Cumhurbaşkanı Erdoğan, Öcalan'la İlgili En Çok Sorulan Soruyu Yanıtladı: Ev Hapsine Çıkacak mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP'li bazı isimlerle kahvaltıda bir araya geldi ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İktidara yakın yazarlardan Abdulkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın terör örgütü PKK lideri Öcalan'ın ev hapsine çıkıp çıkmayacağı sorusuna verdiği yanıtı aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Öcalan'la İlgili En Çok Sorulan Soruyu Yanıtladı: Ev Hapsine Çıkacak mı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün AKP'li bazı milletvekilleriyle kahvaltıda bir araya geldi. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dikkat çeken açıklamalar yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerini, Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi köşesine taşıdı. MHP lideri Bahçeli'nin terör örgütü PKK lideri Öcalan'a seslenerek, terörü lağvetmesi çağrısında bulunmasıyla başlayan süreçte, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a en çok sorulan sorulardan birinin "Öcalan'a ev hapsi olacak mı?" olduğunu kaydeden Selvi, bu soruya verilen yanıtı aktardı.

"EV HAPSİ YOK"

İddiaya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu soruya, “Ev hapsi, mev hapsi diye bir şey yok. Adamın kendisi de çıkmak istemiyor. Bunlar nereden çıkıyor? Af diye bir şey yok. Bebek katiline af yok” diye yanıt vermiş. Daha sonra Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a dönerek “Bunları halka anlatın” demiş.

Sözlerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehit ailelerimizin ve gazilerimizin hassasiyetlerine önem vereceğiz. Onları rahatsız edecek hiçbir şeye izin vermeyeceğiz." ifadelerini kullanmış.

NE OLMUŞTU?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Meclis açılışında DEM Parti milletvekilleriyle tokalaşmasıyla başlayan süreç, MHP liderinin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Meclis'te konuşması yönündeki çağrısından sonra yeniden gündeme oturmuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Öcalan'la İlgili En Çok Sorulan Soruyu Yanıtladı: Ev Hapsine Çıkacak mı? - Resim : 1

DEM Parti Milletvekili ve Abdullah Öcalan'ın yeğeni Ömer Öcalan da bir süredir Abdullah Öcalan'la görüşmek için resmi kurumlarla temas halindeydi. Öcalan, Ağustos 2024'te Adalet Bakanlığı’na başvurarak görüşme talebinde bulunmuştu.

Öcalan’la 43 ay sonra ilk görüş gerçekleşti. Abdullah Öcalan’ın yeğeni DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, 23 Ekim’de İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan’la görüşmüştü. Ömer Öcalan'ın ilettiği mesajda Abdullah Öcalan, Bahçeli'nin teklifine verdiği yanıtta, “Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” sözlerini sarf ederek iktidara bir mesaj vermişti.

Bahçeli, 26 Kasım Salı günkü grup toplantısında, 1 Ekim’den bu yana DEM Parti ve terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıları bir adım ileriye taşıyarak “İmralı ile DEM grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyoruz" açıklaması yapmıştı.

MHP grubundan yaklaşık 2 saat sonra Meclis grup kürsüsüne çıkan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise “Eğer samimilerse bu başvurunun önündeki engelleri kaldırırlar. Madem Öcalan'ı işaret ediyorsunuz, kapısını açın” yanıtını vermiş ve ardından da Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları ile birlikte İmralı’ya gidiş izni için Adalet Bakanlığı’na resmen başvuruda bulunmuştu.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da, DEM Parti'nin İmralı başvurusuna ilişkin yaptığı açıklamalarda genellikle 'müsait bir zaman' vurgusu yapmış son açıklamasında da bütçe görüşmeleri sonrasına işaret etmişti.

DEM PARTİ-ÖCALAN GÖRÜŞMESİ

Ardından 27 Aralık'ta Adalet Bakanlığı, DEM Parti’nin Abdullah Öcalan ile görüşmek için yaptığı başvuruya olumlu yanıt vermişti. DEM Parti Milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, 28 Aralık'ta İmralı Cezaevi'nde terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmüştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Öcalan'la İlgili En Çok Sorulan Soruyu Yanıtladı: Ev Hapsine Çıkacak mı? - Resim : 2

Önder ve Buldan'ın görüşme için sabah saatlerinde İmralı Cezaevi'ne gittiği, görüşmenin yaklaşık 2 saat sürdüğü belirtilmişti. Görüşmenin ardından DEM Parti'den bir açıklama yapılmamış ve dün yoğun bir görüşme trafiğinin yaşandığı belirtilmişti.

İmralı'da dün görüşme yapan DEM Parti milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, yazılı açıklama yaparak, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın mesajını kamuoyuna duyurmuştu.

Açıklamada, Öcalan'ın, Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmenin aciliyet kazandığı değerlendirmesi yaptığı belirtildi. Ayrıca Öcalan'ın, "Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim" sözleriyle pozitif adım ve çağrı yapmaya hazır olduğuna yönelik sözlerine yer verilmişti.

Yapılan açıklamada, "İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan ile 28 Aralık 2024 tarihinde kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdik. Kendisinin sağlığı iyi, morali oldukça yüksekti. Kürt Sorununa kalıcı çözüm bulmaya yönelik yaptığı değerlendirmeler hayati önemdeydi" denilmişti.

İki ismin ortak açıklamasında, "Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan son gelişmelerin değerlendirildiği görüşmede Sayın Öcalan, dayatılan karanlık gelecek senaryolarına karşı pozitif çözüm önerilerini sunmuştur" ifadelerine yer verilmişti.

Yapılan açıklamaya göre Öcalan da, “Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim” ifadelerini kullanmıştı. Öcalan yine, “Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım” diye konuşmuştu.

Ardından, görüşmenin içeriğine ilişkin soru işaretleri ve tartışmalar üzerine Buldan ve Önder'den ikinci bir açıklama geldi. DEM Parti Basın Bürosu'ndan "Buldan ve Önder'in bilgilendirmesi" olarak duyurulan açıklamada şöyle denilmişti:

"Sürecin hassasiyeti nedeniyle, belli bir olgunluğa ulaşana kadar basına bilgilendirme yapamayacağız. Bu karar bir şeyleri saklamak anlamına gelmiyor; aksine yürüteceğimiz görüşmelere saygının bir gereği. Ancak tek bir cümle kurmak gerekirse, önceki süreçlerden çok daha umutlu olduğumuzu söyleyebiliriz. Yeni senede heyet olarak kapsamlı bir açıklama yapacağız."

DEM Parti, tüm bu süreçlerin ardından siyasi partilerle kritik temaslarda bulunmuştu. DEM Parti heyeti; AKP, MHP, CHP, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Yeniden Refah Partisiyle görüşmüştü.

DEM Parti'den son yapılan açıklamada ise "Oyunbozanlığın ve kaçışın gerekçesini şimdiden oluşturmaya çalışanların farkındayız. Ancak buradan kimseye ekmek çıkmaz. Hiç kimse DEM Parti’den 'süreç karşıtlığı' çıkaramaz" denilmişti.

DEMİRTAŞ'A ZİYARET

Pervin Buldan, Ahmet Türk ve Sırrı Süreyya Önder'den oluşan DEM Parti İmralı heyeti, 11 Ocak'ta Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etmişti. Görüşme sonrası basına konuşan Ahmet Türk, "Bizim çabamız binlerce yıl beraber yaşamış iki halkın yeniden kucaklaşması içindir. Barışı sağlayarak Türkiye'nin Orta Doğu'da demokrasi ihraç edebilecek bir noktaya gelmesini istiyoruz. Amacımız halklarımızın dostluğudur." demişti.

Görüşmenin ardından X hesabından paylaşım yapan Demirtaş, şunları yazmıştı:

"‘DEM Parti İmralı Heyeti’mizin ziyareti vesilesiyle herkese yürek dolusu selam, sevgilerimi iletiyorum. Büyük bir fedakarlık ve ciddiyetle çalışmalarını sürdüren heyetimize de teşekkürlerimi sunarken ayrıca kendilerine, partimiz DEM Parti’ye, özellikle İmralı tecrit adasında demokratik çözüm ve barış için büyük çaba sarf eden sayın Abdullah Öcalan’a güven ve desteğimin tam olduğunu belirtmek istiyorum.

Bu dönemin en hassas konusu kamuoyu desteğidir. Bu nedenle şeffaflık son derece önemli ve gereklidir. Heyetimizin, şeffaflığın gereği olarak Meclis’teki siyasi partileri bilgilendirmesi, önümüzdeki günlerde de sivil toplum örgütlerini, siyasi ve toplumsal çevreleri bilgilendirecek olması değerlidir. Ayrıca barış dilinin tüm çevrelere hakim olması da önemlidir. Bu konularda konuşan herkes tehdit, şantaj, aşağılama dilinden ve provokatif söylemlerden uzak durmalı, yenme ve yenilme üzerinden boş ve anlamsız bir retorik oluşturmak yerine herkesin, hepimizin kazanacağı ortak bir gelecek üzerinde durmalıdır.

Her ne kadar sürece bir isim konulmasından ısrarla kaçınılıyor olunsa da bizim açımızdan bu süreç. ‘Demokratikleşme, Barış ve Kardeşlik’ sürecidir. Bizler demokratik, barışçıl zeminde siyaset yapan aktörler olarak çatışmaların, şiddetin kalıcı şekilde son bulmasını arzuluyor, istiyor, destekliyoruz.

Sayın Öcalan, koşulları oluştuğunda bu konuda bir inisiyatif alacaksa yanında olacağımızı belirtiyoruz. Olası bir çağrının tüm inisiyatifi elbette kendisindedir. Kendisinin de belirttiği gibi, böylesi bir çağrının hukuki, siyasi zeminini oluşturma sorumluluğu da iktidar ve parlamentodadır.

Bizler, barış girişimlerine bu aşamada her türlü desteği sunarız. Ancak çağrıyı yapacak olan da olası bir çağrının muhatabı da biz değiliz. Siyasetçiler olarak bizim rolümüz ve misyonumuz, barış zeminini güçlendirmek, tarafları barış için cesaretlendirmek, teşvik etmek ve barışı kolaylaştırmaktır. Fakat bundan da öte temel sorumluluğumuz; demokrasi, özgürlükler, eşitlik, adalet ve temel insan hakları için barışçıl, sivil, siyasi mücadeleyi büyütmektir. Bu mücadelenin kanal ve imkanlarının şimdiden açılması gerekir ki barış zemini de güçlensin. Bu hususu da ilgililerin dikkatine sunmak isteriz.

Herkes şunu bilmeli ki, ortada bazı iyi niyetler ve bu iyi niyetlerle yürütülen hazırlıklar var. Ancak sürecin ete kemiğe bürünebilmesi için, güven verici somut adımların hızlıca atılması gerekiyor. Yıllardır bu topraklarda tarifi imkansız acılara neden olan ve ülkenin bütün enerjisini tüketen çatışmaların ortadan kaldırılması, siyasal bir barışın sağlanması için her türlü desteği vermeye hazırız.

Ancak siyasal barış, beraberinde toplumsal barış yani demokratikleşme, eşitlik, adalet ve özgürlükler mücadelesinin tüm kanallarını açacak şekilde yapılırsa kalıcı olur, herkesin ve ülkenin yararına olur. Bu şekilde, siyasal barışın toplumsal desteği de artar, halkın ekseriyetinin sahiplenmesiyle tüm provokasyonlar ve baltalama girişimleri de boşa çıkar.

Yine bu kritik ve tarihi dönemde, Sayın cumhurbaşkanı başta olmak üzere sayın Devlet Bahçeli, sayın Özgür Özel ve diğer tüm parti liderlerine, barış için aldıkları ve alacakları inisiyatifler nedeniyle teşekkürlerimi sunuyor, desteğimi iletiyorum. Her türlü kişisel, partisel çıkarın ötesinde, demokrasinin güçlenmesine dair atılacak her adımın tereddütsüz yanında olacağımı belirtiyorum.

Son olarak şunu da özellikle belirtmek istiyorum; Kürtlerin çoğunun yönü de yüzü de Türkiye’ye dönüktür. Barış ve güçlü bir demokrasi inşa edilebilirse bu süreçten hep birlikte kazanarak çıkacağımıza inanıyorum. Bunun için, Türkiye Cumhuriyeti devletinin de yönünü, yüzünü tüm Kürtlere çevirerek büyük ve onurlu barışın inşasını sağlayacağını umuyor, diliyorum. Heyetimize tekrar teşekkür ederken başarı dileklerimle birlikte, bir kez daha hepinize Sıcak selam, sevgilerimi iletiyorum."

YÜKSEKDAĞ İLE GÖRÜŞME

DEM Parti heyeti, 12 Ocak'ta ise eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ı Kocaeli 1 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda ziyaret etmiş ve görüşme, 1 saat 20 dakika sürmüştü.

Görüşmeden sonra Figen Yüksekdağ'ın X sosyal medya hesabından şu açıklama yapılmıştı:

"DEM Parti İmralı heyeti ziyareti vesilesiyle öncelikle demokratik kamuoyuna, halklarımıza, kadınlara selam, saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Ülkemiz ve bölgemiz açısından hayatı bir dönemden geçiyoruz. Halklarımızın barış, adalet ve demokrasiye her zamandan çok ihtiyacı var. Tarihin bu kritik anında sayın Öcalan'ın inisiyatif üstlenerek yol açma çabası çok değerli ve belirleyicidir.

Bu çözüm çabası iradesinin yanında, arkasındayız. Nerede olduğumuz fark etmez. İçeride, dışarıda ya da farklı görüşlerde olabiliriz. Bu üzerine düşen görevi yerine getirmeye engel değildir. Onurlu barış ve demokratik çözüm hareketi için üzerimize düşen sorumluluğu üstlenmeye katkı sunmaya hazırız. Barışın öznesi doğrudan Türkiye halkları, emekçiler, özgürlük güçleri ve kadınlardır. Tam da bu nedenle bütün toplumsal dinamikler, halkların kardeşliği ve barış için inisiyatif almalıdır.

Demokratik haklara, ekmeğin ve emeğin güvencesine giden yol bugün bu inisiyatifi almaktan geçiyor. Biz kadınlar, Kürt sorununda demokratik çözüm hareketinin geliştirilmesi için gereken özveri ve çabayı göstermekte tereddüt etmeyeceğiz. Bu çabaya ortak olan herkes ile dayanışma ve işbirliği içerisinde olacağız. Dileğimiz sayın Öcalan'ın sağlıklı çalışma koşulları sağlanarak, bir barış ve çözüm odağı olarak rolünü en etkin şekilde gerçekleştirebilmesidir. Somut ve pozitif yaklaşımlar tarihsel sorunun çözümünde en belirleyici aşama olacaktır. Umuyorum ki halklarımızın baharını, barışı ve kardeşliği birlikte karşılayacağız."

Kaynak: Hürriyet

Etiketler
Recep Tayyip Erdoğan Abdullah Öcalan PKK