İYİ Parti Lideri Dervişoğlu'ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'Öcalan' Çağrısı
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partililerle bir araya geldi. Açıklamalarda bulunan Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü lideri Abdullah Öcalan çağrısını hatırlatarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslendi. Dervişoğlu, "Gücün yetiyorsa Recep Tayyip Erdoğan senin yetkin var Abdullah Öcalan'ı istediğin zaman affedebilirsin" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin İstanbul 3. Bölge teşkilat mensuplarıyla kahvaltı programında bir araya geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü lideri Abdullah Öcalan çağrısını hatırlatan Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi.
Dervişoğlu, "Abdullah Öcalan’ın serbest kalmasının gerekliliğine vurgu yapıyorlarsa o zaman buradan sesleniyorum. Gücün yetiyorsa Recep Tayyip Erdoğan senin yetkin var Abdullah Öcalan'ı istediğin zaman affedebilirsin ama Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir genel affa geçit vermeyeceğiz" dedi.
'ERDOĞAN’I İZLEMEKTEN YORULDUM'
Türkiye’nin zor günler geçirdiğini ve sorumluların da bu zamana kadar yaşananlardan kendi payını almadığını söyleyen Dervişoğlu; “Artık Tayyip Erdoğan’ı izlemekten yoruldum. Doğrusunu isterseniz dinlemekten de sıkıldım. Sabah yine televizyonu açtım diyor ki işin zor tarafını geride bıraktık. Şimdi kolay tarafına geçtik. 22 sene sonra Tayyip Erdoğan zoru kolaylaştıracak hale gelmiş… Çiftçi toprağa düşürdüğü terin karşılığını alamıyor, ürününü tarlasında bırakıyor. Emekli dul yetim tenceresini kaynatamıyor, evlatlarımız hastanelerde öldürülüp katlediliyor, devletin esirgeme kurumlarına emanet ettiğimiz çocuklarımız tecavüze uğruyor ya da katlediliyor gençler geleceklerinden umudunu yitirmiş vize kuyruklarında istikbal arıyor Tayyip Erdoğan çıraklık dönemini bitirmiş ustalık dönemi için anayasaya aykırı olarak milletten yeniden yetki istemeye kalkışıyor. Buna sonuna kadar hayır diyeceğiz ve Türkiye’yi bugün getirdiği bu olumsuz noktadan, bu karanlıktan kurtarmak gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya bulunduğumuz asla unutulmamalıdır” dedi.
HÜKÜMETE SURİYE TEPKİSİ
Suriye'de Esad rejimi karşıtı silahlı grupların Halep üzerinden başlattığı çatışmalara ve bu çatışmaların sosyal medyadaki yansımalarına değinen Dervişoğlu şöyle konuştu:
“Dün sosyal medyayı takip eden arkadaşlarımız bana bazı paylaşımları getirdi. Diyorlar ki Halep 82, Lazkiye 83 olacakmış. Halep denen yerde üzülerek ifade ediyorum ki selefi cihatçı örgütler Suriye’nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırabilecek bir hamlede bulundular. Türkiye'nin bu gruplarla bir anılmasını temin edecek her türlü girişimden azami ölçüde uzak durmak mecburiyetindeyiz. HTŞ denen örgüt Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Türkiye tarafından terörist ilan edilmiş bir örgüttür. Şimdi güney sınırımızda Türkiye’yle bir terör örgütünü sınırdaş yapan hükümet bununla övünmek yerine kendinden utanmak mecburiyetindedir.
Türkiye’nin bunu hak etmediğini ve batı emperyalizminin önümüze koyduğu plan ve projelerin kölesi durumuna düşürülen bazı çevrelerin yön göstermeleri ve yönlendirmeleriyle Türkiye’nin başına çok büyük bir bela açıldığını ifade eden Dervişoğlu; “Şimdi Türkiye’nin içinde yaşandığı iddia edilen terör sorununun çözülebilmesi temin için de farklı farklı adımlar atmaya yönelik birtakım marazi hamleler geliştirilmektedir. Bunlardan bir tanesi Abdullah Öcalan’ın bölge coğrafyasında yaşanan gelişmelerde önemli aktörmüş gibi sunulması ve onun ortaya koyacağı duruşla bölgede barışın, huzurun ve sükunun sağlanacağına yönelik bir iddianın yaşama geçirilmiş olmasıdır.”
'MİLLÎ DELİLİK ALAMETİ'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ı TBMM grup kürsüsüne davetini hatırlatan Dervişoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:
“Abdullah Öcalan’ın Suriye’de; Suriye Demokratik güçlerini, Suriye’nin kuzeyinde YPG’yi ve PYD’yi istediği gibi sevk ve idare edebileceğini düşünmek akıl dışılıktan öte, bir millî delilik alametidir. Bu ülkeyi yönetenlerin delirmişliğinin ifadesidir. Hatta üstüne üstlük bir de Abdullah Öcalan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsüne taşınarak, terör örgütüne silah bırakma çağrısı yapmasını temenni etmek; Türk milliyetçiliği davasının mayasıyla günümüze gelmiş siyasi partilere ve o siyasi partileri yönettiği iddiasında bulunanlara zulümdür, utançtır. Biz içinden çıktığımız bu yapının bugün takındığı tavra utanıyor ve üzülüyoruz. Ama bunun arkasında bir gerekçe olsa gerektir diye düşünüyoruz. Acaba ne yapılmak istenmektedir? Ne planlamak istenmektedir? İmralı'da hükümlü bir cani başının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getirilerek bir şerefli kürsüden millete ya da partisine hitap ettirilmeye kalkışmasının ardından yatan gerçek acaba ne olacaktır diye düşünmemiz lazımdır. Abdullah Öcalan Ankara’nın herhangi bir semtinde oturmuyor. Abdullah Öcalan İmralı’da tutuklu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelebilmesi için umut hakkından yararlanabilmesi için öncelikle serbest bırakılması icap ediyor. Biz İYİ Parti olarak bütün dava arkadaşlarımızın direnciyle açık ve net olarak ifade ettik. Bizim cesetlerimizi çiğnemeden o cani başı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giremez dedik. Ama gördük anladık ki iş başka yerlere doğru evriliyor.”
'GÜCÜN YETİYORSA AFFET'
Bütün bunların arkasında bir genel af planlaması olduğunun altını çizen Dervişoğlu, “bu planı yapanlara sesleniyorum” diyerek şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetenler ve onlarla birlikte hareket edenler Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasından özel bir muratları var ise ve terörün sonlandırılması için Abdullah Öcalan’ın serbest kalmasının gerekliliğine vurgu yapıyorlarsa o zaman buradan sesleniyorum. Gücün yetiyorsa Recep Tayyip Erdoğan senin yetkin var Abdullah Öcalan'ı istediğin zaman affedebilirsin ama Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir genel affa geçit vermeyeceğiz. Çünkü bu affa geçit vermek demek; Türkiye’nin başına büyük belalar ölen Fethullah Gülen Terör Örgütü yüzünden ve o terör örgütüne bağlılıkları yüzünden hapishanelerde olan FETÖ’cüleri de dışarıya çıkaracak, Türkiye’nin başına bela olmuş uyuşturucu kaçakçılarını da dışarı çıkaracak. Türkiye'nin ırzına, namusuna göz dikmiş çetelerin yöneticileri ve üyelerini de dışarıya çıkaracak. Eğer bu af planı şayet kuvveden fiile düşünceden eyleme dönüşecek olur ise; Sinan Ateş’in katilleri de, onların ayaktaşları da serbest bırakılacak. Bu tezgâha düşmeyeceğiz. Bu planın yaşama geçirilmesine asla ve kata müsaade etmeyeceğiz.”
Kaynak: Gerçek Gündem