IŞİD'e silah sevkiyatı, gizli tanıklıklar ve işkenceler... 10 maddede Hablemitoğlu sanığı nasıl kayıplara karıştı?
IŞİD'e silah sevkiyatıyla ilgili açılan Soğan TIR'ları davasında ceza alan ve Necip Hablemitoğlu cinayeti davasında yargılanan Nuri Gökhan Bozkır, kayıplara karıştı. Peki dosyalarda neler yer alıyordu? Bozkır’ı firara götüren nelerdi? İşkence ve duruşmalardaki itiraflarda kimlere dikkat çekildi?
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesine yönelik açılan davada, tutuklu sanıkların “mevcut delil durumunun sanıklar lehine değişmesi ihtimali nedeniyle” tahliyesine karar verildi. Ankara 28'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 19 Mayıs’ta görülen duruşmada çıkan tahliye kararının ardından, tutuklu sanık eski askerler Levent Göktaş, Fikret Emek, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Nuri Gökhan Bozkır serbest bırakıldı.
Mahkeme, Nuri Gökhan Bozkır’ın her ayın birinci günü saat 09:00-21:00 arasında, ikamet ettiği yere en yakın kolluk birimine imza atması gerektiğine karar verdi.
Mahkeme, 19 Mayıs’ta, Bozkır hakkındaki adli kontrol kararını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Ağır Ceza İlamat Masası’na gönderdi. Mahkeme ayrıca, Bozkır’ın Ankara dışına çıkmamasına yönelik aldığı kararı da iletti.
1-TAHLİYE OLDUKTAN HANGİ DAVADAN TUTUKLAMA KARARI ÇIKTI?
19 Mayıs’ta tahliye olan Bozkır, Ankara’da ailesiyle bir araya geldi. 1 Haziran’da da adli kontrol gereği bulunduğu yere en yakın kolluk birimine gidip imza atması gerekiyordu. Ancak 26 Mayıs’ta, Bozkır’ın yargılandığı davanın karar duruşması vardı. Bozkır, IŞİD’e patlayıcı madde sevkiyatı yapmakla suçlanıyordu.
Bozkır 26 Mayıs’ta, Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına katılmadı. Mahkeme, Bozkır’ı, Soğan TIR’ları davasında, “Silahlı Terör Örgütlerine Silah Sağlama” suçundan 21 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Ayrıca, Bozkır hakkında tutuklama kararı verildi.
“Silahlı Terör Örgütlerine Silah Sağlama” suçundan 26 Mayıs’ta 21 yıl hapis cezası alan Bozkır, 1 ay içerisinde yakalanamadı ya da yakalatılmak istenmedi.
2-ADLİ KONTROLÜ İHLAL ETTİĞİ KAÇ GÜN SONRA ANLAŞILDI?
Ankara dışına çıkması yasak olan ve her ayın birinde karakolda imza atması gereken Bozkır hakkında, 6 Temmuz’da, Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yakalama kararı çıkarıldı.
Mahkeme, Bozkır’ın adli kontrol şartlarını yerine getirmediğinin tespit edildiğini belirtti.
Gazeteci Müyesser Yıldız’ın edindiği bilgilere göre, Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, 24 Mayıs’ta Bozkır’ın evinin bulunduğu bölgedeki İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne, Bozkır’ın kendilerine başvurup başvurmadığını sordu. 26 Haziran’da ise Bozkır’ın 1 Haziran’da imza atmaya gelmediğine dair bir tutanak tutulup İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gönderildiği ortaya çıktı. Yani Bozkır’ın adli kontrol tedbirini ihlâl ettiğinin tam 25 gün sonra fark edildiği anlaşıldı.
Hablemitoğlu davası kapsamında, Bozkır hakkında, tutuklamaya yönelik yakalama kararının çıktığı gün ise 10 Haber’den Ersin Eroğlu’na konuşan Bozkır’ın avukatı Hacer Ural, Soğan TIR’larından verilen cezaya itiraz ettiklerini ve itirazlarının reddedildiğini belirtti. Dosyayı istinafa taşıyacaklarını da ekleyen Ural, Bozkır’ın tutuklama kararının ardından cezaevine girip girmediğini sorusuna ise “Bilmiyorum” diye yanıt verdi.
3-FİRARDAN SONRA YAKINLARINA NE SÖYLEDİ?
Gerçek Gündem’in, yakın çevresinden edindiği bilgilere göre Bozkır, “Ben günah keçisi seçildim, en üst seviyeden hiçbir indirim yapılmaksızın bana ceza verildi. Kararın bozulması durumunda teslim olacağım” diyordu.
Peki hakkında “Silahlı Terör Örgütlerine Silah Sağlama” suçundan 26 Mayıs’ta 21 yıl hapis cezası verilen, 5 gün sonra karakola gidip imza atması gereken Bozkır nasıl oldu da kayıplara karıştı?
26 Mayıs’ta Soğan TIR’ları dosyasında tutuklama kararı verilen Bozkır hakkında, 6 Temmuz’da da Hablemitoğlu davası kapsamında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı. Peki MİT tarafından Ukrayna’da yapılan operasyonla Türkiye’ye tabut içerisinde getirilen, 25 gün işkence gördüğüne dair rapor ortaya çıkan Bozkır, 26 Mayıs’tan 6 Temmuz’a kadar neden takip edilmedi? Ona birileri kaç mı dedi, kaçmasına göz mü yumuldu?
Bozkır’ın şüpheli firarına dair soru işaretleri, Hablemitoğlu davasında geçen ifadeler, Soğan TIR’ları dosyasında yer alanlarla birleşince daha da artıyordu.
Peki dosyalarda neler yer alıyordu? Bozkır’ı firara götüren maddeler nelerdi?
4-BOZKIR’IN YARGILANDIĞI DOSYALARDA NELER YAŞANDI?
FETÖ lideri Fethullah Gülen ve emekli Albay Levent Göktaş'ın da aralarında bulunduğu 10 sanık hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, 21 Kasım'da Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti. İddianamede, Gülen, FETÖ yöneticilerinden Mustafa Özcan, Aydın Köstem ve eski MİT’çi Enver Altaylı, Hablemitoğlu'nu tasarlayarak öldürmeye azmettirmekle suçlandı.
Levent Göktaş, emekli yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ve emekli binbaşı Fikret Emek'in Hablemitoğlu'nu "tasarlayarak öldürdükleri" öne sürüldü. İddianamede, ayrıca Göktaş'ın "örgüt kurmak" suçundan, Mumcuoğlu ve Emek'in ise "suç örgütüne üyelik"ten cezalandırılmaları istendi.
İŞKENCE RAPORU ORTAYA ÇIKTI
Savcı Zafer Ergün’ün soruşturmasını yürüttüğü ve iddianamesini yazdığı dava sürecinde, duruşmalarda dinlenen tanıklar, çapraz sorgularla ortaya çıkanlar, MİT’in sanık Nuri Gökhan Bozkır’a yaptığı işkenceye dair rapor, davanın üzerindeki soru işaretlerini artıran noktalardı.
Davanın sanıklarından Levent Göktaş'ın avukatı Hüseyin Ersöz, soruşturma sürecindeki eksikliklere vurgu yaparken, bir diğer sanık Mehmet Narin'in avukatı Vural Ergül ise yaptığı açıklamada, iddianamenin dayanağı haline getirilen ifadeleri veren Nuri Gökhan Bozkır’a yapılan MİT işkencesinin seyri değiştirdiğine dikkat çekti.
5-ERGENEKON KUMPASÇISI, HABLEMİTOĞLU SORUŞTURMASINA NASIL DAHİL OLDU?
Ergün’ün 2022 Kasım’da tamamlanan Hablemitoğlu cinayeti iddianamesinde, öne çıkan isim ise Nuri Gökhan Bozkır’dı. Bozkır, soruşturma sürecinde verdiği savcılık ifadelerinde, FETÖ kumpası Ergenekon davasında “Ergenekon’un 1 numarasını tanıdığını” ileri süren ve tanık da olan Zihni Çakır’ın telkinleriyle hareket ettiğini belirtti.
Bozkır duruşmalarda, Zihni Çakır ile iddianameyi yazan savcı Zafer Ergün ile sık sık görüştüğünü öne sürdü ve “Zihni Çakır dosya içindeki evrakları bana gönderip sorular sorardı. Bal köpüğü renkte bir aracın fotoğrafını da gönderip sanıklardan Tarkan’ın gönderip göndermediğini sormuştu” dedi.
6-AYM ÜYESİ İDDİANAMEDE VE DURUŞMALARDA NASIL SUÇLANDI?
Bozkır, 14 Mart’taki duruşmada gerçekleştirilen çapraz sorguda ise iddianameye de yazılan savcılık ifadesinde geçen, 2014 yılında yani Ukrayna’ya kaçmadan bir yıl önce Berat Albayrak’a yakınlıklarıyla anılan dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili İrfan Fidan ve dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan ile görüşmesini de anlattı.
Bozkır duruşmalarda, silah ticaretinden, Ukrayna’da kendisini ziyarete gelen iktidara yakın iş insanlarına kadar birçok konuda açıklamalar yaptı. İrfan Fidan ve Mustafa Çalışkan ile MİT TIR’ları ve Hablemitoğlu suikastı üzerine bilgiler verdiğini söyleyen Bozkır, çapraz sorgusunda Fidan’a gizli tanık verdiğini de belirtti.
SABAH GRUBU DA YER ALDI
Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın başında bulunduğu Turkuvaz Medya’ya bağlı Sabah gazetesinin haber koordinatörü Abdurrahman Şimşek’in, Ukrayna’dayken kendisini ziyaret ettiğini söyleyen Bozkır, “2020 yılı şubat ayında Abdurrahman Şimşek yanıma geldi. Benim şoförüm aldı onu havaalanından. İş yerime geldi. Elinde soruşturma dosyasından bilgiler vardı. Bana gösterdi. Bana ‘2 yıl yatarsın çıkarsın’ dedi” diye konuştu.
Öte yandan, Bozkır, iktidara yakın olan ve geçmişteki birçok siyasi davada ismi geçen Şimşek ile Çakır’ın soruşturma savcısıyla görüştüğüne yönelik ifadeleri ilerleyen duruşmalarda kanıtlandı. Bozkır 15 Mayıs’taki duruşmada, “Altaylı ve Mustafa Özcan ismini bana veren Çakır’dır. Ben bu isimleri bilmiyordum. Bana o verdi hatta Ferhat Ünlü ve Abdurrahman Şimşek’in de bu konuda yazdıklarını bana söyleyen Çakır’dır” dedi. Duruşmada, Nuri Gökhan Bozkır’ın, Zihni Çakır ile yazışmaları gösterildi.
Bozkır hakkında çıkan işkence raporu da soruşturmanın çarpıklığını gözler önüne serdi. Nitekim dosyadaki tutuklu sanıklar hakkında herhangi bir kanıt bulunmadığına yönelik tutumla tahliye kararı verildi.
7-IŞİD’E GÖNDERİLEN SİLAHLAR: SOĞAN TIR’LARI DOSYASINDA NELER OLDU?
Bozkır’ın yargılandığı Soğan TIR’ları davası da bir o kadar dikkat çekiciydi. Dosyadaki kim sanıklar, kendilerini MİT’çi, devlet görevlisi olarak tanıtan “örgütün”, 2015 yılında soğan çuvallarıyla gizlenmiş patlayıcı maddelerin terör örgütü IŞİD’e sevkiyatının yapıldığını ifade etti.
Tarih, 8 Eylül 2015’ti. Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde bir TIR durduruldu. TIR’ın dorsesinde soğan çuvalları arasına gizlenmiş tonlarca patlayıcı madde ele geçirildi. Patlayıcı maddelerin iç savaşın çıktığı Suriye’de terör örgütü IŞİD’e gönderileceği ifade edildi. Yapılan soruşturma kapsamında, Mesut Doğanay’ın Afyon’un Evciler İlçesi Taşlıburun Köyü’ndeki, merkezi Denizli’de bulunan Trend Madencilik şirketine ait patlayıcı madde deposundan silah sevkiyatı yapıldığı ortaya çıktı. Olaya ilişkin Dazkırı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. 2017 yılında hazırlanan iddianamede, IŞİD’e silah sevkiyatı yapan örgütün başında Bozkır’ın, emekli polis Mesut Doğanay, Arif İzzet Sarıtaş, üsteğmen Ahmet Yasin Güneş ve Mehmet Oktar’ın da yönetici pozisyonunda olduğu ifade edildi.
8-SORUŞTURMADA KİMLER YER ALDI? İSTİHBARAT İDDİALARI NEYDİ?
Ancak hazırlanan iddianamede, yönetici pozisyonundaki Bozkır, Doğanay, Sarıtaş ve Oktar hakkında “Silahlı Terör Örgütlerine Silah Sağlama” suçundan ceza istenirken, TSK’daki görevi 2017’de biten eski üsteğmen Ahmet Yasin Güneş dosyada sanık yapılmadı. Güneş bu süreçte tutuksuz olarak hayatına devam etti. Örgütün yöneticisi olan Nuri Gökhan Bozkır ise soğan TIR’ları soruşturması sırasında Ukrayna’daydı.
Birleştirilen dosyalar kapsamında, 2019 yılında Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, tutuklu olan yönetici pozisyonundaki Doğanay, Sarıtaş ve Mehmet Oktar’ın da aralarında olduğu isimler hakkında silahlı terör örgütüne silah sağlama suçundan hapis cezasına mahkum edildi.
Bu süreçte ise tutuklu sanıklar, silah sevkiyatın sorumlusunun Ahmet Yasin Güneş olduğuna, iddianamelerde hakkında ciddi suçlamalar olmasına rağmen neden bir işlem yapılmadığına değindi. Dosyadaki kimi sanıklar ise sevkiyat sırasında silah olduğunu bilmediklerini, yönetici pozisyonundaki kişilerin devlet için çalıştıklarını düşündüklerini, Bozkır ve Oktar’ın MİT ile irtibatlı olduklarını söyledi.
BOZKIR TÜRKİYE’YE GETİRİLDİ, DOSYA HIZLANDIRILDI
Aradan yıllar geçti, soğan TIR’ları davasında hapis cezaları çıktı, yönetici pozisyonundaki Ahmet Yasin Güneş’e ise dokunulmadı. 24 Eylül 2021 tarihinde ise Ahmet Yasin Güneş hakkında Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Silahlı Terör Örgütlerine Silah Sağlama” suçundan iddianame hazırlandı. Güneş hakkında açılan davadan 4 ay sonra ise soğan TIR’ları davasında firari olduğu için cezası henüz verilmeyen Nuri Gökhan Bozkır MİT tarafından yakalanıp Türkiye’ye getirildi.
Hakkında dava açılan Güneş, Bozkır Türkiye’ye getirilmeden 2 ay önce Ankara Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’nde dikkat çeken ifadeler kullandı. Ankara Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi bu savunmayı soğan TIR’ları davasında hükmü veren Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.
9-SOĞAN TIR’LARI DAVASI SANIĞI KİMİ İŞARET ETTİ?
Güneş, 22 Kasım 2021’deki beyanında, AYM Üyesi İrfan Fidan’ın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda bulunduğu dönemde, kendisiyle yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdiğini iddia etti. Güneş, astsubay öğrencileri bölük komutanı olarak görev yaptığı 2012-2017 yılları arasında İrfan Fidan’ın kendisine “FETÖ’cü öğrencileri rapor et” görevi verildiğini öne sürdü. Bozkır, birçok FETÖ davasında bu doğrultuda gizli tanıklık yaptığını ifade etti. Ancak Güneş, hangi davalarda gizli tanıklık yaptığını ve Fidan ile nasıl tanıştığını ve talimatla neden hareket ettiğini anlatmadı.
Nuri Gökhan Bozkır’ın komutan hocası olduğunu söyleyen Güneş, kendisine hayranlık duyduğunu anlattı. Fidan’ın bilgisi dahilinde, Bozkır’ın başında olduğu silah sevkiyatını takip ettiğini söyleyen Güneş, silah sevkiyatı yapılmadığına dair istihbaratı Fidan’a ilettiğini öne sürdü.
10- BOZKIR HAKKINDA CEZA: GEREKÇELİ KARARDA NELER YER ALDI?
26 Mayıs’taki karar duruşmasında, Bozkır’ın, IŞİD’e silah gönderdiği tespit edilen suç örgütünün lideri olduğu ifade edildi ve 21 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bir diğer sanık Ahmet Yasin Güneş de IŞİD’e silah gönderdiği ifade edilip hapisle cezalandırıldı. Ancak Güneş’in cezasına indirim yapıldı ve 15 yıl hapis cezası verildi.
IŞİD’e silah gönderdiği ifade edilen Bozkır tutuklanırken Güneş hakkında tutuklama talep edilmemesi dikkat çekiciydi. Gerekçeli kararda Güneş’in itiraf gibi beyanları mevcuttu.
Gerekçeli kararda, Güneş’in mahkemedeki savunmasında, MİT TIR’ları davasında gizli tanıklık yaptığını, MİT TIR’ları davasına bakan şimdiki AYM Üyesi İrfan Fidan ile sık sık irtibatta olduğuna dair ifadeleri yer aldı.
“GİZLİ TANIKLIĞIM İFŞA OLDU”
Güneş, gizli tanıklığının ifşa olduğunu, o dönemde Fidan’ın kendisine ulaştığını, kendisine Bozkır’ı sorduğunu, Bozkır’ı takip etmesi talimatı verildiğini belirtti. Güneş, Soğan TIR’ları davasındaki sanıkların birkaçını MİT mensubu olarak tanıdığını öne sürdü.
Gerekçeli kararda, IŞİD’e tonlarca soğan arasında patlayıcı madde sevk eden suç örgütünün içerisinde Güneş’in de yer aldığı Bozkır ile bir araya geldikleri, sevkiyatları koordineli bir şekilde yaptıkları ifade edildi.
Kararda yer alan bir tanık beyanında da “Bana sormuş olduğunuz ve göstermiş olduğunuz Nuri Gökhan Bozkır ve Ahmet Yasin Güneş'i tanırım. Ahmet Yasin Güneş daha önceki ifadelerimde de ifade ettiğim gibi iddianameye konu işin planlayıcısı ve finansörüdür. Ben kovuşturma aşamasındaki ifadelerimde bu konuyla ilgili ifadelerimde beyanda bulunmuştum” ifadeleri yer aldı.
Ancak Bozkır hakkında tutuklama kararı verildi, Güneş’e ise 15 yıl cezaya rağmen dokunulmadı, üstelik Türkiye’nin gündemine oturan MİT TIR’ları davasında IŞİD’e silah gönderen birinin gizli tanık yapıldığına dair ifadeler ortaya çıktı.
Hem Hablemitoğlu cinayeti hem de Soğan TIR’ları dosyalarında, devletin en kritik noktalarında görevde olanlara dair ciddi ithamlar vardı. Dosyaların kara kutusu olarak ise Nuri Gökhan Bozkır görülüyordu. Bozkır, mahkeme kararına göre, hem IŞİD’e silah gönderen biriydi hem de Hablemitoğlu cinayetinin faillerinden biri olarak görülüyordu. Peki tüm bu karanlığın içinde Bozkır’ın bir anda ortadan kaybolması kimin işine gelirdi?