Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı dava ertelendi: Hakim 'Bu sözlerin muhatabı YSK değil, Süleyman Soylu'dur' dedi, savcı siyasi yasak ve hapis istedi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı dava 14 Aralık'a ertelendi. Hakim, "İmamoğlu'nun bunları İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya söylediği açık" dedi. Savcıysa hapis ve siyasi yasak istedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret' suçlamasıyla yargılandığı dava bugün görüldü.
Duruşmada ilk olarak FOX TV muhabiri Gülşah İnce 'tanık' olarak dinlendi. "İmamoğlu, 'Lafa bakarım laf mı diye, söyleyene bakarım adam mı diye' ifadesini Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) değil, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yanıt olarak sarf etti" diyen İnce, gelişmeyi akşam haberlerinde de bu şekilde servis ettiklerini vurguladı.
Hakim, "İmamoğlu'nun sözlerinin muhatabının Soylu olduğu açık" diye konuştu. Savcı ise buna rağmen İmamoğlu için 4 yıl 1 aya kadar hapis ve siyasi yasak talep etti.
Gelişmeler, Gerçek Gündem'in canlı takibindeydi:
Gerginliğin ardından savcı, esas hakkındaki mütalaasını okudu ve İmamoğlu için ceza talebinde bulundu. Avukatlar, "Kopyala - yapıştır mütalaasını burada da sundu" diyerek tepki gösterdiler.
Üst sınırdan istenen ceza için avukat Gökhan Günaydın, Gerçek Gündem'e verdiği demeçte şunları söyledi:
'24 SAYFALIK MÜTALAAYI ÜÇ DAKİKADA İNCELEDİ'
"İki tanık dinletme talebimizi reddetti. 24 sayfalık mütalaayı yalnızca savcı yalnızca üç dakika içerisinde inceledi. Reddi hakim talebimize yönelik usulî işlem yapmadan karar üretmesi gerekirken esas hakkındaki mütalaayı okudu. Arkasından karar sırasında reddi inceleme talebinin ilgili merciye gönderilmesine karar verdi. Aralık ayında hem reddi hakim talebinin incelenmesinin sonucunu göreceğiz, hem de esas hakkında mütalaa sonrasında bir karar göreceğiz. Savcı hem siyasi yasak hem hapis cezası talep etti."
Duruşma sürerken İmamoğlu'nun avukatları, diğer tanıklar Necati Özkan ve Murat Ongun’un dinlenmesi istedi. Hakim, karara etkisi olmayacağı iddiasıyla reddetti.
Peşinden avukat Kemal Polat, uzmanlardan alınan mütalaayı sundu ve değerlendirilmesini istedi; ayrıca mütalaa imzacılarından Doç. Dr. Murat Önok’un uzman tanık olarak dinlenmesini talep etti.
Bu sırada hakim, savcıya esas hakkındaki mütalaasını sordu. Polat, "Bana söz vermeden esas hakkında mütalaa almaya çalışıyorsunuz. Reddi hakim talebinde bulunuyoruz" tepkisini gösterdi.
Hakim, reddi hakim talebini reddedince avukat Polat, karara itiraz etti.
- İMAMOĞLU'NUN AVUKATI: SAVUNMA HAKKIMIZ KISITLANIYOR
- HAKİM: KISITLANIRSA NE GÜZEL İŞTE, SİZİN İÇİN BOZMA NEDENİ OLUR
Bir kez daha savcıya esas hakkındaki mütalaası soruldu. Hakim "Mütalaalar davayı uzatmaya yönelik” deyince Polat, savunma hakkının kısıtlandığını söyledi. Bunun üzerine hakim, “Savunma kısıtlanırsa ne güzel işte sizin için bozma nedeni olur. Bu mütalaa, şu mütalaa..." dedi.
Polat hakimin sözlerinin tutanağa geçirilmesini istedi.
Duruşma savcısı, dosyaya sunulan bilimsel mütalaadan bir bölüm okudu. Mütalaada özetle; iki siyasetçi arasında yaşanan geçen tartışmada Yüksek Seçim Kurulu'na herhangi bir gönderme bulunmadığı belirtiliyor.
Polat "İddia makamının esas hakkındaki mütalaasına alamazsınız, usulü işlem yapamazsınız. Reddi hakim süreci devam etmektedir. Bu nedenle duruşmanın bu süreç sonlanana kadar devam ettirilmesi, mümkün olmadığında duruşmanın ertelenmesini talep ediyoruz" dedi.
Hakim, İmamoğlu'nun 'Lafa bakarım laf mı diye, söyleyene bakarım adam mı diye' şeklindeki sözlerinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya söylendiğinin açık olduğunu belirtti:
"Soylu’ya söylenmediğini söyleyen varsa buraya gelsin. Biraz da gülelim. Herhangi bir çözümleme yapmaya gerek yok. Bu sözü kime söylediği belli. Süleyman Soylu’ya söylemiştir. Ben de o şekilde düşünüyorum."
İmamoğlu'nun avukatları, bunun kayda geçirilmesini talep etti. Hakim ise, "Ben böyle düşünüyorum ama hakimler kararlarıyla konuşur" diye yanıt verdi.
Duruşma, FOX TV muhabiri Gülşah İnce'nin tanık olarak verdiği ifadesiyle başladı. FOX TV muhabiri olarak olay yerinde bulunduğunu dile getiren gazeteci, şunları söyledi:
'AYAN BEYAN ORTADA'
"Görüntüler de ayan beyan ortada. Ham görüntüleri ve haberi size gönderdim. Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisi hakkında sarf ettiği sözleri tırnak içinde alıntılayarak aynen İmamoğlu’na sordum. O da yanıt verdi. Başka TV kanalları da vardı."
İnce, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın avukatı Gökhan Günaydın'ın "İmamoğlu sözlerine 'Lafa bakarım laf mı diye, söyleyene bakarım adam mı diye' diye başladı. Siz soruyu nasıl sordunuz?" sorusuna "Sayın İçişleri Bakanı’nın bu sabah size söylediği... diyerek soruya başladım. Verdiği yanıtı da, akşam haberlerinde 'Soylu'ya yanıt' olarak haberleştirdik" yanıtını verdi.
Bu sırada hakim, "Bu sözün muhatabı belli" dedi.
Kartal Kaymakamlığı, duruşma nedeniyle - Neyzen Tevfik Meydanı dışında - ilçe genelinde toplanma yasağı ilan etti. Bu yasak, daha önce yalnızca 'adliye çevresi' için getirilmişti.
Davaya ilginin yoğun olması nedeniyle duruşma salonu önünde izdiham yaşandı. Avukatların dahi içeri girmekte zorlandığı görüldü.
'RAHAT OLUN, BİZ BURADAYIZ'
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, kalabalığa şu çağrıyı yaptı:
"RTÜK diyor ki, 'ahmak' demek 'aklını gereği gibi kullanmamak' demek diyor. Bu konuda rahat olun. Hukukçu arkadaşlar, biz buradayız. Herkes iki adım geri çıksın. Avukat bey lütfen girin, basın mensubu arkadaşlar da girsin."
İmamoğlu, duruşma öncesi FOX TV'de İlker Karagöz'ün sunduğu Çalar Saat programının konuğu oldu.
"Hiç ilgilenmedim. Hukukçularımızla oturduk, genel kapsamda bir şeyler konuştuk; 'Şu ceza verilirse böyle olursa vs.' diye. Çünkü bununla ilgili tek bir endişe, korku, kaygı hissetmiyorum" diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Bu mahkemeden utanç duyuyorum. Böyle bir yargılama olamaz. Trajikomik bir durum. Siz 16 milyon insanı cezalandırmak için yaptığınız hamlenin farkında değil misiniz?
31 Mart seçimi niçin iptal edildi? Bangır bangır çıkıp 'hırsızlar', 'çaldılar' demediler mi? Sayın Binali Yıldırım, Sayın Cumhurbaşkanı, muhtelif bakanlar. Daha ötesi benimle bu davanın öznesi olan Sayın Bakan, 700 terörist demedi mi televizyonda? Bırakın teröristi dedi FETÖ terör örgütüyle ilişkilendirdi. Peki ne oldu 31 Mart seçimleri iptal edildi. İstanbul'un 3 ayı çalındı."
İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat, bugün görülecek duruşma öncesi T24'e yaptığı açıklamada eski Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven ve diğer üyelerin şikayetçi olmadığını belirtti.
Mahkemenin bu kişiler için şikayetçi olup olmadıkları, duruşmaya katılmak isteyip istemediklerine dair davetiye çıkardığını ifade eden Polat, "Sayın Sadi Güven dahil 4 YSK üyesi 'biz şikayetçi değiliz' açıklaması yaptı. Diğer YSK üyeleri cevap bile vermediler. Şahsi şikayetleri yok şu ana kadar" diye konuştu.
Polat, bugün kararın çıkmasının mümkün olmadığını, çünkü usulen tamamlanması gereken süreçler olduğunu söyledi.
DAVANIN HAKİMİ 'SÜRGÜN EDİLDİ': 'SİYASİ YASAK GETİRMEM TELKİN EDİLDİ'
Kararın aslında 21 Eylül'den de önce, 1 Haziran'da gerçekleştirilen duruşmada çıkması bekleniyordu.
Ancak mahkeme heyeti, İmamoğlu’nun avukatlarının celse arasında sunduğu uzman görüşüne ilişkin raporun incelenmesi için dosyanın savcılığa gönderilmesine hükmetmişti.
Duruşmadan bir ay sonra dikkati çeken bir gelişme yaşanmış; hakim Hüseyin Zengin'in görev yeri değiştirilmişti; yerine ise Anadolu Adliyesi 11. Asliye Mahkemesi hakimi Mehdi Komşul atanmıştı.
Gazeteci Barış Terkoğlu, yaşananların perde arkasını anlattığı yazısında Zengin'in yakın çevresine "İmamoğlu'na iki yıldan fazla ceza vererek onu siyasi yasaklı hale getirmem telkin edildi" dediğini ileri sürmüştü.
Daha sonra bu yazıya ve ilgili haberlere erişim engeli getirilmişti.
DAVAYA GİDEN SÜREÇ
CHP'li Ekrem İmamoğlu, 31 Mart 2019'da yapılan yerel seçimlerde yaklaşık 13 bin oy farkla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
Yüksek Seçim Kurulu, 6 Mayıs 2019'da 4'e karşı 7 oyla seçimi iptal ettiğini açıkladı.
Kurulun 4 üyesinin muhalefet şerhiyle birlikte 250 sayfayı bulan gerekçeli kararında, 'Sandık kurulu başkan ve üyelerinin kamu görevlisi olması zorunluluğuna uyulmamasını', 'seçim sonuçlarına müessir (etkileyici) olay ve hal' olarak tanımladı ve seçimin iptal gerekçesi yaptı.
Karara, dönemin YSK Başkanı Sadi Güven ile üyelerden Cengiz Topaktaş, Kürşat Hamurcu ve Yunus Aykın muhalefet şerhi koydu.
23 Haziran 2019'da yinelenen seçimi bu kez yaklaşık 800 bin oy farkla kazanan İmamoğlu, 30 Ekim 2019'da Fransa'nın Strasbourg kentinde düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'ne 'İBB Başkanı' olarak katıldı.
İmamoğlu kongredeki konuşmasında; seçim sürecinde kamu kaynaklarının iktidar lehine sınırsız şekilde kullanıldığını, seçim süresince toplumu bölen ve kutuplaştıran dil kullanıldığını, Cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin seçim yasaklarını dikkate almayan eylem ve uygulamalar sergilediğini, devletin haber ajansı olan Anadolu Ajansı'nın seçim sonuçlarını manipüle etmek istediğini söyledi. İktidarın 31 Mart'ta kaybettiği seçimi, YSK kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini de ekledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 4 Kasım 2019'da İmamoğlu’nun konuşmasını hedef alarak “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum, bunun bedelini bu millet sana ödetecek” ifadesini kullandı.
İmamoğlu ise, gazetecilerin Soylu'nun sözleriyle ilgili sorusu üzerine "31 Mart’ta seçimi iptal edenler, dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüze baksınlar. 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” tepkisini gösterdi.
'AHMAK KELİMESİNİN MUHATABI SÜLEYMAN SOYLU'DUR'
YSK Başkanlığı tarafından 15 Kasım 2019'da yapılan ihbar üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın ardından dava açıldı.
İmamoğlu, ocak ayında Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ara celsede sözlerine şöyle açıklık getirdi:
"Öncelikle burada verilen demeç bir soru üzerine verilen demeçtir. Sorunun temelinde İçişleri Bakanı'nın şahsıma yönelik açıklamalarında 'Ahmak' kelimesini kullanmasıdır. Söz konusu cevabım bu sorunun üzerine olmuştur. Dolayısıyla bana kullanılan bu 'ahmak' kelimesine karşılık olarak kullanılmış bir kelimedir ve muhatabı da Sayın İçişleri Bakanı'dır. Dolayısıyla asla YSK'yı veya üyelerini herhangi birisini muhatap olarak böyle bir beyanda bulunmadım.
Seçimin iptal etmesine yönelik bütün siyasi aktörler, hükümeti temsil eden siyasi kimlikler ve herkes bu konuda beyanda bulundular. YSK'nın ne yaptığı ya da ne kararlar verdiği benim sözümün muhatabı değildir. Benim irademi kendi ifadem tanımlar. İptal edenler ibaresinden ettirenleri kastettim. YSK üyelerini kastetmedim."
Kaynak: Gerçek Gündem