Gültan Kışanak, neden aday olduğunu açıkladı

Kobane Davası tutsağı ve DEM Parti'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Gülten Kışanak, Kobane duruşmasında adaylığı hakkında, "Doğru bir yol açabilmek için görev aldık" dedi.

Gültan Kışanak, neden aday olduğunu açıkladı

DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı, Kobane Davası tutsağı Gültan Kışanak, adaylığına ilişkin konuştu.

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak’ın da yargılandığı İslami terör örgütü IŞİD'in Kobane'ye yönelik saldırılarını protesto eden, Halkların Demokrasi Partisi(HDP), üyeleri ve milletvekilleri olmak üzere, 18’i tutuklu 108 kişiyi kapsayan Kobanê Davası devam ediyor.

Gültan Kışanak, tutuklu bulunduğu Kocaeli Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı.

Mezpotamya Haber Ajansı’ndan alınan habere göre, Kışanak neden aday olduğunu da anlattığı savunmasında şunlara değindi:

"Yaklaşık on yıldır yargı makamlarının karşısındayım. Yaptığım siyasi çalışmalar ve düşüncelerim nedeniyle 2024'ten bu yana her gün mahkeme salonlarındayım. Son olarak da 7 buçuk yıldır siyasi rehine olarak bu duruşmaya katılıyorum. Bugün biraz farklı bir gün olacak. 7 buçuk yıllık siyasi rehinenin bugün farklı bir yüzü ile karşılaşacağız. Ben burada aynı zamanda Türkiye Cumhuriye'nin başkenti Ankara'nın DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayı olarak konuşuyorum. Bu ülkede demokrasi sandığa indirgendi ama son 8 yıldır sandık da lime lime edildi. Sandığın da bir güvencesi kalmadı. Bugün siyasi rehine koşullarında aday olmam da bunun en açık göstergesidir. Siyasi rakiplerim sahada performans gösteriyor. Kimi çifte telli oynuyor, kimi Ankara oyunu oynuyor. Böylece halkın karşısına çıkıp, boş-anlamsız vaatleri ile seçim sürecinde geçinmeye çalışıyorlar. Bu halkın, kadınların, yoksulların sesi olan bizler, maalesef siyasi rehine olarak hala hücrelerde tutuluyoruz.

‘7 BUÇUK YIL OLARAK REHİNE TUTULAN, SONRA ANKARA ADAYI OLAN İLK KİŞİ BENİM GALİBA’

Türkiye’de hapishane ve siyaset bağlamında çok hikaye var. Maalesef Türkiye'de özelikle muhalif siyasetçilerin yolu cezaevlerinden geçmiştir. Fakat biz biraz ilkleri yaşıyoruz. Örneğin, sanığın cezaevinde hep bir gün kentin belediye eşbaşkanı olarak görev yaptığı, siyasi darbe ile görevden alınan, 7 buçuk yıl olarak rehine tutulan, sonra Ankara adayı olan ilk kişi benim galiba. Bu ilkeleri bize yaşatıyorlar. Çünkü biz bu ülkede yeni bir yol açmak istiyoruz. Bugünlerde çok soruluyor, 'bu üçüncü yol nedir?' diye. Ya da 'kime kaybettireceksiniz kime kazandıracaksınız?' diye. Burada çok net olarak şunu söylüyorum ki, kimseye kaybettirme, kimseye kazandırma siyaseti yaklaşımımız yoktur. Biz halklarımıza demokratik bir seçenek yaratma mücadelesi veriyoruz. Bunu hayata geçirmeye çalışıyoruz.

‘HALK İRADESİNİ DOĞRU TEMELDE TECELLİ ETMESİ İÇİN BİR KEZ DAHA SORUMLULUK VE GÖREV ALDIM’

Bir seçim sürecini daha cezaevinde geçiriyoruz. Bu 7 buçuk yıllık süreçte tam dört seçim yapıldı, bir referandum yapıldı. İki genel seçim yapıldı. Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı, bir yerel seçim yapıldı ve şimdi ikinci yerel seçim yapılıyor. Yani bu siyasi rehine sürecinde beşinci seçimle karşı karşıyayız. Hukuksuz ve haksız şekilde halkın iradesi gasp edildi. Bugün burada aday bile olmam bunun göstergesidir. Demek ki ben hala belediye başkanlığı yapmaya haiz bir kişiyim. Ama Diyarbakır'ın iradesi o gün gasp edildi. Bugün Diyarbakır'dan Ankara'ya toplumsal barış köprüleri kurmak için görev ve sorumluluk aldım. Bu siyasi iktidarın elinde oyuncağa dönmüş halk iradesini doğru temelde tecelli etmesi için bir kez daha sorumluluk ve görev aldım.

‘TÜRKİYE SİYASİ TARİHİNE BÜYÜK AYIP OLARAK GİRECEKTİR’

2018'de Sayın Demirtaş siyasi rehine koşullarında cumhurbaşkanı adayı olarak katılmak durumunda kaldı. Bu demokrasi açısından büyük bir ayıp, büyük bir karardır. Cumhurbaşkanı adayı olmasına rağmen özgürlüğünü teslim etmediniz ve kendisi sahalarda diğer siyasi rakipleri gibi programını ve projesini anlatamadı. Bu imkana sahip olmadı. Türkiye siyasi tarihinde çok fazla hapishane öyküleri var ama bu cumhuriyetin başkentinden, Ankara'dan siyasi bir rehine olup aday olmak da bir ilktir. Bu da Türkiye siyasi tarihine büyük ayıp olarak girecektir.

'ÇÖZÜM İRADESİ VAR'

Demokrasi, eşit koşullarda yapılan bir yarıştır. Ama biz özgürce görüşlerimizi hala halka ulaştırmadan bile yoksunuz. Mahkeme salonunda halka sesini duyurma mücadelesi vermek bir ilktir. Yıllardır bize bunu dayatıyorlar. Biz diyoruz ki siyaset mahkeme salonlarında değil, halkın içinde, meydanda, Meclis'te yapılmalı. Ama bize gösterdikleri tek yol mahkeme salonlarında siyaset yapma ve halka gerçekleri anlatmak. Artık buna bir son verilmesi lazım. Siyaseti doğru mecrasında halk ile yüz yüze yapılabilir hale getirmek gerekiyor. Evet, şimdi bugünler aslında tarihsel olarak da önemli ve anlamlı bir zamana denk geldi. Bir gün önce 28 Şubat 2015'de Dolmabahçe Mütabakatı'nın halka duyurulduğu bir gündür. O zaman hepimiz Kürt sorununun demokratik barışçıl yolla mümkün olacağına inanmış ve çalışmıştık. Bu ülkenin cumhuriyet tarihi kadar eski, yaklaşık ikiyüz yıllık bir mazisi olan ve hepimize ağır bedeller ödeten Kürt sorununun barışçıl demokratik ve siyasi yollarla çözmemiz gerekiyordu. Bu konuda gerçekten az bir deneyime sahip de değiliz.

‘ENGELLERİ ARTIK KALDIRMAK GEREKİYOR’

Aslında bu irade var. Bu cumhuriyetin kuruluş iradesinde de bu var. Ama birileri bu iradeyi o gün bugündür yok sayamaya ve suyu tersine akıtmaya çalışıyor. Su tersine akmaz. Ne yaparsanız yapın su tersine akmaz. Önüne bentler, barajlar kurarsanız taşar. Ama yine kendi mecrasında akar. Biz de bunu siyasette çok net olarak görüyoruz. Demokratik siyaset ile bu konuları tartışmak, Diyarbakır ile Ankara'yı hemhal etmek, bir arada buluşturmak için yaptığımız mücadelenin önüne her defasında setler örüldü. Engeller çıkartıldı. Ama her defasında bu irade sel olup aktı, bu barajları yıktı. Suyu tersine akıtmaya kimsenin gücü yetmez. Bu toprakların mayasında çoğulculuk var. Bu toprakların geçmişinde bir arada barış içinde yaşam var. Bu kadim tarihi yok sayarak bir siyaset dayatamazsınız. Biz bugün bunun acılarını yaşıyoruz. Hakikate karşı inatla savaşan iktidar heveslilerinin yarattığı sorunlarla mücadele etmeye çalışıyoruz. Hakikate karşı durulamaz. Hakikatimiz tarihimizde, sosyolojimizde ve ruhumuzda gizli. O hakikatte bize demokratik bir cumhuriyette eşit yurttaşlar olarak yaşamayı gösteriyor. Bu yolun önündeki engelleri artık kaldırmak gerekiyor.”

Kaynak: Gerçek Gündem

Etiketler
DEM Parti Kobane Davası Gültan Kışanak