MHP'den "Osman Kavala" çıkışı
MHP'li Feti Yıldız isim vermeden yaptığı açıklamada "Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz" dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Gezi Davası tutukluları ve Osman Kavala'nın durumuyla ilgili tartışmalara dahil oldu.
Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in görüşmesi öncesinde kaleme aldığı yazısında Gezi Davası ve Kavala'nın AİHM kararlarına rağmen tutuklu kalması nedeniyle Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyeliğinin tehlikeye girdiğini iddia etmişti.
Konuya ilişkin tartışmalar sürerken Yıldız sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada isim vermeden "Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Bir davada sanıkların, katılanların veya mağdurların leh veya aleyhine yargı görevi yapanlara emir vermek veya baskı yapmak veya nüfuz icra etmek, yargı görevleri yapanları ne suretle olursa olsun etkilemeye teşebbüs etmek suçtur" ifadesini kullandı.
Yıldız açıklamasında şunları kaydetti:
"Yargı yetkisi , fert, hak ve hürriyetleri sorununun ortaya çıktığı günden beri kabul edildiği üzere, bağımsız organlar tarafından yerine getirilir.
Türkiye Cumhuriyeti’nde bu yetki Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.
Görevi, konumu, sıfatı ne olursa olsun hiçbir kimse hiçbir gerekçeyle mahkemelere ve hakimlere talimat ve emir veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Hakim, olayın ve delillerin takdirinde vicdani kanısına göre hareket etmek mevkiindedir.
Hakimler ve savcılar azlonulamaz, kendileri istemedikçe anayasa da gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Bir davada sanıkların, katılanların veya mağdurların leh veya aleyhine yargı görevi yapanlara emir vermek veya baskı yapmak veya nüfuz icra etmek, yargı görevleri yapanları ne suretle olursa olsun etkilemeye teşebbüs etmek suçtur.
Bu suç şikayete bağlı değildir . Cumhuriyet savcılıkları tarafından resen soruşturulur.
Bu hareketlerin sonucunda mahkemenin etkilenip etkilenmemesi ve suç tanımı sayılan davanın sürelerinden birinin leh ve aleyhine hüküm verilip verilmemesi suçun oluşumu bakımından önem taşımaz. Bu suç bir “zarar suçu “ olmayıp “soyut tehlike suçu”dur."