Erdoğan: İsrail bir terör devleti, Netanyahu gidici
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. İsrail'e tepki gösteren Erdoğan, "Ey İsrail sende atom bombası, nükleer bombası var ve bununla tehdit ediyorsun. Neye sahip olursan ol gidicisin." dedi.
GERÇEK GÜNDEM
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında partililere seslendi. Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısıyla başlayan çatışmalarla ilgili konuşan Erdoğan, İsrail'in Filistin halkına soykırım yaptığını söyledi.
Hamas için daha önce 'mücahitler' ifadesini kullanan Erdoğan, bugün yaptığı açıklamada ise Hamas'ın bir siyasi parti olduğunu söyledi. Erdoğan, "Hamas'ı terör örgütü olarak ifade ediyorlar. Hamas, Filistin'de seçimlere girip seçim kazanan bir parti. Haklarını elinden aldılar. İsrail ve Amerika birlikte aldılar. Bu gerçekleri görelim. Ama hala benim ülkemde bile Hamas'ın bir siyasi parti olduğunu bilmeyen, anlamayanlar var." ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Sözlerimin hemen başında KKTC'nin 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı'nı canı gönülden kutluyorum. Türkiye olarak Kıbrıs Türk'ünün yanından olmaya devam edeceğiz. Hükümet olarak bir taraftan İsrail vahşetini durdurmak için diplomasi yürüterek bir taraftan da ülkemizi kalkındırmaya devam ediyoruz.
Düzenlediğimiz Büyük Filistin Mitingi'yle mazlum Gazze halkının yanında olduğumuzu gösterdik. Ertesi gün malumunuz 29 Ekim'di. Büyük bir coşkuyla kutladık. Böylece öküz altında buzağı arayan, Büyük Filistin Mitingi'ni bahane ederek fitne peşinde koşanlara esaslı bir ders verdik.
İstanbul Boğazı'nda donanmamızın yüz gemi ile yaptığı geçit töreni çok önemli mesajlar içeriyordu. TCG Anadolu'dan sonra yeni nesil uçak gemisi için de kolları sıvadık. 2023 bitmeden milli muharip uçağımız Kaan'ın havalandığını göreceğiz.
"İSRAİL'İN DE SONU ERMENİSTAN GİBİ HÜSRAN OLACAK"
Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşacağız. Komşularımızı bize karşı kışkırtanların heveslerini kursaklarında bırakmayı hep sürdüreceğiz. Biz 85 milyon tek yürek olduğumuz müddetçe Allah'ın izniyle kimse sırtımızı yere getiremez.
Daha önce de ifade ettim. Türk milleti olarak şayet bu topraklarda hür, onurlu ve huzurlu bir şekilde yaşamak istiyorsak güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Siyasetiyle, ekonomisiyle, sosyal yapısıyla, askeri gücüyle her alanda güçlü olmazsak bizi bu topraklarda yaşatmazlar. İşte sizler de görüyorsunuz, vatan topraklarımızla ilgili habis niyetler taşıyanlar kendilerini bir şekilde ifşa ediyorlar. Yıllarca Ermenistan ülkemiz topraklarıyla ilgili hayaller peşinde koştu. Karabağ savaşıyla dersini aldı, yerine oturdu. Şimdi de İsrail yöneticileri benzer hezeyanları ifade etmeye başladılar. Hiç merak etmesinler bin yıldır sayısız benzer hayal sahibi gibi bunların da sonu hüsran olacaktır.
"NETANYAHU GİDİCİ"
Netanyahu iki tarafına bakan koymuş, basın açıklaması yapıyor. Zannediyor ki o bakanlar beni kurtaracak. Ama o bakanlar bile Netanyahu'yla aynı istikamette yürümüyor. Netanyahu gidici. Bütün mesele dünyada haklının yanında yer alacak olanların duruşudur. Bu konuda maalesef beklenen gelişmeler oluyor mu, hayır. Hala olmuyor. Amerika başta olmak üzere Batı hep birlikte hala maalesef ters yüz olarak bu duruma bakıyor. Biz istiyoruz ki akşam başka sabah başka olmayın. Türkiye gibi olun.
İsrail hükümeti katliamlarına 40 gündür aralıksız devam ediyor. Bir şehri içindeki insanlarıyla topyekün yok etme stratejisi uyguluyor. Evlerini terk etmek zorunda kalanları bombalayarak devlet terörü estiriyor. Ben şu anda gönlüm ferah olarak diyorum ki İsrail bir terör devletidir.
"HAMAS BİR SİYASİ PARTİDİR"
Hamas'ı terör örgütü olarak ifade ediyorlar. Hamas, Filistin'de seçimlere girip seçim kazanan bir parti. Haklarını elinden aldılar. İsrail ve Amerika birlikte aldılar. Bu gerçekleri görelim. Ama hala benim ülkemde bile Hamas'ın bir siyasi parti olduğunu bilmeyen, anlamayanlar var. Bugüne kadar İsrail tarafından katledilen 12 bine yakın Gazzelinin 3'te 2'sini kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.
"KARŞIMIZDA BİR SOYKIRIM VAR"
Netanyahu'ya sesleniyorum, sende atom bombası var mı, yok mu? Ey İsrail sende atom bombası, nükleer bombası var ve bununla tehdit ediyorsun. Bunları biz biliyoruz. Neye sahip olursan ol gidicisin. Niçin bu kadar ağır konuştuğumuzun sebebine bakalım. Karşımızda bir soykırım var. İnsanım diyen hiç kimse Gazze'de yaşayan bu katliamları onaylayamaz. İsrail yönetimini lanetlerken elbette bu katliamlara destek verenleri de unutmuyoruz. İsrail'in işlediği insanlık suçlarına ses çıkarmayanlar en az failler kadar suçludur.
Her gün yüzlerce çocuk bombaların altında can veriyor. Avrupa Birliği'nden Amerika'sına insan haklarından dem vuranların hiçbiri çıkıp tek kelime etmiyor, edemiyor. Gazze'deki vahşeti dünyaya duyuran gazetecileri İsrail katlediyor. Uluslararası basın kuruluşları kınama dahi yapmıyor.
13 bine yakın insan öldü. Nerede bu devlet başkanları? Hadi gelin bununla ilgili yürüyün vicdanınız yok mu? Olay haçlı hilal meselesidir. Gazze tüm dünyada maskeleri düşürmüş, cafcaflı kavramların arkasına gizlenen gerçek yüzleri ortaya çıkarmıştır. Bu kriz ülkemizde de turnusol işlevi gördü. Farklı siyasi görüşlere sahip olsalar da milletimizin ezici çoğunluğu Gazze meselesinde onurlu bir duruş sergiledi.
Hamas vatanını korumaya çalışan direnişçilerdir. Gazzeli direnişçileri Netanyahu ile aynı kefeye koyan siyasetçileri esefle karşılıyoruz. Birileri rahatsız olacak diye Hamas mensuplarının vatanlarını ve canlarını korumaya çalışan direnişçiler olduğu gerçeğini dillendirmekten asla çekinmeyiz.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 121 evet oyuyla kabul ettiği Gazze kararına çekimser oy kullanan ülkelerin liderlerine telefon açacağız. Şimdiye kadar 10 uçak dolusu yardımı Gazze'ye ulaştırmak için Mısır'a teslim ettik.
ÖZGÜR ÖZEL'İ HEDEF ALDI
CHP'nin başkanlık koltuğunda oturan genel başkan mı, emanetçi mi belli değil. Ama genel başkanın da onu oraya getirenlerin de amaçlarının asla değişmediğini anlıyoruz. Sabık genel başkanları bir ofis açmış herhalde. İnşallah mutfağı unutmamıştır. 5 ay önce yere göğe sığdıramıyorlardı. Daha düne kadar Türkiye'yi yönetmeye layık gördükleri genel başkanlarını bugün günah keçisi ilan etmeleri bizi ilgilendirmez. Tüm bunlar CHP'nin iç hesaplaşmasıdır.
Bizim için önemli olan ellerinde hançerle gezen kifayetsizlerin o hançerleri milletimize saplamasına izin vermemektir. Bizim için önemli olan 31 Mart seçimlerine hazırlanmaktır. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehirlerimizi toparlayıp yeniden sahiplerine teslim edelim.
"YARGIDA YAŞANAN GÖRÜŞ FARKLILIĞIDIR"
CHP bireysel başvuru hakkını içeren anayasa değişikliğine hayır demişti. CHP'nin bireysel başvuru konusunda hiçbir sözü yoktur ve olamaz. İki yüksek yargı organı arasında ortaya çıkan içtihat farkını darbe olarak nitelemek utanmazlıktır. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki mesele görüş farkından ibarettir. Bireysel başvurularla ilgili sorun zaten bir süredir ifade ediliyordu.
AYM'nin 130 bine ulaşan bir iş yüküne ulaşması sağlıklı değildir. AYM'nin iş yükünün altından kalması mümkün değil. Yargıtay'ın açıklamalarında dile getirdiği serzenişleri elbette göz ardı edilemez. Ama devlet olarak bize hüküm vermek değil hakem olmak düşer. Çözümün adresi de TBMM'dir."
Kaynak: Gerçek Gündem