Almanya İçişleri Bakanlığı yetkilisi açıkladı: AKP Almanya'daki seçim çalışmalarına 2021'de başlamış!
Türkiye'de 14-28 Mayıs seçimleri geride kalırken, AKP'nin Almanya'daki seçim çalışmalarına 2021 yılında başladığı öne sürüldü.
Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için yurt dışında 3 milyon 400 binden fazla kayıtlı seçmen bulunuyor. Bunların yaklaşık 1 milyon 505 bini Almanya’da yaşıyor.
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) verilerine göre milletvekilliği seçimlerinde Almanya’daki seçmenlerden 733 binden fazlası sandığa gitti. Seçmenlerin yüzde 50,52'si AKP'yi seçti. Cumhurbaşkanı seçimlerinde ise ilk turda yaklaşık 733 bin, ikinci turda ise yaklaşık 761 bin seçmen oy kullandı. Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'a ilk turda yüzde 65,5, ikinci turda ise yüzde 67,2 oranında destek çıktı.
Özellikle ikinci turdan sonra çok sayıda Erdoğan ve Cumhur İttifakı taraftarının sokaklara çıkarak, araç konvoyları oluşturması, kornalar çalarak kutlaması, meydanlarda gösteriler düzenlemeleri Almanya'da AKP'nin etkisi konusunu yeniden tartışmaya açtı.
Deutsche Welle (DW) Türkçe'den Elmas Topçu ve Hülya Topçu'nun haberine göre, çok sayıda derneği içinde barındıran Almanya Türk Toplumu'nun Eş Başkanı Gökay Sofuoğlu, Almanya'da yaklaşık 3 milyon Türkiye kökenli bulunduğunu, bunlardan da yaklaşık 510 binin Erdoğan'ı tercih ettiğini belirterek, bu oranın bütün Türkiye kökenliler düşünüldüğünde yüzde 17'ye tekabül ettiğini belirtiyor.
Ancak bu görüşe katılmayanlar da var. Köln'deki uluslararası üniversite bünyesindeki Radikalleşme Araştırmaları ve Önleme Merkezi uzmanlarından siyaset bilimci Prof. Kemal Bozay onlardan biri. Bozay'a göre Almanya'da sandığa gidenlerin yüzde 65'ten fazlası hem Erdoğan, hem de Cumhur İttifakı'nı tercih etti. Cumhur İttifakı içinde uzun yıllardır Almanya'da istihbarat birimlerinin radarında olan MHP'nin de bulunduğunu hatırlatan Prof. Bozay, Almanya'da Türkiye kökenliler arasında "muhafazakârlık, milliyetçilik ve dindarlığın" etkili olduğunu vurguluyor. Bozay bunda Almanya'daki Uluslararası Demokratlar Bİrliği (UID), Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), İslam Toplumu Milli Görüş (İGMG) ve Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu (ADÜTDF) gibi oluşumların payının büyük olduğu görüşünde.
AKP'NİN ALMANYA'DAKİ SEÇİM ÇALIŞMALARI
Alman İçişleri Bakanlığı'ndan bir sözcünün DW Türkçe'ye verdiği bilgiye göre AKP, 2023 seçimleri için çalışmalarına 15-16 Ekim 2021 tarihlerinde başladı. Eski UID yöneticilerinden olan, Almanya kökenli AKP İstanbul milletvekili Zafer Sırakaya ile AKP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa milletvekili Efkan Ala o tarihlerde Berlin ve Köln'de temaslarda bulundu. İki vekil, UID, DİTİB, İGMG, ATIB (Avrupa Türk-İslam Kültür Derneleri Birliği) temsilcilerinin yanı sıra dönemin AKP Almanya temsilcisi, 14 Mayıs seçimlerinde de Konya'dan vekil seçilen Meryem Göka ile görüştü.
Alman İçişleri Bakanlığı, Türk hükümetinin Almanya'daki Türkiye kökenlilere etki edebilmek için uzun vadeli bir yurt dışı politikası izlediğini de belirtiyor. Etki etme çabalarının UID ve diğer dernek ve yapılanmalar dışında Almanya'daki Türk konsoloslukları ve Ankara ile yapısal bağları olan bireylerden oluşan gruplar tarafından yürütüldüğüne dikkat çekiyor.
İçişleri Bakanlığı, seçim faaliyetlerinde iş bölümü yapıldığını belirtiyor. Buna göre örneğin ülkücüler ağırlıklı olarak lojistik destek, seçmenlerin oy kullanma merkezlerine taşınması ve seçim merkezlerinde yardımcı veya görevliydi.
EN YOĞUN ÇALIŞMAYI YÜRÜTEN UID
Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının oy kullanma hakkına kavuşmasından bu yana AKP adına Almanya ve Avrupa'da en yoğun çalışmayı yürüten yapılanmaların başında UID (Eeki adıyla UETD) geliyor. 2004 yılında AKP'nin lobi örgütlenmesi olarak Almanya'nın Köln kentinde kurulan UID'in 2017 yılında Alman istihbarat birimlerinin radarına girdiği, teşkilatın 2018 yılına dair raporunda ortaya çıktı. Kendi verilerine göre UID'in 17 ülkede 253 dernek veya temsilciliği var. İstihbarat birimlerine göre sadece Almanya’da yerel derneklerin bağlı bulunduğu 15 bölgesel teşkilatlanması mevcut.
KRV İÇ İSTİHBARAT RAPORUNDA
UID dahil pek çok siyasi ve dini yapılanmanın merkezi ise en çok Türkiye kökenlinin yaşadığı Kuzey Ren-Vestfalya Eyalet'inde (KRV). Eyaletin iç istihbarat birimi Anayasayı Koruma Teşkilatı bir süre önce açıkladığı yıllık raporunda Ankara'nın Türkiye kökenliler başta olmak üzere Almanya'ya etki etme girişimlerine geniş yer verdi. Bu eyalette Türkiye kökenli çok sayıda vatandaş yaşadığı için Türk devletinin çok fazla ilgisini çektiği, buradaki Türkiye kökenlileri ve Türk seçmeni harekete geçirmek için "uyum karşıtı bir yurt dışı/diaspora politikası güdüldüğü" savunuldu. KRV istihbarat teşkilatının raporunda, Almanya'ya etki etme çalışmalarında Ankara'ya yakın oluşumların rolüne de dikkat çekilirken, bunlardan en önemlisinin UID olduğu vurgulandı. UID'in AKP için faaliyet yürütürken başka Türk dernekleri ve oluşumlarıyla da bağlantıya geçtiğine dikkat çekildi.
Bu politika kapsamında AKP'ye yakın buradaki oluşumların farklı alanlarda ve değişik toplumsal katmanlara ulaşmada Türk hükümetinin anlatımlarını kullandığı vurgulandı. İstihbarata göre bu yapılırken, gerçekten yaşanmış veya yaşandığı iddia edilen ırkçı ya da İslamofobi olaylarına vurgu yapılıyor ve Alman toplumunda var olduğu iddia edilen "Türkiye düşmanlığı" öne çıkarılıyor.
Öte yandan istihbarata göre bu oluşumlar Almanya'daki Türklerin Türk hükümeti açısından "çok kıymetli olduğunu ve değer gördüğünü" dile getiriyor. İstihbarat, AKP iktidarına yönelik eleştirilerin ise susturulmaya çalışıldığını, bu yapılırken, "bir dost veya düşman anlatısı üzerinden ilerlendiğini", muhaliflerin de genelleştirilme yapılarak "devlet düşmanı" ilan edildiğini vurguluyor.
DİTİB'İN ROLÜ
Yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına oy kullanma hakkı tanınmasından bu yana Almanya'da Türkiye bağlantılı Müslüman çatı kuruluşları siyasi propagandaya alet olmakla suçlanıyor. Onlardan en çok göze çarpan iki kuruluş ise Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ile Milli Görüş (İGMG). Almanya'da son seçim sürecinde de DİTİB ve Milli Görüş kendilerine bağlı camilerde iktidar lehine propaganda yapıldığı iddialarıyla gündeme geldi.
DİTİB seçim sürecinde iktidar lehine propagandaya hizmet edildiği yönündeki suçlamaları geri çeviriyor. Dernek yönetimi, seçmenlerin oy kullanma noktalarına götürülmesi için organize edilen otobüs seferlerinin DİTİB'e bağlı dernek ya da camilerin önü veya yakınından kaldırılması konusunda DİTİB'in hiçbir rol oynamadığını belirtiyor. Bazı camilerde imamların AKP iktidarı lehine propaganda yaptığı yönündeki eleştiriler konusunda ise DİTİB bir açıklama yapmadı.
DİTİB'e bağlı bin kadar camide görev yapan imamların neredeyse tamamı Ankara tarafından görevlendiriliyor. Memur statüsündeler ve maaşlarını Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alıyorlar.
Tarım Bakanı Cem Özdemir geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Ankara'dan Almanya'ya gönderilecek yeni nesil imamların daha "milliyetçi" ve "gerici" olmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. Özdemir, önümüzdeki dönem gelecek bu imamların Almanya'daki genç kuşaklar üzerindeki olası etkisinin de tartışmaya açılması gerektiğini savunuyor. Son seçimler öncesinde Cumhur İttifakı'nın genişlemesi ve Yeniden Refah Partisi ve HÜDA-PAR gibi muhafazakâr, İslamcı ya da Yahudi düşmanı görüşleri savunan partilerin eklenmesiyle Almanya'da da bu yöndeki endişelerin arttığına dikkat çekiyor.
BOZAY: ALMAN HÜKÜMETİNE DÜŞEN GÖREV
Radikalleşme Araştırmaları ve Önleme Merkezi uzmanlarından Prof. Kemal Bozay, Almanya'da yaşayan Türkiye kökenli gençlerin Ankara'nın etkisi altına girmesinin engellenmesi için buradaki milliyetçi, İslamcı ya da Yahudi düşmanı dernek ve kuruluşların geri püskürtülmesi gerektiği görüşünde. AKP'nin yurt dışında yaşayan Türkiye kökenlilere yönelik siyasetin önemine çok erken farkına vardığını hatırlatan Bozay, "Bu bağlamda Türkiye kökenli toplumu kazanmak için stratejik bir konsept geliştirdi" diyor.
Buradaki Türkiye kökenli gençler için de Alman hükümetinin adım atması gerektiğini ve gençlerin Alman siyaseti ve toplumuna mümkün olduğunca erken yaşta katılımını sağlamak için gerekli koşulları yaratması gerektiğini söyleyen Bozay, "Almanya'da Türkiye kökenli gençleri kucaklayan ve toplumsal yapılara katılımını sağlayacak daha aktif politikalara ihtiyacımız var" diye konuşuyor.