HDP’li Gülüm: AYM’nin HDP kararı seçim sürecine müdahaledir

GERÇEK GÜNDEM

Anayasa Mahkemesi (AYM), HDP’nin kapatma davasında sözlü savunmanın tarihini partinin talebi üzerine 14 Mart'tan 11 Nisan’a ertelemişti. HDP ise parti yetkililerinin yapacağı savunma için deprem ve seçim süreci nedeniyle 3 ay erteleme talep etmişti.

Bu talebi değerlendiren AYM oy birliğiyle ret kararı aldı.

GÜLÜM: DEVLETİN KUTSAL KURUMLARI KULLANILIYOR

Gerçek Gündem’e konuşan HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, kararın bu aşamada seçim sürecine müdahale anlamını taşıdığını ifade ederek şunları söyledi:

“Biz, seçimin bu kadar yaklaştığı bir dönemde, Anayasa Mahkemesi’nin halkın iradesine darbe vurabilecek bir süreci işletmemesi, savunmanın seçim sonrasına bırakılması gerektiğini söyledik. Ancak talebimiz reddedildi. Bu aslında seçim sürecine müdahale anlamını taşıyor. Hukuken baktığınızda zaten bu davanın açılmamış olması gerekiyordu. İddianame, iktidarın kendi koltuğunu koruma ihtiyacına yönelik hazırlanmış bir metindi. Demokratik alanda HDP ile baş edemeyen iktidar, devletin kutsal kurumlarını kullanarak partiyi bu şekilde yok saymaya çalışıyor.”

‘NORMAL ŞARTLARDA KISA SÜREDE KARAR ÇIKMASI MÜMKÜN DEĞİL’

Aynı zamanda hukukçu olan Gülüm, bundan sonraki sürecin nasıl ilerleyeceğine dair bilgiler de verdi. Onlarca klasör, uzun savunmaların olduğu bir dosya ile ilgili kısa sürede, seçime yetişecek bir şekilde karar verilebilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Gülüm, buna rağmen şu hatırlatmada bulundu: “Yüzlerce klasör olan kapatma iddianamesi, okunmadan bir hafta içinde kabul edilmişti.”

HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm şöyle konuştu:

“Partimiz, Eş Genel Başkanlarımız, hukuk sözcülerimiz, 11 Nisan’da savunma yapacak. Arkasından röportör raporunu mahkemeye sunacak ve mahkeme karar sürecine geçecek. Hukuksal anlamda süre sınırlaması yok. Hangi tarih aralığında, nasıl bir karar verileceği meselesi, hukuksal olarak şu günde yapılabilir denemez ama hukuki bir karardan bahsedecek olursak bu kadar klasörün, uzun savunmaların olduğu bir dosya ile ilgili, kısa sürede, seçime yetişecek bir şekilde karar verilebilmesi mümkün değil. Ama biz şu örneği de biliyoruz: Yüzlerce klasör olan kapatma iddianamesi, okunmadan bir hafta içinde kabul edilmişti. Bu ülkede her şey siyasi gerekçelerle işlediği için şu kadar sürede olur, bu kadar sürede olur dememiz mümkün değil. Hukukun siyaseti belirlememesi gerektiği ilkesinden baktığınızda aslında bu davanın çoktan reddedilmesi gerekiyordu. En azından bu davanın kararının sonraya bırakılması gerekiyordu. Umuyoruz ki Anayasa Mahkemesi karar aşamasına geldiğinde bu yönde bir karar verir.”

‘BU DARBE HERKESİ ETKİLEYECEK BİR DARBE’

Gülüm, kapatma davasına tepki verilmesi gerektiğini ise şu sözlerle ifade etti: “Bu meseleye ilişkin sadece HDP’nin değil, bu ülkede demokrasiyi savunan herkesin tepki vermesi gerekiyor. Çünkü bu darbe herkesi etkileyecek bir darbe.

Seçim süreci boyunca devlet, artık toplumdan onay almadıkları için de hukuk dışı bir şekilde bütün kurumsal olanakları kullanarak HDP’yi ve Kürt halkının iradesinin sandığa yansımasını engellemeye çalışacak. Aslında çok uzun zamandır bunu yapıyor, yeni bir süreçten bahsetmiyoruz.

Şu çok açık, bunları yaparken ‘Bu yaptığım şey bana oy kazandırır, tekrar koltuklarımı korurum’ garantisinin olmadığını biliyorlar. Kaygıyı çok yoğun yaşadıklarını, korktuklarını farkındayım. Bu zemini yine de kullanmak istiyorlar. Çünkü ellerinde koltuklarını koruyacak başka bir mekanizma kalmadı.”

NE OLMUŞTU?

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 17 Mart 2021’de HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açmış, iddianame, eksiklikler nedeniyle 31 Mart 2021’de Anayasa Mahkemesince oy birliğiyle reddedilmişti.

Başsavcılık, 7 Haziran 2021’de tekrar dava açtı. Anayasa Mahkemesi de 21 Haziran 2021’de yeni iddianameyi oy birliğiyle kabul etti.

İşleyen süreçte, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ek deliller sundu, HDP de bu ek delillere karşı ek savunma süreleri istedi.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in, partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına bloke konulması talebini 5 Ocak’ta kabul etti.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, 10 Ocak’ta Anayasa Mahkemesi heyetine sözlü açıklamalarını yaptı. Şahin, Anayasa Mahkemesi heyetine, kapatma davası talepli hazırladıkları iddianameyi, esasa ilişkin görüşlerini ve partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına bloke konulması yazılı talepleriyle ilgili konuları tekrar ettiğini bildirdi.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 2023 yılında partiye ödenen veya ödenecek devlet yardımının bulunduğu banka hesabına tedbiren bloke konulmasına ilişkin kararın kaldırılması talebini 9 Mart’ta görüştü. Genel Kurul bloke kararının kaldırılmasına karar verdi.

Kaynak: Gerçek Gündem