Murat Yetkin: Erdoğan artık ne İsmailağa'yı ne Menzil'i kızdırmak ister; insanın aklına Berat Albayrak'ın söyledikleri geliyor
Gazeteci Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cemaat vakfındaki istismar skandalıyla ilgili 'düşük tonda' diye nitelenebilecek açıklamasını yorumladı. Yaklaşan seçimlere dikkati çeken Yetkin, "Artık ne İsmailağa'yı ne Menzil'i kızdırmak ister" ifadesini kullandı.
İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in, kızı H.K.G.'yi henüz altı yaşındayken 'imam nikahıyla evlendirmesi' ve bu çocuğun yıllarca cinsel istismara maruz bırakılmasına tepkiler sürüyor.
İktidar kanadının sessizliği kamuoyunda infiale neden olurken, bu süreçte özellikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın olaydan iki yıldır haberdar olduklarına dair açıklaması tepki çekiyordu.
Ancak bu durum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yorumuyla 'boyutlandı.'
Yaşananları 'kızımızın erken yaşta evliliği' olarak özetleyen AKP lideri, devamında da "Şu ana kadar arkadaşlarım gereken gayretleri gösterdiler, gereken çalışmaları, ilgili bakanlarımız yaptılar. Ama bunları görmezden gelen bir muhalefet söz konusu. Her şeyden önce günümüz şartlarında 13 yaşında nişan, 14 yaşında evlilik gibi bir durumu kabul edebilmemiz asla mümkün değildir. Hele hele daha küçük yaşlardaki istismar iddiaları tam bir faciadır" ifadesiyle 'imam nikahı' dememeye özen gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu sözlere eleştirisiyse sert oldu: "Erdoğan 'Çocuğun erken yaşta evlendirilmesi' mi dedin sen? Ne evlendirilmesi, ne anlatıyorsun sen! 6 yaşında çocuk sistematik tecavüze uğradı, şürekan yıllarca sümenaltı etti. Yakalandın, hem de fena yakalandın."
Gazeteci Murat Yetkin, gelişmeleri yetkinreport.com'da yayınlanan 'Erdoğan artık ne İsmailağa ne Menzil’i kızdırmak ister' başlıklı yazısında değerlendirdi.
"(...) Kılıçdaroğlu herhalde kızgınlığından yanlış alıntı yapmış. Cumhurbaşkanımız 'evlendirilmesi' dememiş, 'evliliği' demiş. Boşuna Emine Erdoğan’ın gerisinde söylemiş demiyorum.
Ama şunu da belirteyim. Erdoğan’ın sözlerinde 'günümüz şartlarında' demesi dahi tekfirci siyasi İslamcıları kızdırabilir; 'Ne demek günümüzde?' diye Erdoğan’ı da hedefe koyabilirler.
Oysa Erdoğan’ın 2023 seçiminde ilk turda yüzde 50+1’i bulup seçilmeyi arzuluyor. Armudun sapı, üzümün çöpü demeden her bir oya ihtiyacı var.
'İSMAİLAĞA CEMAATİNİ KIZDIRMAK'
Erdoğan ve AK Parti yüzde 50+1 oy cenderesine iktidarı borçlu oldukları MHP lideri Devlet Bahçeli’nin destek şartlarından biri olarak katlanıyor.
İsmailağa Cemaati, İskenderpaşa ve Erenköy Cemaatleriyle birlikte Nakşibendiliğin İstanbul’daki üç örgütlenmesinden biri.
İskenderpaşa bir süredir öne çıkmıyor. Çıkmasına da gerek yok zaten. 1960’lardan bu yana muhafazakâr siyasette yükselip ülke yönetiminde yer alan pek çok ismin yolu İskenderpaşa’dan geçmiştir.
Erenköy Cemaati'nin zaten CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı 2019 İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinden bu yana Erdoğan ve AK Partiyle netameli ilişkisi, son yaşanan BİM zincir marketler olayıyla ağır hasar almış durumda.
Dahası, İsmailağa Cemaati daha çok Karadenizliler arasında örgütlü ve etkili. İsmailağa’yı da kızdırıp küstürmenin maliyeti çok ağır olabilir.
Erdoğan'ı Kadına Şiddete Karşı İstanbul Sözleşmesinden çekilmesiyle sonuçlanan kampanyayı İsmailağa başlatmıştı.
'ELİNİ VERİP KOLUNU KURTARAMAMAK'
Erdoğan adeta bu cemaatlere elini vermiş kolunu kurtaramaz görünüyor. Çoğul konuşmam benzeri bir durumun Doğu ve Güneydoğu’da örgütlü Nakşibendi kolu olan Menzil Cemaati için de geçerli olması. İrili ufaklı başkaları da var.
'İNSANIN AKLINA BERAT ALBAYRAK'IN SÖYLEDİKLERİ GELİYOR'
Daha önce 'Kıblemiz bir' diye diye Fethullahçı örgütlenmeyi devletin ve toplumun içinde benzer şekilde yükseltmişti Erdoğan. Sonucunu biliyoruz: 15 Temmuz 2016 kanlı kalkışması. Şimdi onlar gitti, yerini bu ve benzerleri aldı.
İnsanın aklına Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın 2020’de Hazine ve Maliye Bakanlığını bırakıp giderken söyledikleri geliyor: 'At izi it izine karıştı. Allah sonumuzu hayretsin'. "