Erkan Baş'ın Özgürlük Yürüyüşü bugün Anıt Park'ta noktalanacak: Ankara'da 'Cumhuriyet'e Özgürlük' mitingi
TİP lideri Erkan Baş'ın Hatay'dan Ankara'ya başlattığı Özgürlük Yürüyüşü bugün sona erecek. Erkan Baş, 16.00'da Anıt Park'ta olacak.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’ın partisinin milletvekili Can Atalay’ın halen hukuksuzca Silivri’de tutulmasına karşı başlattığı Hatay’dan Ankara’ya başlattığı yürüyüş, bugün son bulacak.
Erkan Baş 16.00’da Ankara’ Anıt Park’a ulaşacak.
TİP’ten yapılan paylaşımda, “Tam 24 saat sonra Ankara'da özgürlüğün sesi yükselecek! İkinci Yüzyılda Cumhuriyete Özgürlük için bir araya geliyoruz!” ifadeleri kullanıldı.
Baş, yürüyüş boyunca, Hendek faciasından Çorlu Tren Katliamı'na, maden katliamlarından yurtlarda hayatını kaybeden öğrencilere kadar birçok sorunu gündeme getirdi.
CAN ATALAY'IN MESLEKTAŞLARI ANKARA'DA
AYM kararına rağmen halen tahliye edilmeyen TİP Hatay milletvekili ve Gezi tutuklusu Can Atalay'ın meslektaşları da Erkan Baş'ı karşılamak için Ankara'ya gitti.
ERKAN BAŞ'TAN ANIT PARK'A ÇAĞRI
TİP lideri Baş, tüm yurttaşları Ankara Anıt Park'a davet ettiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Özgürlük Yürüyüşümüzün 27. gününde yüreği bizimle çarpan tüm yurttaşlarımızı sevgiyle selamlıyoruz. Artık son düzlüğe girdik. Can Atalay'la bir an önce buluşmak, emeğin ve eşitliğin sesini Cumhuriyet'in 100. yılında daha da yükseltmek istiyoruz. Ancak saray, elimizde hiçbir tartışmaya mahal bırakmayan bir Anayasa Mahkemesi kararı olmasına rağmen Can Atalay'ı tahliye etmemek için adeta kırk takla atıyor. Aradan iki gün geçti, halen milletvekilimiz hukuksuzca alıkonuluyor. Böyle pervasızlık olmaz, böyle arsızlık olmaz. Buna ses çıkarmamak, bunu kabullenmek de asla olmaz. Kabullenmeyeceğiz.
Şu anda Can’ın içeride geçirdiği günler, saatler, dakikalar falan değil, saniyeler, saliseler bile hukuk katliamıdır ve bizim yürüyüşümüz, bu suç sirki son bulsun, bu haksız ve hukuksuz küstahlık yok olsun, Hatay halkının kendisine vekalet verdiği Can Atalay o dört duvarın arasından bir an önce kurtulsun diye başlamıştır. Bunu başaracağız, emin olun.
‘GEZİ’YE YAPILAN HUKUKSUZ SALDIRI CUMHURİYETE YAPILAN BİR SALDIRIDIR’
Dostlar, 100 yıl önce yoksul insanlarımızın büyük emeği ve fedakarlığıyla kurulmuş cumhuriyetimizin, 100 yıl sonra cumhuriyet olmanın tüm özelliklerini kaybetmiş bir Saray Rejimi’ne dönüştürülmesi de Can Atalay'a uygulanan muameleden ayrı düşünülemez. Neden mi böyle düşünüyoruz? Cumhuriyet ne demekti? Hatırlayın, daha ilkokul sıralarında bize anlatılan cumhuriyet neydi? Cumhuriyet halkın egemenliğiydi yurttaşlar. Ama bakın, bugün halkın egemenliği saldırı altında. Halkın on binlerce oyuyla vekil seçilmiş Can Atalay'a, halkın milyonlar olup katıldığı Gezi Direnişi’ne yönelik hukuksuz saldırı aslında cumhuriyete, yani halkın egemenliğine yapılan bir saldırıdır.
Bu yüzden bugün Can Atalay'ın özgürlüğü demek sadece Can'ın özgürlüğü anlamına gelmiyor. Bu aynı zamanda cumhuriyete özgürlük anlamına geliyor. Can'ın özgürlüğünü savunmak, halkın gerçekten şüpheye mahal bırakmadan egemen olduğu bir cumhuriyetin özgürlüğünün yolunu açmak demektir. 100 yıl önce büyük emekler ve umutlarla kurulmuş, ama sermaye ağları ve onların semirttiği din tüccarı siyasetçiler tarafından gasp edilmiş, esir alınmış cumhuriyeti özgürlüğüne kavuşturmak, halkın gerçek egemenliğini sağlamak demektir.
‘TÜM YURTTAŞLARI CUMHURİYETE ÖZGÜRLÜK BULUŞMASI'NA KATILMAYA ÇAĞIRIYORUM’
Bizler, Türkiye İşçi Partisi olarak Özgürlük Yürüyüşümüzü tam da bu nedenle sadece Can Atalay'a değil, emekçilere, kadınlara, gençlere, Kürtlere, Alevilere, bu ülkede zulüm ve yoksullukla boğuşmak zorunda bırakılan tüm ezilenlere özgürlük talebiyle birleştirdik. Ve yarın bu talebimizi olabilecek en gür sesle, en büyük kalabalıkla, en inatçı tarafımızla Ankara'da bir kez daha hep birlikte seslendireceğiz.
Tüm yurttaşlarımızı 28 Ekim'de, yani yarın saat 16.00’da Ankara Anıt Park'ta düzenleyeceğimiz Cumhuriyete Özgürlük Buluşması'na katılmaya, özgürlük için yürüyüşümüze güç vermeye çağırıyorum. Özgürlük yürüyüşümüzü belki yarın hep birlikte tamamlayacağız. Ancak yine ve zafere kadar ‘Bu daha başlangıç’ diyeceğiz. Çünkü işimiz çok. Çünkü Can’ın, Gezi tutsaklarının, tüm siyasi tutsakların, iradesi gasp edilmiş halkın, sermayeye ve gericiliğe esir edilmiş Cumhuriyet'in özgürlüğünü ortak mücadelemizle kazanmak için mücadelemizi bir an olsun yavaşlatmamamız gerekiyor.
Bu bezirganların saltanatını yıkmak için tek bir dakika kaybetmeyeceğiz, ta ki zaferi kazanana kadar. İşte o zaman gönül rahatlığıyla, iç huzuruyla, birbirimizle el ele vererek ve geleceğe güvenle bakarak, emeğin ve eşitliğin cumhuriyetini, özgürlüğün cumhuriyetini, sosyalist cumhuriyeti hep birlikte kutlayacağız. O zaman cumhuriyetimiz yüzyıllarını esaretle değil özgürlüklerle geçirecek.”
Kaynak: Haber Merkezi