CHP, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2024 Karnesini Açıkladı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2024 yılı karnesini açıkladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın görevlerini yerine getirmediğini belirten Nazlıaka, 2024'te neler yaşandığını tek tek anlattı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2024 yılı karnesini açıkladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nı eleştiren Nazlıaka,"Bakanlık üzerine düşen sorumluluğu 2024 yılında da yerine getirmedi" dedi.
Aylin Nazlıaka, "Bakıma muhtaç yaşlılar, şiddet mağduru kadınlar, istismara uğrayan çocuklar, hayatın dışına itilen engelliler, ayrımcılığa maruz bırakılan Romanlar, gazi ve şehit yakınları sorunları ile baş başa bırakıldı. Bakan Göktaş 'yapacağız, edeceğiz' demenin ötesine geçemedi" ifadelerini kullandı.
Aylin Nazlıaka'nın paylaştığı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2024 yılı karnesinden öne çıkanlar şöyle:
OCAK AYI
- Adalet Bakanlığı, “Cumhuriyet’in 100. Yılında Türk Medeni Kanunu Çalıştayı” düzenledi. Bu toplantıya kimlerin katılacağı ve neler konuşulacağı gizlendi. Daha önce “Medeni Kanun’u sil baştan yazacağız.” diyen Bakan Yılmaz Tunç’a tepkimizi gösterdik. AKP zihniyetinin kazanılmış haklarımıza dokunamayacağını açıkladık. Medeni Kanun’un üzerinde virgül dahi değiştirilmeyeceğine dile getirdik. Eşik Platformu’nun düzenlediği “Medeni Kanun için Mücadele Çalıştayı”na katıldık.
- AYM, evlenen kadının bekarlık soyadını, ancak eşinin soyadıyla birlikte kullanabilmesine olanak tanıyan Medeni Kanun hükmünü iptal etmişti. Yasal boşluğun giderilmesi için TBMM’ye 9 aylık süre vermişti. Bu süre 28 Ocak’ta doldu ama karar uygulanmadı. Kayıtlı oldukları nüfus müdürlüklerine başvuran kadınların başvuruları geri çevrildi.
ŞUBAT AYI
- 6 Şubat depreminin üzerinden bir yıl geçti. Sorumlular cezalandırılmadı. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler; barınmadan güvenliğe, hijyenden eğitime kadar birçok sorunla baş başa bırakıldı. Gönderilen yardım malzemeleri, AKP’li belediyeler tarafından “seçim propagandası” yapılarak dağıtıldı. Yetmedi. Halk, AKP’ye oy vermediği takdirde hükümet tarafından yalnız bırakılmakla tehdit edildi.
- Sağlık Bakanı Fahrettin Koca "ücretsiz olacak" dediği HPV aşısına ilişkin sözünü tutmadı. Oysa ülkemizde sırf 2020 yılında 2 bin 532 kadın rahim ağzı kanseri tanısı aldı ve 1245 kadın kansere bağlı sebeplerle hayatını kaybetti. Israrımız sürüyor; HPV aşısı rutin aşı programına alınmalı.
- YÖK, kadın akademisyenlerin ‘artan’ sayısıyla övündü. Oysaki veriler üniversitelerde kıdemin artmasıyla kadın temsil oranının düştüğünü ortaya çıkardı. Araştırma görevlilerinde oran yüzde 54’e yüzde 46, kadınlar lehineyken dekanlarda bu oran yüzde 17’ye, rektörlerde yüzde 8’e düşüyor.
- Şubat ayında önemli bir hukuki karara imza atıldı.16 yaşında istismar sonucu hamile kalan C.Ö.’nün kürtaj talebi, mahkeme tarafından reddedildi. “Ceninin yaşam hakkı annenin psikolojisinden üstün” bulundu. Karar AYM’ye taşındı ve hak ihlali kararı verildi.
MART AYI
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde yapılan gece yürüyüşü yine yasaklandı.
- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Kadın Gazeteciler Komisyonu 100 kadın gazeteciyle görüşerek anket yaptı. Sonuçlarına göre, kadın gazetecilerin yüzde 75’i “kazandığı ücretin yetersiz olduğunu”, yüzde 56’sı kazandıkları ücretin asgari yaşam şartlarını karşılamaya yetmediğini söyledi. Kadınların yarıya yakını meslekte taciz ya da mobbinge maruz kaldıklarını, yüzde 50’si meslek hastalıklarına yakalandıklarını, erkeklerden daha az ücret aldıklarını ifade etti.
- 21 Mart tarihinde, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi kararının üstünden 3 yıl geçti. Bu kararı tanımadığımızı ve iktidara geldiğimizde Sözleşmeyi yeniden yürürlüğe koyacağımızı her fırsatta söylemeye devam ediyoruz.
NİSAN AYI
- DİSK/Genel-İş Emek Araştırmaları bir rapor yayımladı ve kadın yoksulluğuna dikkat çekti. Kadınların “ucuz emek-kutsanmış annelik” rolleri arasında sıkıştırılmaya çalışıldığı belirtildi.
- İzmir’de bir trans kadın, sokak ortasında bir grup erkeğin saldırısına uğradı. Saldırıya uğrayan Açelya, “Arka sokakta ölüyoruz, kimsenin umurunda değil” dedi.
- Bu 23 Nisan’da da çocuklar neşe dolmadı. TÜİK verilerine göre 2002’den 2022’ye kadar 742 bin 565 kız çocuğu erken yaşta zorla evlendirildi. UNFPA’nın verilerine göre, çocuk yaşta zorla evlendirilen her üç çocuktan biri çocuk yaşta doğum yaptı.
MAYIS AYI
- AKP iktidarı, kadın haklarını hiçe sayan uygulamalarına devam etti. Resmi Gazete’de Erdoğan imzalı “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi”ne yönelik genelge yayımladı. İktidar yine kadınları değil sadece aileyi önceledi. Kadınlara aile içinde şiddet de görsen, ölüm tehdidi ile karşı karşıya da kalsan öncelik ailedir mesajı verildi.
HAZİRAN AYI
- Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi yönetimi, Hipokrat Yemini’nde yer alan “cinsiyet, cinsel yönelim ve etnik köken” ifadelerini metinden çıkardı. Öğrenciler metnin okunması sırasında sessiz kalarak yönetimi protesto etti.
- Ordu Üniversitesi’nde de Hipokrat Yemini’ndeki “hastanın cinsel yönelimi” kısmı sansürlendi. Öğrencilerin bu sansürü tanımaması üzerine Dekan Yardımcısı öğrencileri salondan çıkarttırdı.
- Kocaeli’nde bir lise yönetimi, mezuniyet töreninde elbise giyen öğrencileri ‘uygunsuz kıyafet’ bahanesiyle törene almadı.
- Ankara’da ise bir lisede dans ettiği videoyu sosyal medyada paylaştığı için ahlaksızlıkla suçlanan bir kızımız, sınıfın penceresinden atlayarak intihar etti.
- 6 yılda sadece 2 sığınma evi açıldı. Kadına yönelik erkek şiddeti tırmanırken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verileri kadın konukevi kapasitesinin yetersizliğini gözler önüne serdi. 2018’de 110 olan bakanlığa bağlı sığınma evi sayısı Mayıs 2024 itibarıyla 112 oldu.
TEMMUZ AYI
- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş her aileye, aile danışmanı atayacaklarını belirtti. Kadınları aile kurmaya zorlayacak, boşanmaları zorlaştıracak, ev içinde kadınları ve çocukları tahakküm altına almaya çalışacak bu uygulamaya itiraz ettik.
- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile görüştüm. Soyadı düzenlemesinin 9. Yargı Paketi'nden çıkarılması yönünde kadın hareketinin ve partimizin verdiği mücadele sonuç verdi. İlgili düzenleme paketten çıkarıldı.
AĞUSTOS AYI
- Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un imzasıyla 'Aile Hukuku Değerlendirme Kurulu' oluşturuldu. Yine kadın değil aile yapısının korunması ve güçlendirilmesi hedeflendi.
- Bursa’da bir imam hatip ortaokulu müdürü, “şort giyen öğrenciye de karışırız, başörtüsü takmayan öğrenciye de karışırız” diyerek anayasal düzene aykırı bir açıklamada yaptı.
- ÖSYM, 2024 yılı Spor Bilimleri İçin Özel Yetenek Sınavı Kılavuzu’nda kadınlara ayrılan kontenjanı yüzde 40’a düşürerek kadınlar aleyhine kota uygulamaya başladı.
- Reşit kadınların, kadın doğum polikliniğinde yaptırdığı işlemler, ailelerine mesaj yoluyla iletildi. Bir kez daha kadınların insan hakları ihlal edildi.
EYLÜL AYI
- Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 2 aydır kanser tarama kiti olmadığı ortaya çıktı.
- ODTÜ yönetimi, kampüste ücretsiz olarak yapılan SMEAR testini bütçe yetersizliğini gerekçe göstererek kaldırdı.
EKİM AYI
- KADES uygulamasına saatte en az 45 kadının ihbar yaptığı belirtildi. Nerdeyse, Türkiye’de her dakika bir kadın şiddet nedeniyle yardım çığlığı atıyor. Devletten yardım istiyor da ne oluyor? 8 ayda en az 36 kadın, polis veya savcılığa başvurmasına rağmen göz göre göre öldürüldü.
- Sağlık Bakanlığı’na bağlı özel hastanelerde yenidoğan bebeklerin sigorta dolandırıcılığıyla, kasıtlı bir şekilde öldürüldüğü ortaya çıktı. Yetmedi, istismara uğrayan Sıla bebek öldü ve Narin’in cansız bedeni bulundu.
- Kadın Dayanışma Vakfı'nın raporunda ortalama nafakanın 1.179 TL olduğu belirtildi.
- Semih Çelik adlı erkek, yarım saat arayla iki genç kadını vahşice katletti. Kız kardeşlerimizden birinin kafasını kesip surlardan aşağı attı. Dünyada bir ilk oldu. Oysaki yetkililer yapılan resmi şikayetleri dikkate alsaydı, böyle bir insanlık ayıbını yaşamayacaktık.
KASIM AYI
- Aras, Masal, Aslan, Peri, Nefes… Beş evladımızı da göz göre göre yitirdik. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, adeta film izler gibi yaşananları izledi. Kameralar önünde “takipçisi olacağız” demenin ötesine geçemedi. Sonra da utanmazca “Yaklaşık 25 bin çocuğa bakıyoruz, bu 5 çocuğumuza da bakardık!” dedi.
- Niğde Engelsiz Yaşam ve Bakım Rehabilitasyon Merkezi'nde kalan ve devlet koruması altında olan çocukların işkence gördüğü kamuoyuna yansıdı. Kamera kayıtlarının incelenmesi sonucunda 10 yaşındaki engelli bir çocuğun şiddet nedeniyle yaşamını yitirdiği ortaya çıktı. Bu utanç dahi Bakanlığı harekete geçirmeye yetmedi. Engelli çocuklara yönelik kötü muameleler devam ediyor.
- Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye genelinde başsavcılıkların çocukların cinsel istismarına ilişkin açtığı dosya sayısı 2015 ile 2023 arasında yaklaşık iki katına çıktı. Sırf 2023 yılında 200 bine yakın dava dosyası açıldı. Bu gerçek gün gibi ortada dururken, Elazığ’da öğrencisini istismardan 12 yıl ceza alan okul müdürü tahliye edildi!
- İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, koruma altındayken öldürülen kadınları uyarılara uymamakla suçladı. Kadınlar kendini öldürtmüş! Asayişi sağlamakla yükümlü olduğunu unutan İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’ya sesleniyorum: Siz ve kabineniz görevini yapsaydı, katledilen binlerce kadın bugün hayatta olacaktı.
- AKP, belediyelerimizin açtığı kreşleri kapatmaya çalıştı. Kararlı itirazımız neticesinde, iktidar geri adım atmak zorunda kaldı. Bugün itibariyle, 689 kreşimizde 79 bin çocuğa imkân sağlanıyor.
- TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın bütçesi görüşüldü. Bütçede “kadın" kimliği yine "aile" içerisinde eritildi. Kadınların korunması için ise günlük 31 kuruş yeterli görüldü. Türkiye’de kadınların 31 kuruşluk canı var!
ARALIK AYI
- 3 Aralık’ta toplanan Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyon toplantısında, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kadına yönelik şiddete ilişkin güncel verileri paylaştı. Tunç, kadına yönelik yaralama suçlamasıyla 212 bin, çocuğa cinsel saldırı suçlamasıyla 25 bin dosya açıldığını, 309 kadının da katledildiğini belirtti.
- Anayasa Mahkemesi, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine karşı Şenal Sarıhan’ın bireysel, 29 Ekim Kadınları Derneği’nin tüzel kişiliği adına yapılan başvuruyu “kişisel olarak ve doğrudan etkilenmedikleri” gerekçesiyle reddetti.
- İktidar, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurumu kurdu. Kadını aile içinde güçsüzleştiren, doğurganlığı arttırmaya odaklı ve kadınları birer kuluçka makinesi olarak gören bu zihniyeti reddediyoruz.
- AKP’nin anneliği en büyük kariyer olarak gören zihniyeti spora da bulaştı. Başarılı hakem Gamze Durmuş Pakkan, hamile olduğu gerekçesiyle FIFA listesinden çıkarıldı.
- Aralık ayında Türkiye’yi sarsan Narin davası sonuçlandı. Adalete olan inancımız bir kez daha ayaklar altına alındı. Cinayetin detayları sümen altı edilerek, siyasi kalkan uygulandı. Bir kez daha anladık ki; bu ülkede çocukların hiç değeri yok!"