CHP'den AYM'ye Can Atalay başvurusu
CHP, Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin ‘yok hükmünde’ olduğunun tespiti ve iptali istemiyle AYM’ye başvurdu. CHP Grup Başkanvekili Günaydın, AYM önünde yaptığı açıklamada "Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesi yok hükmündedir." dedi.
Gezi davasından tutuklu bulunan Avukat Can Atalay, 14 Mayıs seçimlerinde TİP Hatay Milletvekili seçildi. Anayasa Mahkemesi (AYM), mazbatası verilmesine rağmen tahliye edilmeyen Atalay hakkında iki kez hak ihlali kararı verdi ancak hem İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hem de Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM'nin kararını tanımadı, Anayasanın açık hükmünü uygulamadı.
Ortaya çıkan krizi muhalefet "yargı darbesi" olarak nitelendirirken, TBMM Başkanvekili AKP'li Bekir Bozdağ, Yargıtay'ın kararını Genel Kurul'da okudu ve Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü.
CHP'DEN AYM'YE BAŞVURU
CHP, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin ‘yok hükmünde’ olduğunun tespiti ve iptali istemiyle AYM’ye başvurdu.
CHP’nin başvurusunu AYM’ye Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın iletti.
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Günaydın, "Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesi yok hükmündedir. 15 gün içinde karar Meclis'e gönderilmeli. Kurtulmuş bugüne kadar neden bu kararı okumadı?" dedi.
CHP'li Günaydın, AYM önünde yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
"TBMM’de okundu ve Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürüldüğü iddia edildi. Hepimiz biliyoruz ki anayasanın 84. Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca bir milletvekilliğinin düşürülebilmesi için bir kesin hüküm gereklidir. Oysa Atalay hakkında verilmiş kesin hüküm yoktur. AYM kendisine yapılan başvurular doğrultusunda Atalay’ın seçilme ve siyaset yapma hakkıyla ilgili haklarının ihlal edildiği kararını verdi.
Tek hakimli bir üst yazı ile üst derece kararı temyiz merciine yollamış ve Yargıtay 3. Dairesinin başkanı bir yazı ile kararı TBMM’ye iletmiş bu karar da okunmuştur. Bu durum açıkça Anayasa’nın başlangıç hükümleri ila 2. 6. ve 153. Maddesine aykırıdır.
Bunun yanında Meclis Başkanvekilliği yapan Bekir Bozdağ’ın tarafsızlığını yitirdiği ortaya çıkmıştır. Danışma Kurulu'nda parti Grup Başkanvekillerine saat 14.55'te kararın okutulacağı ifade edilirken, AKP’nin Grup Başkanvekili öğleden önce bir televizyon kanalında kararı okutacaklarını ifade etmiştir.
Dolayısıyla Meclis, AKP tarafından mı yoksa tarafsız olması gereken Meclis Başkanvekiliyle yönetilmektedir? Anayasanın 2, 6, 153. Maddeleri uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesi için tezkere okutması hükmünün yok sayılmasını AYM’den talep ediyoruz."
“NUMAN KURTULMUŞ’UN YAPTIĞI AÇIKLAMA TÜMÜYLE HUKUKA AYKIRIDIR”
Günaydın, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, “Ben olsaydım dahi kararı Bekir Bozdağ okutacaktı, yurtdışı temaslarının da aylar önce planlandığı” yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine Günaydın, şunları söyledi:
“Numan Kurtulmuş’a şunu sormak gerekir: Neden Numan Kurtulmuş, bugüne kadar Şerafettin Can Atalay hakkında verilen ve temyizen onanmış olan kararı okutmadı. Anayasa Mahkemesi kararını bekledi. Peki Anayasa Mahkemesi kararı nasıl çıktı? Hak ihlali şeklinde çıktı. Yani Anayasa Mahkemesi kararı, hak ihlali şeklinde çıkmışsa ortada kesin bir hüküm yoktur. Dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi ve durdurulması gerekmektedir. Bu bağlamda Numan Kurtulmuş’un yaptığı açıklama tümüyle hukuka aykırıdır.
Yurtdışında bulunma durumu… Meclis Başkanlığı bir protokol makamı değildir. Meclis Başkanı önemli konularda. Başkanlık Divanı’na çıkar. Bir vekilin vekilliğinin düşürülmesi konusunu önemli konu saymıyorsa, hangi konuyu önemli bir konu sayacak? Bekir Bozdağ’ın orada olması, AKP’den seçilmiş Meclis Başkanvekilinin orada olması ve diğer Meclis Başkanvekillerinin bu kararı okumaması veriyken, Bekir Bozdağ’ın nöbetçi olduğu haftaya bu okumanın denk getirilmesini tesadüf olarak mı sayacağız? Yani ne Meclis Başkanı’nın yurtdışında olması bizim için geçerli bir mazerettir. Ne de Bekir Bozdağ’ın bu kararı okuması tesadüfi bir durum değildir. Her şey kamuoyunun bilgisi görgüsü dahilinde gerçekleşmektedir.”
“MİTİNGİ, MYK’MIZ DEĞERLENDİRECEK. GÜNÜNÜ, YERİNİ VE ŞEKLİNİ BELİRTEREK İLAN EDECEKTİR”
Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesinin ardından CHP’nin karara karşı neler yapacağının sorulması üzerine Günaydın, şunları söyledi:
“CHP’nin MYK’sı bugün toplanıyor. Şehitler nedeniyle ertelemek zorunda olduğumuz mitingi, MYK’mız değerlendirecek. Gününü, yerini ve şeklini belirterek ilan edecektir. Bu bağlamda önce bir miting ile başlayacağız. MYK kararı doğrultusunda izleyen stratejilerimizi ve eylemlerimizi kamuoyu ile paylaşacağız.
Bu kararlar, bu ifadeler çeşitli siyasal parti liderleri tarafından açıklanıyor. Büyük bir üzüntü, onlar adına ve ülkem adına büyük bir üzüntü ile takip ediyorum. Gösteri ve toplantı, yürüyüş yapma hakkı anayasada tanımlanmıştır. Önceden izin almak gerekmez. Yurttaşlar, anayasal haklarının ihlal edildiğini düşünürlerse, Anayasa’dan aldıkları yetki ile sokakta gösteri yapabilirler, gösteri yürüyüşü yapabilirler, toplantı yapabilirler. Anayasal hakkı, açıkça hukuka aykırı olarak nitelemek ve doğacak kandan onlar sorumludur ifadesinde bulunmak, sadece hukuka değil; akla, vicdana, kamu yararına, her şeye aykırıdır. Bu açıklamayı yapan her iki lideri de açıkça kınadığımı ifade etmek isteriz.”
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın:
— Gerçek Gündem (@gercekgundem) February 2, 2024
🗣️CHP’nin MYK’sı bugün toplanıyor. Şehitler nedeniyle ertelemek zorunda olduğumuz mitingi, MYK’mız değerlendirecek. Gününü, yerini ve şeklini belirterek ilan edecektir.
🗣️Anayasal hakkı, açıkça hukuka aykırı olarak nitelemek ve doğacak… pic.twitter.com/VkL68wj8A9
CAN ATALAY KİMDİR?
Avukat Can Atalay, genel anlamda 'kimsesizlerin avukatı' olarak biliniyor. Öğrenciliği ve meslek yaşamının ilk yıllarından bu yana sosyalist kimliğiyle öne çıktı. Emek mücadelesine hukukçu kimliğiyle destek verdi, Emek Sineması'nın yıkılmaması için yürütülen kampanyanın örgütleyicilerindendi.
Somada hayatını kaybeden madencilerin, Hendek’teki patlamada yaşamını yitirenlerin, Çorlu'daki tren kazasında vefat edenlerin, tarikat yurdunda yanan çocukların yakınlarının yanında hep o vardı.
Mimarlar Odası'nın avukatlığını da üstlenen Atalay, Gezi Parkı'na alışveriş merkezi (AVM) yapılması girişimine karşı kurulan Taksim Dayanışması'nın savunmasında da vardı.
Atalay, Gezi eylemlerinde de öne çıkan isimlerden biri oldu ve hukuk tarihine bir skandal olarak adını yazıdan davada, 18 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Yargılama sürecinde direnişi savundu, ısrarla esas suçun Gezi'de şiddet uygulayan güvenlik güçleri ve onlara emirleri veren yöneticiler tarafından işlendiğini söyledi.
Başta bugüne dek destek olduğu mağdurlar olmak üzere kamuoyunda Atalay için 'adalet' sesleri yükselirken, Türkiye İşçi Partisi (TİP) tarafından Şubat 2023'teki depremlerde yıkılan Hatay'dan milletvekili adayı olarak gösterildi ve kazandı. Ancak Meclis'e hiç gitmedi.
Atalay'ın maruz kaldığı süreç, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) iki kere hak ihlali kararı vermesi, ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin daha önce benzeri görülmemiş bir biçimde dosyayı Yargıtay 3. Dairesi'ne göndermesiyle hukuk krizine döndü. Daire, AYM kararının tanımadı.
Ve 30 Ocak 2024'te Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın başkanlığında toplanan Genel Kurul'da hakkında kesinleşmiş hapis cezasının okunmasıyla milletvekilliği düşürüldü.
Kaynak: Haber Merkezi