Özel'den 'Terörsüz Türkiye' Çıkışı: 'Hepiniz CHP'nin Durduğu Noktaya Geldiniz'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. CHP'nin terörle mesafesini daima koruduğunu söyleyen Özel, "Hepiniz CHP'nin durduğu noktaya geldiniz. Tarih bizi tescilledi." diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump'ın telefon görüşmesiyle ilgili konuşan Özel, "Trump'a Filistin'le ilgili ne dedin? Bir şey dedin mi, dediysen niye yazmaya korkuyorsun, demediysen bunu nasıl söylemiyorsun? Ama şunu biliyoruz ki nisan sonunda randevu istiyorsan Trump'a laf etmeyeceksin, Filistin'e sahip çıkmayacaksın. Yani buradaki iktidarını sürdürebilmek için dışarıdaki tek umudu Trump'a tutunabilmek için Filistin davasını satıyorsa Erdoğan yazıklar olsun!" dedi.
Terörsüz Türkiye istediklerini söyleyen Özel, "'CHP terörle arasına mesafe koysun' diyorlar. Hepiniz CHP'nin durduğu noktaya gelmişsiniz, tarih bizi tescillemiş. Net cevap veriyorum. Biz terörsüz Türkiye'nin baş savunucusuyuz." diye konuştu.
Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Bolu'da Kartalkaya Grand Otel'de facia yaşandı. Bütün aileleri ziyaret ediyoruz. Bilirkişi raporunu hepsi biliyor. O rapora korsan diyen Adalet Bakanı'nı da biliyor. İşine gelmeyenlerin adalet korsanlığıyla o raporu nasıl çaldıklarını da biliyor.
İliç maden faciası için dün duruşma vardı. Bir tane kamu görevlisi yargılanmadı. İliç'e adaleti getirmek, bundan bir sonraki iktidara yani CHP'ye kaldı.
İsrail maalesef dün akşam ateşkesi bozdu. Buraya gelirken katliamda ölenlerin sayısı 404'e ulaştı. Çok Sayıda kadın ve çocuk hayatını kaybetti. Niye bozdun sen bunu? 'Bütün rehineleri teslim etmediler, ABD'nin tekliflerini reddediyorlar' diye. Gazze'ye Trump oteller tesisler yapacak, orayı turizme açacak İsrail'le birlikte. Böyle bir şey konuşulduğunda Almanya insanlık suçudur dedi. Yanında Sayın Erdoğan, ağzını açmadı, günlerce sustu.
"TRUMP'A FİLİSTİN'LE İLGİLİ NE DEDİN?"
Ben bugün Trump'a karşı bir söyle diyorum. Önceki gün Trump'la telefonda görüştü. Hepimiz bekliyoruz ki İsrail'e karşı sert bir dil, Filistin'i sahiplenen bir duruş ve Trump'a meydan okuyuş... Bizimkilerin açıklamasında bir kelime Filistin'in F'si yok, İsrail'in İ'si yok. Barış yok, ateşkes yok, bağımsız Filistin yok.
Böyle görüşmelerden sonra açıklama yapılır. Karşı taraftan açıklama yok. Bugün akşam iftarda çıkacaksın kürsüye, Trump'a Filistin'le ilgili ne dedin? Bir şey dedin mi, dediysen niye yazmaya korkuyorsun, demediysen bunu nasıl söylemiyorsun? Ama şunu biliyoruz ki nisan sonunda randevu istiyorsan Trump'a laf etmeyeceksin, Filistin'e sahip çıkmayacaksın. Yani buradaki iktidarını sürdürebilmek için dışarıdaki tek umudu Trump'a tutunabilmek için Filistin davasını satıyorsa Erdoğan yazıklar olsun!
İKRAMİYE TEPKİSİ
Emekli ikramiyesi 22 bin lira olsun, 4 bin liraya yokuz kardeşim! Emekli, 2018 yılında bin lira ikramiyeyle 25 kilo bayram şekeri alırken bugünkü 4 bin lira 6 kilo bayram şekeri alıyor. İşte emeklinin Erdoğan'ın Türkiye'yi yönetmesiyle ödediği bedel. 4 bin lirayı müjde gibi sunuyorlar. 4 bin lira müjde değildir, emekliye hakarettir. Kabul etmiyoruz.
"EV ZİYARETLERİ AZALDI"
Anket sorusu, 'Misafir ağırlama maliyetindeki artış nedeniyle aileyle yapılan ev buluşmalarının azaldığını düşünüyor musunuz'. Vatandaşın yüzde 84'ü ev gezmelerinin ekonomik zorluklardan dolayı azaldığını söylüyor. Erdoğan, kendi seçmeninin yüzde 80'inin verdiği cevap ortadayken bu memleketin yakasından düş artık.
"TERÖRSÜZ TÜRKİYE" ÇIKIŞI
Eskiden 'DEM Parti'ye bunu diyebilir misin, şunu diyebilir misin? DEM Parti'yle nasıl el sıkışırsın...' Şimdi oraların çok ilerisindeler. Geçmişte dedikleri lafları çıkarıp yüzlerine vursan... Bizim işimiz tutarsızlıklarını yüzlerine vurmak değil, CHP'nin tutarlılığının haklı olduğunu bilmek bize yeter. Ama o da ne? 'CHP terörle arasına mesafe koysun' diyorlar. CHP terörle arasına mesafe koymada herkesin takdirini kazanmış, hepiniz CHP'nin durduğu noktaya gelmişsiniz, göreceğiz devamında o adımları atabilecek misiniz ama tarih bizi tescillemiş. Net cevap veriyorum. Biz terörsüz Türkiye'nin baş savunucusuyuz. Terörün, şiddetin hepsine karşıyız. Biz mafya terörüne de karşıyız. Siz karşı mısınız, bu soruyu soranlar!
Terörsüz Türkiye'ye CHP cesaret ediyor mu? Söylüyorum! Terörsüz Türkiye istiyorum, güven içinde Türkiye istiyorum. Terörün de mafyanın da kökü kazınsın istiyorum.
Bu yaptıklarınızı Zekeriya Öz yapardı, sonra sınırdan sıçan gibi kaçtı. Gece rahat uyuyorum diyen bir tane savcıya lafım yok. Siyasete alet olanlara diyorum ki bu yaptıklarınız eninde sonunda mahkemelerde hesap vereceğiniz günlerde ve mahşerde yakanızı bırakmayacak. Kul hakkı yiyorsunuz bunun bedelini ödeyeceksiniz.
"SİYASİ YASAK GETİRMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Şimdi gelmişler bir yandan altı farklı dava ile Ekrem Başkan’a siyasi yasak getirmeye çalışıyorlar. Avrupalılar duyuyor, inanamıyorlar. Bir de ‘Diploma, neymiş o?’ diyorlar. Vallahi Almancaya, İngilizceye tercümesi yok bunların burada yaptıklarının. Ekrem Başkan’a daha önce ‘Elini arkana bağlayarak yürüdün’ diye soruşturma açmışlardı. Daha beteri 35 yıl önce üniversiteden aldığı diplomaya dava açtılar. Ve şimdi eli kulağında, yarın umuduyla bekliyorlar ki o diplomayı iptal edilsin.
Bakın elimde İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün Ekrem Başkan’ı çağırdığı gazete ilanı var. Ekrem Başkan’ı çağırdığı. Sırf o mu? Bir yıl önce 50 kişi, o sene onunla birlikte 50 kişi, sonrasında bir 40 kişi. İlan veriyor İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nden. Diyor ki, 90-91 eğitim yılında yatay geçiş yoluyla öğrenci kabul edeceğiz. 14 Eylül 1990 Cuma gününe kadar bize başvurun. Ekrem Başkan gazete ilanını görüyor, geçen yıl kendi okulundan kabul edilenleri de biliyor. Ve oraya başvuruyor. Bakın başvuruyu yaparken gerekli belgeler var.
Diyorlar ya, ‘Yazı Türkiye’ye aitti, Türkiye’deki üniversiteler içindi.’ Diyor ki ‘Yurtdışından yapılan başvurular da.’ Diyorlar ki, ‘Başvurdu ama o zaman denk miydi, tanınıyor muydu?’ Onunla ilgilense der ki ‘Denklik listesindekilerden’ der. Hepsini YÖK ilan ediyor. Ama YÖK diyor ki ‘Yurt dışından yapılan başvurularda adayın ayrılacağı yükseköğretim kurumunu tanıtan katalog veya benzeri dokümanların da eklenmesi’ diyor. ‘Nereden geliyorsan bileyim, oranın özelliklerini tanıtanı da sen bana ver, ona göre karar vereyim’ diyor. Bundan 35 yıl önce İstanbul Üniversitesi ilanına çağırmış, başvuruyu almış, değerlendirmiş.
Hatta ‘İki ders hariç, geri kalan dersleri baştan alacaksın’ demiş. Sebebi, burada dört saat verilen ders, orada üç saatmiş. Buradaki içerik orada yokmuş. Bu üniversitenin öğrencilerine yetişmen için. İki ders hariç tamamını almış, mezun olmuş, diploma almış. Bu üniversitenin kapısında kuruluşu yazıyor. Ambleminde bugünkü kullandığımız rakamlarla, orada Roma rakamlarıyla. 1453. İstanbul’un fethedildiği sene kurulmuş üniversiteden bahsediyoruz. O üniversiteye şimdi diyorlar ki ‘35 yıl önce yaptığın çağrıyı inkar et. Birisi yüzünden hepsinin diplomasını iptal et.’ Bu üniversitenin dünyada saygınlığı mı kalır, Türkiye’de saygınlığı mı kalır? Üniversitede kişisel namusuna da, kurumunun namusuna ve kurumsallığına sahip çıkanlar duruyorlar, onların üzerine inanılmaz baskılar kuruyorlar.
Düşünün ki Cumhuriyet Başsavcısı Savcısı, birkaç hafta önce yollamış. Yazı yolluyor ‘Ne oldu, hadi işlem yap’ diye. ‘İşlem yap’ diye yolladığında haber oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ‘diploma iptali yazmadı’ diye hemen düzeltme yaptılar, ‘Diploma iptali dahil bütün işlemleri yap demek istedik’ diye. Oradaki insanlar aynı Kartalkaya‘daki yedi kişilik bilirkişi gibi, kişisel ve şahsi onurlarına sahip çıkmak üzere böyle bir rezalete alet olmuyorlar, direniyorlar. Kendilerini, tarih önündeki bu onurlu duruşlarını kararlılıkla sürdürmeye davet ediyorum. Onların arkasında kim olursa olsun, sizin arkanızda Türkiye Cumhuriyeti’nin tamamı olacaktır. Namuslu bütün vatandaşlar duracaktır.”
HÜDAPAR'A 'FATURALARI GÖSTER' ÇAĞRISI
Bir önemli konuyu hatırlatıp, bir partinin genel başkanı ya öğleden sonra istifa edecek ya da o partinin genel başkanı, bizim nasıl doğru söylediğimizi tescil edecek. Partilerinin tüzüğüyle, anayasayı değiştirmek istemeleriyle, Cumhuriyet’in kurucu kadroları ile olan sorunlarıyla kendilerine fevkalade mesafeliyiz. Aynı cümle içinde onların adını kolay kolay anmam. Ama Bursa Büyükşehir‘de yapılan yolsuzlukları anlatırken, özel kalemden normal günlerde, normal zamanlarda temsil ve ağırlama gideri için kullanılacak paraların, seçim zamanında ya da siyasi partilere harcandığını, bu konuda özel kalem kayıtlarının olduğunu ifade etmiştim. Ve özel kalemden AK Parti özel buluşma, AK Parti İl Başkanlığı’na giden paketler, AK Parti binasındaki kokteylin giderleri, AK Parti temayül yoklaması, Ankara’nın istediği promosyonlar gibi harcamaların yanında HÜDAPAR kongre yemek bedeli, Ülkü Ocakları yemek bedeli, Büyük Birlik Partisi yemek bedeli, DSP‘nin lansmanı, TÜGVA’nın yemek bedeli, MHP Kemalpaşa harcamaları diye başlıklar olduğunu, faturalar olduğunu ve ödendiğini söylemiştim.
Ne DSP‘den ve MHP’den de TÜGVA’dan, ne Ülkü Ocakları‘ndan herhangi bir ses çıkmadı. Sustular, çünkü biliyorlar ki söylerlerse belgesi ortada. Kendilerine ‘Hadi bakalım bu masrafın senin tarafından ödendiğini göster’ deyip Bursa tarafından ödendiğini ispatlayacağız. Bu konuda ben Bursa Cumhuriyet Başsavcısı‘na ‘Harekete geçin’ demiştim. HÜDAPAR’ın Genel Başkanı geçmiş. Dedi ki ‘Eğer ispatlarlarsa, bizim kongremize, kurultayımıza, bir kuruş verilmedi. Bizim için bir şey harcanmadı. Asla Bursa Büyükşehir’den ne yemek bedeli, ne bir başka şey almadık. İspatlasın, istifa ederim’ dedi. Şimdi ben HÜDAPAR’ın Genel Başkanı’na tarih 1 Eylül 2023, HÜDAPAR kongre. Tarih 8 Ekim 2023, HÜDAPAR kongre. Tarih 16 Aralık 2023, HÜDAPAR salon. Karşısında fatura numaraları var, göstereceğim.
Sonuncudan başlayayım. Tarihi 16 Aralık 2023, HÜDAPAR salon. Kongreye çağırıyor. 1 Eylül 2023, HÜDAPAR kongre diyor ya, HÜDAPAR‘ın Yıldırım ilçe kongresiymiş, aha faturası burada. 8 Ekim 2023 diyor ya, Yasin Börü anmasıymış HÜDAPAR’ın, aha da faturası burada. 16 Aralık 2023, kendi davet ettiği Bursa il kongresiymiş, oraya ödenen faturası burada. Şimdi HÜDAPAR’ın Genel Başkanı, ya söz verdiği gibi partisinden istifa edecek. Ya da şunu söyleyecek kamuoyuna. ‘Ben kongremde yemek parasını kendim ödedim, o faturayla bizim kongrenin yemek parası gibi gösterip parayı AK Partili Bursa Büyükşehir Belediyesi yemiş. İlçe kongremin parasını ben ödedim, işte faturası burada diyecek’ ve bu konuda Cumhuriyet Başsavcısı‘na şikayette bulunacak.
Şimdi HÜDAPAR’ın Genel Başkanı‘ndan kamuoyunun önünde, bugün akşam olmadan o kongrelerin, tarih tarih de eşleşen, fatura numaraları da yazan bu kongrelerin paraları Bursa Büyükşehir‘den size mi ödendi? Ödendiyse istifa et. Sizin adınıza bu paralar ödenmedi, kendin ödediysen faturasıyla ispat et ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulun. Size ödüyoruz diye o paraları kayıtlara geçirmişler.”
"İKTİDAR KENDİNİ GÜÇSÜZ HİSSEDERSE SALDIRGANLAŞIR"
“Bir iktidar ne zaman sertleşir? İktidar kendini güçsüz hissederse sertleşir. Siz hiç dünyada güçlü ülkelerin seçimler yaklaşırken cumhurbaşkanı adaylarını ya da başbakan adaylarını ortadan kaldırmak için onlara dava açtıklarını, 35 yıl öncesinin diplomalarına saldırdıklarını, kumpaslardan medet umduklarını, altı ay itiraz süresi olan kongrelere neredeyse yenisi yapılacakken saldırarak siyasi rakiplerini anketlerde kendilerinden dört puan, beş puan öne geçmiş Türkiye’nin birinci partisini karıştırmaya çalıştıkları gibi, yaptıklarını hiç gördünüz mü? İktidar kendini güçsüz hissederse saldırganlaşır, kendinden emin iktidarlar böyle şeylere tenezzül etmezler.
Ama devleti idare eden bu iktidar, yoksuluna bakamıyor, işsizine iş bulamıyor, enflasyonu düşüremiyor. Kadınını, çocuğunu koruyamıyor. Yeni doğmuş bebekleri para için katlediliyor, seyrediyor, sorumluları cezalandıramıyor. Uyuşturucu çeteleri, mafyalar sokaklarda kol geziyor. Bu beceriksiz iktidar eliyle, devlet kurulduğu günden beri en büyük acziyetini yaşıyor. Bunlar buna karşı bana saldırıyorlar, sana saldırıyorlar, partiye saldırıyorlar.
"BİRLİĞİMİZİ, BERABERLİĞİMİZİ BOZMADIK"
Ekrem Başkan’a. Kendisini geçmişte dört kez yenmiş, yapılacak ilk seçimde aday olursa beşinci kez yeneceğinden emin oldukları cumhurbaşkanı aday adayımıza saldırıyorlar. Biz bugüne kadar bunlara teslim olmadık. Birliğimizi, beraberliğimizi bozmadık. Dışarıdan gelen saldırılara direndik, içeride yapılan yanlışlara, ‘Kan kustuk, kızılcık şerbeti içtik’ dedik. Buradan partimin eski-yeni bütün yöneticilerini, eski-yeni bütün milletvekillerine, eski-yeni tüm üyelerini kucaklarken Cumhuriyet Halk Partisi'nde normal yollardan, legal yollardan partiyi ele alamayacak bir meczup odağın, adliye koridorlarında birtakım meczuplarla, yalancılarla, birtakım sahtekarlarla, birtakım tuhaf uygulamalarla, iftiralarla aradıkları iktidarı, onlara bu partinin asla ve asla teslim etmeyeceğini bilsinler. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’de iktidarı sandıkta arar, kendi içindeki iktidar da mahallelerden başlayan sandıklarla, böyle saatin vidasından gelerek, mahalleden, ilçeden, ilden ta kurultaya kadar gelinir. Öyle kayyum eliyle, bilmem neyle Atatürk’ün kurduğu partiye gelip oturacaksın, bu parti senin o koltukta oturmayı bırak tükürükle boğar, tükürükle boğar.
"CHP'DEN MAKBUL MUHALEFET ÇIKARAMAYACAKSINIZ"
Birtakım meczupların repütasyonlarıyla, ilişkileriyle CHP’ye soruşturma açanların niyeti şudur. Aynı MHP’nin başına geldiği gibi. MHP’de kongre ile yönetim değişecekken, birileri yönetimi alacakları saf dışı bırakmak için, MHP’nin kongresini iptal ettirmek için, AK Parti‘ye gittiler ya. Burada Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetimi, varıp da AK Parti’den parti için rekabet için merhamet dilenmeyeceğine göre. Diyorlar ki ‘Bu kayyum eliyle oraya birilerini koyarsak, bugün nasıl o gün bize ip atan MHP, bugün en büyük destekçimiz olmuştur. Bu yeni yönetim eliyle Türkiye’nin ana muhalefetini bize muhalefet etmeyecek, bize seçim kaybettirmeyecek, kendisi seçim kazanmayacak, bizi iktidarda tutacak bir aparata dönüşebilir.’
Aha buradan söylüyorum. Recep Tayyip Erdoğan’a da söylüyorum, bütün planları kurgulayanlara da söylüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi’nde bu kirli planlara alet olacak ne yönetici vardır, ne bir üye vardır. Olanlara, alet olanların topunun cezasını Gazi’nin partisi kendisi kesecektir. Meczuba teslim olmayız. Bu parti, iktidara aparat olacaklara teslim edilecek partilerden değildir. Nokta. Bu partiden makbul muhalefet MHP çıkmadı, çıkmayacak, çıkaramayacaksınız. Nokta. Bu parti 1 milyon 750 bin üyesiyle ayaktadır. 23 Mart’ta Cumhurbaşkanı adayını belirleyecek, erken seçim sandığını getirecek. Hepinizi gönderecek. Demokrasiyi getirecektir. Gazi’nin partisi ayaktadır. Gazi’nin partisi iktidara yürümektedir. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. İyi ki varsınız. İyi ki Cumhuriyet Halk Partiliyiz. İyi ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleriyiz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kaynak: AA