CHP ve DEM Parti liderleri bir araya geldi: Görüşmenin ardından açıklama yapıldı... Yerel seçimlerde iş birliği olacak mı?
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ziyaret etti.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile CHP Genel Merkezi'nde bir araya geldi.
CHP lideri Özel’e, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Genel Başkan Yardımcıları Gül Çiftci ile Gökhan Zeybek eşlik etti.
Partilerin liderleri görüşme sonrası açıklamalarda bulundu.
CHP lideri Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Cumhuriyetin 100’üncü yılında, bazı seçmenlerin yöneticilerini seçebildiği, bazı seçmenlerin ise yerel yöneticilerini seçemediği, seçseler dahi yönetmelerine izin verilmediği bir ülkeyi kabul etmemiz mümkün değildir.
O yüzden bu kayyum siyasetini bir kez daha kesin ve net bir dille reddediyoruz. Bu ülkenin 81 ilinde, bini aşkın ilçesinde, her seçmen kendisini kimin yöneteceğini seçebilmeli. Ve seçtikleri kişiler kendilerini yönetmeye devam etmelidirler.
İKTİDARIN YARATTIĞI YARGI KRİZİNE İLİŞKİN
Bunun yanı sıra ülke Anayasa krizi yaşamaktadır. Bugün bu ülkenin cumhurbaşkanın da sahiplendiği ve ülkenin seçilmiş milletvekillerinin adına yemine davet edilen Can Atalay’ın yemin edemediği, Hataylıların seçtikleri milletvekiline, “milletvekili sıfatını siz veremezsiniz, biz talimat alırsak Saray’dan onu tutarız ve salmayız” dediği noktada, Meclis başkanının da üzerine düşeni yapmadığı bir sürecin içindeyiz.
Biz bu meseleyi sadece Can Atalay meselesi olarak görmüyoruz. AYM’nin kararlarının yasama, yürütme ve yargı açısında, gerçek ve tüzel kişiler açısından bağlı olduğuna ilişkin Anayasa metninin kabul edilmemesinin, bir Anayasa’yı ihlal girişiminden öte, tek adam anlayışının Anayasal düzene darbe girişimi olarak görüyoruz. Bugün AYM’yi yok sayan yarın Meclis’i yok sayacak. Yarın diğer mahkemeleri yok sayacak. Ve bu tüm toplum için mal ve can güvenliğinin de ihlal edildiği bir noktaya evrilmesi muhtemel olacaktır.
Bunun için biz CHP olarak, bu hafta Pazar günü saat 13.00’e Tandoğan Meydanı’na bir çağrıda bulunduk. Bu çağrıyı da tüm siyasi partilerle paylaştık. Bu çağrıyı tüm demokratik kitle örgütleri, sivil toplum kuruluşları meslek örgütleri ve siyasi görüşü ne olursa olsun, Anayasa’ya sahip çıkan, demokrasiye sahip çıkan, gösteri ve yürüyüş haklarına sahip çıkan emeğine ve ekmeğine sahip çıkan herkesi mitingimize davet ettik. Tüm vatandaşlarımızı bir kez daha mitinge davet ediyoruz."
Özel’in ardından kürsüye gelen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise şu ifadeleri kullandı:
Bugün bizler CHP’nin birkaç hafta önce bize bir ziyareti olmuştu, bizler de bir iade-i ziyaret yaptık kendilerine.
Sayın Özel’in de ifade ettiği gibi bizler çok sayıda başlığı görüştük.
Özellikle Türkiye’de yaşanan ekonomik sorunlar, Türkiye’de yaşanan yargı krizi. Türkiye’de yaşanan antidemokratik uygulamaları değerlendirmeye çalıştık.
Yargı krizi öyle derin bir boyuta gelmiş ki, sevgili Can Atalay bir deprem kentinin milletvekili olarak parlamentoda olması gerekirken şu an cezaevinde.
HDP’nin eş genel başkanları şu an kendi görevlerinde olmalıyken, halka birlikte iç içe çalışmalarını sürdürmeliyken, tamamen siyasi gerekçelerle hukukta asla yeri olmayan gerekçelerle, Kobane kumpas davasında yargılanmaları devam ediyor. Tahmin ediyoruz ki yakın zamanda karara bağlanacak.
Ve yine ülkemizde yaşanan derin ekonomik krizde ve aslında yerel seçimlerin yaklaştığı dönemde bu sorunlar az konuşuluyor. Ama bu sorunlar bizim mutfağımızda, tenceremizde hepimizin yakınen hissettiği sorunlarken, Türkiye’de 50 milyona yakın insan açıklıkla, yoksullukla baş başa kalmışken, bizler bunların görünmez kılınmasına belli kesimler tarafından buna müsaade etmemeliyiz.
Sıklıkla DEM Parti olarak ifade ettiğimiz, bu ülkenin demokratikleşmesinde önündeki en temel sorunlardan biri olan Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesinin kapılarının aralanmasının önemini burada bir kez daha vurguluyoruz.
Değerli halklarımız, bugün bu ülkeyi demokratikleştirmek Cumhuriyet’in 2. Yüzyılında demokratik bir Cumhuriyeti inşa etmek hepimizin görevidir. 100 yıl boyunca eksik bıraktıklarımızı tamamlamak ve 100 yıl boyunca yeterince oturtulamamış, hatta daha fazla olumsuzlukla sonuçlanmış olan demokrasinin taşlarının yerine oturması için fırsat 2. Yüzyılda bu mücadeleyi vermek ve kesinlikle bütün kesimlerle vermeyi önemsiyoruz.
YEREL SEÇİMLERDE İŞBİRLİĞİ OLACAK MI?
Bizler elbette bugün yerel seçimleri de değerlendirdik. Yerel seçimler bazen genel siyasetin gölgesinde değerlendiriliyor. Bu çok da yanlış bir şey değil ama eksik bir şeydir. Yerel seçimleri aynı zamanda kentin kendi dinamikleri üzerinden, kent hizmetleri üzerinden değerlendirmek durumundayız. Bizler yerel seçim politikalarımızı ilk belirlediğimiz ve kamuoyuna açıkladığımız zaman kent uzlaşısından bahsettik. Kent uzlaşısında altını özellikle çizmek istediğimiz nokta şudur ki sadece siyasi partilere ve o kentin siyasi dinamiklerine hitap eden bir şey değil, aynı zamanda oradaki bütün toplumsal dinamiklere kadın hareketine, gençlik hareketine, doğa ve insan hakları savunucularına ezcümle o kentte yaşayan her kesimin kucaklaşmasını sağlayan adaylarla yola çıkma konusunu özellikle önemsiyoruz bu önümüzdeki seçim politikamızda.
Bizler bugün elbette bu konularda neler yapılabileceğini iş birliklerindeki yol ve yöntemler nasıl olur ve nasıl olmaz, olur mu olmaz mı bütün bunlarla ilgili, derinlemesine olmasa da bir görüşmeyi gerçekleştirmiş olduk. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki dönemde yaşayacağımız yerel seçimler ülkenin demokrasisine ve bütün genel sorun alanlarının önünün açılmasını sağlayacak bir nitelikte geçer.
'ARKADAŞLARIMIZ KENT UZLAŞISIN HANGİ İLLERDE YÜRÜTEBİLECEĞİ HAKKINDA ÇALIŞMA YAPACAK2
Hatimoğlulları’nın ardından söz alan bir diğer DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise şunları kaydetti:
Bugün sadece bir iade-i ziyaret olmadığını eş genel başkanımız ve Özgür Başkan dile getirdiler. Türkiye hem bölgede hem de kendi içinde çok önemli sorunlar yaşıyor. Önemli krizler yaşıyor. Doğaldır ki hem ana muhalefet partisi hem muhalefette bulunan partimizin Türkiye’nin yaşamış olduğu bu sorunlar üzerinde fikir alışverişinde bulunması kadar doğal bir şey yok.
Elbette ki, Türkiye’nin temel gündemlerinden biri olan yerel seçimi de konuştuk, tartıştık. Siz de takip ediyorsunuz Türkiye’de hem çözülmemiş bir Kürt sorunu var hem de bölgede ikili bir hukuk uygulanıyor. İki dönemdir Kürt halkının, halklarımızın seçmiş olduğu iradesine kayyum atanıyor. Bu kayyumlar sadece DEM Partisi’nin, seçmenlerimizin, Kürtlerin sorunu değil. Bu kayyumlar aynı zamnada bizim irademize atandığı gibi Türkiye’de kendisine demokrat, çağdaş, ilerici sol, sosyal demokrat diyen kişilerin de temel sorunudur.
Önümüzdeki dönem, kayyum sisteminin son bulmasını istiyoruz. Bu konuda muhalefetin bu ikili hukuk karşısında tutarlı bir dil ve siyaset ortaya koyması gerektiğini düşünüyoruz. Yine siz de tkaip ettiniz yaklaşık 90 yerleşim yerinde 100 bin delegeyle bugüne kadar başta Türkiye olmak üzere dünyada eşi benzeri görülmemiş bir halk oylaması yapmaya çalışıyoruz. Biz yerel yönetimleri önemseyen bir siyasi parti olarak halkımızın vermiş olduğu kararları önemseyen bir yöntem izleyeceğiz. Doğaldır ki yereli önemseyen yerel demokrasiyi önemseyen bir parti, özellikle Batı’da yerel seçimlerde hangi nitelikte ve özellikte olacağı belli olan adayların seçimini de dikkatle izliyor. Önümüzdeki günlerde kent uzlaşısı çerçevesinde Türkiye’de demokrat, halkçı toplumcu belediyeciliği esas alan yöneticilerin seçimi için de bir hassasiyet içinde olacağız. Önümüzdeki günlerde yerel yönetim anlayışımızın Batı’da da karşılık bulması için iş birliği güç birliği seçeneklerinin tartışılması gerektiğini dile getirdik. Arkadaşlarımız kent uzlaşısının, yerel yönetimlerde iş birliği sağlanacak kentlerin hangileri olduğunu, hangi kentlerde bu çalışmanın yürütebileceği konusunda bir çalışma yürütecekler.
Ayrıntılar gelecek...