Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Enflasyon Mesajı: Zor Günler Geride Kaldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜYAP Fuar Merkezi'nde Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği Uluslararası MÜSİAD Ticaret Fuarı’nda konuştu. Enflasyona ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Enflasyonda başlayan düşüş trendi inşallah hızlanarak devam edecek. Pembe tablolar çizmek niyetinde değilim ama en zor günler geride kaldı. Türk ekonomisi fırtınalı sulardan serin sulara doğru yol almaktadır. Bundan sonra rüzgara karşı değil; rüzgarı arkamıza alarak yürüyeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜYAP Fuar Merkezi'nde Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği Uluslararası MÜSİAD Ticaret Fuarı’nda açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Göç konusu sadece bizim gibi geçiş güzergahındaki ülkeler için değil, tüm dünya için günümüzün en hassas meselelerinden birisidir. Bütünlüklü bir anlayışla okumak, buna göre doğru, kalıcı ve uzun vadeli politikalar geliştirmek mecburiyetindeyiz. Düzensiz göç baskısıyla yüzleşen her devlet gibi elbette Türkiye de illegal göç akımlarıyla mücadelesini tavizsiz sürdürecektir. Hudutlarımızın güvenliğini namusumuz bilip koruyacağız. İlave tedbirlerle daha da tahkim edeceğiz.
Türkiye ekonomisi 17 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam ediyor. 2024 yılında ilk yarısında büyümemiz yüzde 3,8 olarak gerçekleşti. Üçüncü çeyrek rakamları yüzde 2,1 büyüme oranlarına oluştuk. Kişi başına gelirimiz 15 bin 551 dolara yükselmesini bekliyoruz. Büyümemiz önemli oranda net mal ve hizmet artışındaki anlayıştan kaynaklanmaktadır. Küresel mal ihracatından aldığımız pay 2023 yılında yüzde 1,07'ye yükseldi. Küresel hizmet ihracatımızdan aldığımız pay yüzde 1,35'i buldu. Mal ihracatımız 2024 yılının ekim ayı itibariyle rekor kırarak son 12 ayda 262,3 milyar doları yakaladı. Yıllıklandırılmış hizmet ihracatımızda ise eylül itibariyle 112 milyar doları aştık.
'TÜRKİYE EKONOMİSİ KESİNTİSİZ BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR'
Milli gelirimizin 2024 sonunda 1 trilyon 331 milyar dolara ve kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini bekliyoruz. Eylül ayında istihdam edilenlerin sayısı yıllık bazda 1 milyon 129 bin kişi artarak 32,8 milyon kişiye çıktı. Deprem bölgesinin imarı ve ihyası için yaptığımız harcamaların toplam değeri 72 milyar dolara yaklaştı. Geçen sene deprem etkisine rağmen milli gelire oranla yüzde 5,2'de tuttuğumuz bütçe açığını bu sene yüzde 4,9'a indirmeyi hedefliyoruz. Bütçe açığını 2025 yılında yüzde 3,1'e indirecek ve dezenflasyona maliye politikası kanalıyla da çok güçlü destek vereceğiz. Türkiye ekonomisi 17 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam ediyor.
'ZOR GÜNLER GERİDE KALDI'
Milletin refahı, huzuru, geçim sıkıntısı yaşamaması bizim en büyük önceliğimizdir. Bu konuda hiçbir zaman taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Enflasyonda başlayan düşüş trendi inşallah hızlanarak devam edecek. Fahiş fiyat ve tamahkârlıkla mücadelemiz sürecek. Daha fazla para kazanmak, kar elde etmek için milletin lokmasına uzanan elleri kırmakta en küçük bir tereddüt göstermeyeceğiz. Türk ekonomisi fırtınalı sulardan artık serin sulara doğru yol almaktadır. Bölgemizdeki çatışmalar, krizler, sorunlar çözüme kavuştukça Türkiye ekonomisindeki iyileşme daha da hızlanacaktır. Kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini daha fazla toplayacağız. İstikrar ve güven ortamını koruduğumuz müddetçe yolumuz da bahtımız da daima açıktır.
KILIÇDAROĞLU'NU HEDEF ALDI
Geçtiğimiz hafta CHP’nin devrik genel başkanının mahkeme salonunda savurduğu hakaretler, Türkiye’nin 14-28 Mayıs seçimlerinde nasıl büyük bir uçurumun eşiğinden döndüğünü bir kez daha ortaya koymuştur. Zehirli dili, kutuplaştırıcı söylemleri ve çirkin siyasi üslubuyla bu zatın, genel başkanlığı döneminde Türkiye’ye yatırım gelmesin, Türk ekonomisi düze çıkmasın diye kendini nasıl paraladığını, ülkemizi nasıl kötülediğini, nasıl yurt dışına şikâyet ettiğini hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. Bugün de seçim ve kurultay kaybetmenin öfkesiyle sağa sola sataşması, Cumhur İttifakı’yla birlikte eski ittifak ortaklarına da edepsizce saldırması, hançer siyasetinin bunların genlerine işlediğinin apaçık ispatıdır. Hançerlemenin, kuyu kazmanın, çelme takmanın, adaletin tecellisi için cansiparane çalışan hâkim ve savcıları cezaevi kapıları önünde küstahça tehdit etmenin bir muhalefet geleneği olduğunu CHP’nin sadece eski yönetimine değil, yeni yönetimine baktığımızda da çok net görüyoruz.
Yönettikleri şehirlerde trafik sorunu katlanılmaz boyutlara ulaşmış… Depremle ilgili hiçbir şey yapılmamış, hiçbir adım atılmamış… Belediyelerde yolsuzluk, hırsızlık, iş bilmezlik almış başını gitmiş… Meydanlarda vatandaşa verdikleri sözlerin hiçbiri tutulmamış… Ne gam ne tasa, bunların hiçbiri umurlarında bile değil. Varsa yoksa cumhurbaşkanı adayı kim olacak, partinin genel başkanlık koltuğuna kim oturacak; tüm dertleri bu… Türkiye’nin bunlarla kaybedecek vakti de enerjisi de yok. Biz büyük hedeflerin peşindeyiz, Kızılelma’mız olan Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmenin derdindeyiz."