'Meral Akşener'in iki kırmızı çizgisi var'

Habertürk yazarı Kübra Par, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İYİ Parti'ye dönük çağrısını değerlendirirken Meral Akşener'in iki kırmızı çizgisi olduğunu söyledi.

Habertürk gazetesi yazarı Kübra Par, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İYİ Parti'ye yönelik 'altılı masayı terk et' çağrısını ve Meral Akşener'in buna yanıtını değerlendirdi.

Erdoğan'ın "Onlar niye bunlarla aynı masaya düşüyor veyahut aynı konuma geliyor? Bu tabii düşündürücüdür. Hele hele böyle bir dönemde. Temenni ederiz ki bunlar da bir dönüşüm yapmak suretiyle gerek bu masayı terk etmek gerekse milli ve yerli bir duruş sergilemek üzere konumunu yeniden gözden geçirir" şeklindeki sözlerine karşın İYİ Parti lideri, şunları söylemişti:

"Biz bugüne kadar sayın Erdoğan'ın yaptığı zigzaglara alıştık. Masaya oturan açılım yapan kendileri. Biz Erdoğan ve arkadaşlarının yaptığı yerli ve milli tanımına ihtiyaç duyan bir parti değiliz. Dolayısıyla çizgisinde hiç kırıklık olmayan, dün neyi savunduysa bugün de aynı şeyi kararlılıkla savunan partiyiz. Milletimizin geleceğinin heba edildiği ortaya sürüldüğü kumar masasında, hiç olmadık bundan sonra da olmayız."

"Meral Hanım’ın siyasi duruşunda sürekli tekrarladığı iki kırmızı çizgisi var. Biri 'ucube sistem' dediği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin değişmesi, diğeri de HDP ile asla yan yana gelmek istememesi" diyen Par, şöyle devam etti:

"İlkinin Türkiye’yi otoriter bir çizgiye savurduğunu düşünüyor. İkincisini ise terörle ve bölücülükle iltisaklı görüyor, milliyetçi duruşuna ters buluyor.

Akşener’in parlamenter sisteme dönüşte ısrarı ne kadar netse, bu nedenle Cumhur İttifakı’na katılmayacağı da o kadar net. AK Parti ile ittifak yapmayacağı ne kadar netse HDP’nin olduğu bir masada oturmayacağı da o kadar net."

'DAHA ÖZGÜRLÜKÇÜ VE DEMOKRATİK BİR YÖNETİME 'TAMAM' DEMEDEN İKNA ETMESİ MÜMKÜN DEĞİL'

Par, son olarak "Cumhurbaşkanı Erdoğan yerlilik ve millilik üzerinden eski dostu Akşener’i zaman zaman yanına çekmeyi denese de parlamenter sisteme geçişe, daha özgürlükçü ve demokratik bir yönetime 'Tamam' demeden onu ikna etmesi mümkün değil" görüşünü dile getirdi.

Yazının tamamı.