Şevket Apuhan, İYİ Parti'nin "Üçüncü Yol" vizyonunu açıkladı
İYİ Parti Genel Başkan Danışmanı Şevket Apuhan, partinin yeni siyasi modelini ve Türk siyasetine etkilerini değerlendirdi.
İYİ Parti Genel Başkan Danışmanı Şevket Apuhan, Cumhuriyetimizin ikinci yüz yılına girdiğimiz bu dönemde, Türkiye'nin siyasi geleceğini şekillendirecek bir gelişmeyi kamuoyu ile paylaştı. Apuhan'a göre, İYİ Parti'nin bağımsız ve özgür bir şekilde seçimlere katılma kararı ve seçmenleri '3. Yol'a davet etmesi, Türk siyasetinin yeniden yapılandırılması için atılmış stratejik bir adım.
Apuhan, Türkiye'nin uzun süredir iki partili sistemin dar çerçevesinde sıkıştırılmaya çalışıldığını belirtti. İYİ Parti'nin bu sisteme karşı koyarak, ülkenin karşılaşacağı potansiyel sorunları göz önünde bulundurarak yeni bir siyasi rotayı işaret ettiğini vurguladı.
Eğer İYİ Parti'nin bu stratejik çıkışı olmasaydı, Apuhan'a göre, yakın gelecekteki yerel seçimlerde ve sonrasında farklı fikir ve görüşlerin aynı kalıpta eritilmesi kaçınılmaz olacaktı. Bu durum, HDP (DEM) ve HÜDA-PAR'ın sisteme daha fazla entegre olmalarını ve demokrasi anlayışının sıradanlaşmasını sağlayacaktı.
Şevket Apuhan, İYİ Parti'nin '3. Yol' önerisinin, iki kutuplu siyaset arasında sıkışan Türk Demokrasisine yeni bir soluk getirdiğini ve siyasi spektrumun farklı yönlerine taze bir bakış açısı kazandırdığını ifade etti.
Bazı kesimlerin İYİ Parti'nin bu hamlesini AKP'ye yararlı bir adım olarak gördüğünü belirten Apuhan, aslında bu durumun AKP'nin aleyhine olduğunu savunarak, İYİ Parti'nin bu tercihi, "HDP ile işbirliği yapılıyor" şeklindeki bahaneleriyle yolsuzluk ve beceriksizlikleri örtbas etmeye alışkın bir iktidarın alışkanlıklarını bozmuş ve muhalefeti daha etkili bir hale getirdiğini ifade etti. İYİ Parti, bu yeni yaklaşımın Anadolu'da gerçek bir karşılık bulacağını ve geniş seçmen kitlesinin ihtiyaçlarına hitap eden milliyetçi, demokratik ve kalkınmacı bir program olarak yerel seçimlerde kendini göstereceğini öngörüyor.
31 Mart seçimleri öncesinde ortaya çıkan bu '3. Yol' vizyonunun, 2028 yılına kadar gelişerek Türkiye'nin siyasi yapısına yeni bir yön vereceği ve "Türkiye Yüzyılı" karşısında Türk Çağı'na hizmet edeceği belirten Apuhan, bu fikirsel temellerin ilerleyen yazılarda daha detaylı bir şekilde inceleneceğinin altını çizdi.