Hatimoğulları: Suriye’nin içişlerine karışmıyorsan Afrin’e niye kaymakam atadın?

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda konuştu. Hatimoğulları, Erdoğan'ın Suriye sözlerini eleştirdi. Ayrıca Erdoğan'ın "muhalefet zam yapıyor" lafının da üstünde duran Hatimoğulları, "Madem muhalefet ekmeğe, suya zam yaptı, siz emekliye ve işçiye zam yapın da görelim sizin politikalarınızı" dedi.

Halkların Demokrasi ve Eşitlik Partisi(DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.

Tülay Hatimoğulları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, “Suriye ile yeniden diplomatik ilişkileri kurmamak için bir sebep yok. Geçmişte nasıl yaptıksa yine yapabiliriz. Suriye’nin iç işlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok. Biliyorsunuz ailece görüşmeye varana kadar sayın Esed’le geçmişte nasıl yaptıksa yeniden yapmamamız için bir sebep yok” sözlerine karşılık, "Suriye’nin içişlerine karışmıyorsan Afrin’e niye kaymakam atadın?" yanıtını verdi.

Hatimoğulları, Erdoğan'ın ayrıca, "Muhalefetin vaat yağmurunda da sona gelindi. Verilen sözler unutuldu. Bugün ekmekten suya her şeye zam yapıyorlar" sözüne de "Madem muhalefet ekmeğe, suya zam yaptı, siz emekliye ve işçiye zam yapın da görelim sizin politikalarınızı. Hadi bakalım" yanıtını verdi.

Hatimoğulları’nın sözlerinden satır başları şöyle:

"Aydın Kuşadası, İzmir Selçuk ve Menderes'te orman yangınları neredeyse evleri saracak kadar geniş bir alana yayıldı. Bu yangınlarda tek teselli can kaybının olmaması. Diyarbakır-Mardin yangınlarında bunu çok konuştuk ama batıda yakılan ormanların neden yakıldığını gayet iyi biliyoruz. Turizm şirketlerine orayı peşkeş çekmek için, maden şirketlerine peşkeş çekmek için, zenginlere imar alanı açmak için ormanlar yakılıyor. Bunu asla kabul etmiyoruz.

Madımak'ta 31 yıl önce bugün, Pir Sultan Abdal'ı anmak üzere toplanan 33 kişi, aralarında yazarların ve ozanların da bulunduğu grup, Sivas'ın ortasında vahşice katledildi. Bu katliamla, ülkede şiirin, şairin ve yaşamın hedef alındığı, kardeşliğin ve birlikte yaşam umudunun yok edilmek istendiği çok açıktı. Madımak Davası yıllar boyunca sürdü, şehir şehir dolaştırıldı ve mağdur aileler için adeta bir işkenceye dönüştü. Çoğu katil, uzun süren yargılamalara rağmen hiç ceza almadı, ceza alanlardan biri cumhurbaşkanı tarafından affedildi, bir diğeri ise hastalık gerekçesiyle serbest bırakıldı.

'BAŞ EĞMEDİK VE ADALET TALEBİNDEN VAZGEÇMEDİK'

Dava, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olmasına rağmen zamanaşımı ile düşürüldü. AKP Genel Başkanı Erdoğan, bu zamanaşımı kararını “hayırlı olsun” diyerek onayladı ve bu sözlerle milyonların vicdanını sızlattı. Katliamın faillerinin avukatları ise AKP tarafından milletvekili, belediye başkanı, bakan ve Anayasa Mahkemesi üyesi gibi yüksek mevkilere getirilerek ödüllendirildi. Bu adaletsizlik karşısında bizler diz çökmedik, baş eğmedik ve adalet talebinden vazgeçmedik.

Gerçek adaletin, hakikatle yüzleşme, özür dileme ve Alevi toplumunun eşit yurttaşlık haklarının tanınmasıyla mümkün olacağına inanıyoruz. Madımak Otelinin “Madımak Utanç Müzesi”ne dönüştürülmesi bu yüzleşmenin bir parçası olabilir. Katliamda kaybettiğimiz Metin Altıok’un dizelerinde dediği gibi, “Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli. Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli.” Canlarımızı sevgiyle anarak ve adalet talebimizi yüksek sesle dile getirerek mücadelemizi sürdüreceğiz.

'HER YERE YAYDIĞINIZ ŞİDDET NE KAZANDIRDI?'

Günümüzde yaşanan savaşlar ve krizler, dünyayı ağır bir yük altına sokmuş durumda. Açlık ve sefalet, her yere yayılıyor. Dünyada, bir avuç şirket ve devlet, milyarlarca insanı açlıkla, yüz milyonlarca insanı ise göçle ve ölümle cezalandırmayı amaçlıyor. Latin Amerika'dan Ortadoğu'ya, Afrika'ya kadar her yerde darbeler, savaşlar, yıkımlar ve göçler devam ediyor. Üçüncü Dünya Savaşı ihtimali her geçen gün büyüyor ve bu, tamamen egemenlerin savaşıdır.

Egemenler, kapitalist sistemin tıkanıklığını aşmak için dünya genelinde savaşı yaymaya çalışıyorlar. Dış İşleri Bakanı'nın Üçüncü Dünya Savaşı uyarısı ve Milli Savunma Bakanlığı'nın "Biz Üçüncü Dünya Savaşına hazırız" açıklaması, bu hazırlıkların bir göstergesi. Ancak bu durum, yöneticilerin asıl görevlerinin savaş tespiti yapmak ya da hayal satmak olmadığını unutmamalıyız. Soruyorum, yıllardır her yere yaydığınız şiddet ne kazandırdı? Barış müzakeresi mi yürüttünüz yoksa "Komşularla sıfır sorun" politikanız "Yedi düvelle savaş" politikasına mı dönüştü?

'GERÇEK BARIŞ VE ANLAŞMA, KAMIŞLO VE KOBANİ ÜZERİNDEN GEÇER'

ÖSO’ya “Kuvayi Milliye” diyen Erdoğan’ın kendisidir. ÖSO ile ters düştükleri için Türk bayraklarının yakıldığına şahit olduk Dostum Esed’ti, katil oldu, şimdi yine dostum Esed politikasına dönmek istiyorlar. Görüşmek için çaba içindeler, yıllardır çaba içindeler. Suriye’nin içişlerine karışmıyorsan Afrin’e niye kaymakam atadın? Son olarak, Suriye'deki durum özelinde, Esad'la yapılan görüşmelerin samimiyeti ve etkinliği, Rojava halklarının iradesine saygı gösterilmesi ve Kürt düşmanlığından vazgeçilmesiyle mümkün olacaktır. Gerçek barış ve anlaşma, Kamışlo ve Kobani üzerinden geçer.

'KAYYIMA GEÇİT VERMEYECEĞİZ!'

Kürt sorununun çözümü, dış politika stratejimizin temelini oluşturmalıdır ve bu çözümün barışçıl ve demokratik yöntemlerle gerçekleşmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve Abdullah Öcalan üzerindeki ağır tecrite dikkat çeken ve bu duruma karşı direniş gösteren tutsaklarla dayanışma içindeyiz. Adalet Bakanı ile bu konuları görüşmek üzere Türkiye'nin çeşitli yerlerinden gelen anneler, kolluk kuvvetlerinin engellemeleriyle karşılaşmaktadırlar ve Bakan, görüşmelerde herhangi bir somut çözüm önermemiştir. Bu annelerin mücadelesi, bu toprakların en gerçek ve onurlu mücadelelerinden biridir ve biz bu mücadeleyi destekliyoruz.

Ayrıca, Kürt halkının demokratik haklarının gasp edilmesine karşı da durmaktayız. Halk, belediye eş başkanlarını seçmiş olmasına rağmen, bu seçimler kabul edilmeyip kayyımlar atanmaktadır. Bu, demokrasiye yapılan bir darbedir. İstanbul'da bir araya gelen halklar, inançlar ve siyasi yapılar, kayyıma karşı ortak bir sesle "Emeğimiz ve Özgürlüğümüz İçin Kayyıma Geçit Vermeyeceğiz" diyerek direnişlerini sürdüreceklerini ilan ettiler. Evet, biz de kayyıma geçit vermeyeceğiz! Bu direniş, Türkiye'nin her yerinden sürdürülecek ve halk iradesinin hiçe sayılmasına karşı mücadelemiz devam edecektir.

'NORMALLEŞMEK İÇİN MUHALEFET DAHA GÜÇLÜ VE ETKİLİ OLMALI'

1 Mayıs'ta tutuklananlar için ağır hapis cezaları isteniyor. Antep'te, "terör" bahanesiyle HDP yöneticilerine ve devrimcilere ceza yağdırılıyor. Muğla Seydikemer'de ise dört Mardinli tarım işçisi, bir grup ırkçı tarafından saldırıya uğruyor ve yaralanıyor. Kürt düşmanlığı her yerde körükleniyor. Sonra da sözde 'normalleşme' gündeme geliyor.

Erdoğan 'normalleşme'den ne kastettiğini açıkladı; muhalefetin normalleşmesi gerektiğini söyledi. Aslında bu, klasik numaralardan biri. Erdoğan, toparlanmak için zaman kazanmaya çalışıyor ve muhalefetin bir kısmına zeytin dalı uzatıyor gibi yapıyor. Ama bu rejimin yapısı normalleşmeye uygun değil, değişim şart. İktidar, muhalefeti kendi safına çekmek istiyor ama bu iktidarın günahlarına kimse ortak olmamalı. Muhalefet, halkın içinde durmalı; yurttaşın, işçinin, emekçinin ve diğer dezavantajlı grupların sorunlarına çözüm üretmeli. Gerçek anlamda normalleşmek için muhalefet daha güçlü ve etkili olmalı.

'EMEKLİYE VE İŞÇİYE ZAM YAPIN DA GÖRELİM POLİTİKALARINIZI'

Muhalefet, ekmeğe, suya her şeye zam yapıyormuş. Bunu muhalefet yapıyormuş… Siz şaka mısınız? Gerçek misiniz? Paralel evrende mi yaşıyorsunuz? Siz normal misiniz, aklınız yerinde mi? Madem muhalefet ekmeğe, suya zam yaptı, siz emekliye ve işçiye zam yapın da görelim sizin politikalarınızı. Hadi bakalım.

El yakan elektrik zammını derhal geri çekin, asgari ücrete derhal enflasyon oranında zam yapılmalı. Sendikaların yapmış olduğu hesaplamalara göre 7 buçuk milyon asgari ücretlinin şu an alması gereken ücret 41 bin 447 tl’dir. Belki bir dahaki grup konuşmamızda aynı rakamı telaffuz edemeyeceğiz. Daha yükseğe çıkacağız. Çünkü enflasyon durmuyor, zamlar durmuyor!"

Kaynak: Haber Merkezi

Etiketler
DEM Parti Tülay Hatimoğulları