Erdoğan'dan Finans Merkezi açılışında da seçim propagandası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi'nin açılışında açıklamalarda bulunuyor.
Türkiye Varlık Fonu sahipliğinde ve Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı koordinasyonunda tamamlanan İstanbul Finans Merkezi bankalar etabı bugün açılıyor.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine ilişkin propaganda çalışmaları için kamu tarafından finanse edilen açılış ve etkinlikleri kullanmayı sürdürüyor. Bugün de İstanbul'da finans merkezi açılış töreninde konuşmasının büyük bölümünü muhalefeti eleştirmeye ayıran Erdoğan, 'artan yoksulluğa' vurgu yapan profesörleri de tekrar gündemine aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, merkezin açılışında açıklamalarda bulunuyor.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
İktidara geldiğimizden birkaç yıl sonra bu müjdeyi vermiştik. Demiştik ki, bizler İstanbul’u dünyanın sayılı finans merkezi haline getireceğiz.
'Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıyacağız' dedik, 'Ziraat Bankası’nı İstanbul’a getireceğiz' dedik karşımıza çıktılar.
Ülkemizin lokomotif ekonomi kuruluşlarını İstanbul’a taşımaya karar verdik. Bu merkez aynı zamanda çevreye saygılı, doğa dostu bir projedir.
İstanbul’umuzun Avrupa Yakası’ndan sonra Anadolu Yakası ayrı bir zenginliğe kavuşmuştur.
Bu merkez üç kıtanın buluşma noktası olan İstanbul’da yeni bir finansal ekosistem oluşturacaktır
İstanbul Finans merkezi, uluslararası sermaye akışını kolaylaştırarak, yatırım çekmemizi de kolaylaştıracaktır
Türkiye yıllardır dışlandığı bir alanda artık ben de varım diyebilme iradesi ve cesareti göstermiştir.
SEÇİMLERE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
Malumunuz ülkemiz 14 Mayıs tarihinde yapılacak bir seçim sürecinde bulunuyor. 27 gün sonra, hem kendimizin hem evlatlarımızın geleceği için çok kritik bir karar vereceğiz.
İki farklı anlayış arasında mühim bir tercih yapacağız.
2002 öncesi Türkiye’yi bilen insanlarımız, demokratik ve ekonomik kazanımlarında geriye gidişe müsaade etmeyecektir.
Ömrünün 40 yılında meydanların nabzını tutan bir siyasetçi olarak, sandığın renginden en ufak bir şüphe duymuyorum.
Her şeyi bedava verme. Batılı tefecilerden 300 milyar dolar dilenme. IMF reçetelerine teslim olma gibi sayısız abuk subuk vaadi burada konuşmaya değer bulmuyorum.
20 yıl bu ülkede Başbakanlık yaptım, Cumhurbaşkanlığı yaptım ama böyle bir safsata yalan hile, dünyanın hiçbir yerinde görmedim. Bu zavallı, ne yazık ki hayatında bir SSK var ki, SSK’yı bu batıran değil mi? Ahh rahmetli Savaş Ay, hayatta olsaydın da bütün bunları memlekete gösterseydin O hastanelerimizin hali neydi? Vatandaşlarımızın hali neydi? Şimdiyse Şehir Hastanelerimizde dünyaya meydan okuyoruz. Dünyadan gelen liderler hastanelerimize hayran kalıyorlar.
Fakat Bay Bay Kemal ne diyor biliyor musunuz? ‘Yap işlet devret nedir bilelim.’ Ya öğrenemediysen ben ne yapayım bir de seninle mi uğraşacağım?
Meydanlarda iki anahtar vaadiyle dolaşanların, kendini elindeki anahtarlardan da ettiğini unutmaz. Bu millet sabah akşam ahkam kesen IMF çantacılarının ülkeyi, geride bırakacak vaatlerini çok iyi bilir.
Bakkal hesabı yapacak kadar herkes bunlarla ekonominin idare edilemeyeceğini çok iyi görüyor. Muhalefetin içinde düştüğü durumu kah gülerek kah siyaset kurumu için üzerek gülüyor. Meydanlarda iki anahtarla dolaşanların kendini iki anahtardan da ettiğini unutmaz. IMF çantacılarının ülkeyi geride bırakacak vaatlerini millet çok iyi bilir. Milyarlarca dolar borç takarak nasıl ortadan kaybolduklarını millet unutmaz.
Yedili masanın etrafında olanlar var ya onlardan bir tanesi de Davos'tayız. Davos'ta Kahn IMF'in başında, onla görüşme yapıyoruz. Kendisine dedim ki, ikide bir adamları gönderiyorsunuz ve bunlar Türkiye'yi idare etmek adına konuşuyorlar, taksitlerinizi alıyor musunuz? Türkiye'yi idare etmek bana aittir. 23,5 milyar dolar IMF'e borcumuz var. 2013'e kadar IMF'e ödemeleri yaptık, bitirdik, daha sonra ne oldu. Şu anda CHP'nin sözcüsü zat ve bir de ortağı olan bir ara hazinin başında olan zat kapalı kapıların ardında otellerde oturup IMF adına pazarlık yaptılar. IMF'ten destek almadan bu işi yürütemeyeceksiniz diye. Ekonomide sıkıntı varmış, yok, biz gayet iyi yolumuza devam ediyoruz. MB'nin de Döviz rezervi 22,5 milyar dolardı. Başbakanlık dönemimde 135 milyar dolara çıkardık. 2013'te IMF ile ilişiği kestik, merkezin döviz rezervi arttı, şu anda da ihtiyacımız yok. Ülke hazinesi tam takır olduğu için IMF'ten alınan borçlarla memur emekli maaşlarının ödendiğini bu millet unutmaz. SHP, CHP dönemleriydi, millete çok çile çektirdiler çok. Geçmişte SSK'yı nasıl batırdığını, millet bunların ülkeyi nasıl soyup soğana çevirdiğini asla unutmaz. 90'lardaki popülist söylemlerin ülkeyi nasıl çöküşe götürdüğünü bu millet unutmaz.
YİNE BİLİM İNSANLARINI HEDEF ALDI
Şimdiye kadar ülkemizde hiçbir siyasetçi millet yol mu yiyecek, lafa bak. Önünde de profesörler kızmasın, köprü, otoyol mu yiyecek. Soğandan patatesten Haber ver. Sen ne soğanın tadını bilirsin ne de soğanı masaya koyup dağıtamazsın. Ekonomi cahili eser ve hizmet düşmanı olmuşlardır. Dünyayı az buçuk takip eden kimse böyle bir cümle kurmaz. Köprü, viyadük, havalimanları olmasaydı biz Türkiye'nin bir ucundan diğer ucuna nasıl giderdik.
Şimdiye kadar ülkemizde hiçbir siyasetçi millet yol mu yiyecek, lafa bak. Önünde de profesörler kızmasın, köprü, otoyol mu yiyecek. Soğandan patatesten Haber ver. Sen ne soğanın tadını bilirsin ne de soğanı masaya koyup dağıtamazsın. Ekonomi cahili eser ve hizmet düşmanı olmuşlardır. Dünyayı az buçuk takip eden kimse böyle bir cümle kurmaz. Köprü, viyadük, havalimanları olmasaydı biz Türkiye'nin bir ucundan diğer ucuna nasıl giderdik.
Beni üzen bir şey daha var. Her şeyden önce yol yenebilen meta değildir, bunu bilesin bay profesör. Yol yenmez ama yol sayesinde üretim olur. Üretici mahsulünü satar, turist seyahat eder, nakliyeci malzeme taşır. Yol sayesinde yatırım gelir, sanayi gelişir, istihdam oluşur. 85 milyon birbirine kavuşur, helal rızk götürür. Ekonominin, üretimin, sanayinin belkemiğidir. Yol medeniyettir diyoruz. 25 yıldır ülkemizin ulaşım altyapısına yatırım yapıyoruz. Beyefendiler şunu bilmesi lazım, bu domates de patates de bu yollardan gidiyor. Yollar olmasaydı tüketicinin olduğu yere ulaştıramazdık.
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ ÖVDÜ
6 Şubat depreminde bütün ihtiyaçları deprem bölgelerine yollar olmasaydı nasıl ulaştıracaktır. Uçaklar, TIR'lar, otobüsler... Ücretsiz depremzedeleri uçakla taşıdık. Buradan akıl, izan sahibi tüm vatandaşlarıma soruyorum. Ülkemizi gergef gibi yollarla örmeseydik Türkiye'yi buralara getirebilir miydik? 251 milyar dolardan fazla yatırım çekebilir miydik? Her yıl ekonomimizi yüzde 5 büyütür, istihdamı 32 milyona çıkarabilir miydik. 51.5 milyon turist havalimanı yapmasaydık misafir edebilir miydik? Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Sadece İstanbul Havalimanı bile ulaştırma yatırımlarının katma değerini göstermeye yeterlidir. Dünyadaki nadir havalimanlarından birisi. Bay bay Kemal bunları takip edemez, hafızası bunlara yetmez. Benzer rakamları her yatırımda görmek mümkündür. Biz meseleye muhalefet gibi bunları israf olarak görseydik 2002'lerin Türkiye'sinden bir adım bile öteye gidemezdik. Eğitimde ilk okuldan lise sona kadar, en önemli adımlardan biri ne oldu, biz aramızda o dönemi yaşayanlar vardır. Tekstil kağıtlarıyla okuduk. Üst sınıflardaki ağabeyler bunları bize parayla da vermezlerdi. Bu çileyi yavrularımıza çektirmeyelim dedik. Kuşe kağıda kitapları sıralara koyduk ve yavrularımız sıraların üzerinde kitaplarını buldular. Bu işte bir anlayışın ifadesidir. Bu idrak olmamış olsaydı eğitimin kıymetini de bilmemiş olurdunuz. 78'ten 208'e kadar üniversite sayımızı artırdık. Göreve geldiğimizde bu bölge, çukur, çamur pisliklerle dolu olan bir yerdi. Ataşehir olmasına bakmayın, Ata'yla uzaktan yakından alakası yoktu buranın. Fikirtepe de berbat bir yerdi. Orada bir tane köşk vardı, köşk dışında rezaletti. Orayı kentsel dönüşümle aldık, bugünkü hale getirdik. Birer can pazarına dönmüş yollardan biz kurtardık.
Ümraniye çöplüğü patladı, 39 vatandaşımız öldü. CHP bu demektir. Orayı yeşil, milli park haline biz getirdik. Tüm bunların yanında yol yaparak otoyol yaparak 31 havalimanı inşa ederek Bay Bay Kemal ve ortaklarının özel uçakla il il dolaşmasını kolaylaştırdık. Gelince uçakları satacakmış. Uçak kiralıyorsun, onunla gidiyorsun. Demek ki kiralayacak imkanları var. Onunla seyahatleri yapıyor. Bu millet kendi uçaklarını inşallah bunlara asla devretmeyecek.
Sağlıkta muhteşem adımlar attık. Çam Sakura'dan sonra havalimanında Murat Dilmener hastanesini 45 günde yaptık. Sancaktepe'de aynı projeyi burada da uyguladık. 1006 yatak her iki tarafta da kovid döneminde yaptık, 45 günde yetiştirdik. İş bilenin kılıç kuşananın. Şu an itibarıyla büyük şehirlerimizden 19 tanesinde şehir hastaneleri yapıldı ve devam ediyoruz. Diğer büyük şehirleri bu hastanelerle donatacağız.
Kaynak: Gerçek Gündem