Anayasa profesörü Kaboğlu: "Can Atalay'ın serbest bırakılmaması anayasal kurumun tahkir edilmesi demektir"
Gezi davasından tutuklu bulunan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay, seçimlerin üzerinden 2 buçuk ay geçmesine rağmen serbest bırakılmadı. Anayasa profesörü İbrahim Kaboğlu, Atalay'ın serbest bırakılmamasının YSK'yı tanımamak olduğu belirterek anayasal kurumun tahkir edildiğini vurguladı.
Seçimlerin üzerinden üç buçuk ay geçmesine rağmen Hatay’dan Türkiye İşçi Partisi milletvekili seçilen Can Atalay hala cezaevinde. Gezi davasından tutuklu bulunan Atalay’ın avukatlarının tutukluluğuna yaptığı itirazlar reddedildi.
Adalet Bakanlığı da Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiği görüşünde Can Atalay’ın tutukluluğunun son bulması için yapılan itirazı Yargıtay kararına atıfta bulunarak reddedilmesini istedi. Bakanlık, böylelikle Anayasa Mahkemesi'ne daha önce verdiği kararları da tanımama çağrısı yaptı!
PROF. KABOĞLU: “CAN ATALAY DOSYASI KURGU, DOSYA İÇİNDE OYNAMALARLA AYRI BİR KURGU”
Ancak dün Sosyal Hak TV canlı yayınında Ozan Örsel’in sorularını yanıtlayan Anayasa hukuku profesörü İbrahim Kaboğlu, Can Atalay’ın serbest bırakılmamasının bir anayasal kurum olan Yüksek Seçim Kurulu’nu kararını tanımamak olduğunu ve bunun anayasal bir suç olduğunu belirtti.
Profesör Kaboğlu, “Gezi Davası’nda kurgu var ama Can Atalay’ın dosyası ise milletvekili seçildikten sonraki durumu ise dosyanın içindeki oynamalarla ayrı bir kurgu. Kurgunun içerisinde bir kurgu. Fabrikasyon içerisinde fabrikasyon. Can Atalay’ın dosyasında bir hukuksuzluk var. O da YSK’nın durumu. Yüksek Seçim Kurulu’nu anayasa aykırı kararlara imza attığında eleştiriyoruz. Ama burada Can Atalay’da isabetli bir karar vermiştir. Ve bu karar kesinleşmiştir. YSK kararına rağmen kararı kesin olan, anayasal olarak aleyhine başvuru mümkün olmayan, karar veren kurumun kararının tanınması da TCK 301’de öngörülen anayasal kurumları tahkirdir” dedi.
“ŞU AN CAN ATALAY’IN TUTUKLULUĞUN DEVAMI YSK KARARINI DA HİÇE SAYMAKTIR, YSK’YI TAHKİR ETMEK DEMEKTİR”
Uzun yıllar Marmara Üniversitesi’nde Anayasa Hukuku ve İnsan Hakları Hukuku derslerini veren sonrasında Barış Akademisyenleri bildirisine imza verdiği için KHK ile üniversiteden uzaklaştırılmasının ardından Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekili seçilen Kaboğlu, Can Atalay’ın tutukluğunun devamının YSK kararını hiçe saymak olduğunu ifade etti:
“Bu ‘Ben Yüksek Seçim Kurulu kararını tanımıyorum’ demek, YSK’nın seçimleri denetleyen, yöneten, bunun güvencesini sağlayan anayasal kurumun tahkir edilmesi demektir. Görev yine Anayasa Mahkemesi’ne düşüyor. Şu an Can Atalay’ın tutukluluğun devamı YSK kararını da hiçe saymaktır.”
“AYM’NİN KARAR VERMEDİĞİ HER GÜN HAK İHLALLERİ DERİNLEŞMEKTEDİR”
Profesör Kaboğlu’na göre, Gezi davası tutuklusu olan Hatay Milletvekili Can Atalay’ın karşı karşıya kaldığı hukuksuzluğun giderilmesi için elde kalan tek merci Anayasa Mahkemesi:
“Anayasa Mahkemesi tutuklu milletvekillerine ilişkin ‘14. Madde’ yorumu ve uygulaması konusunda net bir içtihat ortaya koydu. Can Atalay dosyasında bu içtihattan geri dönecek bir durum bulunmamaktadır. Bunu mahkeme kararlarının iç tutarlığı açısından özellikle vurgulamak istiyorum.
Berberoğlu, Gergerlioğlu, Leyla Güven ve daha önceki Mustafa Balbay kararlarıyla bir içtihat belirledi. Yargıtay hukuku yok sayarak bu içtihadı yadsımış olsa da Anayasa Mahkemesi’nin önceki kararlarıyla uyumlu bir kararı hızlı bir şekilde vermesi gerekir. Mahkeme kararlarının tutarlılığı açısından da bu önemlidir. AYM’nin karar vermediği her gün hak ihlalleri derinleşmektedir.”
Kaynak: Gerçek Gündem