Ekrem İmamoğlu: 'Her şey ona ait olsun istiyorlar, her şeye o karar versin istiyorlar'

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2002’den önce yüzde 11-12'lere kadar tırmanan yerel yönetimlerin bütçedeki payının yüzde 6'nın bile altına indiğine dikkati çekerek, “Niye? Çünkü her şey ona ait olsun istiyorlar, her şeye o karar versin istiyorlar" dedi.

Ekrem İmamoğlu: 'Her şey ona ait olsun istiyorlar, her şeye o karar versin istiyorlar'

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, '300 Günde 300 Proje' maratonu kapsamında, 'Başakşehir Atık Su, Yağmur Suyu ve İçme Suyu Yatırımları' için toplu açılış töreni düzenledi. İBB’nin köklü kurumu İSKİ tarafından gerçekleştirilen yatımlar için Ziya Gökalp Mahallesi Olimpiyat Stadı Yolu’nda düzenlenen törende, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa birer konuşma yaptı.

"HER ŞEYE O KARAR VERSİN İSTİYORLAR"

İmamoğlu, 2002’den önce yüzde 11-12'lere kadar tırmanan yerel yönetimlerin bütçedeki payının yüzde 6'nın bile altına indiğine dikkati çekerek, "Niye? Çünkü her şey ona ait olsun istiyorlar, her şeye o karar versin istiyorlar. Buna ne bir insanın aklı yeter ne bir insanın yeteneği yeter. Bu ülkenin değerli insanlarının fikirlerinin katıldığı bütçeyi, yerel yönetimin güçlendirildiği modelleri de 14 Mayıs'tan sonra bu ülkeye biz kazandıracağız. Göreceksiniz bunu” dedi.

"BİZ VATANDAŞA KARŞI DEĞİL, SORUNLARA KARŞI BİR DEVLET VAR ETMELİYİZ"

Ekonomiyi güçlendirmeden, ülke yönetimine, liyakati, hukuku ve adaleti hâkim kılmadan demokrasiyi tam anlamıyla hayata geçirmeden ne istikrar sağlanabileceğini ne de doğru düzgün yatırım yapılabileceğini belirten İmamoğlu, “21. yüzyıldayız, bu devirde istikrar, devletin sopasıyla, hükümetin zorbalığıyla sağlanmaz arkadaş. Biz vatandaşa karşı değil, sorunlara karşı bir devlet, güçlü bir devlet var etmeliyiz. Enkaz başında çaresiz hale düşürülmüş vatandaş ya da '48 saat neredeydiniz' diye sorarak hepimizin başını öne eğdiren vatandaş haklıdır ve onun hakkını vermek zorundayız biz" diye konuştu.

İmamoğlu, konuşmasına 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümü dolayısıyla yaptığı değerlendirmelerle başladı.

İmamoğlu, şunları söyledi:

"ÇANAKKALE BÜYÜK BİR ZAFERDİR BÜYÜK BİR DİRENİŞTİR, BÜYÜK BİR MÜCADELEDİR"

"Çanakkale Zaferi sadece Çanakkale Boğazı'nı düşman kuvvetlerine geçirmemek, İstanbul'un işgal tehdidinden de kurtarılması anlamına gelmez. Bir başka boyutu daha vardır. O zamanın ittifak yapmış devletlerin Osmanlı'ya karşı yaptığı saldırının eğer 'Çanakkale geçilmez' değil de 'geçilir' olsaydı Rusya, o dönemdeki Çarlık Rusya'sıyla buluşması anlamına gelirdi ve ardından gerçekten hem dünyanın hem Osmanlı'nın geleceği hem de Türkiye Cumhuriyeti kuruluş sürecinin var olup var olmama meselesiyle birlikte gerçekten dünya tarihi açısından olağanüstü bir kırılma noktası olduğunu hepimizin bilmesi gerekir. Bu bakımdan büyük bir zaferdir, büyük bir direniştir, büyük bir mücadeledir. Farklı yönleri vardır. Osmanlı İmparatorluğu'nun o dönemdeki daralmış sınırları içerisinde bulunan büyük bölümü Anadolu ve Trakya içinde yaşayan her insanımız etnik kökeninden inancına varıncaya kadar her insanımız büyük bir mücadele vermiştir. Gencecik, çocuk diyeceğimiz yaştaki, liselerde okuyan öğrencilerden tutun da annesinin bütün evlatlarını gönderip hiçbirinin geri dönmediği bir zaferdir Çanakkale Zaferi. İşte öylesi bir kuruluş dönemi ve süreci yaşayan memleketin insanlarıyız. Sorumluluğumuzun çok büyük olduğunu bize hatırlatan önemli bir mücadeledir. Bu mücadelenin elbette çok şanlı komutanları, askerleri vardır. Ancak karakteriyle, duruşuyla, Çanakkale Zaferi'nde ortaya koyduğu üstün kararlılığıyla, sözleriyle bir kurtuluş ateşi yakan ve ardından İstiklal Savaşı'nın Başkomutanı ve Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Çanakkale Savaşı kazanılmış ve ondan sonraki Milli Mücadele dönemiyle Cumhuriyetimiz kurulmuştur. Başta Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarına Çanakkale'den İstiklal Savaşı'na minnet duygularımızı iletiyoruz ve ruhları şad olsun. Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Gazilerimizi rahmetle anıyoruz. İyi ki onlar var idi. Ve bugün biz umuyoruz ki her birine layık insanlar olabilelim.

"İÇ MESELELERİ BÜYÜTÜP O MESELELERİN KURBANI VE ESİRİ OLMAMALIYIZ"

Tabii bir yandan 2023 yılının Cumhuriyet Bayramı'mızın yüzüncüsünü kutlayacağımız, Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl dönümünü kutlayacağımız bir yıl, umutla, pırıl pırıl günleriyle bir değişimin, bir dönüşümün ve umudun yükseldiği bir yıl olması dileğiyle yola çıkmış idik. Ancak yaşadığımız deprem ne yazık ki on binlerce insanımızın canına mal oldu. Şehirlerimizin yıkımına mal oldu ve bize yine çok çarpıcı derslerin çıktığı ve her birimizin kesinlikle oturup düşünmesi, değişmesi, daha kararlılıkla daha büyük mücadele karakteriyle yola çıkması gereken bir süreci önümüze koymuştur. Amasız, fakatsız, kibirden uzak, yalpalamadan sağa sola savrulmadan iç meseleleri kendi dünyasında büyütüp o meselelerin kurbanı ve esiri asla olmadan kararlılıkla bu ülkenin değişimi ve dönüşümü mücadelesi karakterine sahip insanlar olmak zorundayız. En üst yöneticisinden bireyine vatandaşına kadar durum bundan ibarettir.

"ELBETTE BU SEÇİMİ KAZANACAĞIZ"

Biz bu yolculukta değerli genel başkanım, saygıdeğer Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na 'yolu açık olsun' diyorum. Elbette seçimi kazanacağız. Elbette gençlerin umudu olacağız. Elbette hep birlikte geleceği tasarlayacağız. Şahsıma ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımıza verilen görev ve bu görev verilirken özenli bir irade ortaya koyan değerli İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener'e de buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Aynı zamanda Altılı Masa'nın bütün liderleriyle birlikte, dediğim gibi amasız, fakatsız Türkiye'nin değişimi mücadelesini ortaya koymak, çocuklarımıza, gençlerimize yaşama, hayata, özgürlüğü, üretimi, eğitimdeki kaliteyi, yerel yönetimden merkezi idareye kadar liyakati hesap verebilirliği, bereketi kazandırmak adına büyük bir mücadeleye girişmiş bulunuyoruz. Allah yolumuzu açık etsin kesinlikle başarılı olacağız. Katiyen söylüyorum ki bu sürecin, bu inanmış milletin önünde hiçbir şey duramaz. Tek şartı var bu inanmışlığın. Bu kazanacağımız seçim, 86 milyon insanımız için kazanılacak. Sadece bir grup için ya da sadece Millet İttifakı'na oy verenler için değil bu memleket için kazanılacak. O bakımdan yolumuz açık olsun.

"OY VERMEYENLERİN DE MUTLU OLDUKLARI BİR SEÇİM SONUCU ELDE ETTİK"

Dört yıl önce İstanbul’da yönetime aday olduğumuz ve başararak kazanarak sürece başladığımız andan itibaren hep söylediğimiz şeyler vardı. Örneğin; 'İsrafı önleyeceğiz ve bu şehrin bütçesine bereket getireceğiz' dedik ki kesinlikle önceliğimiz bu şehrin ihtiyaçlarını karşılamak olacak. Bir avuç insana hizmet eden bir prensipten uzaklaştırarak 16 milyon için çalışacağız. Kişilere, ailelere ve onların mensup olduğu bir kısım kurum, kuruluşlara hizmet eden değil, Başakşehir'den Kadıköy'e, Kartal’dan Silivri'ye kadar bu şehrin her ilçesine eşit hizmet sunacağız. İşte hemşerilerimiz bizlere onun için oy verdiler ve inanın hissediyorum 16 milyon insanın oy vermeyenlerin de dahil mutlu oldukları bir seçim sonucu elde ettik. Belki biraz geçmişten bugüne oy verdikleri parti kazanmadı diye buruk olabilirler. O buruklukla hafifçe kıskanabilirler. Olsun ama temel hedefi onların da kalbini kazanmak olan bizlerin anlayışı eminim ki onların da içini ısıtmıştır ve hiçbir zaman bu karakterimizden vazgeçmedik. Çok şükür İstanbulluların güvenini boşa çıkartmadık.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİNİN EN TRAJİK YOKSULLUĞUNU VE EKONOMİK KRİZİNİ YAŞIYORUZ"

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki hukuk ve ahlak dışı bütün unsurları temizleyerek, hukuka dayalı hesap verebilir bir süreci var ettik. İBB tarihinde iddia ediyorum ki bu kadar kısa sürede var olan projeleri bitirmeyi daha da güçlü projeleri başlatmayı kısa sürede başarmış bir yönetim olduk. Toplam bütçemizin artık yüzde 50’sini yatırımlar almakta. Kaldı ki bu süreç içerisinde gerçekten dünya ve Türkiye tarihinin en önemli pandemilerinden birini yaşadığımızı ve 1,5 yılımızı meşgul ettiğini unutmayalım. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ki hala devam eden trajik yoksulluğunu ve ekonomik krizini yaşadığımızı unutmayalım. Ne yazık ki 40 günü aşkın süre önce canlarımızı kaybettiğimiz büyük bir depremi ve moralsizliği yaşadığımız bir dönemin içinde olduğumuzu unutmayalım.

"BUNA RAĞMEN YATIRIM BÜTÇEMİZİ YÜZDE 100 ARTTIRDIK"

Buna rağmen yolumuza devam edeceğiz. 2023 yılı yatırım bütçemizi 2022’ye göre yüzde 100 arttırdık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni gerçekten yatırımlarıyla güçlenen bir şehir haline getirdik. Aynı anda 10 metro birden inşa edebilmek engellenmesine rağmen yeni 4'e yakın raylı sistem projesini hazırlayıp Cumhurbaşkanlığı kabulüne sunulan başta Beylikdüzü Sefaköy hattı olmak üzere önemli hatların çalışmasını yapmak yine bu dönemde bizlere nasip oldu tabii ki engellere rağmen. Onun için iddiayla söylüyorum ki hem metro hızı açısından hem de yatırımlar noktasında iddiayla o zaman da demiştim iki unsur üzerinden, evet ben bu şehrin gelmiş geçmiş en başarılı belediye başkanı olmak istiyorum. Ben bu şehrin gelmiş geçmiş en demokrat belediye başkanı olmak istiyorum. Bu yolda yol arkadaşlarımla kararlılıkla yürüyoruz. Onun için başarmakta da kendimize güveniyoruz.

"SADECE İSKİ'NİN BAŞAKŞEHİR'E YAPTIĞI YATIRIMLAR 800 MİLYON LİRAYI AŞTI"

Yatırımcı bütçeyi geliştirmek kadar şehrimizin temel sorunlarına da değinmeyi asla unutmadık. Özellikle sosyal destek ve yardım. Yoğun ihtiyaç duyulduğu anlarda onu da arttırarak insanlarımıza en sıkıntılı anlarda neredeyse 1 milyon 2 yüz bin haneye çıktığımız pandemi dönemindeki yardım sayımızın bir tarih olduğunu önemsiyorum. Yatırım, siyasi parti çıkarlarının gözetildiği rant dağıtmak için iş yapmak olmaktan çıktığı bir dönem olmuştur. İstanbul yatırımları, büyükşehir yatırımlarında artık akılcı, şeffaf, katılımcı ve kamu yararını gözeten bir süreçle yol yürünmüştür. İşte az önce genel müdürümüzün aktardığı yatırımlarla 560 milyon liralık yatırımla Başakşehir'e yaptığımız yatırımlar ve şu anda devam edenlerle birlikte 800 milyon liralık yatırıma sadece İSKİ'nin erişmiş olması önemli bir durumdur. Başakşehir ilçemizde nüfusun artışına paralel olarak ihtiyaç duyulan altyapıyı hem ihtiyacı karşılayan hem de deprem başta olmak üzere farklı afetlerde dayanıklılığı olan bir altyapıyı var etme karakteri de önemlidir. Yaklaşık 8 bin metrelik içme suyu hattı önemli bir çalışmaydı. Yine su depolama hacmini arttırdığımız çalışmamız çok önemli. Bu sayede Güvercintepe, Başakşehir birinci kısım, Bahçeşehir birinci kısım, Bahçeşehir ikinci kısım ve Şahintepe bölgeleri artık içme suyu sorunu yaşanmayacak duruma gelmiştir. Atık su ve yağmur suyu yatırımlarımız da Başakşehir ilçemizde önemli yatırımlar olmuştur.

"HER ŞEY ONA AİT OLSUN İSTİYORLAR, HER ŞEYE O KARAR VERSİN İSTİYORLAR"

Tabii Başakşehir'de otopark, kütüphaneler, kreş ve özel gereksinimli bireyler için eğitim merkezi kazandırdık. Ispartakule mevkiinde bir kavşak ve yan yol köprüsünü yaptık. Başakşehir, kuru gıda, toptancı halini, bilişim kontrol merkezini katı atık aktarma istasyonunda yaptığımız çalışmalar ve açılışlar bu dönemin önemli işleriydi. Başakşehir İstanbul'un önemli ilçelerinden, büyüyen ilçelerinden birisi. Ama inanınız ki hiçbir belediyeye şu parti bu parti demeden yol aldık. İki belediye başkanımız burada özellikle Büyükçekmece ilçemizde yaklaşık 25-30 yıl öncesine döndüğümüzde farklı bir siyasi partide olduğu için o dönem boyunca yatırımdan nasıl uzak tutulduğunu en iyi bilenlerden biridir Sayın Hasan Akgün. Ben de böylesi bir dönemin 5 yılını yaşamış bir ilçe belediye başkanlığı gördüm. O bakımdan işte biz bütün bu anlayışları değiştireceğiz. Bu ülkenin ve şehirlerimizin belediye başkanları hangi partide olursa olsun onların hizmetlerinin önü açılacak. Bakınız yerel yönetimi güçlendireceğiz diyerek ondan önceki dönemde, 2002’den önceki dönemde neredeyse yüzde 11-12'lere kadar tırmanan yerel yönetimlerin bütçedeki payı, yüzde 6'nın bile altına inmiştir. Niye? Çünkü her şey ona ait olsun istiyorlar, her şeye o karar versin istiyorlar. Buna ne bir insanın aklı yeter ne bir insanın yeteneği yeter. Akıl ve yeteneği bireylerde elbette tartışmaya açmayacağım. O yöndeki ne durumda olduğunu burada tartışmayacağım. Ama hangi seviyede olursa olsun yetmez. Bu ülkenin değerli insanlarının fikirlerinin katıldığı bütçeyi, en iyi şekilde yerel yönetimin güçlendirildiği modelleri de 14 Mayıs'tan sonra bu ülkeye biz kazandıracağız. Göreceksiniz bunu.

"BU DEVİRDE İSTİKRAR, DEVLETİN SOPASIYLA HÜKÜMETİN ZORBALIĞIYLA SAĞLANMAZ ARKADAŞ"

Özellikle depreme ve afete hazırlık konusunda İstanbul'un ve Türkiye'nin önünde yapılması gereken çok büyük yatırımlar var. Depremi en acı şekilde yaşayan şehirlerimizin ayağa kalkması, milyonlarca yurttaşımızın yeniden hayata en güçlü bir şekilde tutunmalarını sağlamak için büyük, akılcı ve stratejik yatırımlara ihtiyacımız var. Ülkemizde istikrarı sağlamadan bu büyük yatırımları sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde yapmak adına sağlıklı düşünceye sahip olan bir heyet ortada olmadan bizi başka felaketler bekler. Onun için bu iş tekil seslerin çıktığı değil, sağlıklı bir ekip, sağlıklı bir altyapı, bir yandan demokrasi dönüşümünü var eden, bir yandan bu bahsettiğim güçlü yatırımları yerine getirebilen karakterli bir süreci bu şehre kazandırmak en büyük idealimizdir. Ekonomiyi güçlendirmeden ülke yönetimine, liyakati, hukuku ve adaleti hâkim kılmadan demokrasiyi tam anlamıyla hayata geçirmeden ne istikrar sağlanabilir ne de doğru düzgün yatırım yapılabilir. 21. yüzyıldayız, bu devirde istikrar, devletin sopasıyla, hükümetin zorbalığıyla sağlanmaz arkadaş. Devletimiz elbette güçlü olacaktır. Ama bu güç nedir biliyor musunuz? Bu güç vatandaşına karşı değil bu güç afetlere, krizlere, sorunlara karşı güçlü olmak anlamına gelir. Biz vatandaşa karşı değil, sorunlara karşı bir devlet, güçlü bir devlet var etmeliyiz. Enkaz başında çaresiz hale düşürülmüş vatandaş ya da '48 saat neredeydiniz' diye sorarak hepimizin başını öne eğdiren vatandaş haklıdır ve onun hakkını vermek zorundayız biz.

"MUTLU BİR ÜLKE OLACAĞIZ GÖRECEKSİNİZ"

Bu yapıyı hep birlikte değiştireceğiz. Türkiye 14 Mayıs'tan sonra başlayacak yeni dönemde 21. yüzyılın gereklerine uygun, güçlü, adil, merhametli, ortak akla değer veren, liyakatli kadroların yönetici ve üretken olduğu bir devlet yapısına kavuşacak. Bunu hep beraber inanalım. İşte bu sayede istikrarlı yatırım yapan, yatırım yapılan, adil ve çağdaş ve demokrat olduğu için dünyanın her yerinden sermayenin koşa koşa gelip ama üretim yapmak için geldiği, sadece para satmak için değil ya da sadece gayrimenkul almak için değil, üretim yapmak için geldiği bu ülkenin bereketli bütçesiyle bu ülkenin güzel insanlarıyla, bu ülkenin üretken ve girişimci gençlerine yeni bir çağın, yeni bir dönemin kapılarını açan bir süreci sağlayan mutlu bir ülke olacağız göreceksiniz. Bu heyecanla, bu inançla hepinizin huzurundayım. Bu atık su ve bu süreçleri yapan İSKİ kurumumuzun hangi zor şartlarda bunu başardığını da biliyorum. Ama biz diyoruz ki hep birlikte biz bu dönemde yöneticiysek sorumluluğumuz demek ki farklı bir noktada. Bunun hakkını vereceğiz. 86 milyon insanımıza, 16 milyon İstanbulluya mahcup olmayacağız. Bu heyecanla ve bu inançla hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyor, bu yatırımlarımızın Başakşehir'e hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.”

ŞAFAK BAŞA: 970 MİLYON LİRANIN ÜZERİNDE BİR YATIRIM GERÇEKLEŞTİRMİŞ OLUYORUZ

İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa da konuşmasında, “İSKİ olarak, Büyükşehir Belediyemizin tüm birimleri gibi, felaketin ilk saatlerinden itibaren, görevli olduğumuz Hatay'a intikal ettik. Arama-kurtarma çalışmalarına katıldık. Bölgenin yıkılan altyapısının onarımı için çalışmalar gerçekleştirdik. Halen daha çalışmalarımız bölgede devam ediyor " dedi. Başa, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Deprem bölgesinde yaptığımız çalışmalar bize gösterdi ki, sağlam altyapı, sağlam gelecek demek. Dolayısıyla biz de bu gerçekten hareketle, İSKİ olarak, afetlere dayanıklı sağlam bir altyapı inşa ederek, İstanbullu hemşerilerimize sağlam bir gelecek sağlamak için gece gündüz çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Başakşehir ilçesinde yaptıkları çalışmaları özetleyen Başa, “Başakşehir'de, toplamda 250 milyon liralık bir içme suyu yatırımını da bugün itibariyle hizmete almış oluyoruz. Bugün açılışını yatırımların toplamı, 560 milyon lira civarındadır. Ama halen daha devam eden 230 milyon liralık yatırım var. Böylece 970 milyon liranın üzerinde bir yatırım gerçekleştirmiş oluyoruz.”

NELER YAPILDI?

Genel Müdür Başa’nın verdiği bilgilere göre, Başakşehir ilçesi genelinde, yetersiz kesite sahip, kullanım ömrünü tamamlamış hatların yenilenmesi, atık su hattı olmayan bölgelerdeki eksikliğin giderilmesi için atık su kolektör hattı; atık su şebeke hattı ve su baskınlarının önüne geçmek için ise, yağmur suyu hattı çalışmaları tamamlandı. Artan su ihtiyacını karşılamak ve su kesintilerine engel olmak amaçları ile 20 bin metreküp kapasiteli Şahintepe İçme Suyu Deposu ile terfi merkezi inşaatı da tamamlanarak hizmete sunuldu. İçme suyu talebini karşılayabilmek ve hizmet ömrünü tamamlayan hatların yenilenmesi ilgili talepler değerlendirilerek, ilçeye toplam 7.895 metre içme suyu hattı da yapıldı. İçme suyu deposu, içme suyu terfi merkezi, isale hatları, içme suyu şebeke hatları, yağmur suyu hattı, atık su kolektör ve şebeke hattı çalışmaları kapsamında toplam 559.634.681,29 TL’lik yatırım gerçekleştirildi.

Kaynak: Haber Merkezi

Etiketler
Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul