Erdoğan: İnanmakta zorluk çekeceğiniz sorunlarla boğuştuk
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Samsun'da düzenlenen etkinlikte, "Milletimizin umudunu kırmak enerjisini tüketmek peşinde olanlar sizlerin heyecanı karşısında bir balon gibi sönüp gideceklerdir" diye konuştu.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gençlik buluşmaları kapsamında Samsun'da gençlerle bir araya geldi.
Erdoğan gençlerin sorularını yanıtladığı etkinlikte, "Başı örtülü veya başı açık, burada kızlarımıza yapılan bu zulüm hakikaten ifade edilemez. Çünkü tam manasıyla bir hak ve özgürlük mücadelesi" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamasının satır başları şöyle oldu:
"HEM ÇALIŞTIM HEM OKUDUM"
Samsunlu vatandaşlarımızın bizlere olan ilgisi alakası bizleri ayrı bir atmosfere soktu. Sadece meydanlarda 85 bini aşkın katılım oldu. Milletimizin umudunu kırmak enerjisini tüketmek peşinde olanlar sizlerin heyecanı karşısında bir balon gibi sönüp gideceklerdir. Sizlerle geçirdiğim her an kendimi yenilenmiş şarj olmuş hissediyorum. Esasen bizim ile gençlerin gündemi arasındaki fark Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gösterme açısında oldukça önemlidir.
İnanmakta zorluk çekeceğiniz sorunlarla boğuştuk. Bu mücadele kolay geçmedi. Örneğin ben burslu okumadım, hem çalıştım okudum. Bu şekilde okulları tamamladık. Verdiğimiz emekler, döktüğümüz terler boşa gitmedi, kazanan yine biz olduk.
"BİZLER SİZİN ZAMANINIZIN MİSAFİRİYİZ"
Size olan güvenimiz sayesinde Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu rahatlıkla ifade edebiliyoruz. Bizim Türkiye Yüzyılında yoldaşlarımız sizlersiniz. Sizler için Z kuşağı diyorlar. Biz karşımızda maziden atiye kurdukları köprüyle çalışmayı, üretmeyi hayatlarının merkezine koyan bir gençlik görüyoruz. Ben bu gençliğe 'TEKNOFEST kuşağı' denmesini söylemiştim. Artık bizler sizin zamanınızın misafiriyiz. Olaya biz böyle bakıyoruz.
Önümüzdeki hafta Mardin'de olacağız. Orada gençlerle buluşmayı ümit ediyorum. Mardin'den sonra da gençlik buluşmalarımız devam edecek. Durmak yol yola devam.
Aynen Şanlıurfa ve burada olduğu gibi orada da gençlerle buluşmayı ümit ediyorum. Şanlıurfa'da resmi rakam olarak 110-120 bin kişi meydanda vardı. Bugün de 100 bine yakın bir katılımı Samsun'da gördük. Burası modern bir salon. Şanlıurfa'da tarihi bir mekanı kültür merkezine dönüştürmüş, adını da İbrahim Tatlıses Kültür Merkezi koymuşlardı. Çok güzel oldu o toplantı. Samsun'a rahatsızlığı nedeniyle gelemedi Orhan Bey (Gencebay) ama gelmeyi çok arzu ediyordu. Onun gelişi bu toplantıyı çok daha zengin kılacaktı. İnşallah bir başka buluşmayı Orhan Bey ile gerçekleştiririz Samsunlu olması hasebiyle. Gençlik buluşmaları devam edecek. Durmak yok yola devam.
ERDOĞAN'DAN BAŞÖRTÜSÜ AÇIKLAMASI
Aramızda bu işin çilesini çekmiş olan çok arkadaşımız var. Dün, Grup Başkanvekilimiz Özlem Hanım, orada başı örtülü, başı açık bir grup arkadaşımızla basın açıklamasını yaptı. Bu basın açıklamasıyla birlikte, bir süreci başlattık. Buna gerek var mıydı? Aslında buna gerek yoktu. Fakat, burada sağ olsun Sayın Kılıçdaroğlu, bize bir yerde bir pas attı. Bizim de bu pası değerlendirmemiz lazım. Arkadaşlarla hemen çalışmaya başladık ve dedik ki 'Yasal düzenlemeyle bu iş çözülmez. Ne olacak? Yapmamız gereken şey, gelin biz bir anayasal düzenleme yapalım ki önüne gelen bu konuyu istismar etmesin.' Çünkü, Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı bir istismardı, geçmişte bunu yaptılar, defaatle yaptılar.
Numan Bey'in eşi de bu çileyi geçmişte çok çekti. Aynı şekilde benim kızlarım İmam Hatip'te okumalarına rağmen onlar da bu çileyi çok çektiler. Bizim aile, okul kapısına gidip kızlarımızı bekledi. Öyle oldu ki ben kızlarımdan bir tanesini İstanbul'dan alıp Trabzon'a götürmek durumunda kaldım. Son sınıfını Trabzon'daki İmam Hatip'te okudu. Orada da benim İmam Hatip'ten bir arkadaşım müdürdü, 'Gönder bana, merak etme' dedi. Düşünebiliyor musunuz, İmam Hatip'te bile başörtüsüyle ilgili sorun var.
Başı örtülü veya başı açık, burada kızlarımıza yapılan bu zulüm hakikaten ifade edilemez. Çünkü tam manasıyla bir hak ve özgürlük mücadelesi. 'Eğitim öğretimde bir hak ve özgürlük mücadelesini anayasal teminat altına alalım ve bundan sonra bu iş paspas haline getirilmesin' dedik. Şimdi kendi içlerinde bu işin tartışması başladı. Bakalım nereye kadar bu konuda samimiler, bunu göreceğiz.
ERDOĞAN, ALTILI MASAYI HEDEF ALDI
Altılı masanın içinde samimi olanlar, olmayanlar, bunu da göreceğiz. Şu anda yola çıktık, arkadaşlarımız bayanlar olarak bu basın toplantısını yaptı ve sonuna kadar işin takipçisi olacağız.
Gerekirse, ihtiyaç olursa dedik ki bu işi referanduma da götürebiliriz. Bununla neyi demek istiyoruz? Millete gidelim. Millet, nihai kararı verecek olan. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' demiyor muyuz? 'Milletindir' diyoruz. Eğer bunlar parlamentoda bu işi çözmezlerse çözüm yeri neresi? Millet, gideriz millete. Çünkü bu ülkede artık başı açık, başı örtülü böyle bir sorun olmaması lazım. Lafa geldiği zaman 'Yüzde 99'u Müslüman' diyoruz. Tamam, nedir o zaman bu kavga, bu sıkıntı ne? Bırakalım, herkes rahatlıkla eğitimini, öğretimini yapsın. Herhangi bir sıkıntıya mahal vermeden. 'Gitsin temizlikçilik yapsın' diyebiliyorsun, 'Çarşıda pazarda şunu bunu yapsın' diyebiliyorsun, tamam da okumasına niye engel oluyorsun? Okusun. Yani doktor olması yasak, mühendis olması yasak, temizlikçi olması veya tarlada, herhangi bir yerde çiftçi olması serbest. Böyle bir adaletsizlik olur mu? Bu, insan haklarına bir defa ters.
Temennim odur ki parlamentoda beklenen sayıyı da almak suretiyle yola devam ederiz.