Cumhur İttifakı'ndaki örtülü güç mücadelesi: 'Küçük krizler büyük bir savaşa dönüşebilir, MHP'ye yakın kadroların elleri hiç de zayıf olmaz'

Gazeteci Alican Uludağ, Cumhur İttifakı’ndaki güç mücadelelerinin ileride büyük bir savaşa dönüşebileceğini savundu. Uludağ böyle bir senaryoda Emniyet ve bürokrasi içindeki MHP'ye yakın milliyetçi kadroların ellerinin hiç de zayıf olmayacağı görüşünü dile getirdi.

Cumhur İttifakı'ndaki örtülü güç mücadelesi: 'Küçük krizler büyük bir savaşa dönüşebilir, MHP'ye yakın kadroların elleri hiç de zayıf olmaz'

Gazeteci Alican Uludağ, AKP ve MHP'nin öncülüğünü üstlendiği Cumhur İttifakı içerisindeki güç mücadelesine ilişkin dikkati çeken bir analiz kaleme aldı.

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde Kaymakam Burak Akeller'in 'cuma hutbesinde şehitlerle ilgili bölümü okumadığı gerekçesiyle cami imamını darp ettiği iddiası' üzerine başlayan tartışmanın ittifak içerisindeki örtülü güç mücadelesinin yeni bir boyutunu gün yüzüne çıkardığını dile getiren Uludağ, "Nasıl?" sorusuna şöyle yanıt verdi:

"AKP'nin yan kuruluşu sayılan Memur Sen'in Başkanı Ali Yalçın, kaymakama 'Bu nasıl bir çiğliktir. Bu nasıl bir hamlıktır. Böyle mülki amir mi olur Allah aşkına' şeklinde tepki gösterdi ve İçişleri Bakanlığı'ndan gereğinin yapılmasını istedi.

Ancak Ali Yalçın, beklemediği bir tepki ile karşı karşıya kaldı. Özellikle milliyetçi kökenli kaymakam ve vali yardımcıları, Ali Yalçın'ın bu çıkışına sert tepki gösterdi. Bu isimlerin daha çok genç olması, son yıllarda mülkiyeye girdiğini gösteriyor. Buna paralel olarak milliyetçi hesaplar da kaymakama sahip çıkarken, Ali Yalçın'ı eleştirdi. Buna bazı MHP yöneticileri de buna katıldı. Özellikle bürokrasi içerisindeki milliyetçilerin, açıktan kaymakama destek çıkması önemli bir gösterge.

'ALİ YERLİKAYA DENGELİ BİR AÇIKLAMA YAPMAK DURUMUNDA KALDI'

Ancak AKP'liler, bu tartışmaya girmekten özellikle kaçındı. Hatta İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, dengeli bir açıklama yapmak durumunda kaldı.

Aslında bu durum Cumhur İttifakı içerisindeki yaşananların özeti. Özellikle MHP, bu olayla AKP'ye karşı önemli bir koz yakaladı ve bunu da kullanmaktan geri durmadı. Aynı zamanda bu durum, bürokrasi içinde milliyetçilerin önemli mevziler elde ettiğinin de göstergesi.

Çünkü 2016'dan bu yana Cumhur İttifakı'nın içinde yer alan MHP, doğal olarak pastadan payını aldı ve bürokraside önemli yerler edindi. Devlete son 8 yılda Cumhur İttifakı'nın ortağı MHP'ye yakın isimler yargı, İstihbarat, Ordu, Emniyet ve mülkiyeye girmeyi başardı. Ve bu kadrolar zamanla terfi alarak bürokrasi içinde önemli yerlere geldi, ciddi bir güç haline dönüştü."

Gazeteci, bu noktada bahse konu güç mücadelesinin benzerinin geçmişte de yaşandığını hatırlattı.

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in Ankara'da sokak ortasında öldürülmesi üzerinden iktidar partisinin ittifak ortağı MHP'yi köşe sıkıştırmaya çalıştırdığı görüşünü dile getiren Uludağ, buna karşılık MHP'nin de Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay kararına Yargıtay'ın direnmesiyle örtülü yanıt verdiğini söyledi.

'ERDOĞAN'IN İYİ PARTİ'YE GÖZ KIRPMASI BELKİ DE TEHLİKEYİ GÖRDÜĞÜNÜN İŞARETİ'

Uludağ, Kulp Kaymakamı krizinin bu savaşın başka bir boyutu olduğunu belirterek şöyle devam etti:

"Erdoğan, şu an iktidarını korumak için ittifak yaptığı MHP, BBP, Yeniden Refah, Hüda-Par gibi partilere pastadan pay verdikçe, aslında kendi partisini/kadrolarını zayıflatıyor. Özellikle partisi içindeki kendi tabanı (muhafazakar demokratlar) ittifak bileşenlerine karşı kendi mevzilerini korumaya çalışıyor.

Ancak bu küçük krizler, böyle kalmayacak gibi görünüyor. Bu küçük güç mücadeleleri, ileride ittifakın çatlamasıyla büyük bir savaşa dönüşebilir. (Geçmişte AKP ile FETÖ arasında benzeri yaşandı.) Ve o zaman yargı, Emniyet ve bürokrasi içindeki MHP'ye yakın milliyetçi kadroların elleri hiç de zayıf olmayacak. Erdoğan'ın İYİ Parti'ye göz kırpması, belki de tehlikeyi gördüğünün bir işareti."

Etiketler
AKP MHP Recep Tayyip Erdoğan Devlet Bahçeli