İmamoğlu: Bir an önce bu rejimi değiştirmeliyiz
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, "Bir an önce bu rejimi değiştirmeliyiz" dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kastamonu’nun Daday ilçesinde, İBB'nin katkılarıyla tamamlanan kapalı pazar yerinin dün yapılan açılışının ardından, bölgede ziyaretlerini sürdürdü.
İlçe meydanında kendisini karşılayan yurttaşlara hitap eden İmamoğlu, "İstanbul eşittir Türkiye. Bu kavramı hepimiz biliriz. Ben İstanbul Belediye Başkanı olarak Türkiye'nin her yerine mesuliyeti olan bir belediye başkanı olduğumu düşünüyorum. Dolayısıyla nerede bir ihtiyaç var ise Allah korusun, bir afet olduğunda ya da bir başka konu olduğunda koşar gideriz" dedi.
"İFTİRA GİBİ BÜTÜN HUSUSLARDAN ARINMIŞ BİR TOPLUM OLMALIYIZ"
İmamoğlu, "Ülkemizin son dönemde çok rahatsız olduğu bir şey var. O da kötü dil. İnsanların kullandığı dil, özellikle yöneticilerin. Biz topluma hitap eden insanlar öyle itinalı konuşmalıyız ki sanki evimizdeki çocuğumuz bizi dinlermiş gibi konuşmak mecburiyetindeyiz. Yani onların önünde kötü söz konuşulmaz ya, anneler babalar bunu bilir. İşte her yönetici, bir çocuğun onu dinlediğini unutmamalı. O bakımdan, ülkemizde ortaya konan ayrıştırıcılık, kötü dil, fitne, fesat veya iftira gibi bütün hususlardan arınmış bir toplum olmalıyız" ifadelerini kullandı.
"CEBİMİZDEKİ PARA PUL OLDU"
"21. yüzyılda Türkiye hak ettiği değere, hak ettiği güce, kuvvete kavuşmalı" diyen İmamoğlu, "Bakın memleketimizde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yüzüncü yılını yaşayacağız. Biz yüzüncü yılda çok daha iyi yerlerde olmalıydık. Ne yazık ki hedefler tutmadı. Son 20 yılda bile ortaya konan hedefler tutmadı. Kişi başı hedeflenen gelirin üçte birine düştük. Bu cebimizdeki paranın pul olmasına döndü demektir" dedi.
"BİR AN ÖNCE BU REJİMİ DEĞİŞTİRMELİYİZ"
İmamoğlu, "Bakın ülkemizde 'Her şeyi ben bilirim' diyen bir anlayışla mücadele ediyoruz. Her konuda tek kişinin ağzına bakan bir sistemle mücadele ediyoruz. Benim milletimin aklı kendine yeter. Benim milletimin aklı bir araya geldiğinde dünyada mucizeler yaratır. Ama bir kişinin aklına dayalı bir sistem bizi her türlü belayla buluşturur. O bakımdan, bu güzel memleket, insanının ortak aklını, düşüncelerini, fikirlerini bir arada, kardeşçe organize etme yeteneğini ortaya koyan bir yönetime muhtaçtır. Bir an önce bu rejimi bu anlamda değiştirmeliyiz" ifadelerini kullandı.
"YOK BİRBİRİMİZDEN FARKIMIZ"
İmamoğlu, "Bakın bir hukuksuzlukla mücadele ediyoruz. Uydurma işlerle hakkımızda soruşturmalar açılıyor. Niye? Vay efendim İstanbul’u sen bizden nasıl alırsın. Allah aşkına, İstanbul'u birincisi ben almadım, 16 milyon İstanbullu aldı sizden. Dediler ki 'Sizi beğenmiyoruz. Bir de üstüne haksızlık yaptınız.' 806 bin oy farkla İstanbul'un tarihinin en büyük oy oranıyla belediye başkanı seçtiler. Millet aldı sizden. Peki neyi aldı? Size ait olanı değil. Millet dedi ki 'Bana ait olan şeyi sen iyi yönetemedin, senden devralıyorum bunu hak edene veriyorum'. Bu kadar. Memleket, bu güzel cennet vatan, bizim evimiz. Bu evin tapusu kimin? 86 milyon insanın. Yok birbirimizden farkımız. Ne benim hakkım şurada bulunan bir vatandaşımızdan fazla ne bir vatandaşımızın hakkı benden fazla. Eşitiz, 86 milyon. İşte bu duygu bizi daha güçlü kılacak daha inançlı kılacak. Ne yapıyorlar e sen bunu aldın. Hadi bakalım 'Uydurma bir davayla senin elinden bunu alalım.' Bu millet ne der biliyor musun? Hadi oradan. Hadi oradan. Hadi oradan" dedi.
"BU MÜCADELE 16 MİLYON İSTANBULLUNUN HAYSİYET MÜCADELESİDİR"
"Milletin vicdanı, milli irade, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunun karşılığı olarak asla ve asla iradesine dokundurtmaz bu millet" diyen İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Şu an bu kardeşinizin verdiği hukuk mücadelesi aynı zamanda bir haysiyet mücadelesidir. Haysiyet mücadelesini veriyorken, söyleyeyim. Bu Ekrem İmamoğlu’nun haysiyet mücadelesi değildir 16 milyon İstanbul'un haysiyet mücadelesidir. Çünkü; ben sizlerin hukukunu savunuyorum. Kastamonu'nun mücadelesidir, Türkiye'nin mücadelesidir. Peki bu kadar cesur konuşuyorsun neye güveniyorsun? Kastamonuluya güveniyorum, Taşköprülüye güveniyorum, milletimize güveniyorum. Ben sırtımı milletime dayadım yetinmedim bir de Kastamonuluya dayadım. Var mı ötesi? Bu millet bu tür davranışları sevmez. Bu milletin siyaset meselesi, bir araçtır amaç memlekete layık olmaktır. Partiler araçtır, bakın il başkanım var, milletvekilim var diğer siyasi ilçe başkanım var, ben de partimin evladıyım ama partiler hizmet için araçtır. Parti devleti olamayız biz. Devlet güçlüdür, devleti yaşatacağız. Biz binlerce yıllık devletin geleneği olan insanlarız. Devletin gücünün önüne de bir parti ne de bir şahıs geçebilir. Esas olan devletin gücüdür. Biz gerçekten hak ettiği bir biçimde devletimizi güçlü kılacağız. Devletimizi güçlü kılacağız, şart olsun kılacağız."
Kaynak: ANKA