Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli: Depremin yıkamayacağı bir İstanbul ve Türkiye mümkün
Türkiye’nin depremleri en az yıkımla atlatmasının mümkün olduğunu belirten Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, iktidarın yeni yasa düzenlemesinin çözüm üretemeyeceğini belirterek, “Yurttaşı korkutarak, kaygılandırarak bu ülkede iyilikler, güzellikler yapamazsınız’’ diye konuştu.
Kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'daki ‘rezerv yapı alanı’ tanımında değişikliğe gidildi. Yerleşim yerlerinde yer alan parsellerin de rezerv yapı alanı olarak belirlenmesinin mümkün olmasının amaçlandığı belirtilen kanunla, 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, bu depremlerin ve akabinde meydana gelen depremlerin etkisiyle oluşan hasarlarla bağlantılı olması kaydıyla, hak sahipliğine ilişkin işlemler hariç olmak üzere hasar tespit raporlarına dayalı olarak tesis edilen idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında da yeni usuller getirildi. Düzenlemeyle yargı süreçlerinin hızlandırılması amaçlanıyor.
Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli tarafından kentsel dönüşümde tüm Türkiye’ye örnek olan ‘Avcılar Modeli’ isminde bir model hayata geçirildi. Kentsel dönüşüm sürecinin yerinde, güvenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesini sağlayan, binasını yenilemek isteyen vatandaşa sürecin her aşamasında destek olan bu model sayesinde kentsel dönüşüm yasasından faydalanmak isteyen vatandaşların sayısı büyük oranda arttı. Avcılar’da yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları daha önce hiç görülmediği şekilde ivme kazandı.
Son verilere göre, kentsel yenilemeye giren bina sayısı 2020.
Bağımsız birim sayısı ise 19 bin 867. Depremin etkisinden kurtarılan hayat: 119 bin 202'den fazla.
‘‘DEPREM, AFETLER YA DA DOĞA OLAYLARI BUGÜNÜN MESELESİ DEĞİL’'
Peki geçtiğimiz haftalarda yürürlüğe giren kentsel dönüşüm kanunundaki değişiklikler büyük İstanbul depremine çözüm olur mu? Turan Hançerli ile yaptığımız röportajdan bazı öne çıkan başlıklar şöyle:
‘‘Yüzyıllardır anayasa yurttaşı, halkı iktidarlar karşısında koruyan neredeyse tek belge. Tüm dünyada böyle. Yüzyıllardır büyük mücadeleler ve büyük emekler sonucu elde edilen bir hak anayasa. İktidarlar anayasayı zayıflatmak, anayasayı ötekileştirmek, yurttaşlar ise anayasayla korunma altına alınmak ister.
Biz de halk olarak, 452 bin Avcılarlı olarak, Anayasaya sahip çıkan, koruyan ve anayasa ruhuna uygun gelişmeleri talep eden bir yaklaşımla nöbet gerçekleştirdik. Nöbetimizde bu kentin en temel sorunu ‘güvenli ve sağlıklı çevrede yaşama hakkını’ ele alarak yürüttük nöbetimizi. Bir hafta sürdü. Dolayısıyla anayasa barınma demek bizim için. Anayasa, güvenli ev demek bizim için. Deprem, afetler ya da doğa olayları bugünün meselesi değil, yüzyılların meselesi. Bu topraklarda hizmet üreten, yapı yapan Mimar Sinan yüzlerce yıl önce depremi dikkate alarak yapıyordu yapılarını ve o yapılar ayakta. Seli, su baskınını dikkate alarak yapıyordu, o yapılar hâlâ ayakta. Peki geldiğimiz bugünlerde böyle mi?
‘‘BUGÜNE KADAR YAPILAN KANUNLAR ÇÖZÜM ÜRETEMEDİ’’
Yıl 1999, Kocaeli depremi ve akabinde Düzce depremi. Bunlarla sanki depremle tanışmışız gibi bir hissiyat var. Halbuki bu topraklarda 99 depreminden önce Erzincan depremi vardır. Varto depremi vardır. Afyon, Dinar depremi vardır… Fakat her ne hikmetse bunları unutmuşuz. Ve 1999 yılında büyük sözler verdik, deprem fonları kurduk, özel vergiler topladık. Geldik 2023’e; yapılarımız, kentlerimiz hala depreme dayanıklı değil. 2012 yılında yürürlüğe giren kentsel dönüşüm kanunu var ve kentsel dönüşüm kanununun o günden bugüne önemli bir çözüm üretmediğini fark ediyoruz. Bir şeylere yaradı, katkı sundu elbette ama ihtiyaç duyduğumuz şey katkı sunmak değil, sorunu ortadan kaldırmak. Şimdi iki yıldır beklediğimiz kentsel dönüşüm kanununda bir değişiklik yapıldı. Heyecanla bekliyorduk. Halk neyle karşılaştı? Yeni kentsel dönüşüm kanunu kanunda yapılan değişikliklerle nasıl bir sonuç ortaya çıkar? Bu işi bilen biri olarak, çalışmış biri olarak söyleyeceklerim var.
DEPREMİN YIKAMAYACAĞI BİR İSTANBUL VE TÜRKİYE MÜMKÜN
Kötü olan deprem değil, deprem bir doğa olayı. Depremin yavaşlatılmasını sağlama şansımız yok. Deprem olacak ve olmasını engelleme şansımız yok. Depremin ne zaman olacağını belirleme şansımız olmadığı gibi bilme şansımız da yok dolayısıyla. Üstesinden gelebilir miyiz? Vallahi de gelebiliriz billahi de üstesinden gelebiliriz. Depremin yıkmayacağı, yıkamayacağı bir İstanbul ve Türkiye mümkün. Bunu yapabiliriz. Biz Avcılar'da bunu yapmaya çalışıyoruz. Tüm ülkede bunu yapmamız lazım. Bunun çok büyük bir dert olduğunu, çok büyük bir risk olduğunu herkes biliyor. Afeti asla yönetemeyiz. Bir olay afete dönüştükten sonra bunun yönetilmesi mümkün değil. Fakat depreme dayanıklı, güvenli ve gelecekte de güvenli olacak bir kenti sadece İstanbul'da değil, tüm Türkiye'de inşa etmek mümkün ve bunu yapabilecek güçteyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak her türlü olanağı sahibiz. Tek ihtiyaç irade. Gerçek çözüme yönelmiş iradeye ihtiyacımız var.
BU DEĞİŞİKLİK ÇÖZÜM ÜRETMEZ
Çözümü engelleyecek çözümü yavaşlatacak, çözümü baltalayacak yol ve yöntemlere sapmamaya ihtiyaç var. Kişilerin, bireylerin, kurumların, kişisel hırslarına ve ihtiyaçlarına değil de toplumun ve ülkenin gerçek sorununu çözmeye odaklandığımızda bunu başarabiliriz. Bu değişiklik çözüm üretmez. Değişikliği tabii ki kullanacağız. Çünkü bu bizim kanunumuz. Yürürlüğe girmiş bir kanun. Hukuken problemli. Yürürlüğe girmesi problemli, maddeleri problemli ama kanunumuz. Biz kanunlara uyarız. Buna uygun davranırız ama açık söylüyorum, bu mevcut değişiklikle ihtiyaç duyduğumuz, Türkiye'mizin ihtiyaç duyduğu dayanıklı kentler inşa etmek depreme dayanıklı yapılar inşa etmek ve bu sorunu çözmek kısa vadede mümkün olmaz.
YURTTAŞ, ONLARCA YILLIK ALIN TERİYLE BİRİKTİRDİĞİ, EDİNDİĞİ YAPISINI KAYBETME KORKUSU YAŞIYOR
Çünkü hızlı çözmek zorundayız. Kanunun ruhunda değişiklik var, tebligat da zorluklar var. Bunları iyileştirelim, hızlandıralım denmiş. Tebligat yasasında değişiklik yapılmış, kolaylaştırılmış. Ama tebligat kanununun bir ruhu var, tebligat kanununda böyle kolay değişiklikler yaptığınızda çözüme kolay ulaşamayacağınız gibi, sorunlar da çıkabilir. Güven ortamını ortadan kaldırırsanız hareket edemezsiniz.
2012 yılından bugüne yürürlükte olan yasa kapsamında rezerv alan ilan edilen yerlerdeki dönüşüm oranı, yani çözüm oranı yüzde 5. Burada da öyle olacak. Ve tabii ki tabii ki şimdiden korku sardı bacayı. Yurttaş, onlarca yıllık alın teriyle biriktirdiği, edindiği yapısını kaybetme korkusu yaşıyor. Yurttaşı korkutarak, kaygılandırarak bu ülkede iyilikler, güzellikler yapamazsınız. Güven vererek yapacaksınız. Daha fare doğurdu. Bu değişiklik sorunu çözmez.’’
Kaynak: Gerçek Gündem