Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Terörsüz Türkiye' Mesajı: 'Tarihi Fırsat Penceresi Açıldı'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'deki Suriyelilerin geri dönüşlerine ilişkin "Gönüllü olarak yurtlarına dönmek isteyen Suriyeli kardeşlerimize her türlü kolaylığı sağlayacağız ancak kimseyi zorla göndermek gibi bir yanlışa da düşmeyeceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında "Suriye devrimi ile birlikte hem ülkemizin hem de bölgemizin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmıştır" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İdareciler Günü Programı'nda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
'MİLLETİN BEDDUASINI ALAN...'
"Türk devlet geleneği binlerce yıllık bir aklın, birikimin, tecrübenin ürünüdür. Bizim devlet tasavvurumuz hiçbir zaman maddeye dayalı bir anlayış üzerine inşa edilmedi. Tam aksine mana ve muhtevaya önem veren, adalet ve vicdan üzerine bina edilen bir değerler silsilesinin tezahürü oldu. Bu yüzden mazlumların derdine derman olmaya çalışıyoruz. Bu yüzden Türkiye umudun adıdır diyoruz. Ülke idaremiz işte bu geleneğin bir devamıdır. Bizler biliyoruz ki devletin dini adalettir. Unutmayınız ki milletin hayır duası, devletin en güçlü hazinesidir. Allah korusun, milletin bedduasını alan ise ne bu dünyada ne de ahirette iflah olur.
'GÜNLÜK HESAPLAR PEŞİNDE KOŞMAK BİZE YAKIŞMAZ'
Sadece günlük hesaplar peşinde koşmak bize yakışmaz. Devletimizin kurucu kodlarında buna hoş bakılmaz. Devlet geleneğimiz, geleceği inşa eden bir anlayış üzerine kuruludur. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz da bu geleneğin bir tezahürüdür.
'MİLLETE EFENDİLİK TASLAMAK GERİDE KALDI'
Ne tek parti faşist zihniyetinin ne de hafızalarımızda derin yaralar açan 28 Şubat dönemi uygulamalarının günümüz Türkiye'sinde yeri yoktur. Baskının, ayrımcılığın, millete karşı efendilik taslamanın meşru sayıldığı günler artık geride kalmıştır. Allah'ın izniyle biz bu makamlarda bulunduğumuz müddetçe kimse o kötü günleri geri getiremeyecektir.
6 ŞUBAT DEPREMLERİ
6 Şubat'ta asrın en büyük tabi afetlerinden biriyle yara aldık, yıkıldık. Kriz ve afet yönetiminin ne kadar mühim olduğunu çok net bir biçimde gördük. Allah korusun, bir daha benzer durumlarla karşılaşmamak için hükümet olarak gereken her türlü tedbiri alıyoruz. Bu süreç bize aynı zamanda hızlı karar alabilen, çok boyutlu düşünebilen, elini taşın altına koyabilen idarecilerin değerini de gösterdi. Bir adım atmadan önce merkezden talimat bekleyen, kalplere giremeyen kimi yöneticiler devletimizin çabalarına da gölge düşürdü.
ÖZEL'İ HEDEF ALDI
Bölgemizde çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. 910 kilometrelik sınırımızın olduğu komşumuz Suriye'de meydana gelen hadiseler bizi her açıdan özellikle ilgilendiriyor. Suriye'de 61 yıllık Baas diktatörlüğünün çökmesi ve 13 yıl süren katliamın sona ermesiyle birlikte artık yeni bir döneme girilmiştir. Gün geçmiyor ki ülkenin bir şehrinden toplu mezar çıkmasın. Gün geçmiyor ki Baas rejiminin barbarlığına dair bir delil bulunmasın. Hemen her gün insanlık adına gerçekten utanç ve dehşet verici haberlerle karşılaşıyoruz. İnsanı kayıpları bir tarafa bırakıyorum, sadece 13 yıllık katliam politikasının bu ülkeye verdiği zarar 500 milyar doları aşıyor. Suriye'yi ziyaret eden ekiplerimiz de sahadaki tablonun tahmin edilenden çok daha kötü olduğunu ifade ediyor. Suriye'nin yeniden inşası için belli bir zamana ihtiyaç olduğu açıktır. Uluslararası toplumun bu sürece daha fazla katkı sağlaması mühimdir. Türkiye olarak biz de tüm planlarımızı bu gerçekler ekseninde yapıyoruz. Ana muhalefet partisi genel başkanının 'Esed gitti, sığınmacılar da gitsin' ifadesi vicdansızlıktan öte bir kara cehalet örneğidir. Biraz dış politika, biraz ekonomi, biraz savaş tarihi okuyan bir kişi böyle bir cümle kurmaktan utanır, hicap duyar. Savaşın ve zulmün pençesinden kaçan Suriyeli mazlumlara hamdolsun 13 yıl boyunca kol kanat gerdik, şefkat ve merhametle kucak açtık. Ana muhalefet onları geldikleri yere kovmanın hep gayreti içerisinde oldu. Biz ise ensarız dedik, onlar muhacirdir dedik. Bizim medeniyetimizde ensar olarak muhacirleri kovmak asla yer etmez dedik. 14-28 Mayıs seçimleri döneminde karşımızdaki adayın ırkçı siyasetini hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. Tüm bunlara rağmen bize canlarını, namuslarını ve onurlarını emanet eden mazlumlara sırtımızı dönmedik.
'KİMSEYİ ZORLA GÖNDERMEYECEĞİZ'
Suriyeli kardeşlerimize 13 yıl boyunca nasıl samimi ev sahipliği yaptıysak bundan sonraki süreçte de aynı hassasiyetle hareket edeceğiz. Gönüllü, güvenli ve düzenli geri dönüşleri yine bize yakışan, tarihimize, inancımıza ve kültürümüze yakışan bir anlayışla yöneteceğiz. Muhalefet veya ırkçı çevreler ne derse desin, 13 yıllık insani politikamıza zarar verecek yaklaşımlar içinde olmayacağız. Türkiye'nin en kritik seçimlerinde siyasi geleceğimizi riske atma pahasına sergilediğimiz duruşa kimsenin leke bulaştırmasına müsaade etmeyiz. Suriyeli kardeşlerimizin evlerine huzurla dönebilmeleri bizim için hem insani bir görev hem de bölgesel istikrar açısından stratejik bir önceliktir. Gönüllü olarak yurtlarına dönmek isteyen Suriyeli kardeşlerimize her türlü kolaylığı sağlayacağız ancak kimseyi zorla göndermek gibi bir yanlışa da düşmeyeceğiz. Ülkemize katkı yapmak isteyen, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak bizlere zenginlik katan Suriyeli kardeşlerimizin elinden tutmaya devam edeceğiz. Bu süreçte attığımız her adım hem Suriyeli kardeşlerimizin haklarını hem de milletimizin çıkarlarını koruma hedefine matuftur.
'TARİHİ BİR FIRSAT PENCERESİ AÇILDI'
Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin sağlanmasında komşuluk hukukumuzun bir gereği olarak üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getireceğiz. Devletimizin ilgili kurumlarıyla iş birliği içinde bu yeni sürecin başarıyla yönetilmesinde mülki idare amirlerimize önemli vazifeler düşüyor. Özellikle sınır bölgelerimizdeki valilerimizden çok dikkatli olmalarını, süreci sahiplenmelerini ve adımlarını buna göre atmalarını bekliyorum. Gerek bizleri bu makamlara getiren milletimize hizmet gerekse bu süreci incelikle yürütülmesi noktasında hiçbir aksaklığın, hiçbir nahoş durumun yaşanmaması için her birinizin özenli davranacağınıza inanıyorum. Ülkemizde ve bölgemizde terörün hiçbir çeşidine yer olmadığını her fırsatta vurguluyoruz. Bir süredir uyguladığımız terörü kaynağında bertaraf etme stratejimizin meyvelerini içeride ve dışarıda toplamaya başladık. Şimdi bunu yeni araçlar ve yeni yöntemlerle devam ettiriyoruz. Amacımız ülkemizin sırtına vurulan 40 yıllık o kamburunu ilanihaye ortadan kaldırmaktır. Suriye devrimi ile birlikte hem ülkemizin hem de bölgemizin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmıştır. Devletimizin uhdesinde bulunan her türlü vasıtayı, her türlü imkanı kullanarak terörsüz Türkiye idealimizi inşallah gerçekleştireceğiz."
Kaynak: Haber Merkezi