Sadullah Ergin'in CHP'den adaylığı neden bu kadar tepki çekti?
DEVA Partili Sadullah Ergin'in CHP'den adaylığı kamuoyundan büyük tepki çekti. Hukukçu Akın Atalay, tepkilerin nedenini sosyal medyadan yayınladığı flood'da açıkladı.
14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala, partilerin aday listeleri belli oldu.
DEVA Partili Sadullah Ergin’in Ankara 1. Bölgeden, 4. Sıra adayı olarak CHP’den aday gösterilmesi, özellikle CHP tabanında büyük tepkiye yol açtı.
Cumhuriyet’in eski İcra Kurulu Başkanı ve hukukçu Akın Atalay, Ergin’in adaylığının neden bu kadar büyük tepkiye yol açtığını sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda irdeledi.
“Ergin’in bakanlığı döneminde yargının Fethullahçılar tarafından ele geçirilmesinde sorumluluğu yok mu?” sorusunu soran Atalay, iki hatırlatmada bulundu.
YARGININ FETHULLARIN ELİNE GEÇMESİNDEKİ ROLÜ
Eski bir AKP’li olan Ergin’in Adalet Bakanlığı döneminde HSYK’nın bakan ve müsteşarı dışında Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasından seçilen 7 üyeden oluştuğunu hatırlatan Atalay, “Toplantıda kararlar salt çoğunlukla alınıyordu. Ancak, kurulun gündemini yapmak bakanlığın yetkisindeydi ve ayrıca kanun uyarınca müsteşar katılmadan toplantı yapılamıyordu. HSYK’daki çoğunluk bakan ve müsteşarından farklı düşünüyor olduğu için bir dönem bakan ve müsteşar fiilen toplantıya katılmayarak kurulun çalışmasını ve karar almasını kilitlemişti.
Hatta o dönem, Ergenekon soruşturmasının yürütülme biçiminden, gündeme gelen hukuksuzluklardan dolayı kurulun o savcıların görev yerini değiştireceği anlaşılınca, bakan Ergin ve onun talimatıyla müsteşarı toplantılara katılmamak suretiyle Zekeriya Öz ve diğer savcılara kalkan olmuşlardı. Dolayısıyla o yapıya mensup yargı görevlilerine kol kanat germişlerdi. Nitekim, yargının tümüyle o yapının egemenliğine geçmesine sebep olan 2010 anayasa değişikliği de bakan Sadullah Ergin’in eseridir.” İfadelerini kullandı.
ERGİN'İN MEDYA SAHİPLİĞİNİN DEĞİŞMESİNDEKİ ROLÜ
Medya sahipliğinin değişmesinde de Ergin’in rolü olduğuna dikkat çeken Atalay, yargı üzerinden yürütülen faaliyeti anlattı.
Geçmişte Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin sahibi olan Aydın Doğan’a SPK aracılığıyla dava açıldığını belirten Atalay, Yargıtay nezdinde dönemin Bakanı Ergin tarafından takip edildiğini söyleyerek, davanın "Aydın Doğan’ın başının üzerinde demoklesin kılıcı misali sürekli bir tehdit unsuru olarak kullanıldığına” dikkat çekti.
Atalay, paylaşımının devamında şunları söyledi:
Nitekim, sonradan yayımlandığında çok ses getiren ve Erdoğan ile Sadullah Ergin arasında geçtiği söylenen bir ses kaydı durumu tüm açıklığı ile ortaya koyuyordu.
Velhasıl Sadullah Ergin o dönem yargısındaki uygulamalardan da, sonrasındaki yargı yapılanmasından da, medyadaki iktidar bağımlılığından da birinci derecede sorumludur. Adeta bütün olumsuzluklara ona rağmen olmuş gibi davranılması akla, siyasi ahlaka ve gerçeğe aykırıdır.
"DAVANIN HAKİMİ ALEVİ"
Ergin ile Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ses kayıtları ortaya çıkmış ve ikili Doğan’ın davadan nasıl beraat ettiğini konuştukları kayıtlar internette yayınlanmıştı.
Aydın Doğan’la ilgili görülen davada, verilen beraat kararına şaşıran dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Ergin’e neden beraat kararı çıktığını soruyor. Ergin ise, davanın hakimi olan Abuzer Kara’nın alevi olduğunu gerekçe göstermişti.
Kayıtlara göre, Erdoğan, dönemin Adalet Bakanı'ndan "işi yakın takibe almasını” istemiş Ergin, “Ceza Genel Kurulu Başkanı arkadaşımızla da Bakanlar Kurulu öncesi sonrası bir görüşme yaparım, gerekli hassasiyetleri de sağlarız” ifadesini kullanmıştı.
Kaynak: Haber Merkezi