DEVA Partili Ekmen'den Can Atalay yorumu: Meclis, kendi üyelerinin hukukuna sahip çıkamayacaksa milletin hukukuna nasıl sahip çıkacak?

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, AYM'nin cezaevindeki Milletvekili Can Atalay ile ilgili hak ihlali kararına ilişkin, "Eğer bu Meclis, kurum olarak kendi üyelerinin hukukuna sahip çıkamayacaksa milletin hukukuna nasıl sahip çıkacak?" diye sordu.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, Anayasa Mahkemesi’nin cezaevindeki Milletvekili Can Atalay ile ilgili hak ihlali kararına ilişkin; “Can Atalay’a yapılanın açık bir hukuksuzluk olduğunu genel başkanımız ve milletvekillerimiz defalarca kez ifade etti. AYM’nin hak ihlali tespiti aslında Meclis’imiz için bir utanç vesilesidir. Eğer bu Meclis, kurum olarak kendi üyelerinin hukukuna sahip çıkamayacaksa milletin hukukuna nasıl sahip çıkacak? Can Atalay umarım birkaç saat içerisinde tahliye edilir, kendisi hakkında verilmiş kesin hüküm bu vesile ile dondurulur. Hak ihlali var, bu hak ihlali tahliye, yargılamanın dondurulması şeklinde sonuç üretmelidir” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Ekmen, bugün yaptığı toplantıda şunları dile getirdi:

“DEVLET KENDİ HİZMETLERİNDE VERGİ, HARÇ ARTIŞINDA HER TÜRLÜ ENFLASYONİST UYARLAMAYI YAPARKEN PAMUK, MISIR ÜRETİCİNE DESTEĞİ NİÇİN SABİT TUTUYOR?”

“Cumhuriyetin 100. yılında ülkemiz bırakın tarımda, ihracata bulunmayı, kendi kendine yetmeyi maalesef çiftçinin ürünlerini tarlada bıraktığı bir noktaya gelmiştir. Türkiye’nin yıllık 2 milyon ton pamuk ihtiyacı var. Yerli pamuk üreticimizi üretimi ise 1 milyon ton. Çiftçimiz Türkiye’nin pamuk ihtiyacının yarısını üretebilmesine rağmen maliyetinin çok altında bu ürünü satabiliyor. Çiftçimiz 1,6 dolara satabiliyorken 1 milyon ton pamuk başka ülkelerden 2 dolara satın alınıyor. Bugün itibariyle ÇUKOBİRLİK 21 liralık geçen yılki fiyattan sonra bu yıl 18,5 liraya pamuk alıyor. Pamuğun en önemli girdisi olan tohum, gübre, mazot, işçilik gibi yüzde 100’ü aşan enflasyona rağmen fiyatta yüzde 20’lik bir gerilemeyle karşı karşıyayız. Gerçekten hiçbir aklın, vicdanın kabul edemeyeceği bir tablo bu. Bugün mazot 40 lira, gübre 15-20 lira olmuşken pamuğun kilosu başına çiftçiye verilen destek ise sabit bırakılmış durumda. Daha dün otoyol, köprü hizmetlerine yapılan zammı gördük. Devlet kendi hizmetlerinde vergi, harç artışında her türlü enflasyonist uyarlamayı yaparken pamuk, mısır üreticine desteği niçin sabit tutuyor?

Pamuk tarlada kaldı, o pamuğu toplamak için tarlada verilecek işçilik bedeli artı satıştan elde edilecek gelir maliyetin çok altında, çiftçi memleketi terk etti. Bugün pamuk üreticimiz 1.6 dolara pamuğunu satamıyorken biz Özbekistan, Kırgızistan, Yunanistan ve Suriye’den pamuk ithal ediyoruz. Pamuğu 2 dolara ithal ediyorken kendi üreticimizden niçin 1.6 dolardan almakta ısrar ediyoruz? Diyarbakırlı, Batmanlı, Mardinli üreticinin günahı ne? Devlete, üretici birliklerine güvenip pamuk ektiler ama en az yüzde 30 zarar ediyorlar.

“MISIR ÜRETİCİSİ ÜRÜNÜNÜ TMO’YA BİLE SATTIĞINDA YÜZDE 30, SERBEST PİYASADA SATTIĞINDA YÜZDE 40 ZARAR EDİYOR”

Mısır geçen yıl için 5.7 lira oranında fiyatlandırılmıştı, bu yıl Mısır fiyatında da enflasyona yakın bir artış bekleniyorken Toprak Mahsulleri Ofisi fiyatı 6 lira olarak açıkladı. 6 liradan Toprak Mahsulleri ofisi ürün satın alamıyor çünkü siloları dolu çünkü planlamamız yok. TMO 6 liraya ürünü alamayınca ürün tüccarın elinde 5 liraya kadar düşüyor. Bugün bir çiftçinin mısır maliyeti minimum 8,5 lira. Devlet mısıra ne destek veriyor? Devlet tam 7 yıldır mısıra sadece 3 kuruş destek veriyor. Geldiğimiz noktada mısır üreticisi ürününü TMO’ya bile sattığında yüzde 30, serbest piyasada sattığında yüzde 40 zarar ediyor. İktidara bir kez daha sesleniyoruz, kur koruma programı yerine çifti koruma programına geçiniz. 125 milyar dolar memleketin faizcisine, tefecisine, zenginine verdiğiniz paranın hiç olmazsa 10’da birini çiftçiye veriniz. Çiftçiye geçen yıl verilen toplam destekler 2.2 milyar dolar.

“BUGÜN PAMUK ÜRETİCİSİNE MİNİMUM 5 LİRA MISIR ÜRETİCİSİNE 2 LİRA DESTEK VERİLMELİDİR”

Çiftçiye verilen destek artırılmalı, girdi maliyetlerinin artışı hafifletilmelidir. Bugün pamuk üreticisine minimum 5 lira mısır üreticisine 2 lira destek verilmelidir. Çiftçilerimiz ithalata ezdirilmemelidir. Mutlaka sözleşmeli ve kooperatifleşmeye dayalı örgütlü tarım sistemine geçilmelidir. Çiftçiye düşük faizli krediler verilmeli, doğal afetler ya da piyasa şartlarında kaynaklı zararları oluşturulacak sigorta sistemleri ile kapatılmalıdır. Gübrenin, motorinin en az yüzde 50’li çiftçiye destek olarak verilmelidir, motorinden ÖTV alınmamalıdır. Çiftçilere ödenecek destekler peşin ödenmeli.”

Ekmen açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ekmen, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bazı DEVA Partili ilçe başkanları ile görüşmesine ve AYM’nin bugün verdiği Can Atalay kararına ilişkin soruya şöyle yanıt verdi:

“KILIÇDAROĞLU’NUN GÖREVDE OLAN İLÇE BAŞKANLARI İLE PARTİ YÖNETİMİMİZ BİLGİLENDİRİLMEDEN GÖRÜŞMESİ SİYASİ ETİĞE AYKIRI”

“Kılıçdaroğlu ve bugün istifa eden bazı ilçe başkanları arasındaki iletişimi hayret, şaşkınlık ve üzüntü ile izledik. Kılıçdaroğlu’nun görevde olan ilçe başkanlarıyla ve henüz parti üyesi olan, son seçimlerde aday adayı olan bazı şahıslarla parti yönetimimizi öncesinde ya da sonrasında bilgilendirmeden yaptığı bu görüşmenin siyasi etiğe aykırı olduğunu düşünüyoruz. Görevde olan ilçe başkanları açısından da henüz görevdeyken bir aşka siyasi partinin genel başkanı ile siyasi pazarlık anlamına gelebilecek görüşmelerde bulunmalarının siyasi ahlaka açıkça aykırı olduğunu düşünüyoruz. Bir pazarlık söz konusuysa bu iki taraf için de bu siyasi ahlaksızlığın katlanarak büyümesi anlamına gelir. Siyasette elbet yol ayrımı olur ancak bunun da siyasi ahlaka uygun bir şekilde ilerlemesi lazım. Bu görüşmenin ne öncesinde ne sonrasında partimiz bilgilendirilmemiştir. Dün akşam saatlerinde istifa hareketliliği ile birlikte birtakım duyumlar kulağımıza gelmiştir yayımlanan bir takım fotoğraf ve videolarla da bu gizli görüşme deşifre edilmiştir.

“AYM’NİN HAK İHLALİNİN TESPİTİ ASLINDA MECLİS’İMİZ İÇİN BİR UTANÇ VESİLESİDİR”

Can Atalay’a yapılanın açık bir hukuksuzluk olduğunu genel başkanımız ve milletvekillerimiz defalarca kez ifade etti. AYM’nin hak ihlali tespiti aslında Meclis’imiz için bir utanç vesilesidir. Eğer bu Meclis, kurum olarak kendi üyelerinin hukukuna sahip çıkamayacaksa milletin hukukuna nasıl sahip çıkacak? Can Atalay umarım birkaç saat içerisinde tahliye edilir, kendisi hakkında verilmiş kesin hüküm bu vesile ile dondurulur. Hak ihlali var, bu hak ihlali tahliye, yargılamanın dondurulması şeklinde sonuç üretmelidir.”

“YERELDE İŞ BİRLİĞİ YAPABİLİRİZ AMA BU KILIÇDAROĞLU’NUN İLÇE BAŞKANLARI İLE GİZLİ KAPAKLI GÖRÜŞMELER YAPMASI ANLAMINA GELMEZ”

CHP ve DEVA arasında yerel seçimlerde yapılacak iş birliğini gündem olan görüşmenin nasıl etkileyeceğine ilişkin soruya da Ekmen, şu yanıtı verdi:

“Yerelden gelebilecek iş birliği girişimlerine de kapıyı kapalı tutmuş değiliz ama partinin kurumsal pozisyonu kendi adayları ile seçime girmektir. CHP ile yürütülen altılı masa çalışmasına karşı bugüne kadar hiçbir DEVA partili yetkiliden birtakım sorulara cevap mahiyetinde verilen değerlendirmeler dışında sözlü ve fiili olarak bu hukuku zedeleyecek her türlü davranıştan kaçınmışızdır, bu diyaloğun bu açıdan da sıkıntılı olduğunu düşünmekteyiz. DEVA Partisi’nin 15 milletvekili karşılığında tek listeye yer bulmasını eleştiren arkadaşlar bugün DEVA Partisi’nin sıradan bir ilçe başkanın bile peşine düşmüşlerse o zaman DEVA Partisi’nin seçimde hangi desteği verdiğine dair sorgulamaları da dönüp gözden geçirmeleri gerekir. Elbette bir iş birliği talebi yerelden geldiğinde bunu dikkate alacağız ancak bu Kılıçdaroğlu’nun görevde bulunan ilçe başkanları ile adeta gizli kapaklı görüşmeler yapması anlamına gelmez.”

Kaynak: ANKA

Etiketler
Can Atalay DEVA Partisi