Özgür Özel'den liste eleştirilerine yanıt: 'Bu canavar, artık oyları yutup da...'
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Ankara 3’te bir CHP, iki CHP, üçe bakınca orası Saadet’in listesi… Benim listemde bu niye var? Bu canavar, artık oyları yutup da Meclis’te çoğunluğu elde etmesin diye" açıklamasında bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Ankara Etimesgut’ta Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışına katıldı.
Açılışa, Ankara 3. bölge milletvekili adayları da katıldı. Özel, DEVA Partisi kontenjanından CHP'den aday gösterilen eski bakan Sadullah Ergin'e ilişkin konuştu.
"Ankara 3’te bir CHP, iki CHP, üçe bakınca orası Saadet’in listesi… Benim listemde bu niye var? Bu canavar, artık oyları yutup da Meclis’te çoğunluğu elde etmesin diye" dedi.
Özel, "Biz artık oyları birleştirdik, onlar dört parçaya bölündüler. Bu sayede, 30 milletvekilliği verdik, ama bu sistem 45 milletvekili getiriyor… Bu bir seçim iş birliğidir, saraya karşı demokrasi birlikteliğidir. Listedeki beğenmediğin ismi başka partiye mal edip de bozgunculuk çıkarmak, sarayın taktiğidir. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Listemizle birlikte Türkiye’nin geleceğine sahip çıkacağız" ifadelerini kullandı.
Özel'in açıklamaları şöyle:
“İlk gün… Demek ki hatıralarda böyle kalacakmış. Yağmur altında size hitap ediyoruz. Bugün 3. Bölgenin üç değerli adayı burada. Umut Akdoğan; 15 yıldır birlikte siyaset yaptığımız, Gençlik Kolları’ndan beri tanıdığım… Bugün annesinin, eşinin, ailesinin heyecanına rahmetli babasına hatırasına ortak olduğum, canım kardeşim Umut Akdoğan’ı tebrik ediyorum. Kadın Kolları Genel Sekreterimiz, Etimesgut’un değerli evladı… Kadın Kolları’na değer katan Mehtap Başkan, hayırlı olsun. Cem Yılmaz, son sırada. Ama ilk sıradaymışım gibi çalışmaya geldim, dedi. Tebrik ediyoruz. Etimesgut’un eski Gençlik Kolları Başkanı. Benim gönüllü avukatım. Hulusi Akar’ın avukatlarını yenen, Özgür Özel’e kazandıran Hüseyin Cem Güner, 1. bölge 11. sıra adayımız.
“HALA AYNI YALANLARA DEVAM EDİYORLAR”
Her yerde konuşuyorlar. İki konuşma dinliyorsunuz. Birisi; Millet İttifakı’nın umut veren, baharı vaat eden iftar yemeklerindeki konuşmalar. Bir de bize çeşitli hakaretler eden Cumhur İttifakı’nın, Recep Tayyip Erdoğan’ın iftar diye toplayıp, iftira konuşmalarına yöneldiği konuşmaları dinliyorsunuz. Biz, ‘Bahar gelecek’ diyoruz. Karınlar doyacak, yoksulluk bitecek diyoruz. Çiftçinin de esnafın da yüzü gülecek diyoruz. Biz ailesi sigortası olacak, her aile en az asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olacak diyoruz. Gençler iş bulacak, yurt dışına hayal kurmayacak diyoruz. Onlar terör örgütlerinin adını sayıyorlar. PKK diyorlar, FETÖ diyorlar; hala aynı yalanlara devam ediyorlar.
“YALANLARINA, İFTİRALARINA TESLİM OLMAYIZ”
Buradan Recep Tayyip Erdoğan’a diyoruz ki; yalanlarına, iftiralarına teslim olmayız. Ne vatanı, ne bayrağı tartışır, tartıştırırız. Ama ne dersen de, umut korkuya galip gelecek. Yaz kışa, bahar kışa galip gelecek. Bu ülkenin güzel insanları korkuyu yenecek. İftiralarına inanmayacak. Geçen seçim Mansur Yavaş kazanırken, ‘Gelirse, su faturalarını teröristler dağıtacak.’ Bugün evinize gelen su faturasını, hangi siyasi görüşten olursa olsun, pırıl pırıl gencecik insanlar getiriyor. Demek ki, nasıl geçen sefer yalan atıyorlarsa, şimdi de yalan söylüyorlar. CHP iktidarında bolluk, özgürlük, gençler için pırıl pırıl bir gelecek olacak; ama bunlar gibi yalan, iftira ve tehdit asla olmayacak.
“BİR AİLE YOKSULSA, O AİLEYE BİR ALTIN VERİYORUZ”
Broşürleri basılıyor. Reklamları çekiliyor. Etimesgut’tan ilk kez kayda geçirelim: Bütün örgütümüze emanettir. Aile Destekleri Sigortası dedik. Ama dediniz ki, ‘Çok iyi, basit anlatmak istiyoruz.’ Bugünden itibaren, şöyle anlatıyorsunuz: Bir aile yoksulsa, bir ailenin geliri asgari ücretin altındaysa, ya da hiç yoksa; o aileye bundan sonra bir altın veriyoruz. Ailenin geliri hiç yoksa bir tam altın, 8000 lira. Her ay kadına verilecek, Altın Kart’a, bir tam altın tutarı yatacak. İstiyorsa, altın hesabından gidip altınını alacak. Hani AK Parti, seçimin son gecesi, yoksul mahallelere gidip, altın verip de bir kere, bir oy alıyor ya… Biz onu yapmayız. Biz yoksul mahalleler oyunu verirse, seçimden bir gece önce değil, seçimden sonra her ay o yoksul ailelere, bir altın dağıtacağız. Söz veriyoruz. Bay Kemal’in düğününe gidemediği gençlere söyleyin: Düğüne gelememiştik, altınınız bizde. Yoksulluğu aile sigortası ile yeneceğiz. Sizi yoksulluğa asla ezdirmeyeceğiz, diye söyleyin. Sana söz deyin. Bay Kemal sözünden dönmez. İktidarımızda her gün okulda, tüm öğrencilere sıcak yemek. Ücretsiz su. Ücretsiz süt verilecek. Bundan sonra her mahallede kreş… Altı yaşına kadar çocukları olanlar için annelere ücretsiz ulaşım kartı verilecek. Hepinizden beklentimiz şu: Artık hepinizin kapı kapı doğru adrese gidip, doğru kişiye, doğru vaatlerimizi anlatıp, hem Kemal Bey’e, hem de adayımıza, milletvekillerimize oy istemenizdir.
“KAFAMIZI KARIŞTIRMAK İSTEYENLER VAR”
Bizim kafamızı karıştırmak isteyenler var. Şuna dikkat edin: ‘Listede başka partiden biri var. Bu nasıl olur?’ Ucube bir yönetim sistemi kurdular. Buna karşı Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ile çıktığı yolda; Türkiye’de altı partiyi bir araya getirdi. Onlarla ittifakımız, güçlendirilmiş parlamenter sistemi kurmak üzerinedir. Ancak bu sistem bir canavar. Her şeyi yok ediyor. Emeklinin maaşını saldırıyor, yutuyor. Asgari ücretlinin maaşını saldırıyor, yutuyor. Çiftçinin mazotunu, esnafın siftahını yutuyor. Dönüyor, senin benim oyumu yutuyor. Biz dedik ki; bir taktik, bir matematiksel işbirliğine de ihtiyaç var. O zaman bize dediler ki, bu altı benzemez bir araya gelemez. Ama biz MHP ile biriz dediler. Günün sonunda altı parti 16 ilde birlikte, beş parti 81 ilde birlikte. Hep beraber ortak listeler yaptık. Bunun anlamı şu: Ankara 3’te bir CHP, iki CHP, üçe bakınca orası Saadet’in listesi… Benim listemde bu niye var? Orası onun listesi. Ama bir yerdeyiz ki, bu canavar, artık oyları yutup da Meclis’te çoğunluğu elde etmesin diye. Biz artık oyları birleştirdik, onlar dört parçaya bölündüler. Bu sayede, 30 milletvekilliği mi verdik? Hayır. 30 milletvekilliği verdik, ama bu sistem 45 milletvekili getiriyor. Bu birliktelik, o partilerin milletvekillerini çıkarırken; 15-20 fazla sana çıkarıyor. Bu partimiz için önemli değil. 300-300 berabere olmak mı istersin, 300-345 Meclis’te çoğunluk mu istersin? İşte bu, Meclis çoğunluğunun ittifakıdır, arkasında duruyoruz.
“BU OYUNA GELMEYECEĞİZ”
Bugün, sandık başına giden CHP’li için, liste CHP listesidir. DEVA Partili için liste DEVA Partisi listesidir. Gelecekli için Gelecek. Saadetli için Saadet, Demokrat için Demokrat Parti listesidir. Bu bir seçim iş birliğidir, saraya karşı demokrasi birlikteliğidir. Listedeki isimi, beğenmediğin ismi başka partiye mal edip de bozgunculuk çıkarmak, sarayın taktiğidir. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Listemizle birlikte Türkiye’nin geleceğine sahip çıkacağız.
“ÇATLAYIN, KÜRTLER DE OY VERİYOR”
Onlar kavga ediyorlar. Birbirlerine düştüler. Çünkü listelerinde Hüda Par var. Diyor ki, ‘Ne mutlu Türküm diyene’yi sökeceğim. Türk milleti demeyelim diyor. Özerklik gelsin, bölünsün diyor. Resmi dil Türkçe olmasın diyor. MHP ile Büyük Birlik de bunlarla kolkola giriyor. Kendisine bakmaz, bize diyor ki, ‘Sen filanca ile birliktesin.’ Bizim listemizde söylediğimiz partiler dışında kimse yok. Ama Cumhurbaşkanı adayımıza, bütün Türkiye oy veriyor. Alevi’si de veriyor, Sünni’si de veriyor. Türk’ü de veriyor, Pomak’ı da veriyor, Laz’ı da Çerkes’i de… Çatlayın Kürtler de oy veriyor.
“NEDEN KARNINIZ AĞRIYOR?”
Ey Tayyip Erdoğan. Bugüne kadar, ‘Kürtlerin oyunu en çok alan parti benim’ derken; ‘HDP’nin bölgedeki tek rakibi benim’ derken; bunlar sana helal de Kürtler namuslu, demokrat ve kendileri için de Türkiye’yi güzel bir memleket yapacak Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verince, neden karnınız ağrıyor. Unutmayın, bu memlekette AK Parti’ye helal olan hiçbir şey bize haram değildir. Ne Kürt’ün umudunu kıracağız ne Türk’ün. Ne Alevi’nin hakkını yiyeceğiz ne Sünni’nin. Kimsenin yaşam biçimine karışmayacağız. Ama bu memleketi daha yaşanabilir bir memleket haline getireceğiz…
“BAŞTAN SONA LİSTENİZE SAHİP ÇIKINCA, BENİM ELİMİ KOLAYLAŞTIRACAKSINIZ”
Baştan sona listenize, üç bölgede listelerinize sahip çıkınca; benim elimi kolaylaştıracaksınız. Ben Meclis’teyim. Meclis’te güçlü bir muhalefet, söz söylemesi bir muhalefet olacak. Ama sayısı bize yakın, bizden fazla bir muhalefet olursa, bunlar bu memlekete kan kustururlar. Onun için bu birlikteliği yaptık. 45 oradan gitti buraya geldi. Sizin emeklerinizle farkı açıyoruz, seçimi kazanıyoruz. 14 Mayıs günü, hep beraber cehennemin kapılarını kapatıyoruz. 14 Mayıs günü cennetin kapılarını aralıyoruz, bahar geliyor, yaz geliyor.
“VER OYUNU, CEHENNEMİN KAPISINI KAPAT”
Son sözüm size değil, son sözüm kafası karışık olan bir kardeşime. Bu seçim yüzde 50 artı birlik bir seçim. Kemal Bey aday olduğu günden beri yükseliyor. Herkes biliyor ki, anketlerde 50’nin hemen altındayız. Seçime kadar 50’yi yakalarız. Ne kaldı bir oy. 50, artı bir. O bir oy, bir kararsız kardeşimde. Diyor ki; ‘Tayyip Bey gitsin ama, acaba ilk turda ne yapsam?’ O bir oyu vermezsen, işi ikinci tura bırakınsan, cehennemin kapısı aralık kalır. Kalırsa, oradaki ateş hepimizi yakabilir. Onun için, ‘50 artı bir'de; 50’si bizden. Ama seçimi kazanacak, cehennemin kapısını kapatacak, bir devri kapatıp yeni devri başlatacak oy, o karasız, acaba ilk turda filancaya mı versem diyen kardeşimin cebinde. Ver oyunu, cehennemin kapısını kapat.”
UMUT AKDOĞAN: “SANDIKLARI SAPASAĞLAM TUTACAĞIZ. 15’İNDE ÇANKAYA KÖŞKÜ’NDE BULUŞACAĞIZ”
Ankara 3. bölge milletvekili adayı Umut Akdoğan ise “Hepimiz, bu yola birlikte çıktık. Şu anda yağmur altında birlikte ıslanıyoruz. Ben, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. 14 Mayıs günü sandıkları sapasağlam tutacağız. 15’inde Çankaya Köşkü’nde buluşacağız” dedi.