkı vardır. 2018 seçimlerinde yaşadıklarımdan bir ders çıkardım.

En fazla taş atıldığı dönemde, kendimi şeytan taşlamasında hissettim. Ersan hocanın sözleri benim için çok değerliydim. Görüşmek istedim, fikirlerini almak istedim. 'Hocam ciddi misiniz sözlerinizde' dedim, 'adaylık'ta' demedim. Kendisini evimde bir yemekte ağırlayacağım.

CUMA GÜNKÜ AÇIKLAMALARI NEDEN SERTTİ?

Evet sertti. Sert olmalıydı. O metni kendim yazdım. Ben sosyal bilimciyim. 28 yıldır aktif siyaset yapıyorum. Dolayısıyla bildiğim bir şey net olmak. Sert olmuş olabilir ama netti. Bu 'Hayır biz 5'imiz böyle düşünüyoruz, senin önerilerin takdire uygun değil' gibi bir tutum alınırsa net olursunuz. Ben cumhurbaşkanı adaylığı konusunda 1.5 yıl önce vazgeçmemiş olsaydım, 5 erkeğin arasında tek kadınım ben.

İMAMOĞLU VE YAVAŞ TARTIŞMASI

İki belediye başkanını cumhurbaşkanı adayının koşu partneri haline getirdi o masa. Gönül rahatlığıyla söylüyorum: 13. cumhurbaşkanı Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı. Tek başkan yardımcısı olma gibi bir talebim olmadı.

Geldiler, bazı seçenekler ileri sürdüler. Bu iki arkadaşın popülerliği benden fazla. Dolayısıyla bu arkadaşlarımızın bu süreçte mutlaka aktif olması gerekiyor. Belediye başkanı olarak yardımcı olmaları başka bir şey taşın altına ellerini koymaları da lazımdı. Bir kaç seçenek arasında bu konuda üçümüz uzlaştık. Yetki almam gerekiyordu. Gittim Genel Merkez'e. İlgili kurullarımızdan yetki aldım. Bunu kamuoyunda nasıl paylaşacağız? Bunun için belediye başkanları tekrar geldiler.

Herkes hakkını helal etsin bana ama güzel oldu.

ERDOĞAN İLE GÖRÜŞTÜ İDDİASI

2015 yılında bana başbakan yardımcılığı teklif edilmiş. Kabul etmemişim. Tayyip Bey ile kapı arkası görüşmeme gerek yok.

Bugüne kadar Tayyip Bey benimle görüşmek için hiç bir şey yapmadı. Benim de Tayyip Bey ile görüşmek için hiç bir görüşme talebim olmadı. Ben bunları neden gizleyeyim? Olsa söylerim, kimden korkayım? Ama yok. Tayyip Bey'e de ayıp. İnanın yok. Hala hakkımda benim ifade veremediğim, hatta bir PKK muhbirinin olduğu iddia edilen FETÖ davası var ama bana gelen bir şey yok. Ben bunu niye çözmeyeyim görüşsem? Eğer bu Demokles'in kılıcıysa ben boğazımı o kılıçla kendi boğazımı keserim.

Ben 13. cumhurbaşkanımızı seçmiş gibi hissediyorum. Çok da çalışacağım.

İmamoğlu ve Yavaş, Kılıçdaroğlu ile aynı kantarda olacak. Bugünkü Anayasa'ya göre Kılıçdaroğlu bizleri cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atayacak. Millet İttifakı'nın hiçbir lideri milletvekili adayı olmayacak. Bu kazancağımıza inandığımızı gösteriyor. Liderlerin yardımcılığı Fuat Oktay'ınki gibi olmayacak. Artık sorun çıkmaz, bu çözüm içime sindi.

HDP'NİN KILIÇDAROĞLU'NA DESTEĞİ

Türkiye'de siyasi partilerin birbirleriyle ilişkisine herkes saygı duymalıdır. Ekmeleddin İhsanoğlu iki partinin ortak adayıydı. Selahattin Demirtaş da adaydı. Onun kampanyasına kendi parasından destek verdi. 2014'ün Türkiye'sinde İhsanoğlu'nun tutumuna kimse bir şey demedi.

Burada bir problem vardıysa taraflar kendilerine bakacaklar. Bizim kırmızı çizgilerimiz aynı. Hukuka saygı, vatanın birliğine saygı, anayasanın ilk 4 maddesine saygı, Türkiye'deki birlik beraberliğe saygı. Yani Atatürk'le derdi olmayacak insanların. 2014'de MHP'nin adayı HDP'nin adayına para desteği yaptıysa burada bir şey var demektir. Bugün neden böyle? Türkiye'de siyasi partiler üzerinden ayrışma yerine etnik kimlik üzerinden bir ayrışma oldu ve bunun nedeni Türk milliyetçileri değil.

31 Mart 2019. Bizim Güney Doğu'da belediye başkan ve meclis üyelerimiz oldu. Birden Yeni Şafak'ta bütün kimlikleriyle 29 adayımız ismi PKK'lı diye yayınlandı. Bir baktık 2'si dışında ortak özellikleri Kürt olmasıydı. Bunlarda 3'ü AKP'ye geçti.

Masada HDP yok. Zaman zaman HDP yöneticilerinden farklı farklı açıklamalar oldu. Ben de bu açıklamaların ucube sisteme odun atmak olduğunu düşündüm. Bakanlık gibi alış veriş olması mümkün değil. CHP, HDP'yi bizim olduğumuz masaya asla getiremez.