Aktif siyaseti bırakan Ahmet Türk: Arkadaşlar geliyor, ağlayanlar var; zor duruma düştüm
Sandıktan birinci çıkan, ancak yüzde 50+1 barajını geçemediği için Mardin'de belediye başkan adaylığından çekilen Ahmet Türk, aktif siyaseti bırakma kararıyla ilgili "Artık yoruldum ama dört bir yandan arkadaşlar geliyor, ağlayanlar var, bırakamazsın diyen var; hakikaten çok zor duruma düştüm" dedi.
Kürt siyasetine damga vuran isimler arasında yer alan, HDP ve öncülü partilerde uzun yıllar üst düzey görevlerde bulunan Ahmet Türk'ün Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na yaptığı aday adaylığı başvurusunu geri çekip aktif siyaseti de bıraktığını duyurması, son günlerin en tartışılan konularından biri.
DEM Parti'de geçtiğimiz cumartesi günü 10 il ve bağlı birçok ilçede belediye eş başkanları, belediye meclis üyeleri ve il genel meclis üyelerini belirlemek için halk oylaması yapıldı.
Sandıktan birinci çıkan; ancak yüzde 50+1 barajını geçemeyen Türk, bu kriteri karşılamaması durumunda yarıştan çekileceğine dair verdiği sözü hatırlatarak "Halkın sahiplenmesinde dolayı halka teşekkür ediyorum. Aktif siyasetten çekiliyorum. Kürt halkının mücadelesini farklı platformlarda sürdüreceğim" demişti.
'BENİM YAŞIM BELLİ, DAHA NE KADAR AKTİF OLABİLİRİM, BİLEMİYORUM'
Artı Gerçek yazarı İrfan Aktan, bunun üzerine Türk'ü arayıp aktif siyasetten gerçekten çekilip çekilmediğini sordu. Gazetecinin aktardığına göre Türk'ün yanıtı şöyle oldu:
"Bazı arkadaşlar aktif siyaseti bıraktığım yönündeki açıklamamı çok sert buluyor. Benim yaşım belli; daha ne kadar aktif olabilirim, bilemiyorum. Ama tabii ki partiliyim, partimde kalmaya devam edeceğim. Kırk yılı aşkın süredir bu mücadelenin içindeyim ve bu mücadeleyi de bırakmış değilim."
'SEKİZ KİŞİNİN GİRDİĞİ BİR SEÇİMDEN YÜZDE 50+1 ALINMASI NASIL MÜMKÜN OLABİLİR?'
Aktan, devamında görüşmenin detaylarını şöyle anlattı:
"Ahmet Türk’e neden ön seçimin ikinci turuna girmediğini sorduğumda ise, ön seçimin çok mühim bir deneyim olduğunu ama yüzde 50+1 kriterini zorlama bulduğunu söylüyor:
'Sekiz kişinin girdiği bir seçimden yüzde 50+1 oy alınması nasıl mümkün olabilir ki! Niye iki tur yapıyoruz, anlamış değilim. Tamam, herkes ön seçime girer, en fazla oyu alan aday olur, akla uygun yöntem budur.'
'İKİNCİ TURUN BAZI YERLERDE YIPRATICI SONUÇLARI OLABİLECEĞİ GÖRÜLMELİYDİ'
Ahmet Türk 13 Ocak’ta diğer bölgelerdeki ön seçim sonuçlarını da hatırlatıyor ve ekliyor: 'Dikkat et, hiçbir yerden ilk turda kimse yüzde 50+1 alamadı. İkinci turun bazı yerlerde yıpratıcı sonuçları olabileceği görülmeliydi. Ben bunu partideki arkadaşlara daha önce de söylemiştim.'
'ARTIK YORULDUM AMA DÖRT BİR YANDAN ARKADAŞLAR GELİYOR, AĞLAYANLAR VAR'
Kendisinden sonraki aday adayı 700 oy alırken, Türk’ün aldığı delege oyu ise 2539. Dolayısıyla Türk şöyle diyor: 'Böyle bir tablo karşısında birbirimizle yarışmak bana çok gerekli gelmiyor. Açıkçası artık yoruldum ama şimdi dört bir yandan arkadaşlar geliyor, ağlayanlar var, bırakamazsın diyen var; hakikaten çok zor duruma düştüm.' (...)"
BELEDİYE BAŞKANIYKEN İKİ KEZ GÖREVDEN ALINDI
Türk, 2014 ve 2019'da da Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmişti. İlk dönemi 2016 yılında çıkarılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile görevden alınması ve tutuklanmasıyla sonuçlanmıştı. Üç aya yakın bir süre tutuklu kalan Türk, sağlık sebepleri nedeniyle tahliye edilmişti.
Ahmet Türk'ün serbest bırakılması için yürütülen kampanyaya MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de "Türk 74 yaşında, rahatsızlığı nedeniyle insani boyut göz önünde bulundurularak tedavisine fırsat verecek şekilde tutuksuz yargılanmalı" sözleriyle destek vermişti.
2019'da ikinci kez Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ahmet Türk'ün bu sefer mazbata almasına itiraz edilmiş, ancak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) deneyimli siyasetçinin lehine karar vererek Türk'ün başkanlığını onaylamıştı.
Ahmet Türk'ün ikinci dönem Mardin Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı yine görevden alınmasıyla sonuçlanmış ve yaklaşık beş ay sürmüştü.
AHMET TÜRK HAKKINDA KISACA
Ahmet Türk, aktif siyasete ilk adımı 1973'de Demokratik Parti'den Mardin Milletvekili seçilerek attı, 1974'te CHP'ye geçti.
1980'e kadar CHP çatısında siyaset yapan Türk, darbe sonrası tutuklanıp Diyarbakır Cezaevi'nde işkence görmesinin ardından politik yaşamına Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) ile devam etti.
Ancak Saddam Hüseyin'in 1988'de Kuzey Irak'ta düzenlediği zehirli gaz saldırısı ile 6 bin kadar insanın ölümü ve binlercesinin yaralanmasına neden olan Halepçe Katliamı'nın ardından Paris'te "Kürt Ulusal Kimliği ve İnsan Hakları" konulu bir konferansa katılan diğer 6 vekille beraber partisinden ihraç edildi.
HEP'İN KURUCULARI ARASINDA YER ALDI
SHP'den ihraç edilen vekillerle beraber 1990'da Kürt siyasi hareketinin ilk yasal temsilcisi kabul edilen ve HDP'ye kadar uzanan siyasi geleneği başlatan HEP'in (Halkın Emek Partisi) kurucuları arasında yer aldı.
Parti 1991 erken seçimlerine, yüzde 10'luk baraj nedeniyle, SHP bünyesinde girdi. Leyla Zana'nın Kürtçe yemin etmesiyle yaşanan kriz sonrası kapatılan HEP; daha sonra aynı kaderi paylaşan ÖZDEP, HEP, DEP, HADEP, DEHAP ve yine Ahmet Türk'ün eş başkanlığında kurulan DTP'nin (Demokratik Toplum Partisi) öncüsü oldu.
DTP kapatıldıktan sonra kurulan BDP daha sonra isim değiştirdi ve başka partilerin de birleşmesiyle bugünkü HDP kuruldu.
KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDE HÜKÜMETLERİN GÜVENDİĞİ BİR İSİM OLDU
Ahmet Türk, Kürt sorununa çözüm arandığı her dönem hükümet yetkililerinin başvurduğu isimlerin başında geldi. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 1993'te soruna demokratik çözüm arayışı içinde mesajını o dönem Lübnan'da Bekaa Vadisi'nde bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'a ileten kişi, Ahmet Türk'tü.
Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı sırasında 2009 yılında temelleri atılan çözüm süreci sırasında da etkili aktörler arasında yer aldı.
'YARABBİ BİZİM CANIMIZI AL, BİZİ BU İŞKENCEDEN KURTAR'
O dönem CNN Türk'te Rıdvan Akar'ın sunumuyla ekrana gelen 'Habere Dair' programındaki sözleri dikkati çekiciydi:
- R.A: Diyarbakır Cezaevi'nde kaldınız ve oradaki işkencelerden nasibinizi aldınız, hiç isyan edip, 'ben de bir gün dağa mı çıksam' diye düşündüğünüz oldu mu?
- A.T: İnanın ki böyle bir düşünceye sahip olmadım ama tabii ki bizi zorlayan bir süreçti. Yani çoğu zaman kalkıp 'Yarabbi, bizim canımızı al, bizi bu işkenceden kurtar' diyorduk, bunu bütün samimiyetimle söylüyorum.
Türk, 3 Ocak 2013'te İmralı'da Öcalan ile görüşmeye giden iki kişiden biriydi.