CHP'li Sevda Erdan Kılıç: 'Mumcu'nun katillerinin avukatı, bugün yargıdaki çürümenin baş kahramanı oldu'
CHP'li Sevda Erdan Kılıç, Uğur Mumcu'ya suikast düzenleyen bombacı Oğuz Demir'in 30 yıldır bulunamadığını belirterek, Demir'in avukatlığını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da avukatlığını yapan Mustafa Doğan İnal'ın yaptığını hatırlattı.
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Gazeteci Yazar Uğur Mumcu suikastının bombacısı Oğuz Demir hakkında, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir yargılama yapıldığını açıkladı. Mahkeme’nin, suikastın 30. Yılında hala Demir’i bulamadığını söyleyen Kılıç, “Bombacı Oğuz Demir nerede?” diye sordu.
Uğur Mumcu davasının 30 yıldır karanlıkta bırakıldığını söyleyen Kılıç, Mumcu hakkındaki ana davada sanıkların savunuculuğunu Erdoğan’ın avukatı Mustafa Doğan İnal’ın yaptığını gündeme getirdi ve “Bugün yargıdaki çürümüşlüğün mimarı olarak konuşulan bu avukat, çıraklığını yargıdaki çürümüşlüğü ortaya çıkaran gazetecinin katillerini savunarak yapmıştır” diye konuştu.
CHP'li Kılıç, gazeteci yazar Uğur Mumcu suikasti kapsamında, Mumcu’nun arabasına bomba koyduğu tespit edilen Oğuz Demir’in yargılandığı davayı gündeme getirdi. Davanın son duruşmasının birkaç gün önce, sessiz sedasız bir şekilde Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldüğünü belirten Kılıç, şu konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
SUİKASTÇI 30 YILDIR BULUNAMADI
“Hayali ihracat dosyası, Mobilya Dosyası, Ağca Dosyası, Silah kaçakçılığı dosyası gibi birçok dosya ile yargıdaki ve siyasetteki çürümüşlüğü gözler önüne seren gazeteci Uğur Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde katledildi. Tehditlere, baskılara, karanlık odakların hedefi haline gelmesine rağmen Türkiye’nin geleceği için vazgeçmeyen cesur bir kalemdi.
Mumcu, eğer bunları yazmaya devam etseydi Türkiye, belki de temiz eller yolculuğunu bugüne kadar çoktan tamamlamış olacaktı. Ama o yolculuk hiç başlamasın isteyen karanlık eller, karlı bir pazar sabahı Uğur Mumcu’yu katletti.
Cinayetin üzerinden tam 30 yıl geçti. Çoğu kişinin haberi dahi yok ancak Uğur Mumcu davası hala sürüyor. Bundan yalnızca birkaç gün önce, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sessiz sedasız bir yargılama yapıldı. Uğur Mumcu’nun arabasına bombayı yerleştiren Oğuz Demir, 30 yıldır olduğu gibi yine bu davaya da getirilemedi. Oğuz Demir, kendi elleriyle yaptığı bombayı, kendi elleriyle Uğur Mumcu’nun arabasına yerleştirdi. Sonra nasıl olduysa ortadan kayboldu. 30 yılın sonunda da geçen hafta Mahkeme heyeti, bu bombacıyı hala bulamadığını gözümüzün içine baka baka söyledi!
KATİLLERİN AVUKATI O İSİM ÇIKTI
“Uğur Mumcu davası, sadece Mumcu’nun yazdığı dosyalar nedeniyle değil, aynı zamanda bu büyük suikast davasının hepimizin gözünün içine baka baka sonuçsuz bırakılmasıyla da yargıdaki çürümenin, adaletsizliği en somut örneği, hatta temelidir” diyen Sevda Erdan kılıç, Mumcu’ya bombalı suikast düzenleyen Oğuz Demir’in avukatlığını, şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da avukatlığını yapmış olan Mustafa Doğan İnal’ın yaptığına dikkat çekerek, açıklamalarının devamında şunları söyledi:
“Yargıdaki çürüme ile mücadele eden bir gazetecinin öldürülmesi, çürümenin aktörlerini cesaretlendirmiş; Gazetecinin katillerinin cezasız bırakılması ise nice failleri cesaretli hale getirmiştir.
Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Aktörlere baktığımız zaman Mumcu davasının bugünkü çürümenin nasıl bir temeli olduğunu görüyoruz. Bugün, Yargıdaki rüşvet çarkı konuşuluyor. Sayın Genel Başkanımız son yıllarda her gün üstüne basa basa bu rüşvet çarkının mimarı olan bir isimden bahsediyor. Bu isim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı olan Mustafa Doğan İnal… Sayın Genel Başkanımızın tüm ısrarlı çağrılarına karşın hala hakkında inceleme yapılmayan, mal varlığı dahi araştırılmayan Mustafa Doğan İnal’ın, yargıdaki çürümenin baş mimarı olduğu her yerde dillendiriliyor.
‘O TUĞLAYI ÇEKMEYE, O DUVARI YIKMAYA KARARLIYIZ’
Peki kimdir bu Mustafa Doğan İnal? Mustafa Doğan İnal, Uğur Mumcu davasının katillerinin avukatlığını yapmış isimdir aynı zamanda. Evet… Bugün yargıdaki çürümüşlüğün mimarı olarak konuşulan bu avukat, çıraklığını yargıdaki çürümüşlüğü ortaya çıkaran gazetecinin katillerini savunarak yapmıştır… Bu sistemin nasıl kurulduğunu ve korunduğunu biliyoruz. Vakti zamanında ‘Tuğlayı çekersek, duvar yıkılır’ diyenler... İşte duvarınız. O tuğlayı çekmeye, O duvarı yıkmaya kararlıyız.”